• 301
    ya bu konu ile alakalı ne zamandır yazacağım da hevesim yok. sağolsunlar öyle bir futbol var ki ortada insanlar yazmaktan soğuyor.

    sanki bana yıllardır hep a seviye hadi bilemedin b seviye transfer yapıyoruz.

    bratular petreler,
    culio zapata stancular,
    perez, fluerquin, victorialar,
    ali lukunku, batista, inamatolar
    fabio pinto, carrusca, ontovideo , pino ile sezona başlayan zaten hep başka kulüptü aq :(

    zaten biz hep batistutalar, zlatan ibrahimoviçlerle oynuyorduk.

    3 yıllık planlama. okey buna varım.

    alınmamış riski aldık fln bunlar yanlış beyanlar. bu kulüp yıllarca bu zamanki taransfer stratejisiyle yönetildi el mahkum.

    3 yıllık planlamayı hadi yedim.

    ama bunun ilk kez yapılmış gibi gösterilmesini ben yemedim.

    başkaları da yemedi ki sanırım hoca değişikliğine gidildi.

    dipnot: burak başkanla olmayacağı da ayan beyan ortada.
  • 302
    eğer bu fikir fatih terim ve burak elmas ile düşünülmüş ise ve şu an fatih terimi gönderdiğine göre yerine getirdiği hoca bu plana sadık kalmazsa taraftar olarak peşini bırakmayız sayın başkan.

    ben fatih terim gitmemesi gerekiyor diye bir şey demiyorum. takıma kim zarar veriyorsa gitmek zorundadır. galatasaray herkesin egosundan, cebinden büyüktür.

    yeni teknik direktör gelip 30 yaşındaki insanları doldurup iyi sonuçlar alıp bunca emeği boşa çıkaracağına, şu an zaten şampiyonluk elden gitmişken sadece bu kadroyu oturtmalı ve gerçekten genç futbolculara şans vermeliyiz. biz bekleriz ama 3 yıl sonunda da gelip ya bu plan tutmadı diyemezsiniz. 3 yıl kısa bir süre değil ve gerçekten emek isteyen bir süre.

    bu gelen hocayı sen gizli saklı getirdin, ama bu genç kadroyu bozup, bu futbolcu kötü bunu gönderelim bununla olmuyor derse ve sen bu hocanın karşısında durmazsan taraftar olarak biz karşına çıkarız ve 3 yıllık planlamayı hatırlatırız.

    tek umudum yeni hoca ile futbolcuların birazcık heyecanlı olması, hocanın gözüne girmeye çalışması.
  • 303
    uefa'ya katılma ihtimalimizin ortadan kalktığı an sekteye uğramış planlama. ekonomik sürdürülebilirliği olmayan planlama olmaz. oyuncu satışı falan da demesin kimse, sanki sattığın kişinin yerine adam almayacaksın. kaldı ki oyuncu satışına bel bağlamak zar atmak gibi, hayat bu her şey olabilir; tam transfer sezonu öncesi satışını beklediğin oyuncu sakatlanırsa ne yapacaksın? ama uefa geliri garanti euro geliri işte. oyuncu satışından kazanacağın daha yüksek miktarlı olabilir ama garanti değil. kaldı ki bir de bankalar birliği anlaşmasının ödemeleri var. ekonomik sürdürülebilirliği olmayan plan işlemez.
  • 307
    sosyal medya ve sözlükte her yerde oyuncularımızın kalite eksikliğini okuyup duruyorum.
    hadi 25 milyon euro 3 yıllık ödeme diye olsun, normalde 22 vermiş olalım.
    22 milyon euro ile yaptığımız kadroda eleştirilmeyen futbolcu yok gibi. ki 4 milyon da mostafa için etti 26 milyon euro.
    şu an nelsson eleştirilmiyor ama o da payını alacak.
    cicaldau hayalet, morutan yapamıyor, boey olmuyor, halil zaten hiç olmadı, mostafa bitiremiyor, berkan teknik yok sırf kondisyon vs vs.
    hayır ya bu oyuncular çok kaliteli ama teknik direktörler yapamıyor diyin ya da bu kadar para harcayıp bu kadroyu kuran kişilere laf söyleyin. bunun arası yok.
    hem kadro kalitesiz diyip hem de kadroyu kuran kişileri savunmayalım. galatasaray 26 milyon euro harcayıp kimsenin beğenmediği bir takım kuracak kadar zengin değil.
    not: ben her oyuncuyu savunuyorum ama 26 milyon euro harcayıp sonra o eksik bu eksik şu eksik kaleci yok dedikçe üzülüyorum. bu paraları kim nasıl nereden bulacak? 250 milyon lira denilen bankalar birliğini kim ödeyecek?
  • 310
    ne fatih hoca'nın aklında ne de burak elmas'ın aklında tam olarak yer almayan planlama. şayet ortada bir planlama olsaydı sezon arası transferinin açıldığı gün en azından bir kaleci ve bir orta saha transfer edilirdi. ama ara transfer sezonunun resmi olarak baslamasının üzerinden bir hafta geçmek üzere ve herhangi bir hareketlilik yok. biz hala maçlara ismail isimli yutan eleman ile çıkıyoruz. bir forvet sakat, ne zaman donecek nasil donecek belli degil, diğeri afrika kupasında kiralik da olsa bir forvet eklememiz lazim ama o da yok. transferin son günü birilerinin tanıdığı bir menajerlik şirketinden birkaç oyuncu çekeriz belki...
  • 311
    hiçbir meyve vermeyecek olan planlamadır. bunu sebebi ne yönetimdir ne de fatih terim veya ardından gelen hocalardır. bunun sebebi türk halkının sosyolojisidir. bizim toplumumuz sabırlı bir toplum değil. hızlı başarı ister. hemen olsun da bitsin. ne öyle sistem kurulacakmış da altyapı yenilenecekmiş de gençliğe yatırım yapılacakmış da. hepsi koca bir hiç. gidip avrupa'nın eski forvetlerinden birine milyonlarca euro bayılıp derbide gol attırırsan başarılısındır bu ülkede. işin gerçeklerini konuşmak lazım. ha taraftarı hiç umursamazsan belki bir ihtimal gerçekleştirebilirsin ama ya koltuğunu kaybedersin ya da itibarını. öyle cesur veya fedakâr birini de ben şuan göremiyorum.

    edit: imla
  • 312
    maalesef sezon başı şampiyonlar ligi elemesinde 5 yedikten sonra ortaya çıkmıştır. uzun vadeli planın başlangıcı da uzun vadeli olur. öncesinde hocamız ghezzal, rosier, stanciu isterken bunları alamayınca bir anda 3 yıllık plan diye bir şey çıkardık. isim isim iyi oyuncular olsalar da bunları bir anda sahaya atınca inanılmaz bir tecrübe eksikliği ve kırılganlık da beraberinde geldi. bizim gibi başarı odaklı ve baskı altında takımların böyle bir geçişi de yumuşak şekilde yapması gerekiyor ki sahadaki genç futbolcuların kariyerleriyle de oynamayalım.
  • 313
    sabredilse idi gayet başarılı olabilecek bir yapılanmaydı. gayet meyve verirdi, devamı gelirdi, ve sağlıklı bir yapıya kavuşulabilirdi sonunda. ama türkiye gibi bir ortamda elbette ki çok zordu.

    bi kere herkes fatih terim'in 30 milyon euro'luk transfer yaptırdığından bahsediyor. elli kere yazdık, önemli olan konu bonservis değil. siz bonservissiz gidip falcao'yu aldığınızda zaten nerdeyse bonservis kadar imza parası veriyorsunuz, bi de üstüne hayvan gibi maaş veriyorsunuz.

    bu sene başında evet, 30 milyon euro'ya yakın bonservis parası harcadık. fakat sezon sonunu bekleyebilseydik mesela, çooook uzun yıllardır ilk kez, babel ve feghouli'nin sözleşmeleri bittikten sonra, gelir gider dengesinde artıya çıkmayı başarmış bir futbol takımı görecektik.

    siz bonservis vermeyip direkt olarak kiralık ya da yıldız getirdiğinizde, verdiğiniz maaş yüküyle her yıl seneyi ekside bitirirsiniz. ama bonservis verip, az maaş verdiğinizde, hem seneyi artıda bitirirsiniz, hem de oyuncularınız genç ise satma ihtimaliniz olduğu için bonservisten kar edersiniz. doğru, sağlıklı çalışan bir iş modeli kurmuş olursunuz yani.

    bu sene başında neden bu kadar çok transfer yapıldı? çünkü takım boşalmıştı, bunun neresini anlamıyoruz gerçekten? berkan, cicaldau, aytaç, assunçao katıldı orta sahaya. orta sahadan kimseyi sattık mı? hayır. orta sahadaki tek oyuncumuz taylan'dı bizim, bi de atalay ve bartuğ var işte, farkında mıyız? tek orta saha vardı sezon başı elimizde. taylan. ne yapacaktık? mecburen adam aldık. senelerdir söylüyoruz zaten, sürekli oyuncularımızı bonservisiyle gönderip kiralık adam alıyoruz. fernando, ndiaye, belhanda, donk hepsi gitti. yerlerini kiralık adamlarla doldurduk, seri, lemina, nzonzi, gedson, etebo... e bu adamların kira süresi bitip kulüplerine döndüklerinde de elimizde orta saha kalmamış oldu haliyle. o yüzden de transfer yaptık, bunu mu eleştiricez cidden?

    ya da aynı sistemle gidip hiçbir kar edemeyeceğimiz kiralık modeliyle mi devam etseydik? yapılanma dediğiniz şey budur işte zaten. futbolcu kaliteleri tartışılır, ama euro kurunun bu seviyeye geldiği ve ekmek gibi, su gibi transfere ihtiyaç duyduğunuz ortamda nasıl transfer yapacaktık allah aşkına?

    bi de ismail çipe konusu var. ismail çipe ile sezona başlanır mıymış, okan neden gönderilmiş. okan oynasın diye gönderildi. planlama için gönderildi yani aslında. 23 yaşından sonra ufak tefek sorunlar dışında hiç sakatlık yaşamamış bir kalecinin, iki yıl üst üste uzun süreli sakatlık yaşayacağını bilmek biraz müneccim işi sanki. e galatasaray'ın her mevkisinde hayvan gibi eksikler varken ismail çipe'yi değiştirmek için kaliteli yedek kaleci almak da bi öncelik değil haliyle. fatih terim okan'ı oynasın, geriye gitmesin, çünkü gelecekte ihtiyacımız olacak diye gönderdi. çünkü yerli kuralı sertleşiyor, önümüzdeki senelerde kalecimizin yabancı olması çok büyük dezavantaj olacak. okan'ı bir sene yedek bekletmek yerine, elimizdeki en potansiyelli kaleci olduğu için gidip 1 sene sahada olsun diye gönderdi, ama pardon, kendisi medyum olduğu için muslera'nın tekrardan böyle bir sakatlık yaşayacağını bilmeliydi.

    fatih hoca'nın tek hatası yönetime güvenmek oldu. çünkü zaten kendisi tüm eleştirileri göğüslerdi, ama yönetimin pes edeceğini de düşünüp gidip zorlayıp bir iki tane winner katmalıydı takıma. kiralık bile olurdu o işte. gedson, pjanic, ghezzal falan. belki istedi olmadı bilemiyorum. çünkü aslında bu tarzda alacağımız adam yapılanma için değil, bu yapılanmaya gösterilecek sabır için gerekliydi. yarışmacı kulüp olabilmemiz için gerekliydi. bu kadroyla yarışamayacağımız çok açıktı, zamanla eklemeler yapılacaktı zaten ama en başta yarışmacı olmamak sabırsızlığı getirecekti zaten.
  • 314
    bu planlama için ilk 11'deki 11 oyuncunun da 24-25 yaş altı olması gerekmemektedir.

    ne zaman 30 yaş üstü bir oyuncu ismi çıksa herkes çullanıyor hani nerede planlama ne oldu diye. bu algı nasıl oluştu kim oluşturdu anlamadım. yaz transfer dönemi sonunda brezilya'dan son kalkan uçağın nöbetini tuttum 38 yaşında melo için. siz marcao, nelsson, boey, kerem, cicaldau, berkan, mohammed, morutan iskeletini oturtun takıma çevrelerini de isterseniz 30 yaş üstü oyuncularla donatın, bu hala mükemmel bir planlama örneğidir. sıkıntı şu ki bizim mevcut 30 yaş üstü oyuncularımız tam bir çöp. ne kendine ne çevresine faydası var. elimizde potansiyeli yüksek yeterince genç var. bundan sonra bu planlamaya yaşına başına bakmadan bu gençlerin çevresini güçlendirerek devam etmeliyiz.
  • 316
    operasyonun en kilit oyuncusu olarak tasarlanan cicaldau' nun, beklenildiği çıkmamasıyla çıkmaza girmiş planlama. bu oyun düzeninde en kilit oyuncu o idi. yerine başka bir oyuncu daha bakılmalı. ben hiç beğenmesem de, piyasası itibariyle anlaşılan talebi yaratılabilecek bir oyuncu. yaşlı oyuncu girdabına girmeden plana devam edilmeli. ancak bu plan bu oyuncu üzerinde ısrar edilirse başarısız olacağız. parlayan bir oyuncuyu satıp, bütçe yaratıp birkaç genç takviyesi ile operasyona devam edilmeli. bir patlayıcı sağ açık ve iyi bir merkez orta saha ile.
  • 317
    simdi biz 3 yillik planlama diye yola cikip muslera yedegi olarak ismail cipe’yi birakip okan’i giresun’a gonderiyoruz. bunun adi da planlama mi oluyor?
    kimse tecrube kazansin falan diye gonderdik demesin okan icin. koskoca galatasaray’in yedek kalecisi en az okan kadar olmali zaten.
    hadi okan’i gonderdik diyelim ama muslera yedegi ismail cipe nasil olabilir? okan’i gonderdiysek en az okan’a yakin bir kalecimiz olmasi gerekmez miydi yedekte?
    ısmail denen adam da ne gorduler ne dusunduler de bizi mahkum ettiler?
    nerden tutsane elinde kaliyor.
  • 318
    daha önce de yazıldığı üzere, bu plan dahilinde okan'ın gönderilmesi kadar doğal bir şey yoktur. kronik sakatlığı bulunmayan muslera'nın 3 yıl içerisinde 2 kez çok uzun sakatlık yaşayacağını ön görmek mümkün değil, bir kaleci için yaşanabilecek büyük bir şanssızlık. tff'nin yabancı kuralı konusundaki kararı üzerine gelecek senelerde kalemizi yerli birine emanet etmemiz gerekecek. euro kurunun geldiği yer ortada.

    bütün bunları düşününce elimizdeki en potansiyelli kaleci olan okan kocuk'un sahada olması ve geriye gitmemesi, gelecek senelerde galatasaray kalesini devredebileceğimiz bir duruma gelmesi için kiralamak kadar doğal bi şey yok sanırım? ihtiyacımız olmayacağını düşünsek satardık di mi? ama kiraladık. neden? çünkü bu planlamanın parçalarından birisi olmasını istiyoruz.

    allah aşkına biraz mantıklı olalım ya.
  • 319
    sürekli atanınla tutanın iyi olacak goy goyu dönüyor. ama belirli bir sistemin varsa her türlü başarılı olursun. barcelona yıllarca victor valdes gibi vasat bir kaleci ile kupaları topladı. geçen sene beşiktaş 20 yaşında ki kaleci ile şampiyon oldu. ondan önce başakşehir mert günok ile şampiyon oldu. beşiktaş yine daha önceden tolga zengin-boyko-fabri üçlüsü ile şampiyon oldu.

    bunları niye söylüyorum. yukarıda ismi geçen kalecilerin hepsi ortalama veya ortalama üstü kaleciler. ama hepsinin takımlarının belirli bir sistemi vardı. bu sayede başarıda pay sahibi olabildiler. muslera’nın bizim şampiyonluklarımızda büyük söz sahibi olmasının sebebi takım oyunumuzun çoğu şampiyonlukta yeterli olmamasaydı. özellikle 4. yıldızı aldığımız sezon direkt dev modunu açmıştı ve şampiyonluğu tek başına getirmişti.

    şimdi galatasaray’ın üç yıllık planlamasına bakalım. muslera kesinlikle prime seviyesinde değil. onun yerine de bildiğimiz muslera seviyesi kaleci bulabilmemiz neredeyse imkansız. biz muslera’yı aldığımızda dünyanın en iyi 10 kalecisinden birisiydi. bizde bu çıtayı daha da yükseltti ve dünyanın sayılı kalecilerinden birisi oldu. biz bu zamanda böyle bir kaleci daha bulmaya çalışsak kapıyı 30-40 milyondan açarlar.

    bunların üstüne ülkemize gelen yabancı kuralı var. kadromuzda 3 türk futbolcu oynatmamız lazım. sırf bu yüzden orta saha da taylan ve berkan ikilisini oynatıyor ve takım kalitesini düşürüyoruz. şans belki de ilk kez yerli kaleciden yana galatasaray’ın yüzüne geldi. 26 yaşında ki okan kocuk ve 22 yaşında ki batuhan şen kendi takımlarında inanılmaz performanslar gösteriyor. ikisi de şu anlık tıpkı entry başında yazdığım kaleciler gibi ortalama ve ortalama üstü oyuncular.

    muslera eskisi gibi değil kabul edelim. bu topraklara da daha üst seviye kaleci zor gelir. o yüzden artık ortalama kaleciyi kabullenmeliyiz. hem de bu sene gördüğümüz ismail çipe performansından sonra daha da ılımlı yaklaşılacağını düşünüyorum. gelecek sezon kem küm etmeden muslera ile yolları ayırıp ve başka yabancı kaleci aramadan kaleyi direkt okan kocuk batuhan şen ikilisine emanet etmeliyiz. buradan gelen yerli konteyjanımız ile orta sahaya kaliteli oyuncu transferi yapsak bizim için daha iyi olacak.
  • 320
    ülkemizde futboldan anlayan insan sayısının az olmasından kaynaklı ortaya birden atılan 3 yıllık planlama adı altında takımımız yerle bir olmuş küme düşme potasına yaklaşmıştır. 3 yıllık planlama elbet yapılabilir ama sen böyle bir yapılanmayı yapacağını asgari 5 sene önceden belirlersen sonuç alırsın yoksa birden ben yapılanmaya gidiyorum dediğinde tepetaklak oluverirsin.
  • 321
    bu planlama sadece 3 seneyi kapsıyorsa çok büyük bir hata yapmış oluruz. biz bu işi çok daha önceden başlayarak yapmalıydık. bu demek değil ki planlama tamamen doğru. birçok avrupa takımı da artık genç ve potansiyeli olan oyunculara yöneliyor ama sadece genç oyuncuları alıp bırakmıyorlar. bu genç takımı saha içinde çekip çevirebilecek, liderlik yapacak, gerekirse maç çözecek kaliteli ve tecrübeli oyuncuları da alıyorlar. biz ise genç ve potansiyel alma işini yaptık ama kalite ve tecrübeyi kenara attık. mevcut kadroda da kalitesi ve yeteneği olan tek oyuncu olarak feghouli'yi bıraktık. sonuç ortada. örneğin orta sahaya pjanic'i biz alabilsek veya seri'yi geri getirebilsek bu halde olur muyduk? berkan ve cicaldau bu kadar eleştirilir miydi? planlamaya bu açıdan bakmak daha doğru olur diye düşünüyorum.
  • 322
    herhangi bir planlamanın asla ve asla başarılı olamayacağı türkiye gibi bir ülkede içini doldururken türlü çelişki olan planlamaydı.
    bunlar babeller, çipeler vsler.
    hocanın başını yiyen bu oldu. bizim neyimize ajax olmak porto olmak? neyimiz düzgün? var mı sportif alt yapın?
    adamların dünyaya yayılmış akademileri ağları var.
    sen menajerlerle scoutlarla genç alıp parlatacaksın aynı zamanda ülkenin en büyük takımısın şampiyonluk kovalayacaksın ve sabırsızlık genlerine işlemiş bir insan topluluğuna bunu izah edeceksin.
    tutmadı abiler tutmaz. keşke tutsa.
    topyekün bir gençleşme ilk kez bir arada oynayan adamlar çok büyük riskti. risk alındı ve bu risk düşme hattının biraz üstüne kadar geldiğimizde farklı bir forma dönüştü.
    ülkede en küçük işletmeden büyük holdinge kadar günü kurtarma üzerine bir düzen var.
    başarı odaklı bir kulüp için ölü doğan bir proje oldu.
    feda edilecek ve sabırla beklenecek kadar imkan tanınabilse eksiklikleri giderilerek başarılı olabilirdi.
    ancak ülke gerçekleri ve taraftar baskısı buna imkan vermedi.
  • 323
    sadece bu bizim giristigimiz ve daha 6 ay dolmadan cuvalladigimiz planda degil, genel olarak ulkemizde bu tarz denenen islerde malesef bir konuda mantik hatasi yasaniyor. misal besiktasta abdullah avci da bunu yasadi ve ayni cumleleri kuruyordu, veya baska takimlarda ve bizde de gorev alan cogu yabanci hoca da yapti, simdi en son olarak fatih hocamiz da. sorsan butun bu durumlarda gerekli sabrin gosterilmedigini dusunuyorlar, buna gercekten de inaniyor gibiler. evet, bazi gelisimlerin sancilari olur bunu kabul ediyoruz, imrendigimiz cogu avrupa kulubunde de 1 senede gelinmiyor istenilen yerlere. bizim bu 3 yillik planlamada ciddi bir avantajimiz vardi, hoca olarak kulubumuzun en fazla kredili ismi vardi basimizda. 2 yildir sampiyonluk goremesek de fatih hocaya bu girisim icin bence tribunler gerekli anlayisi gosterdi. lakin burada hem onun, hem de fatih hocanin ayrilmasini yanlis bulanlarin atladigi sey su. bu takim bu sezonu gorunen o ki ilk 10'da bile zor bitirecek, fatih hoca kalsa da boyle olacak bir goruntu vardi. peki biz yazin bu yapilanmanin 2.senesine girerken ligi bu dereceyle bitirmis hangi oyuncumuza tekrar guvenerek yola cikacaktik, veya cikacagiz? marcao-nelsson-kerem disinda performansiyla bize gelecek sene icin umut veren bir oyuncumuz var mi? ben sahsen bu ana kadarki berkan-taylan-cicaldau ile girmek istemiyorum seneye, halil-mostafa-diagne forvet hattiyla da, beklerle de. e yani biz tekrar para harcayacagiz, bu azimsanmayacak derecede para verdigimiz berkan-cicaldau-morutan ne olacak peki? bu oyuncularin bu 3 yillik planlamayi goturmek icin basarili olmasi, gelisim gostermesi zaruriydi. sampiyonluk gelmese de gercekten ciddi bir tepki olmazdi bence, avrupa'da fena olmayan isler yapildi, ligi de ilk 3-4'de bitirdik, seneye yine avrupada olacagiz der gecerdik, ulan en kotu turkiye kupasinda devam edebilseydik, onda da rezalet bir durumla elenildi. kusura bakmasin kimse, bu durum sabirla aciklanacak bir sey degil, atom da parcalanmiyor neticede, futbol oynanacakti.

    bugun lige rezalet bir giris yapan giresunspor bile, oyuncu takviyesi yapmadan, hoca degistirmeden kendi icinde, saha ici cozumunu buldu ve ne noktaya getirdi kendisini. fatih hoca bunu bir turlu bulamadi, bulacak noktaya da gelecegi yoktu, malesef. bu yanilgiya onun da dusecegini beklemezdim, zira kendisi cozum uretebilen yapisiyla da kariyerini yapti bugune kadar. kafasindaki oyun basarili olmadiysa, bu yatirimi hic etmemek, bu oyunculari elimizde patlatmamak icin daha esnek islere girisebilirdi. kadro muhendisligi zaten hataliydi, cogu mevkide sayica da eksik kaldik, bir de uzerine boyle hatalar yapilinca malesef fiyasko oldu. ben planlamadan sikayetci degilim, ama uygulanma yontemi cok yanlisti ve malesef bize pahaliya patliyor, daha da patlayacak gibi.
  • 324
    23 temmuz 2021 tarihinde, yani burak elmas'ın başkan seçilmesinden ve fatih terim ile tekrar sözleşme imzalanmasından yaklaşık 1 ay sonra açılan başlık. bu tarih 5-1 kaybettiğimiz 21 temmuz 2021 psv eindhoven galatasaray maçının hemen sonrasına tekabül ediyor. çünkü hocamız psv maçı sonrası, o seviyelerde oynamamızın zor olduğunu ve 3 yıllık planlama yapmamız gerektiğini söylemişti. gelen tepkiler üzerine de birkaç gün sonra söz konusu 3 yıllık krediyi avrupa seviyesi için istediğini, türkiye ligi için her zaman şampiyonluğa oynayacağımızı dile getimişti.
    ne ilginçtir ki, yine hocamızın avrupa ligi kura çekimi sonrası ''şampiyonlar ligi gibi grup'' diye nitelendiridiği gruptan yenilgi almadan lider çıkarken, yani 3 yıl sonrasında rekabet etmeyi planladığımız seviyede kısa sürede başarı gösterirken, hali hazırda rekabetçi olacağımız söylenen türkiye liginde tarihi hüsran yaşadık. 3 yıllık planlamakavramını ortaya atanlar da duruma hemen uyum sağlayıp, zaten ne olduğu anlaşılamayan bu sözde planlamayı eğip bükmeye başladılar. sonuç olarak hocamız ile yollar ayrıldı; farklı bir sürecin içine girdik.
    artık yönetiminden teknik kadrosuna, futbolcularına, çalışanlarına ve taraftarına gerçekçi olma zamanıdır. 20 ocak 2022 galatasaray kasımpaşa maçı maçından başlayarak, umarım sadece sahaya çıkacağız, oynayacağız ve kazanacağız. planlama diye bir şey yok. birileri uzun vadeli planlama yapacaksa önce kendini ispat etsin, güvenoyunu alsın, sonra düzgün bir şekilde planını anlatsın, biz de aklımıza yatarsa destek verelim. bahanelerin arkasına sığınmalar artık bitecek.
App Store'dan indirin Google Play'den alın