galatasaray tarihinde uzun vadeli etkileri yadsınamaz tokatlardan biri.
bu maçla ne mi oldu: format gereği gruptan sadece liderlerin çıktığı şampiyonlar ligi 1998-1999 sezonunda bu son maçtaki kahreden mağlubiyet sonucu juventus ile aynı puanda kalan cimbom averajla 2. sırada kaldı ve köyüne döndü.
"köyü"
anlık:
1998-1999 sezonu 15. hafta sonucu:
bjk 34 puan +17 averaj 10g 4b 1b
fb 32 puan +28 averaj 10g 2b 3m
gs 31 puan +25 averaj 9g 2b 2m
yani, 9 aralık 1998 gecesi manzara şu idi:
ligde son iki sezon şampiyonluk, avrupa'da yapılan iyi işler, iddialı kadrolara yeni ilavelere rağmen: avrupa'da son maça kadar iddia ama yine olmayış-eleniş, ligde de son iki sezona göre toparlanma emaresi gösteren rakiplerle başabaş bir zirve mücadelesi...
şimdi gelelim bu entry'nin yazılış sebebine:
sonuca herkes kendi meşrebince tepki verdi, üzüldük kahrolduk... ama devam ettik. bu yenilen tokat, o günlerin olağan şüphelisi genç fatih hocayı [
https://encrypted-tbn0.gstatic.com/...vGHowSg&usqp=CAU yemek] için (ki o ft 2 şampiyonluğa rağmen kendini kanıtlamamıştı, ayağı çok rahat kaydırılırdı) değil yola devam ederken tecrübe hanesine yazılan bir basamak olarak kullanıldı! zira son 2 sezondur kurulan ve inşası süren yapı, kazanılan edinimler boşa gitmesin. hoca da genç takım da, artılar da eksiler de bu işin içinde var yeter ki gelişmeye devam edilsin...
burada not: sanmayın ki bu bir
okan aklama entry'si! sadece düşünmenizi istiyorum:
sanmayın ki şu
:13 şubat 2025 az alkmaar galatasaray maçı gibi durumlarla ilk kez karşılaşan gs taraftarı biziz! sanmayın ki gs'de bu kadar imkana rağmen yapamayan ilk hoca okan! sanmayın ki her şey bitti, mahfolduk... açın bakın: bu kulüp tarihi ne hezimetlerle, ne fahiş hatalarla, ne "sonlar ile" dolu! hani, kendinizi
alim taraftar sanmayın, rollenmeyin en cefakar gaassarayli biziz diye...
sadece şu soruyu sorun kendinize, tüm bu bilgiler ışığında: ft'ye o gün yol verilse, 3 ve 4. şampiyonluk da ya da her şeyden öte
uefa kupası gelir miydi birkaç sezon içinde:
- gelirdi tabi ya, taş gibi takı...
+ afedersiniz
bok gelirdi!!!!! tabi 2025 yılında konuşmak kolay! bizler 2000'de avrupa kupası kazanılmış evrende yaşıyoruz; şayet o kırılma yaşansa başka bir gerçeklik olacaktı ve... eee? kesin olarak biliyor muyuz? bakınız 25 yıl geçti, ne kadrolar ne şanslar geldi geçti, yaklaşılabildi mi? avrupada ilerlemek için iyi takım kadar iyi kura şansı ve iyi oyun şansı da lazım anlamıyor musunuz! işte 2000'de bu yaşandı...
(bakınız o kadar bilgi yazdık, biraz aklınızı kullanın ve 1998 aralık 10'unda olduğunuzu hayal edin!
n'olacak bu cimbom'a? söyle:
- 3. şampiyonluk gelir mi?
- sonraki sezon avrupa'da ne yapılır?
yapamadınız mi empatiyi? madem öyle, şuan 14 şubat 2025'tesiniz, söyleyin n'olacak cimbom'un hali? bu sezon şampiyonluk gelir mi?)
anladınız mı belirsizliği... anladınız.
neyse, uzun lafın kısası
hele otur bi soluklan yiğenim: bugün üzgünüz, sinirliyiz, kızgınız ama yıkmak en kolayı. zor olansa korumak, korurken iyileştirmek, yenilemek, geliştirmek, yüceltmek... aklınızı kullanın, büyük düşünün. şu da var: olmayacak gibi olursa zaten yol ayrımı yaşanır, yeter ki hesapsız anlık fevri kararlar alınmasın.