• 501
    öncelikle böyle berbat bir zeminde şampiyonlar ligi yorgunluğuna rağmen kazandığımız için çok mutluyum. nuri şahin ve ekibi de eminim ki rahatsızdır çünkü zeminin azizliğine birkaç defa uğradılar. iyi bir kadroları var fakat kendi kuyularına düşmek zorunda kalıyorlar. milyon dolarlar harcanan bir lig ve stadlar için büyük ayıp. oyuna gelecek olursak tonguy toparlanırsa faydalı olacaktır fakat fizik olarak belli ki geride. oyun olarak kerem aktürkoğlu'nun on numara pozisyonunda oynadığı senaryodan vazgeçmemiz lazım. kazımcan yetersiz, tete ve barış alper de büyük hayal kırıklıkları yarattı. torreira'dan da allah razı olsun çok hırpalandı aslanım benim. milli aradan sonra çok daha iyi olacaktır takım.
  • 506
    önemli olan 3 puandı aldık ve geçtik. ilk yarı sıkıcı olsa da ikinci yarı keyifliydi. değişiklikler sonuca direk etki etti diyebiliriz. takımda ciddi bir yorgunluk belirtisi var. assombalonga oyuna girdikten sonra etkili oldu bu sebeple. boş kaleye kaçırdığını atsa bugün üzücü konuçla ayrılabilirdik.

    boey-davinson-abdülkerim güven vermeye devam etti.
    özellikle davinson’un oynamasıyla hava toplarında ettiki hale geldik.
    torreira çok koştu, çok çalıştı. maç sonu yorgunluktan yıkıldı.
    muslera temiz bir oyun oynadı.
    kazımcan sakatlığın da verdiği etkiyle olsa gerek etkili olamadı. çok çok daha iyi maçlar çıkardı.
    ndombele orta sahaya güç kattı 12 mücadelenin 9unu kazandı, pasları iyiydi.
    barış alper çok kötü bir maç çıkardı, sonradan oyuna girdiğinde çok daha etkili olduğu görüldü. barış kendisine ayılan çoğu topu kaybetti, sağ kanada gelen her top duvara çarpmış gibi geri döndü. açık oynayan takımlara karşı çok daha iyi oynuyor, otobüs çeken takımlara karşı göze batıyor.
    kerem yine etkisizdi, tabelaya etki etmediğinde çok göze batıyor, yorgunluk da var. haksız yere sarı kart gördü.
    zaha ilk yarının en iyisiydi, teknik ve zeka olarak şu an takımın en iyisi.
    mertens maça girip kilidi çözdü, zekasıyla oynayan oyuncular bu ligde iş görüyor.
    icardi kerem’in pasında çok basit bir gol kaçırdı, mertens’in pasında ise çok zor bir gol attı.
    tete oyuna girince hatalı tercihlerde bulunsa da ilerde top tutmamızı sağladı
    kaan yine paslarıyla güven verdi, bir kaç kritik top çaldı
    nelsson’a çok iş düşmese de 1-2 pozisyonda konsantre idi.
    son olarak halil hakkında yazacak pek bir şey yok.

    karşı tarafta bulunan yan hakem pozisyonları hiç süzemedi, iki takım adına da yanlış bayraklar kaldırdı.
    zorbay küçük ve arda kardeşler üzerine düşeni yapmadı. muslera’ya yapılan hareket kırmızı kart olabilirdi, en azından sarı olmalıydı, bu pozisyonda itirazdan muslera sarı kart gördü.
    torreira’nın ilk faulüne sarı kart çıktı, kerem faul yapmamışken (bünyamin balcı’nın iyi tiyatro oynaması nedeniyle) sarı kart gördü. ikisi de hayalıydı.
    icardi’ye her hafta yapılıp alışkanlık haline getirilen bir harekette penaltı çalınmadı. topla alakasız şekilde koşu atan icardi’ye her maç bodoslama dalıyorlar.
    bizim taraftan da tete’nin erdoğan yeşilyurt’a yaptığı hareket sarı kart olabilirdi.
  • 507
    yürüye yürüye kazandığımız maç. bizim takımın sevdiğim tarafı kendisini kasmadan net pozisyonlar bulabiliyor ama sevmedigim tarafi çok gol kaçırıyoruz. ilk yarıdan koparacagimiz bilmem kaçıncı maç ama yine ikinci yarı kopardik skoru ki iki farkı 80'den sonra yakaladık. neyse manu deplasmanı sonrası bu maçı kazanmak çok önemliydi ve kazandık.
  • 508
    yıpratıcı bir şampiyonlar ligi deplasmanından sonraki maçta iyi oyun, uçup kaçma beklemiyordum. birkaç rotasyonla beraber rölanti bit galibiyet bana yeterdi, hatta maçtan önce kendimi puan kaybına da hazırlamıştım. ama takım genel anlamda pozisyon vermeden maçı aldı. beklediğimin de ötesi bu. şimdi ara zamanı. biraz dinlenip toparlama, oyunu daha da güçlü hale getirme zamanı.
  • 509
    manchester zaferi sonrası motive olmak çok zordu bu maça. oynayana zul gelmiştir su maça çıkmak. dolayısıyla rakipten bağımsız inanılmaz kritik bir 3 puan aldık. oyun istenilen seviyede olmasa da rakibe bir pozisyon haricinde pozisyon da vermeyerek maçı aldık. bu noktada bana yetiyor bu durum. milli ara sonrası beşiktaş ve bayern maçlarına odaklanabiliriz şimdi.
  • 513
    çok aşırı tempo yapmamayı gücü ekonomik kullanmak veya sakatlıktan kaçınmak gibi düşüncelerden dolayı tercih etmediğimizi düşündüren maçtır.
    yani kıpırdansak, tempo yapsak ve oyuna müdahale edilse gol buluruz dediğimiz anlarda golü bulduk.
    bazı oyuncularımızın motivasyon eksikliği var. tete’nin pozisyon almada bazı eksiklikleri vardı.
    ziyech efektif olarak dönsün diye ümit etmek istiyoruz.
    okan hoca oyuna dokunuşlarında zamanlamayı iyi yapmaya başladı.
    hakem ve var’ın musleranın bileğine gelen darbeyi es geçmesi ölümcül bir hataydı.
    tempo bu maç için eleştirilebilir ama antalya deplasmanları her zaman sıkıntılı olduğundan puanla dönmek çok iyi bir sonuçtur.
    milli aranın motivasyon eksikliği yaşayanlara, sakatlığı olanlara şifa olmasını ümit ederek moralle gitmek önemliydi.
    tebrikler takım.
  • 516
    eski bir iş arkadaşım ve onun yeni iş arkadaşları olan cimbom old boys mentalite iki arkadaşla birlikte bir mekanda takip ettiğimiz maç. ne sözlüğe ne twitter'a adam akıllı bakarak, sadece yan masadaki gençlerin goygoyu ve masadaki ekibin eşsiz yorumlarıyla; mesafe ve açı sebebiyle ekrana da tam hakim olamadan geçti gitti.

    oyundan skordan bağımsız olarak en büyük gözlemim şu, biz hayatı kendimize zindan ediyoruz sadece; sözlükte ve twitter'da taraftarlık yapıp kulübün/takımın hakkını savunduğumuzu sanırken...

    "karma" bir mekanda maç izlemeyeli nereden baksan 15 sene olmuştur. bir sene boyunca özellikle sonlara doğru psikolojimi tamamen elime almışken o nöbet yerinin orada bir cumartesi akşamı dikilip etraftan gelen müzik seslerini dinlemeyeli 8 yıl olmuştu. yıllar yılı her iki cumartesinden birinde gece vardiya çıkışı kullandığım şantiye-ev yolunu bir cumartesi gecesi kullanmayalı da 2 sene geçmiştir...

    geriye dönüp bakınca, geldiğimiz günlerin beklediğimiz günler olmadığını görüp olamayacağını bir daha idrak edince; bir sözlük abimizin veciz lafının gerçekliği yine tokat gibi vurdu yüzümüze.

    garibanı siken umuttur...

    senden başka kapımız yok be galatasaray...
  • 517
    2-0 kazandığımız ve deplasmandan döndüğümüz maçtır.

    antalya, kağıt üstünde veya lig sonundaki değerlendirmelerde puan cetvelinin ilk yarısında (büyük ihtimal sonlarda da olsa) yer alacak bir takım. bu takım, kendi evinde, man utd deplasmanından çıkmış, neredeyse antreman yapamamış bir galatasaraya karşı, 1 veya 2 pozisyon bulabildi.

    herkesin ağzında bir 90 puan muhabbeti ve playoff lafı dönüyor. bu sene hakem faktörünün olmadığı bir ortamda 90 puanı geçebilecek bir takım varsa onun da galatasaray olacağını düşünüyorum. ciddi anlamda fark açılmış zira.
  • 518
    son yıllarda oynadığımız en tempolu maçın ardından geldiğimiz deplasmanda, akıllı ve kaliteli oyunu 90 dakikaya yayarak kazandığımız maç. oyunun kırılma anları bence antalya'nın verilmeyen penaltısı, muslera'ya yapılan harekette çıkmayan kırmızı kart ve antalya'nın bomboş pozisyonda dışarı vurulan kafa pozisyonları idi. bu üç kırılma anı haricinde oyunu kazanacağımızı her an rakibe hissettirdik. önde baskımızı bu maçta daha verimli kullandık.

    bir başka bir yazarın da belirttiği gibi, nuri hoca bize iyi çalışmış. hücum setlerimize göre pas yollarımızı çok iyi kapattılar. orta sahadan hücuma geçişte çok pas hatası yaptık. bu ise antalya'nın sahaya yerleşme başarısından kaynaklanıyor. ancak iyi ayaklarının olmayışı topu hızlı geri kazanmamızı sağladı. antalya 70. dakikadan sonra oyun disiplinini yitirdi.

    tertemiz bir galibiyet aldık. fenerin ensesinden ayrılmamamız bu sezon çok önemli olacak. derbi döngüsüne ilk giren takım biz olacağız, bu sürece kadar tek bir puan dahi kaybetmememiz lazım. bu sene ligde takım kaliteleri arasında uçurum var. en kötü maçtan beraberlikle ayrılmamız şart.
App Store'dan indirin Google Play'den alın