trabzonspor’un bize karşı oynadığı futbolla, beşiktaş’a karşı oynadığı futbolu karşılaştırıp da hayretler içinde kalmayacak tek bir futbolsever olamaz bu dünyada. bunların bize karşı kaç kilometre koştukları ile beşiktaş’a karşı kaç kilometre koştuklarını karşılaştırınca her şey çıkıyor ortaya.
yusuf yazıcı, sen daha genç bir futbolcusun ve gelecek vadediyorsun. galatasaray maçında dağları yırtarcasına koşarken, harika şutlar çıkarırken beşiktaş’a karşı adım atacak halin yok. hakeza aynı şey abdulkadir için de geçerli. peki şimdi ben size ne diyeyim. desem size yazık, demesem bize yazık. işte bu ülkedeki çarpıklıklar bundan kaynaklanıyor.
trabzonspor yönetimi ve de rıza çalımbay; galatasaray maçında takımınız koşu ve şut rekoru kırarken beşiktaş’a karşı neden pas yapmaktan bile aciz. bunu açıklayabilecek tek bir gerekçeniz var mı?
şenol güneş ile trabzon taraftarı arasındaki sürtüşmenin tiyatro olduğu izlenimi uyandı bende. bugünkü trabzon’un halini gördükten sonra bunun baştan bir perdeleme tiyatrosu olduğu ihtimali güçlendi.
neyse, siz istediğinizi yapın, bizlerden gizlersiniz de allah’tan nasıl gizleyeceksiniz. allah bir gün gelir hesabı sorar. o ne güzel hesap sorucudur.
ancak ben de insan olarak itiraz ediyorum ve hem trabzon yönetimine hem beşiktaş yönetimine yazıklar olsun diyorum. nedenini siz bilirsiniz.
not: sülün orman bu yıl da şampiyon olacağız derken bir bildiği varmış demek ki.
(bkz:
5 mart 2018 trabzonspor beşiktaş maçı)