48 saatten biraz az zaman kalmış olan maç. herkese ve herşeye rağmen yoluna devam eden en bir sevdiğimiz takım ile final arasındaki son 40 dakika...
---
alıntı ---
“iç saha karnesi deplasmanların tam tersi”, “iç sahada çok iyi takım”, “eka’yı 43 sayıda tutmuşlar abi”...
bütün bu argümanlar hakkında yazmak istiyorum…
öncelikle pozitif bir istatistikle başlayayım. daha önce 4 resmi maça çıkıp 3 galibiyet almışız.
fiziki olarak bakarsak sahaya yakın olan 4 tribünü ve yaklaşık 3000-3500 taraftarın akın ettiği bir salon. 140 bin nüfuslu küçük bir şehir ve aidiyet duygusu, bağlılık ve birbirine aşinalık durumu üs düzeyde. ispanyollar da biz türkler gibi tutkulu olabiliyorlar. rakip takım hücumlarında çalan kornalar da bir ispanyol geleneği sayılır. tıpkı girona seyircisi gibi olaya hakimler ve rakip takımlar gibi hakemleri de etki altına alabiliyorlar. bu da ortada diyebileceğimiz pozisyonlarda hatta bazı tartışmalı pozisyonlarda bile lehlerine karar çıkan bir ortam oluşturuyor…
takım karakteristiği olarak bize benziyorlar aslında. özellikle savunmada bizim gibi toplu hareket etmeye çalışan, psikolojik durumlarına göre savunma sertliğini arttırabiliyorlar. bu durumda seyirci baskısı tabi ki önemli bir silah onlar için. ilerde örneklerle değineceğim ama rakibin bir ya da iki skorerinin üzerine oynamak, hem sahadaki savunma hem de saha dışı baskıyla onu devredışı bırakıp takımın 2. ya da 3. hücum alternatifine yönelmesini sağlayıp onun şutunu riske etmek en büyük savunma numaraları. bu bakımdan sürpriz bir ya da iki skorer bulup ekstra katkı alabilmek çok önemli…
euroleague normal sezonda 7-7 yaptılar. deplasmanda tek galibiyetleri blma, onlar da 1-13 yapmış. wurzburg’da tek mağlubiyetleri ydü maçı, orda da 5 sayılık bir fark sözkonusu… iç sahada mağlup ettikleri 6 takımdan 4’üne ikili averajda üstünlük sağlarken famila schio ve fenerbahçe’ye ikili averajda üstünlük sağlayamadılar. çift maçlı eleme turunda rövanş maçına gidecek bir takım için pek sevimli olmayan istatistikler bunlar. çok konuşulan ekaterinburg, fb ve ydü maçlarındaki istatistikler üzerinden bazı çıkarımlar yapmak istiyorum…
meşhur ekaterinburg maçı ile başlayalım, istatistik tablosu şöyle bişey..
http://www.fiba.basket/...venida#|tab=boxscoregenel istatistiklere bakarsak avenida yayın içinden 19/44 atarken ekaterinburg 14/38’de kalmış. iki takımın da 2’şer üç sayı isabeti var ama ev sahibi bunu 12 şuttan çıkarırken ruslar 17 şut sallamış. serbest atışlarda da 12-9 üstünlükleri var.
ekaterinburg’un bireysel istatistiklerinde ise dikkat çekici iki isim var. biri normal sezonda takımın en skorer ismi olan brittney griner’in 3/12’si, diğeri de taurasi’nin 0/11’i… takımın attığı 55 şutun 23’ünü bu iki isim atmış ve sadece 3 tane iki sayılık isabetleri var. iki oyuncuyu çıkardığın zaman takımın kalanının iç saha istatistiği 11/21, bunu oranlarsak yani ikisinin takımın kalanıyla uyumlu yüzdeyle attığını varsayarsak bu istatistik 20/38 oluyor ki bu da fazladan 12 sayı demek. dış şutlar için de aynısını yaparsak üç sayı isabeti de bir basket artmış oluyor. bu da toplam 15 sayı demek ki skoru 58-56 ekaterinburg lehine taşır.
takımın en skoreri olan griner’in bir şekilde kötü atmasını sağlamışlar. alba ve meesseman yine kendi oyunlarına yakın bir yerde oynamışlar. ama sezon boyunca fazla top kullanmayan taurasi’ye fazla fazla şut attırmışlar, bir nevi riske etmişler ve kazanmışlar. ortalama 8 şut kullanırken bu maçta 11 şut atmış ve sıfırda kalmış… iki takımı karşılaştırdığında sadece bir şut fazla kullanmış ev sahibi takım, rakibine fazladan 3 top kaybı yaptırmasına rağmen…
sahasında aldığı galibiyetlerden bir diğer kayda değer olanı fenerbahçe maçı. 65-64 skoruyla çok yakın geçen bir maç gibi görünüyor. maçın genel istatistikleri şöyle:
http://www.fiba.basket/...rbahce#|tab=boxscore yine genel istatistiklerden başlayalım. avenida iç sahada 23/46 atmış, yine %50lik bir istatistik oranı. fenerbahçe ise 31 şutta sadece 11 isabet bulmuş. yayın gerisinden ispanyollar 4/11 atarken fenerbahçe 10/18 atmış. serbest atış sayılarında da 12-7 üstünlük olunca maçın içinde kalmaya devam etmişler. toplam şutlarda 8 fazla şutu var avenida’nın.
bu maçta da 2 oyuncunun fenerbahçe’yi nasıl oyunda tuttuğuna bakmak için tersten gidelim. 11/31 iç saha isabetleri var. vaughn 3/8, plum 1/3, verameyenka 5/7, dabovic 2/3. kalan 11 şut karavana. en yüksek sayıya ve yüzdeye ulaşan dabovic ve verameyenka’nın istatistiklerini takımın geneline uyarlayalım. 11/31 olan isabet oranı 6/31’e iniyor, bu da 10 sayı fark demek. üç sayı için aynı şeyi yaparsak 10/18 olan oran 5/18’e iniyor, o da bir 15 sayı kayıp yapıyor.
yani dabovic ve verameyenka takımın genelline ayak uydursa 65-64 gibi kafa kafaya bir skorla biten maç 65-39 gibi korkunç bir sonuca sahne olabilirmiş…
son olarak sahalarında kaybettikleri tek maç olan yakın doğu maçına şöyle bir bakalım…
http://www.fiba.basket/...sitesi#|tab=boxscore tabelada görünen skor 67-62 ydü lehine. ispanyolların 18/46 iç saha isabetine 23/45 ile cevap vermiş deplasman takımı. yayın dışına baktığımızda ise 5/15’e karşı 8/17 ile karşılık vermiş ispanyollar. toplamda 3 fazla şuta rağmen 1 sayı fazla bulmayı başaran yakın doğu serbest atış sayılarındaki 6-2 üstünlüğünü de ekleyip 5 sayı farkı bulmuş. avenida’nın yine %40 isabet seviyesinde kaldığına dikkat çekmek lazım.
diğer iki maçtan farklı olarak ydü’nün takım işleyişini fazla etkileyemediklerini görüyoruz ki bu da kalite farkının doğal bir sonucu. buna rağmen yine de takımın öncelikli skor alternatifi olan mcbride ve levander’in kendi istatistik ve isabet oranlarının altında kaldığını görmek mümkün. sezon ortalaması 19 sayı olan kayla 13 sayıda, 15 olan levander 12 sayıda kalmış, isabet oranlarında da ortalama %10’luk düşüşler var.tabi hem oyuncu hem de takım kalitesinden ötürü düşüş miktarı çok dramatik değil…
vandersloot, wauters ve eldebrink ise sezon ortalamalarını tutturmayı başarmışlar. zaten 5 oyuncunun 10 küsur sayıya ulaştığı bu senaryo avenida gibi kısır bir takım için en kötü senaryo…
tabi o gün de yaptıkları ekstra işler olmuş. mesela sezon ortalamaları %25 olmasına rağmen %47 ile üçlük atmışlar ki bu da 4 yerine 8 üç sayı isabet demek. sezon ortalaması 5 sayı olan robinson 15 sayı ile direnmiş ki takımın üçlük yüzdesini de ¾ ile epey yükseltmiş.. yine de kötü işleri baskın gelmiş. mesela silvia’nın 2/9’u, erika’nın 3/10’u gibi… 2 ismin 14 karavana şutu, aradaki fark sadece 5 iken önemli istatistik haline geliyor. ya da diğeri iki maçtaki eşit ribaund sayılarının aksine verilen 5 fazladan savunma ribaundu gibi…
özetlemek gerekirse 3 farklı senaryo, 3 farklı hikaye ve sonuç var bu çok konuşulan 3 maçta. galibiyet ya da başabaş giden bir mağlubiyet bizim istediğimizi almamızı sağlayacak olan ihtimaller. hiç görmek istemeyeceğimiz tablo ise farkın çift hanelere ulaştığı bir mağlubiyet. evet bir seyirci baskısından ve rakip takımda genel olarak daha yüksek bir özgüven göreceğimiz gerçek. rakibin 1-2 önemli oyuncusu üzerine odaklanıp, rakibi alternatif hücumculara yönlendirerek onların şutunu riske etmek üzerine bir savunmaları olacak. bu durumda allie’nin, jelena’nın, gigi’nin baskıya ne kadar direnç ve reaksiyon göstereceği çok önemli. bunun dışında en azından oyunun bir bölümünde alışkın olduğumuz hücum oyununu oynayamayacağımız aşikar. bu anlarda epoupa’nın, davis’in(umarım) her ne kadar asli görevi silvia ile boy ölçüşmek olsa da kaptanın hatta tuğba’nın hatta belki gizem-irem-meltem’in sayı katkısına çok ihtiyacımız olacağı gerçek. takım olarak %50 ile hücum edebilmenin bile yeterli olacağını da söylemek mümkün. hücumda zafiyetleri dönem dönem olsa da savunma konusunda yüreğini sonuna kadar sahaya koyan sarayın sultanları karşısında, fiziki üstünlüklerine rağmen, allah göstermesin maçın erken kopması durumu hariç kolay kolay 60 sayının üzerine çıkamayacakları malum…
her ne kadar ilk maç öncesi 10+ sayı bir farkın yeterli olacağını savunmuş olsak da 7 sayı da yabana atılır bir fark değil. herkes kendi performansına yaklaşır, anlık krizleri uzun periyotlara çevirmeden çıkış yolunu bulacak kadar sabırlı ve güvenli olabilirsek turu alıp gelmek o kadar da uçuk bir senaryo değil…
---
alıntı ---