78
1 – tespit: bjk, bizim sevmediğimiz türden bir takım. yani agresif, saldırgan, atletik kapasitesi ve fitness seviyesi bizden üstte, önde basan, rahatsız eden, döndürmemeye rahat pas yaptırmamaya rakibi yıldırmaya odaklı kısaca top rakipteyken bozmaya uğraşan bir takım. bu sezon oynadığımız eskişehir, mersin hatta bunların çok üstünde yer alan dortmund ve anderlecht dahil, takımlara karşı çok zorlandık. bir türlü top tutamadık, sürekli pas hataları yaptık, çıkarken top kaybedip kontra yedik, geriden bir türlü pasla çıkamadık vs…. kısacası çözüm üretemedik, cevap veremedik.
2 – teşhis: bu tarz bir oyuna cevap verme şansımız kısa vadede maalesef yok. bu oyuna orta/uzun vadede ancak 2 şekilde cevap verebilirsin: atletik kapasiteni en az rakip seviyesine kadar çıkarıp onun kadar koşup ikili mücadelelerde kora kor ezilmeden mücadele ederek ve pas kaliteni artırarak.
bu ikisini de kısa vadede yapma şansın yok. neden? bu eksikliklerin adresi: oyuncu kalitesi, oyuncu tipi/yaşı, kadro mühendisliği, takımın toplam kondisyon seviyesi, takım sevk ve idaresi, pas ve yardımlaşma ve pas opsiyonları yaratma odaklı en az 500 idman eksikliği (yani doğru metodolojiyle uygulanmış sayısız idmanlar silsilesi: zaman) vs… bunların bazıları olsa misal: pas opsiyonu yaratabilecek oyuncu grubun yoktur veya takımın kondüsyonu; yaş ortalaması, oyuncu tipi, atletik eksikliklerden ötürü yetersizdir ancak takım içinden bazı oyuncuların topla dripling yapma ve adam eksilterek presi kırma gibi ekstra bir vasfı vardır ve o şekilde üstüne baskı ile gelen rakibin presini kırıp kendine boş alan yaratabilirsin. bizde buna benzer belki chejdou, emre, bruma'yı sayabiliriz. normal şartlarda; beşiktaş’a oranla daha yaşlı, ağır, yavaş ve atletik olarak eksik oyuncu grubu ile bu maçı almamız veya bu maçtan özellikle ilk 30 dakikasından sağ çıkmamız imkansız. o zaman ne yapmamız lazım?
3 – tedavi/çözüm: tek çözüm oyuna akıl, zeka ve taktik katmak. üstümüzde aptalca saldıracağı aşikar olan beşiktaş'ı ancak ve ancak şu şartlarda akılla yenebiliriz. buna göre:
maçın taktiği (clubber lang vs rocky): maçın başında (ilk 20-25 dakika) olabildiğince oyunu kendi yarı sahanda kabul et. tempoyu düşür. tansiyonu yükseltecek hareketlerden, sertlikten, sert müdahalelerden uzak dur. yere düşeni kaldır. centilmen ol. top rakipteyken öndeki burak/umut ile göstermelik pres yap ama asla takımın yerleşimini bozacak şekilde takımı açma. kısaca boşluk bırakma, töre’yi kademeli savun. çalım yediğinde hemen kademeye gir. top sendeyken (burası çok kritik) asla ama asla topu geriden pasla kurmaya çalışma. kaleci dahil mutlaka topu olabildiğince kenarlara veya uzağa vursun. oyunu geriden pasla kurmaya çalıştığın anda kaybetme riskin %100 ve kesin kontra atak yersin. sebebini yukarıda açıkladım. kısacası bekle ve sabırlı ol. topu geriden uzun vurduğun anda ise tüm orta saha elemanlarına topun gittiği bölgede yoğunlaşmalarını ve sekenleri toplamaları talimatını ver. bu senin rakip kaleye gitme taktiğin. ama merak etme maç ilerledikçe rakip sahaya istediğin gibi pasla inebilecek ve orada varyasyon yapabileceksin. bırak terlesin boş yere yorulsunlar. gaza gelsinler. clubber lang / rocky maçı gibi. özetle, bu maçı bir şl maçı deplasmanı oynarmış gibi kabul et ve öyle oyna.
formasyon: sahanın zemininin kötü oluşu ve ağırlığı, hava şartları da göz önünde bulundurulduğunda; bu maçı pasla değil mücadele ederek ve savaşarak kazanabilirsin. onun için orta saha da 1 kişi fazla olmak gerekiyor. 4-5-1 sistemi ile oynamalıyız bu maçı. ortada 3 oyuncu olmalı. bjk’de atiba olmayacak. onun yerine oğuzhan-veli ile oynarlarsa; biz melo-emre-selçuk ile oradaki savaşı kazanabiliriz. bu da bize maçı getirir. ama yok 4-4-2 ile çıkarsak ve emre sağda başlarsa; melo hep geriye yani derine kaçtığı için orta sahada selçuk tek başına kalır ve kaybederiz. kompak ve biribirimize yakın oynarsak rakibin baskısını kırarız. üstelik emre çolak’ın ortada oynadığında topu daha iyi kullandığı, 1 çalımla rakibin presini kırıp takıma alan açtığı da aşikar. emre-selçuk ikilisinin arkalarında melo hem sosa’yı kontrol edecek hem de emniyet supabı olarak o boşluğu dolduracak. ayrıca bu şekilde kanatlarda oynayacak olan oyuncular da daha rahat ileri – geri gidebilecek.
kadro/oyuncu seçimi: defansta bence semih’in yerine kesinlikle hakan balta oynamalı. semih çok ama çok kötü. çok formsuz!!! hava topu alamıyor, ikili mücadelelerde zayıf, adamını hep unutuyor, kaçırıyor, yerini kaybediyor. çok net konsantrasyon eksikliği yaşıyor. hakan ise çok formda. oyunu her zaman aklıyla oynar, çok temiz bir sol ayağı var ve sol stoper için gayet iyi. chejdou-hakan tandemi olmalı. bekler aynı şekilde sabri ve alex. defansın önünde melo, onların önünde sol iç emre sağ iç selçuk. öndeki 3’lü bence sürekli değişken ve hareketli snayder – burak – umut. devamlı koşacak, basacak. olcan, bruma, hamit, pandev maçın gidişatına göre oyuna girebilir.
bu şekilde bir oyunla maçın ilerleyen dakikalarında maç bize gelecektir. yeter ki maçın başında gol yemeyelim. beşiktaş'ı haftalardır izliyorum. maçların ikinci yarılarını çok zorlanarak kazanıyorlar. biliç maçın başında saldırtmasa bile takım saldıracak ve biz istediğimizi alacağız. yeter ki sakin, sabırlı ve akıllı oynayalım.