---
alıntı ---
kombine devir imkani
türkiye futbol federasyonu’nun 19.04.2018 tarihinde verdiği pfdk kararı neticesinde; fdt'nin 53/3. maddesi uyarınca çirkin ve kötü tezahüratta bulunan bati alt 101, 102, 123, 124, 125, güney kale arkasi 119, 120, 121, kuzey kale arkasi 105, 106, 107 numaralı bloklara giriş yapan seyircilerin elektronik bilet kapsamındaki kartlarının bu maç bloke edilmesi suretiyle; taraftarlarımız dilerlerse mevcut yerlerini passo.com.tr üzerinden transfer edebilirler. 28 nisan cumartesi sabah saat 11:00’e kadar transfer edilmeyen yerler, kulübe transfer edilip satışa açılacaktır. kombinenize ait maçlık bilet gelirinin masraflar hariç %60’ı 2018-2019 futbol sezon kombine alımında indirim uygulanacaktır. kombine sahipleri gidemeyecekleri maç için kombinesine ait olan koltuğu tek maçlık olarak satılması için kulübümüze devredebilirler. kulübümüze devretmiş olduğunuz kombinenize ait koltuğunuz bilet olarak satıldığı takdirde (masraflar hariç) bilet gelirinin %60’ı 2018-2019 futbol sezon kombine alımında indirim olarak uygulanacaktır.
---
alıntı ---
her şeyden önce cezası nedeniyle ya da farklı sebeplerden gelemeyecekler olanlar lütfen kombineleri devretsin. eğer maddi imkanları müsait ise en azından bu maç için maddi gelir peşinde olmasınlar. sezonun maçı niteliğinde bir maçta kazanacağınız para galatasaray'ın şampiyonluğundan daha kıymetli olamaz. ikinci olarak da buradan kulübe bir tebrik. 28 nisan cumartesi sabah 11:00'e kadar cezalı olup transfer edilmeyen kombineler otomatikman satışa çıkarılacakmış. üstelik satış bedelinden masraflar çıkınca elde edilen gelirin %60'ı gelecek sezon kombine yenilemede indirim olarak sayılacak. yani kulüp diyor ki; kardeşim sen devretmesen de ben sana parasını verir tribünleri doldurmaya çalışırım. üstüne bir de geri kalan %40 ile daha önce sattığım biletten tekrar para kazanırım. çok güzel uygulama. gerçi gelemediğiniz zaman kombineyi kulübe devreder ve kulüp bu bileti satarsa yine aynısı oluyordu. bu sefer tabi ceza dolayısıyla araya bir zaman kısıtlaması konarak zorunlu hale gelmiş.
tribünlerin dolması önemli tabi. ama nitelik ile nicelik farkını ortaya koyan bir kalabalık olmalı tribünlerde. tribünlerde 40 bin de olsak 50 bin de olsak sürekli maçın içinde olmamız gerekiyor. eğer bu sezon içeride oynadığımız 15 maçın 14'ünü kazandıysak taraftar baskısının önemli bir payı var. şimdi de geldik sezonun en kritik mücadelesine. yine sürekli maçın içinde olmamız, rakibi, hakemi sürekli etki altına almamız gerekiyor. diğer yandan da takıma 90 dakika destek olunmalı. doğru ya da yanlış demeden tribünden oyunculara destek olmalıyız. emin olun pozitif hava takımı çok etkiliyor. deplasman ile iç saha performansımızın temel nedeni bence bu.
saha içine gelecek olursak, karşımızda iyi bir takım var ancak tonla da defosu mevcut. forvetleri gol açısında oldukça verimsiz, pas istasyonu olarak verimli. talisca olmadığında gol atmakta sıkıntı yaşadıkları bir gerçek. temel planları sürekli kenar ortalarla gol bulmak. tabi becerili oyuncuları buldukları boşlukları iyi değerlendiriyor. babel ve quaresma bu durumu oluşturan oyuncular. ancak karşılarında bu maç akıllı bekler olacak ve diğer maçlarda olduğu kadar rahat oynayamayacaklar bence. orta alanları şahsi fikrim sallantıda. oğuzhan ve tolgay bu aralar oldukça formsuz. atiba sakat bize karşı oynar diye tahmin ediyorum. karşılarında fernando ve donk ile fizikli oyuncular bulacaklar. bu orta alan mücadelesi için oldukça kıymetli olacaktır. özellikle hava toplarında bu ikili bize ekstra fayda getirebilir. belhanda ise sürekli hareketli olmalı. topu ileri taşımadan fernando ve donk çok yetersiz. bu ikiliye yardımcı olmalı. bu maçta ekstra efor sarf etmeli belhanda. yoksa ileride üretimimiz çok düşüyor.
iç sahadaki en büyük silahımız ileri uç presi. bunu sonuna kadar kullanmamız lazım. pepe büyük ihtimalle oynamayacak. tosic ve vida saatli bomba gibiler. onlara yapılacak baskılar tehlike yaratmamızı sağlayabilir. ben bu ikiliyi hata yapmaya çok yakın görüyorum. ayrıca adriano'ya yapılacak baskı da önemli. sıkıştıkları anlarda orta alana gelip oyunu rahatlatan isim oluyor.
bizde ise yine aynı adamlar çok kritik. mariano, belhanda ve feghouli. bu üçlü iyi oynarsa rahat kazanırız. kötü oynarsa işimiz şansa kalır. açıkçası belhanda ve mariano'nun iyi maç çıkaracaklarına eminim. ancak feghouli büyük soru işaretleri doğuruyor kafamda. kötü oynadığı bir maçta bile bir hareket yapıyor tamam oldu artık diyorum. ancak hemen ardından yine hüsran. sinan'ın performansı belki biraz etkiler onu ve daha iyi oynamaya başlar. bu üç isme ek kritik adam maicon. tüm rakipler topu kapınca onun üzerine oynuyor. ancak onun kadar takım arkadaşları da hatalı. elini kolunu sallayarak rahatça o uzun toplara izin verilmesi büyük hata. tamam maicon yavaş ancak o topları o kadar rahat attırırsanız her defans sıkıntı yaşar. fatih hoca eminim özel olarak ilgilenecektir kendisiyle. bir de sıkıştığımızda oyunu açan uzun toplarından bu maçta da görsek çok güzel olur.
kendi çapımda hikaye anlattıktan sonra asıl konuya gelmek lazım.
büyük takımları tanımlayan anlar bu tarz maçlardır. ölüm kalım maçıdır ve sen hayatta kalırsın. bu da seni büyük yapar ve diğerlerinden ayırır. ne kadar kötü oynasan da pozisyon üretemesen de aldığın sonuç seni tanımlar. aynı son iki haftadır akbilspor ve alanyaspor'a karşı aldığımız galibiyetlerde olduğu gibi. şimdi bunu bir kez daha göstermemiz gerekiyor. bizim mayamızda büyük olmak var. genlerimizde ölüm kalım maçında sahada ayakta kalan olmak var. isteyen tarihimize bakabilir. hatta isterse müzemize gidip kanıtlarını da görebilir. inanmamak, korkmak, acaba demek bize göre değil. tarihimizde tonla kupa var ve hiç biri güle oynaya gelmedi. hep kırılma noktaları oldu, hep yere düşüp kalktığımız anlar oldu. bu sezon boyunca da bunlardan tonla oldu. şimdi belki de bu sezon için son kez bu karakterimizin gövde gösterisini yapacağız. sahaya adım attığımız andan itibaren tek bir olasılık olacak bizim için. nasıl oynarsak oynayalım, kiminle oynarsak oynayalım bu maç ölüm kalım maçıysa rakibimizin sahaya gömüleceği kesin.
inançsızlık, tereddüt, korku, acaba bu maçta rakibin içini kemirecek. ne kadar dayanabiliriz bu baskıya, ne zaman gol yiyeceğiz acaba, kazanmamız imkansız... bunlar rakibin aklından geçen düşünceler, göğsüne bir gülle gibi oturacak olan hisler olacak.
sahada tek takım olacak. hükmeden, oynayan, oynatmayan ve golleri bulan tek bir takım olacak. sadece sarı kırmızı olacak...
hedef 21