Hazırlık Maçı
3 - 1
  • 65
    kova eray sağolsun 3'ü de yedik. maçı 3-1 kaybettik. sonuca üzülmedim. hazırlık maçlarının kaybedilmesinin faydaları olduğunu düşünüyorum. hatta kazanmaktan daha iyidir. eksikler daha net gözükür. takımı daha çok çalışmaya iter. bu maç için konuşacak olursak sadece ikinci yarıyı izleyebildiğimden çok fazla yorum yapmayacağım ama eray'ın bu takımda kesinlikle yeri yok. ikinci yarı itibarıyle veysel, chedjou ve 15 dakika izlemiş olsam da bruma'yı beğendim.
  • 67
    baya tatsız bir maç oldu, 1-2'den sonra özellikle, hiç bir futbol oynamadan bitirdik. 3. sınıf avusturyalı genç oyuncuların güzel pas oyunu oynama niyetlerini gördük sadece. bir de emre çolak-bruma'nın hazırladığı güzel atağımız sonrası direkten dönen top. açıkçası bruma dışında bizim adımıza ilgi çekici bir şey olmadı. bruma cidden özel bir oyuncu, içe katediyor, dışa çalımlıyor, rakip beki kovalıyor, sağını solunu görebilip pas da düşünüyor, tek sıkıntı bitirişlerinde. kaleciyle karşı karşıya kaldığında bir an duraksadı, benim bile aklıma geçen yıl içerdeki rize maçında kaçırdığı goller geldi, sanırım onun da geldi ve duraksadı, sonra vurdu ve direkten dönen top sonrası çok üzüldü. güzel ellerde inanılmaz yerlere gelebilir, umarım prandelli bunu sağlar. prandelli geçen yıl 11'de oynayan oyuncularımızı da tanımış oldu ayrıca bugün, chedjou, burak, telles, veysel gibi oyuncularla 3 kulvara çıkılmaması gerektiğini yani, malesef bu adamların aksaklıkları, sezon başıyla alakalı değil, hepsi katkı veren oyuncular ama muhakkak alternatifleri olmalı.
  • 68
    seneye umut ve burak forvet ikilisinin gol rekoru kıracaklarının sinyallerini verdikleri maç. geçen sene şanssızlıktır oldu bir kere, bu sezon afları olmaz. melo, sneijder, bruma gibi adamlar yine takımı bozmaya çalışacaklar ama bu forvetlerle şampiyonluğu ligin 27. haftasında felan garantileriz. tabi eray'da büyük katkı sağlayacak takıma. muslera'yı satsak iyi olur bu arada, eray resmen kalenin önüne duvar ören bir kaleci. amrabat ve emre çolak'ı da unutmayalım, cidden takımın kalitesini iki üç gömlek üste taşıyan adamlar. takımı bunların üzerine kursak yeridir. ha hazırlık maçı tabi kötü oynayabiliriz ama nedense bazı futbolcular hazırlık maçı da olsa belli bir kalitenin altında oynamıyor. diğer oyuncularımız ise arap atı gibi sonradan açılıyor, geçen senelerde olduğu gibi.
  • 70
    "burak dışında forvetimiz yok mu yani şimdi?" nidalarıyla izlediğim maç olmuştur. kaleyi boş bıraktığımız için üç gol yememiz normal, eray'ın kulüpten içeri dahi girmemesi lazım aslında ama tutup kaleye geçiriyoruz ne hikmetse. hali hazırdaki kadro, fatih hocanın kurduğu kadro olduğu için, prandelli de mancini gibi "bu takımı ben kurmadım" demez inşallah. çünkü bu takımı kötü de oynasa sonuca ulaştırmayı en iyi beceren kişi fatih hocaydı. fatih terim destekçisi olduğumdan falan değil, sadece tespitte bulunmak için söylüyorum bunu. prandelli de farkına varmıştır bunun bence. çünkü sahada fiziksel anlamda ezilen bir takım var fatih hoca gittiğinden beri. bunu değiştirmek biraz zor olacak gibi. allah prandelli'nin yardımcısı olsun...
  • 73
    iyi oynamadık ama bu kadar karamsarlığa düşmenin de alemi yok. sonuçta hazır ve günün koşullarında bizden daha diri bir ekiple oynadık. olcan ilk maçına çıktı, hiç yoktu neredeyse fakat alışması zaman alacak, normaldir. eray desen artık 3.kaleci, bence bundan böyle forma yüzü göremez, orada da endişeye mahal yok.
    tek tasalandığım nokta forvet hattındaki yetersizliğimiz. bunun dışında 1-2 yerli transferle * bu takım şampiyon olur.
    osvaldo veya adebayor kalibresindeki yabancı bir forvetle de şampiyonlar liginde gruptan çıkar.
  • 75
    takımımıza ciddi bir uyarı niteliği taşıyan ve rakibin dişli bir oyun ortaya koyduğu, sert bir maç oldu. bu açıdan bana 1 ağustos 2012 olimpija ljubljana galatasaray maçını da baya bir anımsattı.

    hemen hemen ideal kadrosuyla ve 2014-2015 sezonundaki en muhtemel dizilişiyle sahaya çıkan takımımız zaman zaman çok güzel ataklar geliştirse de ligi başlamış ve fizik gücü eksiksiz rakibine karşı düşük konsantrasyonlu ve güçsüz gözüktü ki şu tarih için normaldir. ümit ediyorum ki teknik heyet gerekli dersleri çıkarmış ve notlarını almıştır. eminim ki zamanla daha üst düzey futbol oynayacağız fakat ismen ve kadro değeri olarak bizden daha geride olan bir ekibin bu dikkate değer sonuca ulaşması hiç şüphesiz ki lehimize olmuştur. en nihayetinde bir musibet bin nasihatten yeğdir ki hazırlık maçları da zaten bunun için var.

    vorwarts steyr maçındaki sabırlı ve dinamik oyunu nedense bu maçta görev yapan as oyuncularımızda göremedim. bunda rakibin ısıran yapıdaki presi, alan daraltması, topa hakim oluşu ve elbette as oyuncularımızın kendilerini gösterme hırsı taşımamaları ve profesyonelce görevlerini ifa edebilmek için de yeterli kamp dönemi geçirmemeleri etkili olmuş olabilir. kanatlarımız tek taraflı çalışırken defansımız bireysel açıdan başarılı olsa da bir aradayken çok da uyumlu değildi ki 2. gol de tamamen bunun neticesinde geldi. orta sahamızda adam paylaşımı ve savunma iyiyken hücuma çıkarken hızlı düşünüp karar alma ve etkili pas atma yönünden sıkıntılar yaşadık. gol yollarında da şu an için biraz daha yetenek ve bitiriciliğe ihtiyaç duyduğumuz ortada. bu zayıf görüntümüzden uzaklaştığımız anda ve buna ek olarak muslera ve sneijder gibi yıldız isimlerimizin de takviyesiyle muhakkak çıtamız yükselecektir. dürüstçe eğrimizi doğrumuzu masaya yatırdık ama bana göre şu da bir gerçek ki bu maçta yediğimiz 3 golün birinci ve sonuncusu olmak üzere en az 2 tanesini muslera olsa kesinlikle yemezdik, haliyle maçın gidişatı ve neticesi de çok daha farklı olabilirdi. oyuncularımızın tek tek değerlendirmesine gelirsek;

    eray işcan: bir kez daha çok kötü bir maç çıkardı ve bizleri hayal kırıklığına uğrattı. bazen soğukkanlılıkla inanılmaz çalımlar atıyor fakat bunun dışında sahada hemen hemen hiçbir artısı yok. yavaş, zayıf refleksli ve hatalı yer tutuşları var. kalecilik namına bugüne dek bize hiçbir artısını sunmadı. ilk golde topu rahatlıkla çelebileceği yere seyirci kalışı, son golde topu haybeye rakibe tokatlayışı... gerçekten inanılmaz...

    veysel sarı: ikili mücadelelerde ayakta kaldı ve fizik gücünü de ortaya koyarak etkili müdahalelerde bulundu. adam marke etmede de kovalamada da gerçekten çok iyi. hücuma çıkışı çok ani olmasa da maçta isabetli ortaları oldu. pas futboluna yatkın, defansı sindirici ve kaliteli, hücumu ise iş görecek düzeyde bir performans ortaya koydu. sağ bek için biraz arayış içinde olduğumuz ve derinlik eksikliği hissettiğimiz şu dönemde ortalamanın çok üstündeki oyunuyla yüreklere su serpti demek yanlış olmaz.

    aurelien chedjou: bir iki pozisyonda gerçekten saçma sapan davrandı ama onun dışında yer tutuşu da, hava toplarındaki üstünlüğü de, ikili mücadele ve topa hamleleri de iyiydi. bir tane de şık çalımı oldu. hücuma da fırsat buldukça çıkmaya çalıştı. attığı gol ise şaşırtmadı çünkü hava toplarında hem defansif hem de ofansif açıdan üst düzey bir oyuncu ve bu açıdan etkili bir silah olduğu kadar gol atan stoper kontenjanından belli bir sempati uyandırdığı da gerçek. sürekli hataları kesinlikle güven vermiyor ama geçen sezonki dip halinden de bariz daha iyi gözüktü. objektif olmak gerekirse takımda kalması da, başka bir yabancı stoper takviyesi de aynı oranda ağır basıyor. kafasını toplasa gerçekten çok iyi stoper fakat konsantrasyon gittiği anda ise kalemizde golü görmemiz işten bile değil. bazen hiç zekice davranmıyor.

    hakan balta: partnerinden daha istikrarlı ve soğukkanlı bir oyun ortaya koydu. bu gidişle yeni sezonda yeri garanti olacak gibi. önceki maçta vurguladığım şey maalesef bu maçta gerçekleşti ve birkaç pozisyonda kafa topunu alacağı yere rakibin üzerine çullanıp avantajını kaybetti. bazı pozisyonlarda da ağır kaldı ve hücum eden rakibe karşı yerleşmekte gecikti ama büyük bir hatası oldu denemez. ayaklarına hakim, teknik ve soğukkanlı bir oyun ortaya koydu. çalım kabiliyeti üst düzey ve cidden hızlı bir rakiple bire bir kalmadıkça yer tutuşu, tecrübesi ve oyun zekasının daha çok ekmeğini yer.

    koray günter: hakan balta'nın yerine maçın son anlarında dahil olan oyuncumuzun dikkate değer bir performansına tanıklık edemedim ama fizik gücü yerinde, elinden geleni yapmaya çalışan ve gayretli bir izlenim verdi. güven vermeyen bir yapısı yoktu. bu gidişle en kötü ihtimalle stoperdeki dörtlü forma rekabetine faydası olacaktır.

    alex telles: bu maçta biraz daha toparlanmış gibiydi ama yine de top sürüşlerinde cimri, hücumlarda savruk ve fizik gücü olarak da zayıf duruyor. bu hali geçen sezonki diri ve mücadeleci alex telles'i aratıyor. hücuma üçte bir üçte iki bir şekilde katkı verse de defanstaki eksikliği başımızı çok ağrıtabilir. rakibin ilk yarı boyunca görev yapan yetenekli 10 numarası karşısında çok zorlandı ve hemen hemen hiçbir pozisyonda üstünlük sağlayamadı.

    felipe melo: ara ara coştu, ara ara dinlendi. bu gidişle yeni sezonda klasik felipe melo'yu yine izleyeceğiz demektir. amatör hakemin hatalarına dayanamayıp rakibin anlayacağı dilden konuşmaya çalışması dahi bu takım için ne kadar önemli olduğunun bir kanıtıdır. biraz daha kondisyon yüklemesi dışında hiçbir şeye ihtiyacı yok gibi. yeri geldi adama daldı, yeri geldi driplingini yapıp oyunu açtı.

    selçuk inan: bir iki pozisyonda daha uygun arkadaşları olsa da her zamanki gibi sadece burak yılmaz'a odaklanması dışında pek bir hatası olmadı. geçen sezona oranla çok daha ciddi ve agresif bir yapıdaydı ki bu sayede rakibin orta sahamızı geçmesini zorlaştırdı. mutsuz haliyle maalesef ki gölge markajdan öteye gidemiyordu. chedjou'ya yaptığı asist tesadüf değil, pasları ve ortaları da gayet etkiliydi. melo'yla birlikte bu performansını gol yollarında biraz daha etkin kullanırsa ve burak yılmaz dışındaki uygun oyuncularımızı da görebilirse sanırım eksik bir yönü kalmayacak. şu haliyle yapabileceğinin gerçekten en iyisinin yapacağının sinyallerini fazlasıyla verdi. kaptan olma sorumluluğu ya da biraz tatil kendisini bulmasını sağlamış denebilir.

    yekta kurtuluş: selçuk'un yerine giren oyuncumuz dinamik tarzıyla orta sahadaki boşlukları doldurdu ve bu bakımdan kaptanı aratmadı fakat fark yaratması gereken anlarda üst düzey bir oyuncu olmayışının etkisi biraz hissedildi. oyunu açma konusunda sıkıntılar yaşıyor ve maçı dar bir alanda oynuyor. bazen uzun toplara ve müsait pozisyonlarda driplinglere ihtiyaç duyuyoruz ama yekta her zamanki gibi ver-kaç ve kısa pas denemesine giriyor. bunun dışında presleri ve mücadele gücü gayet iyiydi.

    olcan adın: kendisini gösterme arzusu taşıdığından olsa gerek çok çalıma gitti ve top kaybı yaşadı. biraz tutuk ve durgun bir hali vardı. gerçek bir kanat oyuncusu performansı göstermedi ve hata yapmaktan artık çekinir olduğunda çizgideki garantici pas elemanı rolünü üstlendi. buna rağmen takım arkadaşlarıyla çok kolay pozisyonlarda bile anlaşmazlığa düştü. geriye de pek katkısı olmadı. bruma kadar olmasa da kısa alanda adam geçebilen ve çabuk hızlanabilen bir oyuncu ama bu maç için konuşursak biraz daha süreye ihtiyaç duyduğu bir gerçek. umarım zamanla kendisini toparlar.

    aydın yılmaz: son 15 dakika süre alan oyuncumuz niçin kadroda tutulduğunu kısıtlı da olsa bize gösterdi. kırık bir bacak sonrası sahalara dönmesine rağmen daha ikinci hazırlık maçında bana mısın demeden kayarak müdahaleye yeltendi ve başarılı da oldu. sessiz yapısında rağmen içinde bir hırs ve forma arzusu taşıdığı ortada. hücuma çıkarken de arkadaşlarını oynatmaya çalışıp hızını da, etkili paslarını da en uygun zamanda kullanmaya çalıştı. ilk bakışta göze çarpan bir özelliği yok gibi gözükse de lamı cimi yapmadan doğru zamanda doğru işler yapmaya çalıştı.

    emre çolak: ilk başlarda iyiydi ama sonradan hataları arttı ve oyundan da çıkmak zorunda kaldı. yetenekli bir futbolcu ve bunu topla oynadığı her anda gösteriyor ama maç içerisinde pas tercihlerinde geç kaldığı gibi gereksiz çalım denemeleri de oldu. sanırım ilerleyen bölümlerde biraz yoruldu ve doğal olarak konsantrasyonu da dinamizmi gibi düştü. ilk yarının başlarındaki hali gerçekten etkileyiciydi ama bu performansını 90 dakikaya yayması lazım. bunun için de ya maç içi aktif dinlenme, ya da biraz daha kamp dönemi şart. 10 numara özellikleri kendisinde fazlasıyla mevcut. fizik gücü üzerinden dem vurulur ama asıl mevkisinde oynadığında buna ihtiyacı kalmadığı gibi en iyi özelliklerini de rahatça gösterebiliyor fakat artık maç eksiği mi yoksa odaklanma sorunu mu ne derseniz deyin, şu an için biraz daha çalışması lazım. üç dört kişiyle rakip alana yerleşmişken uzaktan isabetsiz bir şut denemesi oldu ki açıkçası baya kelek kaçtı. teknik direktörümüz cesare prandelli'nin bu tip şeylerden pek haz etmediğini biliyoruz.

    nordin amrabat: bu maçta rakiple boğuşmaktan ziyade biraz daha dikine oynadı ve iyi işler yaptı. belki takıma bariz bir seviye atlatmıyor ama hiç katkı sağlamadığını da iddia etmek doğru olmayacaktır. kenardan oyuna girdiği andan itibaren oyunu rakip alana yıkma konusunda biraz daha etkinlik kazandık. ayrıca mücadeleci yapısı sayesinde aynı veysel sarı'da olduğu gibi geriye muazzam bir katkı sağlıyor. vorwarts steyr'e nazaran biraz daha açık futbol oynayan bir rakip vardı ve amrabat bulduğu boşluklarda topu hiç gevelemeden oyunu hızlandırdı. sıkıntı da süper lig takımlarının özellikle de bize karşı vorwarts steyr gibi olması ve dar alanda adam geçmede sıkıntı yaşayan amrabat'ın da bunun neticesinde ekseriyetle poposunu rakibe dayayan bir hale bürünmesi. la liga ortamı ve malaga'da da bu yüzden iyi performans gösterdi. doğru bir taktikle bu maçta da olduğu gibi kesinlikle iş yapar. gücü kuvveti gayet yerinde.

    bruma: maçın adamı diyemem ama bence muhteşem oynadı. direkten dönen topu şanssız bir andı. allah nazardan saklasın bu gidişle lige gerçekten damga vuracak. ufak tefek şeyler dışında hiçbir hatası yoktu yani etrafında üç kişi varsa onları geçiyor, boş alan bulursa orada da yardırıyor. kendisini izlemek büyük zevk. topsuz oyununa gelecek olursak zaten sallantıda olan alex telles'i çok fazla yalnız bırakıyor ve kendisiyle olan dil ve oyun uyumu sadece ataklarda kendisini gösteriyor. kanat hücumcusu olarak kendisinden aman aman bir savunma beklentimiz yok ama bu özelliğini maçta sadece bir iki pozisyonda, onlarda da gayet güzel gösterdi ama diğerlerinde genelde ilerideydi. bu da takımın savunma kurgusunu biraz eksik bıraktı. bitirici vuruşları da halen istenilen seviyede değil ama üzerine koyarak ilerlediğini bu maçta gördük. sakatlık sonrası ürkekliği de giderek azalıyor.

    berk yıldız: çok hızlı ve yetenekli bir oyuncu ama o da olcan adın gibi kendini gösterme telaşına kapıldı ve çalım denemelerinde başarısız oldu. bunun dışında istediği zaman çok güzel pas yapabilen, seri ve faydalı bir tarzı var. başımızı ağrıtmaz yani hata yapsa da telafi eder, hatalarına rağmen hiç moral bozmadı ve oyundan düşmedi. kendisine atılan bir uzun pasta topu açılı bir şekilde göğsünden sektirerek öne doğru attı ve rakibini geçti, harika bir çalımdı ama devamı gelmedi. bu çocukta ışık var...

    umut bulut: laf kalabalığı yapmaya hiç lüzum yok, sanki futbolu bize geldiği andan itibaren her geçen gün geriye gidiyor. koştu, çabaladı, didindi, iyi güzel ama forvetlik namına bize hiçbir şey göstermedi. oyunu rakip kaleye yıktık da umut bulut mu kaçırdı sorusu akıllara gelecektir ve kendisi her oyun şekline gelmeyen, biraz farklı tipte bir oyuncu ama yerli piyasasında prim yaptığını ve yokluktan oynadığını bana düşündürdü. zayıf rakibe de, dişli rakibe de ortalama bir oyun ortaya koyması hayra alamet değil. kendisindeki sorunun tam olarak ne olduğunu bilemiyorum, sorumluluk almaktan kaçıyor gibi.

    burak yılmaz: bitiricilik, araya kaçmada zamanlama ve maç içi tempo sorunları yaşadı. bir pozisyonda adeta ok gibi fırlayıp rakibinden topu kaptı ve harika bir koşuyla kaleciyle karşı karşıya kaldı ama vasat bir şutla pozisyonu harcadı. yine de benim bildiğim burak yılmaz bu gidişle kendini toparlar. ben o iyi niyeti ve çabayı gördüm ama toparladığı hali dahi bize yeterli olur mu orası meçhul. bu sezon bize çok saç baş yoldurur çünkü iyi olduğu alanlarda çok iyi ama sırtı dönük top alma, pas atma ve adam eksiltme gibi konularda hiç iyi değil. kafa toplarında da gerileme devam ediyor. etkili presine, zamanlaması iyi araya kaçışlarına ve isabetli plase vuruşlarına çok ihtiyacımız var. elbette bunları yapacaktır ama kanatlarımız da çok iyi işlemeyince daha farklı türde bir ileri uç elemanını aradık, bu da kendisinin asla olamayacağı bir oyuncu tipi. o isim didier drogba'ydı... eksikliği hem takım, hem de burak yılmaz özelinde çok hissedildi.
App Store'dan indirin Google Play'den alın