uefa'nın belli normları gözeterek oluşturduğu finansal kriterlere, galatasaray kulübünün uyup uymadığını denetleyeceği/değerlendireceği toplantıdır.
peki biz napıyoruz? kendimize ceza beğeniyoruz. bizim insanımızın kuralların neden var olduğunu anlamamaya çalışmak gibi bir huyu var. bakın bir örnek vereyim.
meşhur avrupa birliğine bizi almamaları hadisesi...
birçokları müslüman ülkeyi alırlar mı diye hayıflanıyor, kimileri avrupa bize zorluk çıkarıyor diyor. yahu avrupa evrensel değerleri gözeterek birçok çalışma ile ideal ve evrensel insani değerleri bir araya getirerek bir norm ortaya koyuyor. avrupa birliğinde olabilmek için evrensel değerlere sahip olmak gerekiyor. sen insanı öncelleyen bir hukuka ve evrensel değerlere sahip ol da, zaten avrupa birliğine ihtiyacın olmaz.
peki sen napıyorsun? bize kriter koyuyorlar olarak algılıyorsun. hayır. evrensel değer belirlemiş adamlar, sen o değerlere uymuyorsan, olmuyor. sen avrupa birliğine ekonomik, vize sorununu çözmek gibi nedenlerle girmek istiyorsun. lakin insan hakları ve diğer birçok hususta belirlenen normların çok altındasın. bizi alsınlar diye kriterlere uydurmaya çalışıyorsun kendini. bu iş böyle olmaz ki...
gelelim uefa ffp kriterlerine. benzer mantıkla insanlar oturmuşlar ve ideal kulüp yönetimi nasıl olmalıdır, belirlemişler. eğer bu kriterlere uyarsan her şeyden önce doğru yönetilen bir kulüp olursun. peki biz napıyoruz?
ceza almamak için kriterlere uymaya çalışıyoruz. veya uydurmaya çalışıyoruz. tıpkı avrupa birliğine girmeye çalıştığımız gibi. yahu sen doğru yönetilen bir kulüp olursan zaten ceza almazsın. işte bakın örnekleri...
kendimize ceza beğeniyoruz. hatta şu cezayı alırsak mükemmel olur gibi absürt yorumlar yapıyoruz. derdimiz ne? günü kurtarmak. kulübün politikası ne? o da günü kurtarmak. sonra güzel yönetilmiyoruz diye eleştiriyoruz. bizim zihniyetimiz de farklı değil halbuki.
not: bazı kulüpler de uymuyor, onlara ceza verilmiyor kısmı işin politik boyutudur, burada anlatılan kriterler ve ceza ilişkisidir.