• 210
    antep'in tamamen 0-0'a oynaması ve kötü hücum performansı sayesinde kazandığımız maç. hedef maçlar hariç bu takımın santraforu mohamed bunu bir kez daha gördük. bu maçtan çıkarılacak ders budur. halil'i kanat rotasyonunda değerlendirmemiz gerekiyor. forvette sadece topa sahip olmayacağımız derbiler ve avrupa ligi maçlarında oynayabilir.

    maçın en iyisi kesinlikle marcao. cezasından sonra rakibin tahriklerine de kapılmadan çok olgun oynuyor. berkan ve kerem de çok iyiydi. morutan'ın her zaman rakibi tehdit eden bir yapısı var ve kerem ile birlikte bu sezon ana hücum silahımız. antep takımında ise dicko'nun hem tercihleri hem şutlarının çok kötü olması işimize yaradı.
  • 212
    gerektiği gibi 3 puanı cebimize koyup yukarıdan puan olarak kopmadigimiz bir maç oldu. maçın yıldızı marcao oldu. sene başından beri morutan özellikle lig maçlarının hepsinde sahada kalmalı diyorum çünkü takımda özel yetenek bir tek bu adamda var. durup dururken gol veya asist yapacak tek adam kendisi. bugün de kötü oynadı çok saklandı ama kilidi açtı görevini yaptı.
  • 213
    klasik bir erol bulut takımına karşı oynayıp kazandığımız maç.

    nedir klasik erol bulut takımı? kendisin tüm planı hücuma gitmek üzere değil, rakibin gelmesini engellemek üzere oynamaktan ibaret. bu kadar. erol bulut'un bildiği futbol gerçekten ama gerçekten bu kadar. bu maç bunun en net örneği.

    ortalama pozisyonlar da bunu gösteriyor zaten.

    not: görseller ve istatistik bilgisi için kaideyi taciz eden istisna'nın twitter'da paylaştıklarını kullanacağım, kendisine bu vesile ile bir kez daha teşekkür edelim.

    https://pbs.twimg.com/...g&name=4096x4096

    gaziantep oyunun boyu 40 metre olan, burada 3'lü savunma gibi görünse de savunmaya geçtiğinde 6 çizgi halinde oyuncu + 2 pres yapan oyuncu (buradaki görsele göre 6 ve 44 numaralı oyuncuları yani tosca ve maxim, pozisyona göre değişti de bu yer yer atıyorum tosca savunma çizgisindeki 6 oyuncudan birisi olduğunda doğan ya da merkel maxim'e preste yardımcı olan oyuncu oldu ancak 6'lı durma düzeni bir kaç an dışında hiç değişmedi) şeklinde durdu.

    aynı zamanda kaleci günay'ın ilk yarının en az 10 dakikasını tek başına yemesini de atlamamak gerek bana kalırsa. bu da şuradaki ölü süreden görünebilir. 44:34 maçtaki ölü süre. bir devre yok resmen maçta.

    https://pbs.twimg.com/...g&name=4096x4096

    ilk 45 dakika boyunca tüm planı "rakibin gelmesini engelleyelim" şeklinde bir oyun oynadı dolayısı ile antep. ha keza morutan'ın efsane golü olmasa 2. yarıya da aynı düzende başlayacaklarını, hatta gol bulamasak herhangi bir şekilde bize açık alan bırakmamak üzere ortaçağ'daki kale savunmaları gibi savunmaya kapanacaklarını tahmin etmek çok da zor olmasa gerek.

    bireysel olarak söyleyebilirim ki, ben bu oyun tipinden adeta nefret ediyorum. ciddi ciddi nefret ediyorum. rakibe göre oyun kurgulamak, savunma oyunu oynamak vs.vs. bu değil bu oyun, bu oyun "futbol oynanmasın, 90 dakika bitsin ben gideyim" oyunu. başka bir şey yani. ve bence bu yüzden erol bulut'tan asla ama asla bir büyük takım teknik direktörü olamadı, fenerbahçe gömleğini giydi ama fenerbahçe teknik direktörü de olamadı. fenerbahçe teknik direktörüyken de aslında alanya - antep vs. teknik direktörüydü. 11 hafta itibarı ile deplasmanda sadece 1 puan alabilmesi de bunun göstergesi zaten.

    gelelim bize. aslında gelesim de yok ama.

    bu maçta ilk 45 dakika oynadığımız futbol bana bir konuda hatalı olduğumu kabul ettirdi. ben her zaman tamamen genç, dinamik, koşan - basan - alan bulan oyunculardan kurulu bir ileri hat istiyordum. aslında orta sahanın ilerisi tam benim 11 yazacağım 6 oyuncudan oluşuyordu. berkan - cicaldau - morutan - barış - kerem - halil. ama bu düzende de bir eksik var. sanırım bitiricilik. halil'deki hareketlilik ve takımı oynatma mostafa'da olsa ya da mostafa'daki bitiricilik halil'de olsa sanki sihirli bir şekilde puzzle'ın eksik parçası birleşecek ve her şey yerli yerine oturacak gibi oynadığımız düzende.

    bu şu demek değil, mostafa ile başlasaydık ilk 45'te bu kadar sıkıntı yaşamazdık vs. hayır bunu demiyorum, mostafa 11 çıksaydı eğer halil yerine de bu sefer başka sorunlar baş gösterecekti. velhasılı bir şekilde olmuyor, aklımdaki 11 sahada ancak aklımdaki bu 11'in oynadığı oyunu oynayamıyor. rakiple mi alakalı tecrübe ile mi alakalı birlikte oynama alışkanlığı ile mi alakalı taktikle sistemle mi alakalı bilmiyorum ancak eksik bir şey var.

    bir de rakibi açamadıkça hem rakibe özgüven vermemizi hem de telaşa kapılmamızı anlatan bir metrik paylaşayım:

    https://pbs.twimg.com/...t=jpg&name=large

    ilk 15 dakika galatasaray %91 ile doğru pas yapmış. bu durum 31-45 arası %80'e kadar düşmüş. bu şu demek, golü bulamadığımız her saniye panik halinde yanlış kararlar verip soğukkanlılığımızdan taviz veriyoruz. elbette %91 ile pas yaparak bir maçı tamamlayamayız, kabul. ancak bu seviyede düşüş de 45 dakikada, aynı 11 ile telaşı çok net gösteriyor bana göre.

    bazen böyle bir maçı kolay kolay çözemiyorum, net bir yazı olmuyor yazdığımda farkındayım. ama bu benimle alakalı olduğu kadar rakiple de alakalı. yani olumlu 1-2 pozisyonu dışında oyun oynamamak için çabalayan bir rakibe karşı nasıl analiz yapacaksın da neyi konuşacaksın?

    neyse, bu maçı kayıpsız geçmemiz güzel. şimdi loko gelsin, sonraki karagümrük maçı sıkıntılı. belki açık alan bulabileceğiz ancak ben biraz daha 20 şubat 2021 alanyaspor galatasaray maçı gibi bir maç da bekliyorum. hani alanya'nın %71 topla oynadığı maç vardı ya, buna dönebilir iş. planı doğru kurgulamak önemli.

    hakkımızda hayırlısı be...
  • 215
    kendini rakip sanan bazı küçüklerin kaybettiği haftada totem yapma dışında " kazanamayız" diyerek negatif enerji yayanların da rahatladığı maç olmuştur umarım. envai çeşit başlıklarda bile bu maç için olumsuz olumsuz konuşanlar vs. galatasaray'ı henüz tanımamışlar.

    şampiyonluğa gittiğimiz mayıs aylarında kazandığımız maçlar gibi bir maç oldu; sıfır risk, yüksek mücadele ama kazanmanın yettiği kadar oyun. şu an ligin başında olduğumuz için bundan çok daha fazlasını istiyor ve bekliyoruz. daha coşkulu, bulduğunu atan bir ekip olmalıyız. ilk yarıda 3 olacak maç neredeyse zora girecekti.

    bu galibiyeti her fırsatta zaman geçirerek taraftarı çıldırtan tinercilerin eski kalecisine, fatih terim'in kabuslarını süslediği erol bulut'a, her ikili mücadelede kurşun yemiş gibi yerde kıvranan ve zamana oynayan gaziantep futbolcularına; kısacası erkek gibi savaşmaya gelmeyip hak yemeye çalışan rakibe ve de ilk paragrafta adı geçen arkadaşlara armağan edelim..
  • 216
    maçın bazı bölümleri hariç tatmin edici bir oyun ortaya koyarak kazandığımız mücadele. böyle diyorum çünkü hazırlık paslarını abarttığımız görüntümüzü her maç daha da azaltıyoruz ve bununla doğru orantılı olarak da hazır takım görüntümüz daha yükseliyor. orta sahadaki paslaşmalar olsun olsun, 3. bölgedeki atak organizasyonları olsun, "bu takım çalışıyor" güvenini ve hissini vermeye başlıyor takım.

    bu maça dair söylemeden geçilmemesi gereken bir nokta varsa o da marcao'nun hem savunmanın hem de takımın lideri konumunda olduğu. dicko ile girdiği her ikili mücadelede dicko'yu dünyaya geldiğine pişman etti. son zamanlardaki en dominant savunma performansını izletti bizlere.

    bir paragrafı da kerem aktürkoğlu'na ayırmak istiyorum: yine takımın hücum organizasyonlarının çoğunda vardı. sahada o kadar özgüvenli oynar hale geldi ki, ilk yarıda morutan'a çıkardığı ve morutan'ın vuramadığı pozisyonda topu aldıktan ve kaleye döndükten sonraki bekleyişi ve görüşü üst seviyeydi. heyecanlı bir kerem orada ya rakibi geçmeye çalışır kaybederdi ya da sağına çekip kaleye vururdu.
  • 217
    üretkenlikten fazlasıyla uzak olduğumuz, ilk yarının son anlarında bireysel bir yetenek golüyle öne geçtiğimiz ve yine üretkenlikten düşük bir şekilde tamamlayıp kazandığımız maç. full kapanan takıma karşı öne geçip kilidi açtık, yine net pozisyona giremeden maçı galibiyetle tamamladık. ayrıca galatasaray 1 aralık 2021 itibariyle ligdeki son galibiyetimize konu olan maç.
  • 219
    2021-22 sezonunda kazandığımız son lig maçı. şöyle geçmişe baktığımda 4-5 ay önce kazanmışız gibi geliyor. skandal ötesi bir sezon, korkunç bir başarısızlık var ve sadece fatih terim takımın başında diye ses çıkmıyor, hakemlere bağlıyoruz, tff'ye bağlıyoruz ama son maçını ekim'de kazanmış takıma, bu takımın kurulmasında payı olan ve bu takımın oyun planını yapanlara tek bir ses çıkmıyor, statta istifa sesi yükselemiyor.

    yılın bitimine kadar 2 lig maçımız var. aralık ayında galibiyet alabilecek miyiz yoksa 2021 yılını ekim ayı galibiyetiyle mi kapatacağız. skandal, yazılabilecek tek bir şey yok açıkçası. biz 3 yıl plana sadık kalalım, her şey çok güzel olacak !
  • 220
    ligdeki son galibiyetimiz. "istifa" taleplerine şaşıran ve art niyetle suçlayanlar türkiye'nin atmosferine iyi girmişler. bakın, desteklemezsiniz tabii bu talebi ama ortada dolaşması da gayet normal değil mi şu durumda? avrupa liginde ne olur, kupayı alabilir miyiz bilemiyorum. bildiğim, sezon öncesinde tahmin etmediğim bir şekilde, bu sezonu iyi anmak için son 16'dan, hatta çeyrek final'den fazlasının gerektiği. avrupa elden gidecek.
  • 221
    bu maçtan sonra 2021 yılı sonuna kadar oynadığımız resmi maçların sadece 2 tanesini kazanabildik, galatasaray'ın 2021-22 sezonu ilk yarısında kazandığı 7 maçtan bir tanesi.

    tekniği, taktiği yada herhangi bir şeyi analiz etmek o kadar anlamsız ki. bu maçtan sonra 12 resmi maç 2 galibiyet. galatasaray sözlük bir takım çıkarsa 0 galibiyet alırdık, milyon euroluk takım 2 galibiyet alıyor. bu durumun bir sorumlusu yok mudur yada bir bedeli yok mudur?

    60 gün 12 maç 2 galibiyet.
App Store'dan indirin Google Play'den alın