• 303
    neticesi hakem tarafından tayin edilen bir maç oldu. galatasaray maç düzgün yönetilse rahatlıkla 3'ü bulurdu.

    bir defa beşiktaş'ın tüm sarı kartlık pozisyonları es geçildi. rakip agresifleştikçe agresifleşti. yine de sinmedik.
    talisca'nın net şekilde kırmızı kartı var. es geçildi. bana göre aboubakar'ın muslera'ya diziyle girmesi tamamen kasıt. en az sarı, kırmızısı da tartışılır.

    ancak oyunu esas galatasaray'dan alıp 2-2'ye getiren 60. dakikadan sonra her ikili mücadelede beşiktaş lehine çalınan düdükler. ali palabıyık gol atana kadar top beşiktaş'ta dedi resmen. vücut teması bile olmadan topu kapıyoruz, hop faul. beşiktaş oyuncusu bizimkisini kündeye getiriyor hakem oyunu devam ettiriyor. böyle bir hakemle defansif zaafiyeti olan galatasaray'ın maçı vermemesi mucize.

    ha yarın açın gazeteleri. maçın kaderini değiştiren hakem hakkında tek laf bulamayacaksınız.
    bizim yöneticilerimiz levent nazifoğlu gibi olursa bulamazsınız da.
    her şeyiyle rezalet.
  • 304
    75'e kadar beşiktaş'ın tek korkutan pozisyonu atiba'nın çaprazdan vurduğu şuttu. hatta o kadar ki bizim tribünler 40.000 kişiyi susturdu paslarda oley bile çekmeye başladı. böyle bir ortamda duran top harici zor gol bulurdu beşiktaş ve öyle de oldu. ilk golden sonra tamam dedim amı götü dağıtır bizimkiler ve maalesef dediğim çıktı. 75'e kadar buraya getirmişken bu maçı alacaksın arkadaş, büyük takım olmak budur.

    giden 2 puana üzüldüm ama takım çok umut verdi. podolski döndüğünde çok daha iyi oluruz. sabri artık yedeğe gelmeli ve yasin 60 dakikadan fazla oynamamalı. riekerink hocam bunları görür umarım.
  • 305
    maç yerden oynandığı müddetçe bizim kontrolümüzdeydi. ne zaman uzaktan yapılan ortalar ve şişirme toplar devreye girdi, o zaman beşiktaş ardı ardına pozisyonlar bulmaya başladı. "cezasahasına çok adamla girip top şişirmek" gibi ilkel bir taktiğin bize karşı bu kadar etkili olması içimi acıttı gerçekten.

    ancak bundan daha çok içimi acıtan şey, rakip takım kendi yarısahasını bomboş bırakmışken en az on defa kontrataktan cezayı kesme fırsatı bulmamıza rağmen bir türlü bunu başaramayışımızdı. yasin yoruldu ama riekerink onu çıkarmadı, çünkü sinan'ın savunma zaafiyeti böyle büyük bir maçta korkunç bir riskti. böyle olması da gayet normal, bu adamı stuttgart'ın paf takımından bonservissiz olarak almışken robben gibi oynamasını bekleyemeyiz. podolski zaten sakat. bu sebeple çaresiz kalan riekerink en sonunda josue'yi soktu ama josue de bu cezayı kesmeyi başaramadı. belki biraz fifa mantığı olacak ama ben riekerink'in yerinde olsam linnes'i çağırır, "topu aldığında önün boşsa ileri doğru sür, önün doluysa sneijder'e at, gerisini o halleder" deyip oyuna sokardım. bence yasin yorulduğu anda linnes girseydi bu maçta puan kaybetmezdik.

    yine de sağlık olsun, masadaki oyunculardan biri galatasaray'sa başka kimsenin favori gösterilemeyeceğini bir kere daha ispat ettik. yegane arzum ikinci yarıda arena'da oynayacağımız maçta "top şişirme" taktiğine karşı koyabilecek bir stoperimizin olması. gerisini bizim çocuklar halledecek zaten.
  • 308
    bu maç hakkında farklı bir şeye dikkat çekeceğim. maçı izleyen fenerbahce taraftarları her iki takımın da kendi takımlarından tempo, saha içi organizasyon ve oynama isteği olarak fersah fersah önde olduğunu kabul etmektedir. eğer çok uç durumlar yaşanmaz ise bjk ile zirve yarışında olacakmışız gibi görünüyor. herkes biliyor ki galatasaray bir yarışın içindeyse o yarışı alır. eyyorlamam bu kadar.
  • 309
    1 puan alarak tamamladığımız maç. anca yazma fırsatı bulabiliyorum, geç oldu biraz tabi.

    öncelikle aşama aşama gidelim. mükemmele yakın bir ilk yarı oynadık diyebilirim. hücum açısından konuşursak bruma'yı çok iyi kaçırdık gökhan'ın arkasına, paslaşmalar çok iyiydi. o kadar iyiydi ki beşiktaş ilk yarının son 10 dakikasında bildiğin yorgundu ki bruma'nın o spektaküler golünün olmasının sebeplerinden biri de bu. dersimize iyi çalıştık ve sınav çalıştığımız yerden geldi. golü de atınca pas oyunu oynamak isteyen takımımızın istediği ortam oluştu. orta üçlü gerçekten çok başarılıydı. hepsine ilk yarı rahatlıkla 10 puan verebiliriz. ilk yarıda tek üzüldüğümüz yer sneijder'in pozisyonu atamamasıydı. bu adam her iki ayağını da kullabiliyor ama şu şekilde harcadığı bir kaç maç direk aklıma geliyor. sol ayağıyla kalecinin sağına yerden rahatlıkla plase bırakabilirdi. canı sağolsun. ayrıca yasin topu caner'in kıçına atmak yerine sağına verse arkadaşı kaleci ile karşı karşıya kalacaktı. ilk golde bizi şaşırtan bir şey yok. riekerink duran top organizasyon işini seviyor, çalıştırıyor. her korner fener'in kornerleri gibiydi. gönül arkaya kaldırır, fener golü bulurdu. ligin en çok korner atan takımıyız ve etkili kullandığımız gerçek, nazar değmesin. 2. gol ise playstation golü, fifa golü. aynı golü ben o kadar attım ki oyunda, maçı izlerken sanki ben bruma'yı hareket ettirdim. ayağından öpüyorum bu arkadaşı. 5 maç 2 gol 2 asist, devamı da gelsin bruma.

    ve kötü kısma gelelim. hepsine ek olarak eğer ilk golü yemesek beşiktaş'ın baskısı suni olucaktı ama sonuca bakmak gerek tabi. 65'e kadar baskı yapabilen bir beşiktal yoktu bence. biz gidemedik ileri, beşiktaş bizi içeri tıktı ama verdiğimiz tek pozisyon caner'in müthiş ortasında atiba'nın vuruşuydu. başka da birşey yok. yediğimiz golde bana özelden mesaj atarsanız sevinirim çünkü izleyemedim orayı: q7'nin ortasının dışarıdan içeri girdiğini düşünüyorum. gören varsa bilgilendirirse sevinirim. golde chedjou unuttu adamını ama şu var. marcelo'nun arkasında sanırsam aboubakar'da boştu. her türlü goldü yani. unuttu savunma adamları. e golde gelince taraftar çıldırdı, iştahı arttı herkesin. beşiktaş taraftarı çok başarılıydı. takım 0-2 geride, adamlar 45.00 ile maç sonuna kadar susmadılar. pozisyon yokken 2. golü yedik. chedjou bizi geçen seneki rize maçı gibi yaktı. bir sürü örneği var yaktığı maçların. artık hata değil, bile bile lades chedjou. bu gol önce chedjou'nun sonra da maçı 2-2 ye getiren jor hocamın. karabük maçını bir kenara bırakıyorum, 4 maçta da değişiklikleri ayarlayamadı. yaptığı 2 değişiklikte doğru ama geç be hocam. takım bağırıyor topu alamadığını, yorulduğunu. ama sen bekliyorsun 70 küsüre kadar. gol yemesek de bu eleştiriyi yapacaktım. yasin defansa destek olmaktan bitti adam. sabri de ise sorun boyuydu bence. bjk talisca-cenk-aboubakar-atiba-tosic-marcelo kim varsa arkasına sabri'yi aldı. cavanda değişikliği bence temelde bundandı. fiziksel olarak sabri'yi donunda sallayacak cavanda girince o eksikliğimiz sona ercekti, erdi de ama geç işte. neyse 2-2 olduktan sonra şahsen maç gitti dedim ve o gözle izledim maçı. kuzenim maçtan önce 2-2 biticek ama 3-2 de alabiliriz demişti. 2-2 olduktan sonra ben tavdım 2-2'ye zaten. 2-2'yi 3 pozisyonla yakaladı beşiktaş bu can yakıyor biraz. talisca'nın şutu saymıyorum ben ciddi olarak. gelelim maç sonuna. o gol olsa inanılmaz sevinirdim evet ama ben hep işin kötüsünü öncelikli düşünürüm. olaki q7 o golü atsa bu sene toplanamazdık bence. rize maçı* işte tam. bitmiştik o maçta. olmadı mı yine geçen seneki antalya maçı*. o sebeple sondaki pozisyona çok takılmadım. he bu adam profesyonel topçu. topa gelişine uzak direğe vuramıyorsa veya sağ ayağıyla kalecinin solunda plase vuramıyorsa gerekli yetenek kendisi yok demekki derim.

    sonuca bakarsak ben mutluyum 1 puandan. ipler bizde. içeride yenemiyorsan rakibini şampiyon olmayalım zaten ve ilk yarı gösterdi ki biz yapabiliriz bunu. takım her hafta üzerine koyuyor. hocam 4 haftadır oyunu okuyamıyor kenardan. geliştireceğini düşünüyorum bunu. teşhis koyabilmeli kendisi. ben kendisini destekliyorum. kendini geliştiren birisi gibi duruyor ve oynatmak istediği oyunu hem sahada görebiliyorum hemde destekliyorum. önümüzde antalya maçı var. gündüz maçı. arena'ya gidilip destek verilmeli takıma. 6 hafta sonuna 14 puanla girelim milli ara. o arada dilerim ki sakatlarda takıma döner. yazıyı sonuna kadar okuyan herkese de teşekkürler.
  • 310
    bu maç için jor'a kızanlari anlamıyorum. geç değişiklik yaptığı için eleştiriliyor ama kulübede doğru duzgun adam yok henuz. sadece yasin'i daha erken alabilirdi oyundan yerine sinan 'i sokup. bunun dışında daha adamın elinde kolbeinn, de jong, poldi gibi isimler yoktu. bu isimler takima katılınca daha iyi not veririz kendisine. ayrıca josue girdi oyuna da ne oldu? 3 puandan etti bizi, kahretti.

    bu maçta eleştirilecek biri varsa o da chedjou'dur. bir stoper kornerden gelen topa nasıl ziplamaz lan? adamın işi bu zaten. ikinci golü konuşmıyorum bile. takım beklediğimizden daha iyi oynadı adam chedjou takımın tüm emeklerini piç etti. öyle ozurle falan da kurtulamaz. serdar 'a duaciyiz artık. inşallah formayı alıp bu adamı da sezon sonuna kadar kulübeye hapseder. sezon sonu da defolur gider.

    chedjou yerine iyi bir stoper olsaydı elimizde, en kötü 2-1 kazanirdik. şimdi 1 puana razı oluyoruz malesef, yazık oldu.
  • 311
    "bu maç elimizden nasıl kaçar lan!" dedirten maçtır. maç bittiğinden beri bu cümleyi kullanıyorum. bu sabaha da yataktan bu lafı söyleyerek uyandım. gerçekten muhteşem bir 60 dakika geçirdik. uzun zamandır bir derbiyi bu kadar domine eden*, bir derbide bu kadar topa sahip olmak icin caba gosteren bir galatasaray görmemiştim.

    galatasaray 1 puana sevinircileri nasıl da üzdük en çok ona seviniyorum. her maç öncesi dediğimiz oldu renkdaşlarım. galatasaray oynadığı futbolla dosta güven düşmana korku salmıştır.*
  • 313
    uzucu bir mac oldu bizim acimizdan. beklentilerin ustunde bir oyunla basladik maca ve yuksek konsantrasyonla oynayip resmen emegimizle 0-2 yakaladik devrede. hatta sneijder'in net pozisyonu ve yasin'in de yine musait bir pozisyonu da kacti. besiktas'a da ne pozisyon verdik, ne de baski kurdurttuk dogru duzgun. cok sakin ve ayaga oynayarak istedigimizi aldik. malesef savunma oyuncularimiz bireysel olarak fena olmasalar da, birbirleriyle birlesince temel seyleri bile aksatiyorlar. bu yuzden, golu ne zaman yersek yiyelim, bocalayip oyundan kopacagimizi buyuk ihtimal hepimiz biliyorduk. neden yedek basladigini anlamadigim talisca ve abubakar yetenekli oyuncular ama ne olursa olsun yaslari cok genc ve derbinin gidisatini degistirebilecek tecrubede degiller. ikinci devre de oyun gayet istedigimiz gibi gidiyordu ama malesef 10 dakika boyunca salteri kapatmamiz yuzunden 2 tane cok sacma gol yedik. golleri besiktas baski kurup oynayip atsa icim yanmayacak ama resmen hediye ettik sonrasinda da oynamaya basladilar. savunmamizin sagindan 2 stoper arasina atilan toplar kalemizde direk tehlike, besiktas da buraya calisip durdu zaten, sabrinin de zaaflarini kullanarak. atiba benzer pozisyonda musleraya takilmisti, cenk ufak bir dokunusla yaniltti muslerayi, kurtarabilirdi de bana kalirsa ama cani sagolsun. her seye ragmen maci son dakika josue efendi getirebilirdi ama eli ayagina dolastigi icin, az daha quaresma ile puani da birakiyorduk.

    1 puan hic fena degil ama bu kadar yaklasip ve hakedip birakmak agizda kotu tat birakti. biz genelde tuttugunu koparan bir kulubuz, winner karakterimiz var, basarisiz olunca da direk basta kopuyoruz zaten. bu sekilde dramatik sonlari yasamayiz pek, arada illaki oluyor ama hakikaten yikiyor insani. takim genel olarak fena yolda degil ama riekerink bey az daha tecrubeli ve uyanik olsa maci birakmazdik diye de dusunuyorum. yine de pozitif yanlarini gormeye devam edecegiz, baska caremiz yok. bruma sonunda somut etkiler birakmaya basladigi icin mutluyum, tolga ve yasin de bana kalirsa iyi mac cikardilar. wesley futbol bilgisi ve sogukkanliligiyla oynuyor tamamen, yoksa hiz ve guc olarak iyice siritmaya basliyor sahada malesef. takimda selcuk gibi yumusak karnimiz olmasa bunun sikintisini cekmeyiz aslinda ama ikisi birden boyle olunca malesef o seviyeyi atlamamiz zor. cavanda da bir sekilde takima girmeli artik, sabri hakkinda soylenecek laf kalmadi zira. kac yasina gelmis bir oyuncu, halen daha akmasa da damlar kivaminda oynuyor, bir tane ust duzey oyuncu emaresi veren hareketi yok adamin, kac yildir derbi oynar ornegin, ne golu var ne asisti, hic mi denk gelmez be arkadas. ama ondan da ote, benim takildigim adam chedjou. gorup gorebilecegimiz en pasif stoperimiz formamizi giyen malesef.

    sonuc olarak, kadikoy'de baros'un son saniye topu, gecen sene benfica macinin son saniyesi gibi benzetmeler yapilabilir mac icin. 1 puan ve oynanan oyun, sezon icin gerekli umudu ve hirsi verdi bizlere. besiktas rahat alir vb yorum yapan basin mensuplari yorumcular da agizlarinin payini almistir, aladursunlar..
  • 314
    "luther?" diyor kız, "macchiavelli?"
    "şampiyon biziz!!" diyor ali, "attığımız gollerden belli!"

    24 eylül 2016 beşiktaş galatasaray maçı ile ilgili olarak ilk 3 saat ben de kızdım jor bey'e. "değişiklikler için 2 gol yememizi neden bekledin?" dedim kendi kendime, aklıma hamza denilen çapsız'a kızdığım günler geldi. yabancı hayranı değildik sonuçta, hamza gibi jor bey de sağlam bir azarı hakediyordu. şöyle sözlüğe gireyim de bir döşeneyim dedim. üşendim, moralim de bozuk olduğu için girmedim. biraz planetbase attım. (oyun güzel steam de indirimdeydi oyun kulübüne yazıcam). sonra sinirim geçince, sakin kafayla düşününce "hakemin 5 dakikalık ablukasında jor bey'in suçu ne?" mevzisinde buldum kendimi.

    şimdi başa dönelim.

    sağ kanattan atak geliştiremesek de sol kanattaki etkili oyun neticesinde golü erken bulduk. sabri yasin selçuk üçgeni olabilecek en kötü üçgen. heyhat transferler zamanında yapılmadığı için adamların adaptasyonu olmadığından bu adamlara muhtaç hisetti kendini riekering bey. daha sonra "kara testislerini deli gönlüme bağlamışım çözülmüyor brumaaaaa" türküsü eşliğinde alaahuakbar allahuakbar nidalarımla golü çaktı. ikinci yarıya da fena başlamadık. takım 2. kalli'den beri etkili presi ve sakin pas oyununu bu kadar iyi yapmamıştı. maçla ilgili öngörümde maçı 2-0 rahat alacağımızı yazmıştım. saatli bomba chedjou ve balta'ya rakip forvetin diri gelmeyeceğini hesaplamıştım. hakemi bu hesaba dahil etmedim. çaldığı - çalmadığı düdüklerle mete kalkavan'ı aratmayarak bizi hapsetti. bunun neticesinde 5 dakika boyunca normalde koşması gereken mesafeyi beşiktaş'lılar koşmayınca diri geldiler. chedjou da sağolsun 2 golde de izlemekle yetindi.

    jor'un tek eleştirilebilecek noktası dediğim gibi o 3 dakikalık hapsoluş sırasında yorgun oyunculardan birini çıkarıp hiç değilse oyunu soğutmayı düşünememiş olmasıydı. sonuç olarak eleştirmiyorum zira o 3 dakika sonunda gol yiyeceğimiz belli falan değildi. 2. gol öncesi değişikliklere de hakem izin vermedi kullanılan korner sonrası dönen top gol oldu.

    sonuç olarak oynattığı resital futbolla başımın tacıdır jor bey hocam. gerekli yerlere gerekli monteleri yapacağının da mesajını verdiğine inanıyorum. kalan dakikalarda maçı kazanabilirdik, kaybedebilirdik de. bir an mapeza maçı olacak diye tıstım içimde hep bir kabze ümidi.

    sağlık olsun.
  • 315
    yalnız çok tuhaf bir maç oldu.

    maçtan önce ''beşiktaş'ı ezeceksiniz ama bireysel hatalardan dolayı berabere bitecek'' deseler çoğumuz kabul ederdik herhalde.
    beşiktaş taraftarı ise beraberliği kabul etmezdi. kendi evlerinde gayet rahat bir galibiyet alacaklarını düşünüyordu çoğu.

    devre arası ''bu maç berabere bitecek'' deseler bu sefer biz asla kabul etmezdik. beşiktaş taraftarı gözü kapalı kabul ederdi.

    90.dakikada iki tarafta artık beraberliğe razı gibi görünüyordu.

    maç sonunda iki tarafta galibiyeti kaçırdığı için üzgündü.
  • 317
    vodafone arena'daki derbi olması nedeniyle çok zorlu geçeceğini düşünmüştüm. bizim çocuklar özellikle ilk yarı bayağı iyi oynadılar, iyi pas yaptılar. sonuç olarak 2-0'dan 2-2'ye gelmesi kötü oldu. bir derbiyi daha böylece geride bıraktık.

    beşiktaş gitgide daha itici bir takım olma yolunda gidiyor. tek tek saymama gerek yok. köklü bir camia oldukları inkar edilemez. ama büyük bir camia olmak için biraz daha çalışmaları gerek.
  • 319
    eren'in ilk yarının son saniyelerinde marcelo tarafından sakatlanıp baya bir süre yerde yatıp ikinci yarı kendini fazla zorlamamasının sonucu olarak ilerde basmadığımız için çok fazla kapandık ( buna rağmen atakları yok ) sonra her zamanki gibi chedjounun gevşek hareketleri, sabri'nin oyundan çıkıyormuyum derken biraz geç geri gelmesi sonucunda çok basit golleri kalemizde gördük fakat şunu gördük istdiğimiz zaman gol bulabiliriz örnek josuenin kaleciyle karşı karşıya kaçırdığı pozisyon sneijderin aynı şekilde taraftar olarak artık ağırlığımızı koyma vaktinin geldiğinin gösteren bir maçtı. biz inanırsak geri gelir. ayrıca şunu belirtmeden geçemeyeceğim selçuk canım kardeşim sen rakip oyuncuya faul yapmayınca madalya mı takıyorlar sana biraz sert bas melo ile yıllarca oynadın hiç mi görmedin izlemedin
  • 321
    son golden sonra başıma ağrılar sokan ve bu ağrılar yeni yeni geçen maç. yenilmişten de beter olduk. bruma'nın golünden sonra sevinirken bitti bu iş diyordum havalı havalı nitekim ahali de çekirdek çitleyip sohbet etmeye başladı. maçı ipleyen bile yoktu brumanın golünün güzelliğini falan konuşuyorduk. bjknin gol dakkasına kadar da bjk den tamamen ama tamamen üstün ve ezici oynamaya devam ettik. herkes güler eğlenirken lak 1 gol maç o an düştü bi tane daha lakkkk. ordan ordan sonra maçı alabileceğimize zaten inanmadık çünkü bu maçın döndüğüne inanabilmemiz gerekiyordu önce. bjklilerin sevinmesini anlayabiliyorum. belki de direkt maçı 3-0 falan onlara verseydik daha az üzülürdüm. adamlar resmen geri dönüş yaparak psikoloji bozdu. bu maçı hatırlamak dahi istemiyorum.

    kadere etki edenler ise:
    - şu (bkz: #2005821) entrym'de de bahsettiğim üzere defansla psikolojik ve fundamental açıdan hiçbir alakası olmayan dengesiz herifin hatası.(adını bile anmıyorum artık)
    - selçuğun hala sahada olması.
    - sneijder'ın bjk golünden sonra tamamen sahadan silinip adeta sahada yürümesine rağmen oyundan çıkartılmaması.
    - hocamızın geçen haftaki hatasını tekrarlayıp yine yapması gereken değişiklikleri 20 dakika gecikmeyle yapması.
  • 322
    bunca yıllık hayatımda beni bu kadar kahreden, bu kadar hırpalayan, bu kadar perişan eden başka bir maç yok. hasan vezir'in hat-trick olayında daha bebektim. onu hatırlamam mümkün değil. ama bu 2-2'lik maçı bizzat yaşadım. son yirmi yılda dört kere şampiyon olabilmiş beşiktaş taraftarı geçen seneden beri müthiş gaza gelmiş, namağlup şampiyon olacaklarını iddia ederek ortalarda gezinmiş, yedeklerinin galatasaray'ın dengi olduğunu söyleyebilecek kadar havalanmış vaziyetteydiler. aylardır vodafone arena'da bizle oynayacakları derbi hakkında atıp tutmaları sinirlerimi zıplatıyordu. maçtan önce galip olmayı elbette isterim ama beraberlik de fena değil diyordum. çünkü vodafone arena gibi ligin en zor deplasmanlarından birinden 1 puan bile çıkarabilmek iyiydi. maç başlayıp ilk golümüz gelince bir tane yiyip berabere kalırız diye düşünüyordum. ama ikinci golü atınca tamam bu iş bitti, maçı aldık havasına girmiştim. hatta maçtan sonra kızdıracağım beşiktaşlı arkadaşlara söyleyeceklerimi hazırlamıştım. ama sağolsun chedjou, yasin ve xelçuk bütün hayallerimi baltaladılar.

    2-1 olunca maç en kötü böyle biter diye umuyorken ikinci golün gelmesi beni müthiş demoralize etti. önümdeki çayı yudumlamaktan acizdim. yıkılmış, perişan haldeydim. 2015-2016 sezonu olsa fazla üzülmezdim. ama bu sene en büyük rakibimizi yenip liderlik koltuğuna oturmak daha önemliydi. her şeyden önce egoları sirius'a ulaşmış beşiktaş taraftarının heveslerini kursaklarında bırakmak istiyorduk ama olmadı. beşte beş yapan eren yine gönülleri fethetti. hasan şaş'tan bu yana görmediğim şekilde ipe dizip gol atan bruma çıldırttı. serenati düzlüklerinde kedi akrabaları olan muslera mest etti. bu üçü dışındakiler en güzel yerlerden rakibin gollerini seyretti. yazık oldu tüm emeklere. ama oynana futbol ilerisi için umut verdi. üstelik serdar aziz, de jong, podolski ve kolbein'in sakatlık yaşadığı dönemde.

    bir parantez de riekerink bey için açılmalı. yasin'e ve selçuk'a o kadar zaman sabretmesi ve sinan gümüş'ü oyuna çok geç alması kendisine yakışmadı. yine de kendisi bizim klopp'umuz olmaya aday. türk futbolu bu kadar efendi adamları sindirip harcamakta oldukça maharetli. ama biz onu yedirmeyiz. kendisi umarım hatalarından ders almayı bilen biridir. bu sayede mayıslar yine bizim olur.
  • 323
    çok rahat farka gidebilecekken, jor hocanın oyuncu değişikliklerinde biraz geç kalması ve hakem ali palabıyık'ın beşiktaşlı futbolculara sarı kart vermede gösterdiği cimrilik sebebiyle beraberlikle ayrıldığımız ve de şikeci kardeşleri; durun daha yeni başlıyoruz diye titrettiğimiz maçtır.

    hakkında yazılacak çok şey var fakat benim gözüme takılan yine şu ki, çoğu medya organı beşiktaş övgülerine devam etmekte hala. özellikle dün radyospor'da ismini hatırlayamadığım ama beşiktaşla yatıp beşiktaşla kalktığını iddia eden bir spor muhabiri bağlandı yayına ve "70 ile 80. dakikada beşiktaş çok iyi performans gösterdi ve bence maçın hakkı beşiktaş'ındı." diye bir şey zırvaladı. yayıncı eleman da haklı olduğunu gösterir şekilde tasdikledi bu görüşü.

    bunu duyduktan sonra ulan dedim kendi kendime, 80 - 70 = 10, 90 - 10 = 80. şimdi 80 dakika deplasmanda ve ev sahibinden daha iyi oynayan ve de hakem tarafından ince ince doğranan bir takım maçı haketmiyor ama 10 dakika suni baskı yapan ve 90 dakika adam gibi net tek bir pozisyonu olan (ceza sahası çaprazdan atiba'nın vurup muslera+direkten kornere çıkan pozisyon - quaresma'nın 90+ dakini saymıyorum.) ve uzay takımı diye lanse edilen ev sahibi haketmiş oluyor maçı öyle mi? sizin ben yapacağınız spor muhabirliğini sikeyim afedersiniz.

    son not: yediğimiz ikinci golün öncesinde orta sahada chedjou aboubakar'ın ayağından temiz bir top aldı hakem palabıyık buna faul verdi pozisyonun devamı korner + gol geldi. bu da bir köşede dursun. koca maçta yaptıkları onca faule, onca itiraza ve onca kendini yere atmalara rağmen koca maçta sadece 2 tane sarı kart alan tinercilere de selamlar.
  • 324
    kontra şansı yakaladığımız anlarda gereğinden fazla topa bastık. kızmayın ama sneijder bile bir ara selçuklaştı. durdu, döndü falan. golü düşünsek ki içten bile değildi çok rahat 4'ü 5'i bulabilirdik. ama öyle yapmadık. topa basa basa zamanı yemeyi düşündük. selçuk, sabri, yasin üçlüsü ile imkansıza yakın bir şeydi bu. 3. golü atıp fişi çekecektik. ilk yarıya nazaran daha fazla boş alan bulduk 2. yarıda. ama maalesef 2-0'ın üstüne yatmayı düşündük, olmadı.

    çok büyük bir şansı kaçırdık. 2 golden çok daha fazlasını atabilirdik. hakikaten çok yazık oldu. öyle böyle değil.
App Store'dan indirin Google Play'den alın