• 379
    bu maç 11-11 olsa yine çevirirdik. 11-10 olduktan sonra fazlasıyla maç ritmi yakaladık.
    mevcut medya algısında yine pislik bulaştırma çabası söz konusudur.
    galatasarayın tam gereksinim duyduğu anda verdiği reaksiyon ve sonrasında gelişen iyi futbolu oldukça olumlu oldu.
    icardi ve osimhen gol attı.
    sara ve sane beklenen görüntülerden esintiler izletti.
    takım kenetlenmesi tam istediğimiz görüntüde bir maç izledik.
  • 380
    her maçını hakemlerle kazanan takımların en ufak fırsatta dominant takıma sallaması ve pislik atması bu ülkenin normalidir. çok takılmadan işimize bakalım, bunlar için başınızı ağrıtmayın, galatasaray'ın tadını çıkarın. kimseye bir şey ispatlama yükümlülüğümüz yok. kaldı ki onu da şampiyonlar ligi'nde mükemmel hakem yönetimlerinde ispatlıyoruz.
  • 382
    aşağıdaki yazı federasyon'un sitesinden alıntıdır;

    --- alıntı ---

    uefa'nın ve türkiye futbol federasyonu'nun hakemlerden istediği öncelik oyuncu sağlığının korunmasıdır. bu bağlamda oyuncuların başlarına ve yüzlerine aldıkları darbeler daha dikkatli takip edilmelidir. eğer oyuncunun yüzüne eller ve kollar ile bilinçli bir şekilde darbe varsa, bu darbenin hız ve şiddetine göre sarı kart veya kırmızı kart uygulanması gerekir.

    ancak oyuncuların bu talimatı rakiplerine kolay kart göstertmek için kullanmaları, hiç olmayan veya çok az olan temasları abartarak hakemlerimizin ve rakiplerinin işini zorlaştırmaları futbol kamuoyunda rahatsızlık yaratmaktadır. hakemlere bu tip pozisyonlarda temas noktasına daha dikkatli odaklanmaları talimatı verilmiştir. temas noktası rakibin yüzüne olmadığı veya net olmadığı durumlarda sarı kart gösterilmemesi gerektiği örneklerle anlatılmıştır. videotest ve geribildirimi şeklinde yapılan seansta, standart kararlar için farkındalık arttırıcı çalışmalar yapılmıştır.

    --- alıntı ---

    pozisyonda temas noktası rakibin yüzüdür ve temas nettir.
  • 383
    --- alıntı ---

    "ikinci yarı galatasaray bizden daha iyiydi, fırsatlar yakaladı. bu şekilde de galibiyeti hak etti. daha önce 10 kişi kaldığımız maçta daha iyi performans sergilemiştik. o maçta kırmızı kart gördüğümüz dakikayla bugün gördüğümüz dakika farklıydı. bugün daha uzun süre eksik oynadık. bugün 3 stoperimizde de sıkıntı yaşadık. bir stoperimiz maçtan önce sakattı. biri maçın içinde sakatlandı, diğeri de kırmızı kart gördü. bu bizim defans hattımızı fazlasıyla bozdu. aynı zamanda galatasaray iki santrfora geçtikten sonra bunu çok iyi şekilde kullandı. hatayı her zaman kendimizde aramalıyız. daha önce oynadığımız 10 kişilik maçla bu maç arasındaki farklardan biri de ilk karşılaşmada daha fazla değişiklik yapabilmemiz. ilk maçta daha fazla oyuncumuz vardı. daha fazla değişiklik yapabiliyorduk. bugün ise böyle değildi. stoperde sıkıntı yaşadığımız için defansif orta saha oyuncusunu adapte etmek zorunda kaldık. o da aynı performansı sergileyemedi"

    --- alıntı ---

    stoilov kendi açısından maçı iyi yorumlamış. diğer maç dediği fenerbahçe maçı. fenerbahçe maçında 10 kişi kaldığımızda direndik, bunda direnemedik dedi kısaca. ligi de anlatan şey bu. galatasaray'ın öyle iki forveti var ki hangisini durduracaksın da maçı bağlayacaksın. ikinci yarı galatasaray rakip kaleyi bombardımana tuttu. bu ligde buna çözüm bulabilecek bir takım da yok açıkçası. fenerbahçe de bu sezon rakiplerini eksik bıraktırdı. ama onların lehine kesinlikle böyle bir oyun üstünlüğü ortaya çıkmıyor yani. arada kalite olarak uçurum var.

    osimhen-icardi ikilisinin kullanımıyla ilgili bir şey de söylemek lazım. bizim taraftarın romantik kısmı da fazla, doğrucu davut kısmı da fazla. her şeyi iyi analiz etmek lazım. bu hayatta da fazla köşeli olmamak lazım. icardi-osimhen rakip 10 kişi kalmasa da birlikte oynayabilirler. ama burada mesele icardi'nin fizik olarak hazır olmayışı, fizik olarak hazır olsa bile maçta galatasaray'ın önceliği gol değilken işlevsiz kalması. osimhen olmadan icardi maalesef tek santrforu kaldıracak bir oyuncu değil. aynı zamanda takım geri çekilmiş ve geçiş kovalarken oranın ideal santrforu değil. icardi kariyeriyle, takım içindeki ağırlığıyla, fenomen etkisiyle yedek oturtmakta zorlanacağınız bir oyuncu ama okan buruk'un bu noktada idare konusunda çok iyi iş çıkardığını söylemek lazım. çünkü hala icardi'yi ikna edebiliyor. icardi de kendini ikna etmeli. yani gittikçe fizik olarak daha iyi olmalı. bakmayın siz bizim köşeli taraftara. futbolda tek bir doğru yok. icardi-osimhen ikilisi yapı olarak birbirini tamamladığı gibi maçına göre bu ligin anasını ağlatır. galatasaray taraftarı da böyle bir ikiliyi bir daha rüyasında göremez. biraz kadir kıymet bilmek lazım. dediğim gibi okan buruk çok iyi iş çıkartıyor. çünkü çok konsantre, böyle devam hocam.
  • 384
    niyeti kötü medya artistlerini bir kere daha ortaya çıkaran maç olmuştur. neymiş osimhen önce faul yapıyormuş. işlerine gelince futbol temaslı oyundur diyenler bile faul diye ezbere konuşuyor. öyle yavaş yavaş gösteriyorlar ki sanki osimhen rakibinin boğazına çökmüş. bir saniye bile sürmeyen bir andı o an. osimhen topa giderken rakip kollarla çifte telli oynarcasına osimhen'in topu almasına engel olmaya çalıştı ve koşan osimhen de doğal olarak bir temas yaptı. o kollar da rakibini süpürmüştür en fazla. öyle ciddi bir temas da yok. zaten osimhen bahsettikleri gibi bir şey yapsa oyuncu öne çökerdi. tam tersine osimhen'e engel oluyor duvar olarak. hani futbol temas oyunuydu? her maç benzerlerini çok defa izliyoruz. sırf rakip 10 kişi kaldı diye bu çabalar. hep derim yakında biz bir avantaj yakalayınca oyuncumuz "yan baktı" diye de itiraz edip ağlayacaklar ekranlarda.

    maç 11'e 11 olsaydı da kazanırdık maçı. evet maçın başında golü yedik falan ama maç 11'e 11 iken üstünlüğü almıştık bile. maç 1-1 oldu ve rakip eskisi kadar kolayca gelemedi bize. ben maçta geri düşmemize rağmen maçı kazanabileceğimiz konusunda rahattım. ki ben en çok panikleyen insanlardanımdır bu konuda. ama bu maçta "eyvah gitti maç" demedim.

    bu maçta asıl konuşulması gereken rezalet attığımız ilk göldeki hakemin net bir şeyi görmeyip golümüzü yemeye çalışmasıydı. çok büyük bir skandalın, meşhur konyaspor serdar aziz penaltı kararından bile daha büyük skandalın eşiğinden dönüldü. o andan itibaren olabilecekleri hepimiz biliyoruz "hakemler de insandır hata yapabilir!"

    11'e 11'ken ne kadar üstünlerdi de 10 kişi kalınca yenildiler! sanki tüm maç izin verecektik savunmamız arkasına sarkmalarına.

    maç 3-2 biterdi, 4-3 biterdi, 5-4 biterdi ama sonunda biz yine 3 puan alırdık.
  • 386
    sanırım yine oyunun kuralları falan değişti.

    hatırlayalım. selçuk inan'a çok absürt bir faul yapılmıştı. selçuk inan arkasından kendini bir türlü bırakmayan rakibine geriye doğru tabanıyla karşılık vermişti. selçuk inan kırmızı kart görmüştü.

    faulün öncesi sonrası cezayı etkilemez. önce o kırmızı kartlık hareket yaptı, sonra diğeri yaptı, o yüzden sonrakini iptal ediyorum ama ilki geçerli diye bir saçmalık olamaz. aynı şekilde sarı kart için de geçerli bu. öyle olmasaydı...

    yani ardıllık öncüllük geçerli olsaydı faullerde, saha içinde kavga edip itişen futbolculara her zaman aksiyonu başlatana ceza kesilir diğerine hiçbir koşulda verilmezdi.

    farz edelim diyorum, osimhen faul yaptı bu maçta rakibin 10 kişi kalmasına vesile olan dirsek yediği pozisyonda. ne fark ediyor tam olarak?

    bu böyle bir şey mi?

    adam faul yapsın, ben de adamın kafasına tekme atayım o zaman. önce o faul yaptığı için sıkıntı olmaz öyleyse. böyle bir mantık mı var?

    ikinci olarak.

    ayağa basıyorsanız sarı kart veriliyor. şiddete bakılıyor mu? yüze hamle oluyorsa sarı kart veriliyor, hele dirsek ile hamle varsa. şiddete bakılıyor mu? şiddet, kartın rengini değiştiriyor iki durumda da.

    ne garip işler yahu. yüzde 10000 doğru kararı lekelemeye çalışıyorlar.

    hakkıyla kazanmıştır gala'm.

    gala'mdan puan almak için her türlü sertliği yapacaksın. hatta yeri gelip kollanacaksın. kartların es geçilecek. sertliğin dozajını en üst baremden gireceksin. oyuncuların sıkıntı çıkmasın diye pata küte dalacak. kendi akılsızlıklarıyla sarıları peş peşe görecek. sen aldığın bu riskin bir sorumluluğu olmasın isteyeceksin.

    hadi oradan.

    devam.
  • 387
    göztepe geçiş takımı. çok da eforlu oynuyorlar. ilk yarı sallai sallanınca sanchez'i çok zorladılar. kontradan da gol yedik. ancak mağlup durumdayken bile yenileceğimizi gram düşünmedim. kaldı ki maçı iyi takip ettim. ben yunus çıkar diye bekledim. okan hoca prensini çıkarmaz diye düşündüm ve icardi girer diye tahmin ettim.
    icardi girince 442 yaptık ve bambaşka bir oyuna döndük. üstüne hocanın çok ince bir dokunuşu oldu. lemina'yı stopere çekip ince oynayabilecek kaan'ı liberoya alınca topu alma süremiz kısaldı ve topu tutmada da yüzdeyi yükseltti. çok ekstra paslar yapmak istedi oyuncular yay çevresinde. hızlı bir kanat değiştirme yapsak sürekli pozisyona girerdik. göztepe iki forveti görünce merkezi kapattı ve kanatları boşladı. sane ve sallai de o saatten sonra şov yaptı. tek eksik gördüğüm nokta osimhen çok yoruldu. hocamız çok geç aldı osi'yi oyundan. top bizim kaleye gidince ya da korner falan olunca osi bizim yarı sahada dizinin üstüne çöküp dinlendi, kendini son dakikalarda sola atması taktikten değildi. biraz daha az top gelsin mantalitesiydi.
    üç puanı üç golle yazdırdık haneye şükür.
  • 389
    aramızda dahil olmak üzere bu maçta görülen kırmızı karta " ağır oldu" yorumları yapılan maç.

    öncelikle maç hakkında hiç yorum yapmadım. bu sabaha salim kafayla maçı tekrar izleyip yazarım diyordum ama bazı yorumcuları ve yorumları görünce sinirime hakim olamadım. bu karar ağır filan olmadı. ağır olan abdülkerim'in hava topuna çıktığı sırada yüzüne bile gelmeyen hareketine kırmızı verilmesiydi. 1.90'lık adamın yüzüne kadar kalkan bir kolun yüzüne net temasına sarı kart verilmesi neden ağır oluyormuş?

    önce osimhen faul yapmış ondan dolayı sarı kart olmamalıymış. ikisi bileşik bir pozisyon ve içerisinde itme çekme olur. zamanında keita'yı r.carlos çeke çeke gitmesine izin vermemiş sonrasında da dönüp vurduğu için kırmızı görmüşlüğü aynısını selçuk inan'ın yaşamışlığı oldu. o zaman kim çıkıp bu kadar konuşmuş? ki bu pozisyonda ikili mücadele olduğu çok bariz. osimhen'in "avrupa'da bu sarı kart" demesi bile olayı çok güzel özetliyor.

    artık yeter. bu kadar objektiflik algısı altında hep biz yumuşak karnımızı göstermek zorunda değiliz. sustukça bazıları iyi niyetimizi sorgulayıp bize yafta yapıştırmaya başladı. "40.ıncı dakikadan sonrasını yorumlamaya gerek yok" demiş dönercinin biri. sen yorumlama zaten "ayı". sen kimsin de kul hakkından filan bahsediyorsun?

    hepsi eşşek gibi biliyorlar pozisyonun sarı kart olduğunu. daha öncesinde 3 kez kramponlara basıldı hakem sarı kart vermeyi geçtim bir de faulü karşı tarafa verdi. sane'yi gözünün önünde biçtiler ceza sahasınnın önünde onu bile vermedi faul olur da gol atarız diye. halen daha neden incelendiği belli olmayan bir golümüzü yemeye çalıştılar.

    bu kadar fahiş hakem hataları sonrası ayağa kalkması gereken bizken bir de aramızda bile hala buna paye verenler var olması çok garip. kardeşim top oynayarak yenemiyorsunuz diye neden arkadan dolanmaya çalışıyorsunuz. biz ne diye o zaman daha iyi olsun diye yönetimi, hocamızı, futbolcumuzu ,taraftarı eleştiriyoruz? biz salak mıyız da olayı tff, hakemler vs. diye sulandırmıyoruz? biz kendimizi eleştirdikçe bunlar iyice kendini adamdan saymaya başladı.

    bu maçı bileğimizin hakkı ile kazandık. varsa başka delikanlı gelsin karşımıza çıksın görelim. karşımıza çıkamayıp ödlek gibi başkalarının arkasına saklananlar yarın er meydanına çıkınca hangi deliğe girecekler hep beraber göreceğiz.

    hepinizi eze eze kabul ettireceğiz. bizi top oynayarak bu ligde kimse yenemez. bu ormanın kralı biziz.

    çok yaşa galatasaray.
  • 390
    verilen yüzde 100 doğru kırmızı karta üzüldüğüm maç. bu konuda yalnız olduğumu da düşünmüyorum. esasen maç 11'e 11 iken üst düzey bir maç izliyorduk ve herkes bundan mest olmuştu. göztepe kırmızı yiyip gömülünce oyunun profili bir anda değişti. ben böyle üst düzey giden bir maçın ritminin şanssız bir kırmızı kart ile bozulduğu için üzüldüm. göztepeli oyuncu gaza gelip osimhen'i defalarca tokatlayınca haliyle ikinci sarıdan atıldı. ne türkiye'de ne avrupa'da bu tip pozisyonları affetmiyor hakemler. kolun yukarı kalktığı her an kart riski büyüyor. güreşerek oynayan barış bile bu sebepten kollarını 45 derece üzerinde açmamaya özen gösteriyor.
  • 392
    rakının kirmizi kartinda ilk faulü osimhen yapmış, orada dursaymiş oyun rakip oyuncu o hareketi yapmazmış.

    yeni moda söylem bu çünkü kural kitabini bu yüzsüzlerin yüzüne vurunca simdi de buna sığınıyorlar sanki bu zamana kadar bu ligde atlanan tek faul osimhen'in yaptığıymiş gibi ki bence faul yapmıyor ya neyse.

    şu pozisyona bakalım şimdi, bu pozisyonda selçuk kırmızı gördü. çünkü kırmızı göreceği hareketi yapana kadar hakem faul verip oyunu durdurmadı.

    https://youtube.com/...?si=74K6ZEwChuyqtn7c
  • 393
    sara’nın öne çıkmasını bekliyordum zira geride asla pas yapmayan ve baskı yemeyen takıma gol atabileceğimiz yöntemin uzak şutlar olduğunu düşünüyordum, maalesef sete oturmakta zorlanıyoruz. onun dışında çok uzun zamandır dinlenmişti, bugün hareketini yapmalıydı… şükür yaptı ve golden sonra rakibin düşmesi kendisinin de motivasyonuyla mutluluk verici bir şekilde bitirdi maçı.

    çok net bir şekilde %50’mizin osimhen olduğunu gösteren bir başka maç. berbat oynarken yoktan bir gol var etti, bir de kırmızı aldırdı. hem mücadelesiyle hem de skorlarıyla takımı yukarı çekti. aksi halde maçı bu seviyede bir rahatlıkla kazanma şansımız yoktu.

    ne yazık ki maça yine setsiz ve planlarımız zayıf bir şekilde başladık. maç başından belli ediyor hocanın açıklamaları kendini, “bekleri birebirleri zorlayacağız, 3.bölgede yeteneklerimizle oynayacağız, dribling kabiliyeti” minvalinde konuştu. yani set beklemeyin dedi. burası üzücü.

    ancak maça müdahaleleriyle 11’e 10’da avantajını çok iyi kullandı. barış-icardi değişikliğini hızlı gerçekleştirmesi şaşırttı. açıkçası aklıma gelmemişti böyle bir şey yapacağı. fiziksel olarak dövüşmek yerine, akılla alt etmeyi hızlıca aklına getirdi. ben her zaman olduğu gibi bi 15 dakika bekler diye düşünmedim değil.

    peşi sıra lemina’yı stopere çekmesi, kaan ayhan’ı ön liberoya çekerek şut ve pas yeteneklerini kullanırken, ağır kalması dolayısıyla arka tarafta yaratabileceği riski ortadan kaldırdı. davinson’un da sallanan halinden kurtuldu. haftaya trabzonspor maçında lemina’nın stoper oynama ihtimaline karşın deneme, ısınma yapmış oldu. gerçi onuachu varken mantıklı mı tartışılır ama yerinde bir müdahale idi.

    dennis ve ismail köybaşı değişikliği bize avantaj sağladı açıkçası, bu da bence kritikti maçı kolaylamamız adına, rakibin hatalarından biriydi.

    ucuz yırttığımızı düşündüğüm bir maç, sakatlığı, hatası, kırmızısı… ama bunu sağlayan şey osimhen gibi bir süper kahramanımızın olması bence. allah kendisinden razı olsun. ivme gerektiğinde hep orada.

    hem maçla alakalı hem maç dışı, icardi belki ağırlaşmış, zaten ağırlaşmıştı, daha da ağırlaşmış… fakat güçlenmiş, herkes kilo diyor ama sanki güçlü gibi görüyorum. bence koordinasyon eksikliği var, yeni vücuduna alışması zaman alacak. sonrasında yine kaliteli dönecek. inanılmaz bir yetenek, onun da bize verdiği büyük ivmeyi unutmadan son ana kadar desteklemeye çalışmak lazım. en azından takıma karşı olumsuz bir hareket yapmadığı sürece…
  • 394
    galatasaray mı kazanır yoksa göztepe mi?

    ya da başka deyişle çok gol atan mı kazanır, az gol yiyen mi?

    pazar akşam üzeri ali sami yen'de iki sarı-kırmızı ekibin karşılaşması "enlerin" düellosuydu bir bakıma...

    bugüne kadar yirmi iki defa rakip fileleri sarsmış galatasaray sadece üç defa kalesinden topu çıkarmış göztepe'ye karşı gol bolluğunu sürdürüp, başarılı bir avrupa kupası maçından sonra ligde galibiyet serisini devam ettirmeyi hesaplıyordu.

    ev sahibinde kadro dört gün öncesinin aynısıydı, bir tek eksik babasının rahatsızlığından dolayı uruguay'a giden torreira'ydı ki maçtan önce galatasaraylılar lucas ve babası için oynama yemini etmişlerdi soyunma odasında...
    iki takım oyuncuları ve teknik ekipler güzel ve güneşli bir sonbahar öğleden sonrasında top oynamak için yeşil zeminde yer almıştı da maçı yönetecek hakem oğuzhan çakır'ın "jest ve mimikleri" hiç de umut vermiyordu. izlenimlerimiz de yanıltmadı zira ayağa basmalarda sarı kartları es geçerken, göztepeli oyuncunun geri pasında ofsayt olup olmadığını var ekranında dört defa izlemesi ve osimhen'e atılan dirseği görmeyip yardımcılarının uyarısıyla saniyeler sonrası sarı kart çıkarması üst klasman hakem için affı olmayan hatalardı...

    topu hakemden alıp, esas aktörlere atarsak, eskilerin deyimiyle "kıran kırana" bir maç başladı ali sami yen'de. galatasaraylı oyuncular taraftarının desteği ve bodo galibiyetinin moraliyle iç sahada oldukça iştahlı ve coşkuluyken, göztepe ise fizik gücüne güvenerek çok koşuyor, galatasaray yarı alanında çok adamla baskı kuruyordu, sanki bir premier lig maçı seyrediyorduk. galatasaray erken gol için rakip kaleye yüklenirken, gafil avlanıyor ve sanchez ve sallai'nin hatalar zinciri ile daha dakikalar beşi gösterirken geriye düşüyordu. beşiktaş maçında rafa silva'yı kaçıran ve gol yemek yerine kırmızı görmeyi tercih eden sanchez, bu defa "oyunda kalıp, golü kalesinde görmeyi" tercih etmişti ki maçın ilerleyen dakikaları onu haklı çıkarıyordu.
    şok gol ev sahibi oyuncular ve tribünlerde olumsuz etki yaratmıyor, aksine takımı beraberlik için kamçılarken, dakikalar 18'e gelirken barış'ın furkan'ı zorlaması neticesinde göztepeli oyuncunun geri pasını bodo maçında olduğu gibi osimhen kapıyor ve eşitliği sağlıyordu. tabii, bu kadar "net" bir golün resmiyet kazanması en azından 3-4 dakika almıştı var incelemeleri sonrasında. osimhen'in golünün tarihi değeri de galatasaray'ın göztepe ağlarına yolaldığı 100. gol olmasıydı.

    skorda beraberliği sağlayınca galatasaray, galibiyet sayısı için ataklarını arttırdı, baskı gelince de göztepe hatalar yaptı, bazen de sert oynayarak sarı kart gördü, bazen de "görmezden" gelindi de devre biterken bokele'nin yaptığı "tolerans" sınırlarını aşınca oyundan atılması tartışma konusu bile değildi.
    ilk kırk beş dakikayı göztepe oyuncu olarak bir eksik tamamlarken, sallai'nin uzaktan attığı şutu direk engelleyince skor tabelası değişmiyordu...

    ikinci yarıya 120 maçta 100. galibiyetini kazanma amacındaki okan buruk, rakibin kapanacağını da ön görüp kanatlarda oynayan barış alper'in yerine "fox in the box" ıcardi'yle başladı ve santradan saniyeler sonrası abdülkerim'in ortasında ıcardi kafayla golü aradı. stoilov'un talebeleri eksik kalmanın psikolojisi ile "otobüsü çekince" galatasaraylılar da yan ortalar denedi, olmadı uzaktan şutlarla gol aradılar ve rakiplerini iyice bunalttılar. özellikle dakikalar 58i gösterirken jakobs'un ortasında osimhen'in kafasında ve bir dakika sonra sara'nın pasında osimhen'in dokunuşunda kaleci lis takımını tek başına ayakta tutuyordu.

    galibiyet için gol lazımdı, gol için de enerjik oyuncular lüzümluydu, jakobs ve sanchez yerlerini eren ile kaan ayhan'a bıraktılar ve bir dakika sonrasında da yunus'un kafa asistiyle sara ceza sahası dışından lis'i avlıyordu. gol sevinci ise takımın birlik beraberliğini göstermesi açısından önemliydi, ligde ilk golünü atan sara'yı tüm takım arkadaşları kutlarken, osimhen ve lemina kramponlarını temizliyordu takım arkadaşlarının.

    ve üç dakika sonra sara kadife ayaklarıyla topu havalandırıyor, lis osimhen'e bir kez daha izin vermiyor ama "kurt" golcü ıcardi dömivoleyle ağları sarsarken, bu sezon altıncı golünü kaydederek galatasaray'ın en fazla gol atan yabancı futbolcusu rekoruna bir adım daha yaklaşıyor ve tribünler o malum şarkıyı haykırıyordu: aşkın olayım...
    ev sahibi sarı-kırmızılılar "apokerim"in hatasıyla rakibe armağan ettikleri net pozisyon dışında göztepe'yi ceza sahasına sokmazken, bitime 10 dakika kala sane'nin iki defa ceza sahasında rakipleriyle "kedi-fare" oynarcasına girip yunus ve sallai'ye gol attırma girişimini lis başarıyla çıkarırken, dört dakika sonra icardi-osimhen işbirliğinde yine top fileler yerine korner direği dibine dikiliyordu.

    galatasaray eksik rakibi karşısında oyunu domine ederken, okan buruk lemina'yı kenara alıp, genç arda'ya da şans veriyordu kalan dakikalarda ve hakem maçın bitiş düdüğünü çaldığında bugüne kadar kalesinde sadece 3 gol gören göztepe, tek maçta galatasaray'dan aynı sayıda golü yerken, galatasaray 192-73 sezonundan beri sami yen'de göztepe'ye kaybetmeme serisini devam ettiriyordu...

    kaynak ve maçtan fotoğraflar: https://ultrasmovement.blogspot.com/...saray3-1goztepe.html
App Store'dan indirin Google Play'den alın