yirmi kirbes ile formalarımızı kuşandık ve plaza insanlarının tuhaf bakışları altında sokağa yollandık. daha sokağa girerken zirveye dahil olduk.
tcoskun,
vay acondios ve
k j tıkınmaya gidiyordu.(tıkınma konusu enteresan sonra döneceğim buraya) biz de açtık ama
orjin'den köfte yeriz diye düşünüyorduk. sokağa girmeden köfte kuyruğuna girdik. benim defalarca vazgeçmeme rağmen yirmi kirkbes'in ısrarlı bekleyişi sayesinde köftelerimize kavuştuk. o beklerken ben zirve ile orjin arasında mekik dokumaya başlamıştım bile.
zirve,
galatasaray sözlük tarihinin en kalabalık zirvesi oldu harbiden. nereye baksam bizim yazarları görüyordum. sokağı, yazarları, sohbeti ve galatasaray'ı özlemişiz resmen. eski dostar, yeni yüzler... sohbetin, muhabbetin tadına doyum olmuyor.
captano yengeyle gelecek diye beklerken bir de baktım yalnız geldi, yenge ekmiş cevahir'e gitmiş. yedik mi? yemiş olalım bakalım
*bir ara sirsirsirsirsir diye yıkıldı ortalık, bir baktık ki
alex ferguson orada.
frank rijkaard'ın yerine getirilmesi gündemdeymiş. gerçi bizim insanımız yarın ona kulp takar ya neyse...
jagermeister ile tanışmak yine nasip olmadı,
soy ozan yarısını kendi devirmiş. sonra uçuşa geçti zaten. neyse ki iyiymiş.
big boss
gs de katılımı ile zirvemizi onurlandırdı. saygılar patron.
*sözün özü, kötü biten günün güzel başlangıcıydı. öteki turda görüşmek dileğiyle.
ha, bu arada tıkınma mevzusu vardı di mi? hiç hatırlatmıyorsunuz ya... bizim üç kafadar gidip burger king'de pizza yemişler. balıkçıya gidip köfte yiyeni biliyordum da, burgerciye gidip pizza yiyeni de ilk defa gördüm. harbi lan, burger king pizza mı çıkarmış?
edit: sbarro'ymuş pizza yedikleri yer. bu daha komikmiş, nerden ne aldıklarını bilmiyor lan bunlar.
*