• 101
    bu maçla ilgili şeyleri maddeleyecek olursak

    1-takım 74'ten sonra fiziken bitti.
    2-orta sahasız bir maç nasıl olur bu çalışıldı.
    3-pino hazır değil ayrıca bir kaç hareketi beceremeyince ben en iyisi ilk maçtan tepki almıyım diyerek toptan kaçtı.
    4-kewell bu takımın ardayla maestrosu.
    5-bu maçın en kötü futbolcusu ne barıştır ne aykuttur doğrudan hakan baltadır zira kendisi çıkılan ataklardan geri dönmekte inanılmaz ağır kalmıştır.
    6- orta sahaya transfere gerek yok diyen rijkaard, gözüm seni çok seviyorum ama yapma böyle.
    7- ufuk nerdesin be adam?
  • 103
    hakan balta, ayhan ve sabri'nin patır patır sıçtığı, barış'ın hafiften onlara eşlik ettiği, aykut'un da onları yalnız bırakmayıp sıvadığı maçtır.

    pozisyonlara girildi de nasıl girildi? kanatlardan orta, sol kanattan sağa uzun pas, sağ kanttan sola uzun pas ve sol kantta arda'nın bir kaç 2'ye 1'i. bu gözler dün young boys'u izledi, sutter-degen piskopatları neler yaptı. bizim sabri anca ortalasın, pas çıkarırsa ayıplarlar.

    peki ortadan ara toplar hiç atıldı mı? killer balls var mı hacı? yok. bu ne anlama geliyor. elano arda cana oynayamayacaksa kaç paraysa alacaksın kallström gibi bir oyuncuyu o sana göbekten de hücum etme imkanı sağlayacak. yoksa kademeli savunma yaparlar kanatlarını kitlerler gol atamazsın, kalecin de bir yan topta bir duran topta sıçar, böyle tromsö'nün eşiğine gelirsin.
  • 105
    neymiş çok doğru bir transfer politikamız varmış,bu sene herşey planlı yapılıyomuş plan şu heralde forvette mehmet battal ortasahada sarp-barış-ayhan defansta servet kalede aykut geçen yılın çok basarlı olan oyuncuları ıle gecen yıl kaldıgın yerden devam etmek.bu gıdıste 10.haftada rijkaard 20.haftada adnan polat giderler.adnan polatta galatasaraya tarıhı bır zararı yasattırmıs olur.acilen bir seyler yapmalı cunku artık trıbunler adnan polat ıstıfa dıye bagırmaya baslıyacak az kaldı.
  • 108
    rijkaard'a sallanılması gereken en son maçtır bu maç. şu tecrübe o kadar önemli bir sonucu ortaya çıkartmıştır ki... başımızdaki adnan beyler ateşle oynamaktadır, başka bir izahı yok bunun. nitekim oynadıkları ateş bu gün ellerini yaktı ama yarın başka bir yerlerinin yanmayacağının hiçbir garantisi yok. galatasaray spor kulübünün futbol şubesi özellikle bu sezon rezalet şekilde yönetiliyor. gerek izlenen transfer politikası, gerek teknik ekibe verile destek, gerekse yönetimdeki büyük anlaşmazlıklar tehlikenin sportif anlamda ilerde ne gibi sonuçlara dönüşeceğini bu gün olduğu gibi çok net gösteriyor. keita satıldığı gün bazı arkadaşlar "işte canım seneye 2'ye 3'e satmaktansa şimdi 8'e satarız parayı kurtarırız" demişlerdi. lütfen bırakalım şu işleri artık futbolda para önemli ama bu kervan başarı ile yürüyor para o kervanın sadece bir aracı, karıştırmayın artık şu işleri. bu gün rijkaard'ın elinde full geçen seneki takım olsa ve hazırlık kampı o futbolculardan oluşsaydı acaba kendisinden 4-5 gömlek aşağada olan bu takım karşısında turu sıkıntıya sokan bu alınır mıydı ? şu soruların cevabını verirsek bu gün elde edilen başarısızlıkta rijkaard'ın payının ne derece olduğuna daha net kanaat getirebiliriz.

    1- keita'yı "aman kardeşim bir kaç sene sonra piyasası olmaz hazır sıcak parayı bulmuşken satalım" deyip gönderen, elano'yu "seneye dunga da yok brezilya milli takımında da olmaz elden çıkarmak gerek" düşüncesi ile kendince şark kurnazlığı yaparak göndertmek isteyen rijkaard mıdır ? şu takımda hala florya'da idmana çıkarılan barış özbek'e, ayhan akman'a, mustafa sarp'a alternatif oluşturulamamasının sorumlusu teknik ekip midir ? yönetim özellikle 2010-2011 sezonu itibari ile rijkaard'ın isteklerini ne kadar yerine getirmiştir ? dünyaca ünlü bir teknik direktörü türkiye'ye getirirken bulundukları vaatlerin kaçını şu an gerçekleştirmişlerdir ?

    2- herkes kaleciden dem vuruyor ama kapalı kapılar arkasında neler konuşulduğu belli değil. acaba rijkaard yönetimden bir kaleci istedi mi ? yönetim malum gerekçesi "mali kriterler" i öne sürerek bu isteğe olumlu ya da olumsuz bir cevap verdi mi ?

    3- adnan başkanlar takımda sayısı hiçte az olmayan yeteneksiz, basiretsiz, bu büyük formayı kaldıramayacak oyuncular yerine polak ve grella isimli iki oyuncunun peşinden ne gibi vasıfları olduğu için koşmaktadır ? teknik ekibin önüne çıkıp "mali kriterlerimiz buna el veriyor" diyebilmek, dünyaca ünlü bir teknik adama verilen sözleri yerine getirmeyip geçen seneki süper kadroyu bozmak, her sene istikrar istikrar diyip takımın içine dinamit yerleştirmek ancak inanılmaz bir tezatla her sene neşteri yanlış yere vurup takımın dinamiklerini alt üst etmek nasıl bir anlayışının ürünüdür ?

    4- adnan polat geçen sezon bittiğinde "takımda köklü değişiklikler yapacağız" derken bu değişikliğin en önemli halkasını neden takımın en iyi oyuncusu olan keita'ya oluşturdu ? bahsi geçen yeteneksiz oyuncular yerine hangi yerli oyuncular alınabildi ? bu nasıl bir "mali denge" anlayışıdır ki şu takım orta sahadaki bu vasıfsız elemanların yerine eli yüzü düzgün tek bir yerli oyuncu alamamıştır ? adnan polat'ın dediği kadrodaki köklü değişiklik neden lafta kaldı ?

    5- bu seneki transfer politikasının geçen sene ile mukayese edilirse 180 derece değişiklik gösterip rahmetli özhan canaydın dönemine geri dönüş yapmasının arkasındaki sebep nedir ? son birkaç sene itibari ile "marka değeri" oluşturan futbolcular transfer ederek büyüyen galatasaray'ı küçültmek nasıl bir akıl ürünüdür ?

    ....

    sorular böyle uzar gider. ama şunu söyleyebilirim ki şu şartlar altında hömkürecek en son isim varsa o da rijkaard'tır. elindeki malzeme bellidir. verilmek istenen malzemelerde bellidir. şu an acaba salya akıtmak için yazılarını gazetelerine ulaştırmayı bekleyenlerin rijkaard'a sallamak için neler yazabileceklerini düşünebiliyor musunuz ? ona sallayarak yaptığımız şey galatasaray düşmanlarının eline koz vermekten başka bir şey değil. açıkçası bu transfer politikasının en çok rijkaad'a zarar vereceğini daha 4-5 gün önceden söylemiştim. nitekim bunu bu gün yavaş yavaş görmeye de başladım. hani rijkaard'ı yıpratmanın bundan daha iyi bir yöntemi de olamaz. trişkadan grella'yı alırsınız, polak'ı alırsınız 2-3 vasat futbolcu daha getirisiniz sonrasında futbol adına işler yolunda gitmez, kötü sonuçlar gelir, sağda solda "teknik ekibin istediği futbolcuları aldık ama olmadı" dersiniz sezon arasında da hollandalıyı postalarsınız iş biter ! hem bak keita'da olduğu gibi rijkaard'ın maaşını ödemekten kurtulursunuz böyle daha da güzel ! elano gidiyor, keita gitti bir rijkaard'ın maaşı kaldı o da giderse mali durumumuz real madrid ile yarışır olacak ! siz zaten üzerinize düşen görevi yaptınız dimi ? tebrikler yönetim. şu tablo sadece ama sadece sizin eseriniz ve bu çok ufak bir kıvılcım. yarın o ateş büyüdüğünde ortalıkta kimler kalacak bunun da bir hesabını yapın ama.
  • 110
    maçı izlemedim ama 76. dakikada 2-0 yaptıktan sonra 2-2 oluyorsa geçen seneki son 20 dakika sendromu devam ediyor demek ki. sözlükte en sık okuduğum şey, lorik cananın orta sahaya direnç katmasıdır fakat bu yanlış bir beklentidir. 4 defans, 2 defansif orta saha ve takımın gerisi hücumda serbest mantığının işlemediği gayet açıktır. artık günümüz futbolunda toplu hücum ve toplu savunmayı herkes yapıyor. bakınız dünya kupasına, en iyi takımlar bunu becerebilen almanya ve ispanya değilmiydi? en büyük hayal kırıklığı da bunu beceremeyen ve aynı şimdiki galatasaray mantığını güden arjantin değilmiydi? top rakipteyken arda da basacak, kewell da basacak, pino da basacak...başka yolu yok.
  • 113
    inanılmaz derecede skor odaklı yorumların yapıldığı, galatasaray'ın büyük çoğunluğunda gayet iyi oynadığı (bilhassa geçen seneye göre) maç. sürüsüyle girilen ama değerlendirilemeyen pozisyon (direkten mi dönmedi, çizgiden mi çıkmadı), tamamen şanssızlıktan yenen bir ilk gol böyle bir skora sebebiyet verdi.

    hakikaten yerin dibine sokulacak bir şey varsa yediğimiz 2.goldeki savunma hatası ve aykut'un çıkışıdır. skandala yakındı o pozisyon ve inanılmaz amatörce yedik.

    aslında maçın uzun uzun analizini yapmak, hazırlık maçlarında da gördüğümüz sol bek aksiyonlarından bahsetmek, takım savunmasındaki yeni yerleşimden ve kurgudan söz etmek, batdal'ın kattıklarını, sabri'nin hatalarını, arda'nın çizgi oyununun verimliliği irdelemek isterdim de yazılanların sığlığını görünce insanda heves kalmıyor. kimle hangi futbolu, hangi oyunu konuşacaksın.

    dk 78: iyi yoldayız! 1-2 transferle canavarız!
    dk 86: polat gider, rijkaard gider, pino ne yeaaa!
  • 114
    sıcağı sıcağına maçtan dönen bünye olarak göze batanlardan bahsediyim.

    1- hazırlık kampına en başından beri katılan biri olmasına rağmen neden lorik cana'nın oynamadığını anlayabilmiş değilim. genelde teknik direktör tercihlerini eleştirmem ama eğer bu takım barış özbek'in eline bakacaksa vay halimize.

    2- mustafa sarp bildiğiniz gibi. bugünde iyiydi. genede bence galatasaray'ın topçusu değil orası ayrı. ayhan akman'ı beğenmedim ama hazır olduğunda cana'dan sonra tercih edeceğim ikinci adam kesinlikle o olur.

    3- hakan balta kesinlikle hazır değil ve berbat oynadı. ya toparlar ya da formayı verir. tabi kim alır onu bilmem. diğer kanatta sabri'nin zaten alternatifi yok maalesef. ayrıca oda hazır değil.

    4- mehmet batdal ne hakan şükür olur ne de ibrahimoviç. vasattı bugün. ama şans vermeye devam etmek gerek. tek kalemde silmek olmaz.

    5- arda turan süperdi. zaten takımı 10 kişi+ arda diye ayırsak sırıtmaz hani. harry kewell girdiği andan itibaren çok iyiydi. 2. golüde ona yazarım. pino için konuşmuyorum yetenekli adam tuttar inşallah.

    6- serdar özkan'ı çok beğendim. sabri'yle biraz daha oynarsa iyi ikili olabilirler. hadi inşallah...

    özetle; barış özbek mümkünse giymesin o formayı abicim. forvete bir adam daha almak elzem.
  • 116
    ulan ne skormuş bu 2-2. son aylarda ne kadar da moda oldu. biz galatasaraylılar için hiç de bursa’dan gol haberi var mı şakası yapılacak bir skor değil şu anda.

    galatasaray neredeyse geçen sezon ki kadroyla oynadı. sanırm sadece mehmet badtal yeni transferdi, evet haklıyım.

    savunma ve forvette geçen sezon da sıkıntı yaşamamıştı galatasaray, problem orta sahadaydı ve devam ettiğini gördük.
    ayhan, sarp ve barış. sadece total futbolun değil yalın olarak futbolun en önemli alanıdır orta saha. hele ki, pas yaparak oynamak isteyen, kalecisi degaj yapmayıp topu savunmadan oyuna sokan takımlar için en önemli yer orta sahadır, bunu bir tek ben biliyor olamam.
    rijkaard, neeskens, pujol, nezih ali, servet, neill, arda, arif kocabıyık, adnan polat, adnan sezgin, özcimbomlu sezgin, hollanda’dan sağ salim gelip her defasında ali sami yen’de kaybolmayı başaran soyozan, eski açıkta kapının üstünde bağıran çakma amigolar bile biliyor.
    ama kimse çözüm bulmuyor, saçma değil mi?

    rijkaard’a dikkat ettim, kulübeden bir çok kez çıktı ve yine bir çok kez hassiktir anlamında eliyle, koluyla işaretler yaptı, becerilemeyen paslarda.

    birinci devre tek kale gol atan kaleye oynayan bir galatasaray vardı. bir sürü tehlikeli atak yaptı, bir çok defa son pası geçirememe, yanlış tercih sebebiyle gole ulaşmak da zorlandı. dakika 4’dü ki, tribünlerden ıslıklar yükseldi, gol atılamadığı için. bu ne lan. zaten zor geçecek bir sezonda bir de sabırsızlık bizi kendi sahamızda bile bitirir.
    takımın işi zor.

    takımın en iyilerinden bir ayhan akman’dı, en azından birinci devre. ben daha fazla bir şey söylemek istemiyorum. ama söylemem de lazım. bir nevi, söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil (fuzuli) durumu.
    eğer, bahsedilen orta sahanın ortası transferi hatta çoğul söylersem, transferleri yapılmazsa orada ayhan oynayacak. doğrusu ben ayhan’a razıyım, barış ile sarp’ı gördükten sonra.

    hiç üstümüze gelemeyen bir takımdan 2 gol yedik. biri frikikten diğeri kornerden. başka türlü yemezdik zaten. ama arkadaş, geçen sezon da biz böyle goller yiyorduk, bu yönden bir adım ilerleme olmamış.
    ve sen büyük takımsan 2-0’dan 2-2’ye gelmeyeceksin. 2005 şampiyonlar ligi finalini hatırlayın, liverpool niye büyük anlarsınız. milan da büyük olduğunu 2007’de kanıtladı, hemen bok atmayın.

    maçla ilgili başka bir şey yazmak istemiyorum. arda turan, mehmet batdal, neill, aykut, hakan balta, sabri, pino, kewell hakkında söylenecek şeyler var ama gerek yok bence. daha sonra belki.

    arkadaş sokağa geldim, her yerde yeni formalar. kremler, pembeler, morlar. olabilir, taraftardır , sevdiği renkte forma çıkınca alır. ben almam, kendime almam yani. hatun ister, kızım ister, kızkardeşim ister istedikleri renk formayı alırım. hatta onlar istesin, yasal çıkmayan renkte formayı bile özel yaptırırım.
    amaaaa…ali sami yen’de sahaya çıkan takım sarı-kırmızı giymeli. dünkü fenerbahçe maçında kafa yapıyordum, istanbulspor-sarıyer maçı diye.
    bu gece sahadaki takımın galatasaray olduğunu anlamak için ufacık armayı görmemiz gerekiyordu.
    deplasmanda ne giyerse giysin galatasaray. ben ali sami yen’de sarı-kırmızı görmek istiyorum.

    unutmadan, yeni formaların en güzel özelliği yazı karakterleri. bu sezon başka bir seçenek çıkana kadar yeni forma almayacağım.
    ve bu benim kabahatim değil. tüketici değil miyim, beğenmediğim ürünü almam.

    edit : serdar özkan'ı unutmuşum. *

    http://captano.blogspot.com/...ofk-belgrad-2-2.html
  • 117
    kalecisi yetersiz forveti yetersiz savunması yetersiz orta sahası sıradan bir takımdır.yani kardeşim bir takım geçen sene başına bela olan dertlerin hiçbirine 3 ay içersinde yedi transfer yaptıktan sonra gram çare bulamaz mı sorusunu akıllara getirmektedir.yasinler turgaylar candemirler bülentler cüneytler suatlar hagiler arifler metinler hakanlardan prekazilerden sonra servetler barışlar aykutlar ve ayhanlarla başarılı olacağı umulmaktadır.2002 yılından sonra kayıp aranıyor ilanıyla aranmaktadır.bu kafayla bu sene de bize hüsrandır...
  • 119
    öncelikle şu;

    (bkz: #423567)

    yukarıdaki linke yazımın sonunda geleceğim. maç için konuşmaya başlarsak kesinlikle ön yargılardan sıyrılıp bir şeyler karalamak lazım.
    öncelikle sezon boyu izleyeceğimiz orta saha bu değil. ve kimse kusura bakmasın bu takım 4-3-3 denilen olayı oynayamaz. herkes rijkaard, barca vs vs diyor. gözleri mi kör futboldan mı anlamıyorlar onu bilmiyorum.

    ——toure——
    —xavi—-
    ———iniesta-

    adamlar bu şekilde oynuyorlar. xavi ve iniesta defans özelliklerinin dışında öküz gibi pas trafiği yaparak hücumu besliyor. yani oluyor hücumları 5 kişi. biz istiyoruz 2 tane çakılı ön libero, duvar gibi defans. önlerine pas yapacak adam. yani biz 10 numara istiyoruz. bu takımda 10 numara var mı ? yok.

    arda sakallarını kesmiş ve zayıflamış gözüküyor. artık ceza sahasına yakınlaştığı gibi şut deniyor. bu onun için müthiş bir durum ve hepimizin hemfikir olduğu durum; bu adam sol tarafta oynamalı! mehmet batdal’ın biraz şansı olsaydı arda’nın sol taraftan açtığı ortalar ile 5-0 öne geçebilirdik. olsun, olmadı mı olmuyor. takımı suçlamak yersiz, hocayı suçlamak yersiz. eminim ki rijkaard ” ulan ben en kötü ihtimal bu sene mustafa-ayhan-barış üçlüsüne kalırsam neler olur? ” diye bir deneme yapmıştır. sonuç herkesin bildiği gibi belli. olmuyor.
    kişisel olarak çok iyi insanlar olabilir, hatta daha sağlıklı oyuncuların yanında bir tanesi oynasa yine daha yararlı olabilirler. ama pas yapamayan üç adamımız yan yana oynayamıyor. umarım bu duruma güzel bir çare bulunur. belki orta saha cana,musa,arda(10 numara pozisyonu) önünde pino baros elano şeklinde olabilir. izleyip göreceğiz.

    oyuncular henüz tam hazır değil, rakibi pek fazla ciddiye aldıkları yok, yorgun olabilirler hazır olmayabilirler. ama lig başlıyor ve bu sene lig görülecek en zor lig olacak gibi.

    turu geçeceğimize inanıyorum. karşılaşacağımız ikinci maç her şeyi daha ciddiye alan bir galatasaray sahada olacaktır. serdar, mehmet, musa, ali turan, çağlar bunlar kesinlikle iyi yedek olacak oyuncular. geçen seneki gibi sakatlıklar yaşarsak en azından ligde tutunmamıza katkı sağlayacak oyuncular. umarım her şey iyi olur, mutlu bir sezon geçiririz.

    yazımın başına dönmek istiyorum. pino, cana veya gelecek yeni oyuncular. kesinlikle çok yetenekli, çok başarılı, istikrarlı olabilirler. ama konu onların yeteneği ve istikrarından çok bizim yaptıklarımız. göstereceğimiz sabır. pino tıpkı giovani gibi hızlı ve etkili gözüken bir oyuncu. ama 4 sene imzalayıp yine beğenmeyip atarsak afedersiniz ama bu yönetim anlayışından bir bok olmaz. bırakın otursun bu takım. bu sene tüm maçları bu kafa ile izleyeceğim. yediğimiz 2 golde de çöküntü yaşamadım. çünkü bu takım, başında bu yöneticiler varken ufak depremler yaşayacak. umarım bu sallantılara önlem alınır. yoksa en iyi ihtimal üçüncü bitireceğiz ligi.

    http://fuatyayalar.tumblr.com/...aray-ofk-belgrad-mac
  • 121
    herşey bir yana; kewell maçtan önce çağırıldığında armayı öpmesi, saha kenarında ısınırken eski açığın önüne kadar geldiğinde kopan gürültü ve harry kewell oyuna girerken yapılan tezahuratlar göstermişdir ki; "kewell için çocuğunu kesecek en az 25 bin kişi bulabilirim"

    yok böyle sevgi arkadaş.

    ayrıca öncesinde adnan polat'ın ali sami yen ziyaretinden görüntülere yer verilirken stadda eller koparcasına ayakta alkışlanarak ali sami yen'in anıldığı maç.

    maça gelirsek; 2-2. *
  • 122
    panik yapılmadan soğukkanlı bir şekilde değerlendirilmesi gereken maç. öncelikle bende belirtmek istiyorum ki sezon boyunca seyredeceğimiz takım asla bu değil. daha yapılacak transferler var ayrıca yeni transferleri de takımda görmüş sayılmayız. ama ilk etapta cana hakkında bir fikrimiz olacak kadar oynamasa da pino iyi izlenimler bıraktı bende. sağ kanatta gayet hızlı, çabuk adam eksilten bir görüntü çizdi üstelik bu daha ilk maçı.eğer oturursa sol kanatta oynayan bir ardayla beraber iki kanadımız da son derece akıcı olur. mehmet batdal a çok inanıyoum bunu daha önce de yazmıştım, bence üzerinde ısrar edilmeli en azından lig maçlarında bu çocuğa forma verilmeli. eğer sürekli oynayacak güveni kazanırsa uzun süreli bir yerli forvetimiz olmuş olur bu da bir takım için en büyük kazanç bence. orta sahaya gelince; işte hassasiyet burada, mutlaka buraya birşeyler yapılmalı ve orta sahanın ortasına inme inmeden seyredebileceğimiz kalibrede bir adam alınmalı. kaleci transferinde ise yorumum değişmedi bence hala gereksiz.
  • 123
    rijkaard'ın bu maçta yönetime bir şey göstermek istediğini düşünüyorum ben, "transfer yapmazsanız koskoca galatasaray takımı bu haldededir işte" dedi sanki. ayhan'a m.sarp'a barış'a kalacaksak ancak bu kadar oynayabiliriz dedi, aykut'u gösterdi bize ne kadar yetersiz bir adam olduğunu anlayalım diye, orta sahaya ve neill'in yanına hatta sağ bek'e bir adam alınmazsa her maç böyle olacak dedi dün gece.

    çok merak ediyorum takıma kimler katılacak, ama bildiğim bir şey var mustafa sarp ve barış'dan daha az katkı yapmayacaktır elbet gelecek adam veya adamlar. ayhan'a bir şey demiyoruz yaş ermiş kemale eleğini asmak üzere...
  • 124
    90 dakika boyunca barış'ı kesip parçalamak istediğim maç olmuştur. bu adam bu takımda oynamayı nasıl hak ediyor? umarım sunrise'ın dediği gibidir. takımın hocaları (bir değil, iki tane) bu adamın ne kadar yeteneksiz, kifayetsiz, oyunbozucu ve aptal olduğunu görüyorlardır da, yönetimin gözüne sokmak için oynatıyorlardır.

    bu da nasıl bir yöntem ise?
  • 125
    evet maç 2-2 bitti. ali sami yen de kasımpaşa ya yenildiğimizde ne kadar üzüldüysem bu maçta da o kadar çok üzüldüm. halbuki güzel başlamıştı. kısaca futbolcuları eski açıktan göre bildiğim kadarıyla yazmak istiyorum. ha galip gelsek aynı şeyleri yazar mıydım belki yazmazdım. ama yazdıklarımın geneli bu şekilde olurdu. çünkü takım kazansa da güven vermeyen bir tablo çiziyor.

    asıp kesmeden, istifa diyerek bir taraflarımı yırtmadan;

    aykut erçetin: her ne kadar yenen gollerde bariz hatası yok gibi ama yinede güven vermiyor. senelerdir bu takımda yedek! kaleci ve bu gidişle de emekliliğini yedek kulübesinde hak kazanacak.

    servet çetin: fizik desen var, ama sürekli bir şeyler eksik. fazla iş düşmemesine rağmen * hazır değil gibi. daha doğrusu bir sezon boyu servetle yola devam etmek ?

    sabri sarıoğlu: zannedersem keita nın yokluğunu en çok çeken futbolcumuz. zira önünde oynayan serdar a çok fazla güvenemiyor. yine de bindirmeler felan yaptı. bence bu maç için sahada oynayanlara göre iyiydi.

    hakan balta: varlığı ile yokluğunun toplamının karesi ilk okulda öğrendiğimiz boş kümedir. biz bile halı saha maçında her ne kadar yapamazsakta daha fazlasını yapmaya çalışıyoruz. ama bu arkadaş form grafiğini sürekli aşağılara çekiyor. ne bir atağa kalkıyor ne de tam bir defans yapıyor. üstüne birde topuk pası, çalım gibi şeylere giriyor ki sormayın.

    ayhan akman: 2 sene önce emekli olmasına rağmen hala futbol oynamayı bırakamayan bir adam. onu en iyi “o eski halinden eser yok şimdi” tanımlıyor. belki sahada iyi gibi gözükse de okeye döner gibi bir hali vardı. hani vardır ya bazı futbolcular için eskimiş şarap gibi diye ben bu ayhan da 2 senedir bu tadı arayıp duruyorum ama bulamıyorum.

    barış özbek: köpek gibi koşmak diyince aklıma gelen ilk isimdir. evet güçlü ve nefesi kuvvetli bir kardeşimiz ama biraz da bunu top kullanma kabiliyeti ile birleştirse daha iyi olacak. o da alışmış sarp, ayhan gibi topları yengeç gibi yan yan oynamaya. arkadaş ne var bu yan top oynamada. biz bile halı saha açında yapmıyoruz. kuvvetlisin ileriye doğru yardır gitsin.

    mustafa sarp: ilk geldiği zaman iyi bir yedek olur demiştim. ama beni geçen sezonun ilk yarısında utandırdı. ama ne zaman ki o formayı cart diye yırttı o zaman bitti. kontrolsüz güç, güç değil derler ya mustafa da öyle hırs var ama gerisi yok. ve maç boyunca sürekli yan toplar yaptı. ileriye dönük tek hareketi serdara top şişirmesiydi. bir ileri yardırayım bir topla atağa kalkayım yok. sürekli yan toplarla hazırık pasları yapmaya devam etti. işin ilginci maç 2-2 oldu o hala sabri, hakan balta ile oynamaya devam etti.

    serdar özkan: 15 maçlık bir periyot hayal edersem belki 3-4 maç iyi işler yapabilir ama gerisinde bildiğiniz 11 i tamamlamak için sahaya sürülebilecek birisi. hele koşuşuna hastayım. ayhan da da aynı koşuş stili var. göğüsler kabarık, kalça dışa doğru kollarda hafif geri.

    harry kewell, pino, lorik cana: gazetelerde yıldız tablosu oluşturulur ya işte o tabloda oyuna sonradan girenlere “?” konurdu. bu maç için onlara da "?".

    mehmet batdal: fizik var, ama güç yok. sanki ikili mücadelelerde o fiziğini kullanamıyor. bir hakan şükür olur mu bence olmaz. biraz daha fiziğini kullanarak oynarsa daha verimli olur gibi geliyor.

    arda turan: yapabileceği her şeyi yaptı iki de gol attı. oynadığı oyun ve aldığı sorumluluk itibariyle bence kaldıramayacağı yüklerin altına giriyor. top sürekli onda toplanıyor bu da onun daha fazla koşmasına ve tabi ki daha fazla sakatlanma riskine yöneltiyor. umarım bu sezon her hangi bir sakatlık durumu ile karşılaşmaz. zira o olmayınca eminim takımın %70 i yok olacaktır.

    bu yazdıklarım sadece bu maç içindir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın