30 mart 2012 fenerbahçe rivas ecopolis basketbol maçı

• 1

  kadınlar euroleague'de 2011-2012 sezonu finaline çıkacak ikinci takımı belirleyecek karşılaşma; ilk yarıda rivas'ın 42-37 üstünlüğü vardı. fenerbahçe taraftarının maça olan ilgisizliği çok şey anlatıyor sanırım.
• 2

  fener son çeyreğin başı itibariyle 14 sayı geride. bizi yenip namağlup olarak devam etmeleri, avrupa şampiyonu olma ihtimallerini artırmıştı gözümde, içten içe de ev sahipliğimizde düzenlenen turnuvada avrupa şampiyonu olmalarına sinirleniyordum ama hakikaten bunlar adam olmaz. tribünlerde de dogru düzgün taraftar yok, tek dertlerinin galatasarayı yenmek olduğunu ispatladılar yeniden. size de bu vizyonsuzluk yakışır zaten.
• 3

  rivas 74-70 kazandı.
• 4

  70-74 rivas kazandı. "avrupa senin neyine fenerbahçe" lafına uygun bir maç oldu.
• 5

  dün polise "vur vur vur" diye destek veren ibnelerin götünde patlayan maçtır.
• 6

  dün polise "vur vur vur" diye destek verenlerin yüzde 10'un bile ilgili göstermediği maç oldu. fenerbahçe kadın basketbol takımı tarhinin en önemli maçına çıkıyor. galip gelirse, kadın basketbolunda avrupa'nın en büyük kupasında final oynama şansını yakalayacak. rakip rivas, dar rotasyonla oynayan bir takım. belli ki maç sonunda yorulacaklar. ayrıca kadın basketbolunda rakibi baskı altına almak daha kolay. her şeyden öte yaratacağın taraftar baskısıyla hakemleri de baskı altına alarak rakibe deplasmanda olduğunu hissettirebilirsin. peki noldu? salonda taş çatlasa 750 kişi. çoğu da maç izlemeye gelmiş zaten. nihai amacı galatasaray'ı yenmek olan bir camianın özeti bu maçtır işte.
• 7

  (bkz: üstteki entry'e aynen katılmak)
  
  dünkü maçta da * tribün olarak biraz garip kalmamızın nedeni bu. fenerbahçe, derbilere bizden daha iyi bileniyor. bu maçları her zaman bizden daha çok mühimsiyor.
  
  dünkü maça da baya deplasman bilinciyle gelmişlerdi. önceden her şey (torpilinden tuvalet kağıdına kadar) konuşulup anlaşılmış, bir yerde toplanılmış, hep beraber salona geçilmiş..kadın basketbol maçı için fazlasıyla lüks şeyler bunlar. dünkü maç sinan erdem'de olsa bunlar olmazdı. abdipekçi'de olması onlar için iki açıdan iyi oldu:
  1-üstte de söylediğim gibi deplasman bilinci ve kenetlenişiyle geldiler.
  2-kendi evimizde oluşu bizde fazlasıyla rehavet yarattı.
  
  mesela ben maça * gitmeden önce yarıları kadar da olsak tribünde galip olan tarafın, biz olacağımızı düşünüyordum. ama üstte yazmış olduğum şeyler, ceyhun yılıdızoğlu faktöründen mütevellit tavır alıp da maça gelmeyen ama aslında gelmesi gereken taraftarlar da eklenince dünkü
  tablo ortaya çıktı.
  
  ha biz de yapsaydık iyi olur muydu? bence olurdu. bence dün biz de çirkinleşmeliydik. aslında epeydir çirkinleşmemiz lazım ama niyeyse bu sıralar fazlasıyla fair takılıyoruz. centilmenlik kimilerine göre iyidir, bazıları göre çok iyidir ama bazen analarını götünden sikmek lazım.
  
  koydular mı?