51
uzun zaman sonra bir deplasmana gittim. öncelikle belirtmem lazım ki banvit kulübü yöneticileri geçmişte yaptıkları hatalardan dönmüşler. gayet güler yüzlü maça gelen deplasman seyircisinin teker teker elini sıkan bir grup karşıladı bizi. bu sene futbolda alışık olmasak da basketbolda yöneticilerimizin ve kulüp görevlilerinin bizi sahiplendiğine de tanık olduk. maç önü ve sonrası bu anlamda güzeldi.
tribünlere gelirsek izmir, keşan, çanakkale, balıkesir, bursa'dan bir çok gs'lı geldi. bizlerde istanbuldan katıldık onların arasına. bandırma da bizi karşılayan gs'lı kardeşlerimize başta ozan özelinde teşekkürü borç biliyorum. ihtiyaclarımızı karşılamak için yoğun çaba içindeydiler.
bandırma seyircisi basketbol maçlarında nasıl bağırılacağı konusunda bilinçli değildi ama gerçekten gs sevgisi ile dolu insanlardı. devre arası yapılan konuşmalar sonrası onlarda bizim dediklerimize uydular ve ikinci yarı daha da etkili bir tribün haline geldik.
maçın başında oktay mahmuti hocamız için yaptığımız (yapılma çalışmasında ne yazık ki payım yok ama zamanım olmadığı için yok) pankartı açtık. oktay hoca ile göz göze geldiğimde, onun yere doğru eğilip selam vermesi, şükranlarını sunar ifadelere bürünmesinden sonra maçın skoru benim için önemini kaybetmişti. artık maçın keyfini yaşama zamanıydı benim ve benim gibi düşünenler için.
maçın başında banvit'in hücumlarında golubovic'in aldığı extra hücum ribauntları ve smaçları takımın zaten bozuk olan hücum düzenini iyicene bozdu. takım kimyasına tekrar dönüş yapacağımız esnada da j.johnson'ın garip bir biçimde içeri penetre edip rakip pota altında yaptığı gezintiler sonrası kaptırdığı toplarla hücum düzenimizi hiç bulamadık. ara ara çıkışlarımız olsa da bitirici yumruğu vuramadık. maç içinde bir çok defa fark açıldı ve geri döndük. bu geri dönüşler esnası farkı 2'ye 3'e indireceğimiz şutlarda yaşadığımız şanssızlıklar ve hemen arkasından gelen banvit basketleri, salon içinde rüzgarın sıklıkla yön değiştirmesine sebep oldu. maçın son anları ise tüm gs tribünleri farkın 9 sayının altında olması gerektiğinin bilincinde olarak yoğun tezahurat yaparken banvit taraftarının " ne mal adamlar 15 saniyede 9 sayı fark mı kapanır" vari bakışları ve tepkileri de gs taraftarının farkı olsa gerek..
her şeye rağmen maçın sonuna kadar mücadele eden takımımızı kutluyorum. kötü oynayabilirsiniz ama bu forma altında kötü mücadele edemezsiniz. bu takım bunun farkında. hepsine teşekkür ediyorum.
bu arada minik bir not: banvit bu ülkede bir basketbol değeri olmak istiyorsa o salonu bir gözden geçirmeli.
tribünlere gelirsek izmir, keşan, çanakkale, balıkesir, bursa'dan bir çok gs'lı geldi. bizlerde istanbuldan katıldık onların arasına. bandırma da bizi karşılayan gs'lı kardeşlerimize başta ozan özelinde teşekkürü borç biliyorum. ihtiyaclarımızı karşılamak için yoğun çaba içindeydiler.
bandırma seyircisi basketbol maçlarında nasıl bağırılacağı konusunda bilinçli değildi ama gerçekten gs sevgisi ile dolu insanlardı. devre arası yapılan konuşmalar sonrası onlarda bizim dediklerimize uydular ve ikinci yarı daha da etkili bir tribün haline geldik.
maçın başında oktay mahmuti hocamız için yaptığımız (yapılma çalışmasında ne yazık ki payım yok ama zamanım olmadığı için yok) pankartı açtık. oktay hoca ile göz göze geldiğimde, onun yere doğru eğilip selam vermesi, şükranlarını sunar ifadelere bürünmesinden sonra maçın skoru benim için önemini kaybetmişti. artık maçın keyfini yaşama zamanıydı benim ve benim gibi düşünenler için.
maçın başında banvit'in hücumlarında golubovic'in aldığı extra hücum ribauntları ve smaçları takımın zaten bozuk olan hücum düzenini iyicene bozdu. takım kimyasına tekrar dönüş yapacağımız esnada da j.johnson'ın garip bir biçimde içeri penetre edip rakip pota altında yaptığı gezintiler sonrası kaptırdığı toplarla hücum düzenimizi hiç bulamadık. ara ara çıkışlarımız olsa da bitirici yumruğu vuramadık. maç içinde bir çok defa fark açıldı ve geri döndük. bu geri dönüşler esnası farkı 2'ye 3'e indireceğimiz şutlarda yaşadığımız şanssızlıklar ve hemen arkasından gelen banvit basketleri, salon içinde rüzgarın sıklıkla yön değiştirmesine sebep oldu. maçın son anları ise tüm gs tribünleri farkın 9 sayının altında olması gerektiğinin bilincinde olarak yoğun tezahurat yaparken banvit taraftarının " ne mal adamlar 15 saniyede 9 sayı fark mı kapanır" vari bakışları ve tepkileri de gs taraftarının farkı olsa gerek..
her şeye rağmen maçın sonuna kadar mücadele eden takımımızı kutluyorum. kötü oynayabilirsiniz ama bu forma altında kötü mücadele edemezsiniz. bu takım bunun farkında. hepsine teşekkür ediyorum.
bu arada minik bir not: banvit bu ülkede bir basketbol değeri olmak istiyorsa o salonu bir gözden geçirmeli.