251
aniden akla gelip göz yaşartan maç.
253
mehmet demirkol geçenlerde "galatasaray'ın tarihini oluşturan onlarca, yüzlerce hikaye var. galatasaray'ın şampiyonluk mücadelesindeki en büyük avantajı da o. başakşehir'in hiçbir hikayesi yok. dezavantajları bu. olamaz da. galatasaray ise 500 yıllık bir kültür" demişti.
işte o yüzlerce hikayeden birisi de bu maçta yaşanmıştı.
şimdi ise mevcut iktidarın açıkça (gizli yapmaya bile gerek görmüyorlar) desteklediği yapay bir takımla şampiyonluk yarışındayız. ama brezilyalı bir orta saha oyuncusunun maçın son anlarında kaleye geçip kurtardığı penaltının hikayesi bana söylüyor ki, onlara kaybetmeyeceğiz.
selam olsun hikayeleri ve tüm zerafeti ile varolan ve varolmaya devam edecek galatasarayıma..
254
üzerinden 10 yıl geçen maç. yekta kurtuluş'un golüyle 1-0 kazanmıştık. ayrıca muslera 89. dakikada penaltı yaptırıp kırmızı kart görmüş, 3 oyuncu değişikliği hakkımız dolduğu için kaleye felipe melo geçmiş ve penaltıyı kurtararak 3 puanı getirmişti. şampiyonluk senelerinde böyle hikayelerin olması çok hoş.
255
melo’nun penaltı kurtardığı maç. penaltı sırasında hemşerilerimle birlikte diğer kalenin arkasındaydım. herkes maç berabere bitti havasına girip ufak ufak çıkmaya hazırlanırken melo penaltıyı kurtardı ve bir anda herkes ana avrat sövmeye başladı.
keyiften ölecek olmama rağmen meydan dayağı yememek için içime içime sevinmiştim. eve zor attım kendimi galibiyeti kutlamak için. harika bir maçtı. penaltı anı da en özel futbol anımdır.