maç öncesi yayını başladığında salondaki müthiş atmosferi görünce içimde bir burukluk oluştu. tahmin edilen bir şeydi aslında ama hangimiz bu gece abdi ipekçi'de olmak istemedi ki? maç günleri sözlüğe ve sosyal medyaya bir şey yazmama ritüeli de eklenince maç başlayana kadar zaman geçmek bilmedi.
fikri hür vicdanı hür galatasaray taraftarı'nın henüz maç başlamadan yaptığı
türkiye laiktir laik kalacak tezahüratı aslında bir tepkiden çok daha fazlasıydı ama bizlere açık açık gerizekalı diyen liseli dinazorların bunu anlayacağını sanmıyorum.
maça göksenin'le başlayacağımızı muhtemelen rakip beklemiyordu. son 1 yılda topa baskı yapmada bir hayli yol katetmiş olan göksenin, rakibin en önemli oyuncularından birini müthiş savundu ve oyuna girmesine izin vermedi. savunmadaki bu gayrete hücumda her attığımızın girmesiyle neye uğradıklarını şaşırdılar. eğer kenardan gelen mccollum ve davis bu kadar etkisiz olmasaydı, macı ilk yarıdan koparmayı başarmıştık. maç kopmayınca fark bir kapandı bir açıldı derken son çeyrek mvp'nin sahne almasıyla kupaya uzandık. final maçlarında teknik taktik fazla konuşulmaz. uzatmamak lazım.
herkes farklı farklı şeylere parantez açmış.
* ben de sinan'a açmak istiyorum. son birkaç aydır sinan'ı çok eleştirdik. kendisi de kötü oynadığının farkında olduğu için bizlerin özür dilemişti. dün gece oynadığı oyunla kendisini tamamen affettirdi.
16 yıl önce kazandığımız uefa finalini hala konuşuyoruz. bugün kazandığımız eurocup finalini de ileride çocuklarımıza anlatacağız. başta ergin hocam olmak üzere, oyuncuların, taraftarın, katkı veren herkesin yüreğine sağlık.