• 1101
    gittiğim sayısız kadıköy deplasmanlarından birisiydi,
    fakat bu sefer uzun yıllar sonra deplasmanda galip gelmenin anlatılamaz duygularını yaşadık,
    orada olmanın haklı gururunu yaşarken,
    tarihe tanıklık edip bir not düşüyorum bu güzel fotoğrafla,
    biraz geç oldu ama zafer sarhoşluğumuza verelim..

    cihan,çetin,gürkan,semih

    hedef 23

    http://gss.gs/cL5
  • 1104
    fenerbahçe yönetim kurulu üyesi mustafa kemal danabaş 23 şubat 2020 fenerbahçe galatasaray maçında yasanan saha olaylari, acilan pankart, tuvaletlerin durumu, turnikelerde yasanan sikintilar ile ilgili asagidaki roportaji vermis.

    her kelimesinde gecmise gonderme yaparak aynisini bize yaptilar bizde onlara yaptik gibi konusmus. gercekten bu fenerbahce gunahlarin takimi

    “ülkemizdeki tüm stadyumlara giren pankartlar öncelikle emniyet güçlerimizin denetiminden geçer, onay alır ve bu işlemlerin ardından tribüne asılır. derbide de aynı işlemler uygulandı. konuyla ilgili olarak da emniyet birimlerinden onaylar alınmış ve o pankart asılmıştır. pfdk sevkleri açıklandı. dikkat ederseniz pankart sebebiyle kulübümüzün herhangi bir sevki olmamıştır. zaten izinsiz veya sıkıntılı bir pankartla çıkmış olsaydık talimatlar gereğince sevkler yapılırdı. ayrıca ben bu pankartta toplumu ayrıştırıcı, birbirine düşürücü, düşmanlık ve nefret içeren bir söylem görmüyorum. taraftarlar kendi samimi duygularını açıklıyorlar. futbolun içinde olan herkes de bu pankartın ne anlama geldiğini gayet iyi biliyor. yıllardır mottoları 'seni sevmeyen ölsün' olan, bunu pankartlarına, marşlarına yansıtanlar; sadece kendilerini sevmediklerini söyleyen insanlara nasıl böyle bir suçlamada bulunabiliyorlar gerçekten hayret ediyorum. söylediğim gibi pankartla ilgili olarak gerekli mercilerden tüm izinler alınmıştır ve bu prosedürlerin ardından pankart tribüne asılmıştır. bizim amacımız kimseye hakaret etmek değil. burada bazı konuları hatırlatmak gerekiyor. kimse kimseyi balık hafızalı zannetmesin. geçen sezon kendi sahalarında oynadığımız karşılaşmada camiamızın evladı sevgili koray şener’i kalp krizi sebebiyle talihsiz bir şekilde kaybettik. koray’ın aramızdan ayrıldığı haberinin yayılması ile tribündeki tüm taraftarlarımız maçın ikinci yarısında stattan ayrılmıştı. olayın tüm sıcaklığının yaşandığı anda yine 'seni sevmeyen ölsün' diye tezahürat yapanların, yaptıranların bugün bir pankart üzerinden yaptıkları algı operasyonu hayret edici boyutlardadır. tüm yaşananları görmezden gelip, bu pankarta hangi akılla tepki gösterip suç duyurusunda bulunuyorlar buna şaşırıyorum ben"

    "stadımızın fiziki şartları yıllardır aynı şekildedir. hiçbir değişiklik yok. sabah eşgüdüm toplantısından sonra özellikle ben talimat verdim bütün turnikelerin açık olması için. deplasman tribününe en insani şartlarda, en hızlı şekilde girilmesi adına bütün turnikeler açıktı. bu bizim de menfaatimize zaten. deplasman taraftarı içeri giremediğinde, yollar çok geniş bölgede kesiliyor. o yüzden bizim de taraftarımızın rahat bir şekilde stadımıza gelmeleri için deplasman taraftarının en seri şekilde içeri girmeleri lazım. biz de tüm imkanları kullanarak en uygun ve en hızlı şekilde içeri girmelerini sağladık. ben her sezon kendi taraftarımızın her deplasman maçında yaşadıklarını kontrol ediyorum. görüyorum ki 6-8 tane turnike var sadece 1-2 tanesi çalıştırılıyor. yeri geliyor 2 bin 300 taraftarımızı 1-2 kapıdan tribüne sokmaya çalışıyorlar. taraftarlara eziyet yaşatılıyor. biz tüm bunlar olmasın diye elimizden geleni yaptık. dediğim gibi bizzat ben talimat verdim sorun yaşanmaması adına"

    "ülkemizde maalesef kötü tezahürat olmayan stadyum yok. biz göreve geldiğimiz günden itibaren başkanımızın liderliği ve vizyonuyla tribünlerde küfürlü tezahürat olmaması için büyük çaba gösterdik. devre arasında anons yaptırdık. başkanla birlikte izliyorduk maçı, 2 defa merdivenden indi küfür konusunda gerekli uyarıları yaptı. küfür için elbette hiçbir gerekçe öne sürülemez. ancak bu açıklamaları yapanlar, kendi statlarındaki küfürleri duymuyor mu? geçtiğimiz yıllarda oynanan derbide fenerbahçeli oyuncuların üzerine tonlarca su atan, yüzlerce koltuk fırlatıp futbol sahalarında hiç görülmemiş bir şekilde içki şişesi atanların, bu çirkinliklere imza atanların, şu son maçta sahaya gelen 3-5 tane yabancı maddeye tepki göstermesini hayretle karşılıyorum. tabii bu bir savunma değil. atılmaması gerek. türkiye'de hiçbir sahada olmaması gerekiyor. ama fenerbahçeli oyunculara içki şişesi, tonlarca su, binlerce koltuk atanlar; çakılar bıçaklar atılırken görmedim, işitmedim oynayanların bugün bu kadar hassas olmasını anlayışla karşılayamayız"

    "istanbul’daki deplasmanlarda taraftarımızın yaşadığı en büyük sorunlardan biri yüksek sesli müziğe maruz kalmalarıydı. ben bunu çocuklarımla yaşadım. türk telekom stadı'ndan geldiklerinde kaç kere işitme kaybına uğramışlardı. biz göreve geldikten sonra bize yapılmamasını istemediğimiz şeyi başkasına yapmama kararı aldık insani olarak. deplasman takımlarının şartlarının iyileştirilmesi konusunda ilk adımı atan kulüp de bizleriz. geçen sene de beşiktaş taraftarları teşekkür yayınladı. hatta bir beşiktaş yöneticisi bizzat arayıp insan gibi karşılanıp insan gibi ağırlanıp gönderildiği için teşekkür etti. galatasaray başkanı maçtan önce yaptığı açıklamada geçtiğimiz sezon oynanan müsabakada 500-600 taraftarın işitme kaybına uğradığını söyledi. tamamen asılsızdır. hiç yüksek sesle müzik çalmadık. hiçbir şekilde ekstra müzik sistemi yoktu. galatasaray taraftarına hangi ses seviyesinde müzik gidiyorsa fenerbahçe taraftarına da aynı gidiyor. ne maç öncesi ne de sonrası rahatsız edici ses seviyesinde müzik olmadı. yapılmayan bir şeyi yapılmamış göstermek garip geliyor. önümüzdeki sene yapmak istediklerine altyapı hazırlamak istiyorlar sanırım başka bir şey olamaz"

    "stadımızda tuvaletler 2011 yılında değiştirilmiş. avrupa’da sık sık bulunan sisteme geçilmiştir. 9 yıldır gündeme gelmeyen bu konunun bugün gündeme gelmesi yine anlam veremediğimiz bir durumdur. bu değişikliğin sebebi pisuvarların kırılıp sahaya atılmasıdır. 9 yıldır bu şekilde zaten. herhalde bir şeyler arıyorlar. bunların hepsi boş çabalardır.”

    https://www.milliyet.com.tr/...t-aciklamasi-6153414
  • 1108
    20 yıllık tarihin, fenerbahçe’nin son kalesinin düştüğü maç. baştan sona üstün götürdüğümüz, eze eze kazandığımız maç. farka gidecekken 3'te kaldığımız maç.

    öncelikle fatih hoca maça çok iyi hazırlanmış. tam bir deplasman takımı ve taktiği ile maça çıkmış. uzun zamandır görmek istediğimiz, ne yaptığını çok iyi bilen bir takım ortaya çıkarmış. şampiyonluk yolunda çok önemli galibiyet almamızı sağlamış.

    fatih terim'in saha içine odaklandığı bu günlerde rakiplerimizin nasıl da tutuşacağını görmemiz yakındır.
  • 1109
    derbiyi kazandıktan sonra onca şey yazmama rağmen maç başlığına hiç entry girmediğimi fark ettim. o zaman buyrun;

    maçın taktik yönü: #2873162

    maçın oyuncusu: #2872191

    neden olmasın*: #2871906 , #2873234

    iki takım arasındaki farklar: #2873250 , #2874373 #2874861

    ne dediler: #2872933 , #2874837 , #2874823

    ve son olarak başarılı gidişatın bitmemesi için yapmamız gerekenler: #2872905 , #2872922
  • 1112
    vücudum bazı olaylara ilginç tepkiler veriyor. örneğin halı sahaya gittiğimde o gece ya da ertesi gün herhangi bir ağrı yaşamam. maçtan sonraki 2. sabah ağrılar olur.

    23 şubat 2020 fenerbahçe galatasaray maçını deplasman bileti bulamadığımdan evde izledim. rakip penaltı kazanıp bir de ters köşeye atınca evde birkaç eşyayı tekmeledim. hatta hanım kısa süreli küstü bana. :(

    donk eşitliği sağladığında sağlam bağırdım. hanım yine kızdı binadakiler rahatsız olacak diye falan. falcao ve henry'nin gollerinde ise daha insani sevinçlerle geceyi tamamladım. o gece bir problem yoktu. pazartesi sabahı da bir problem yoktu. salı günü sağ elmacık kemiğimde ve sağ çene kemiğimde muazzam bir acı duymaya başladım. ne yaşadım, ne yaptım hiç bilmiyorum. kendimi tyler durden gibi hissediyorum. ali sami yen'deki maçlardan sonra çene kemiğimde oluşan ağrıların top rakipteyken çaldığım ıslıktan olduğunu biliyorum ama evde izlediğim maçta kendimi nasıl kastım, ne oldu anlayamıyorum.

    welcome to fight club amk
  • 1113
    maç bittiğine (u: 72 saat geçmeden idrak edemiyorum :( ) göre artık yazabilirim. totem bozulmasın diye maç öncesi bundan kimseye bahsetmemiştim ama maçı kazanacağımızdan emindim.

    şöyle ki 2005 türkiye kupası finali olan 11 mayıs 2005 galatasaray fenerbahçe maçını da bu derbiyi de aynı şehirde* izledim. bu kadar yıl içinde o şehre en fazla 2-3 kere gitmişimdir. yine gündüz saatlerinde kahvede kağıt oynadık ve yanımda 2005'te de yanımda olan arkadaşım vardı.

    (bkz: maç saatini beklerken yapılabilecek aktiviteler/#2870294)

    maç öncesinin öceki yıllardan farklı olduğunda hemfikiriz sanırım. nedense hepimiz çok rahattık.

    büyüyü bozmak için stada gidip fetih suresi okuyan, dua eden, stat etrafında arabayla gezip sirke döken, wodoo büyüsü yapan, totem yapan, sinerji oluşturan herkes buna katkı verdi.

    başkanımızdan hocamıza, oyuncumuzdan malzemecisine, statta izleyenden, maçı izleyemeyen taraftarımıza kadar herkes inanmıştı.

    o sene bu seneydi ve en güzeli de zerre konuşamayacakları şekilde, ezici bir oyunla koyarak yendik ki en güzeli de buydu.

    teşekkürler galatasaray...
  • 1114
    fırsat buldukça tekrar tekrar izlediğim maçtır. her izleyişimde de falcao penaltı noktasına geldiğinde yine hafif bir stres vücudumu ele geçiriyor. o ortamda, senelerin yükü varken, belki de dönüşü olmayacak bir dakikada bu soğukkanlılığı nasıl gösterdi de o yan ağlara topu bu kadar rahat vurdu hala anlayamıyorum. sanırım falcao'nun takıma katılmasını istememizin nedenlerinden biri de bu tarz ortamlarda kalitesini göstermesiydi.

    tüm takıma ve teknik heyete tekrardan helal olsun ve teşekkürler. inşallah sezon sonunda 23. şampiyonluğu da coşkuyla kutlayacağız.
  • 1119
    galatasaray'ın rakibe çalışarak çıktığı maç..

    maçtan önce fb'nin jailson'u önlibero'ya alacağını, bu yüzden leminanın yerinde serinin yumuşak kalabileceğini düşünmüştüm.
    orada sertlik sağlamak için taylan'ı veya mevkisi önlibero olan gençlerden birini koymasının iyi olacağı kanaatindeydim. ama adamlar şapkadan tolgayı çıkardı, bizimkiler seri'yi. tabii galatasaray , orta sahayı geriye yanaştırıp önlerine belhanda ve ömer'i koyunca, seri ezilmedi. hakem de klasik fb zorbalığına müsaade etmeyince korktuğumuz başımıza gelmedi.

    peki nelere çalışmış galatasaray?

    -fenerin fiziksel gücünü ve baskısını pasla kırıp son çeyrekte ki final darbe için yormak,

    -ne olursa olsun sakin kalıp, rakibin siniri ile oynamak(galatasaray'ın bu kadar kurnaz ve bileğe yönelik faulünü görmedim hiç, alışılmadık).

    -takım boyunu kısa tutup(kendi sahasında 8'li, 9'lu blokla karşıladı) fenerinkini uzatarak(fuleli onyekuru ve yer değiştiren falcao tehdidi yüzünden rakip defans geride kalmak zorunda kaldı) yorulmalarını sağlamak,

    - stratejilerden biri serdar azizi hataya zorlamak (geriden oyun kurmasına müsaade edildi), konsantrasyonunu bozmak ve fiziki darbe almasını sağlamak(herkes rotasyon halinde bir şekilde darbe vurdu, kışkırttı), hava zaafiyeti üstüne yan top, hava topu ve duran top çalışmak( yan ortalarda , kornerlerde, serbest vuruşlarda),

    -ankaragücünün yaptığı gibi en hızlı oyuncuyu , yani onyekuru'yu kaçırmak. (yalnız seri değil, belhanda ve marcao'da ona uzun top atmaya çalıştı.)

    -kendi sağ kanadımızdan, çizgiye inmeden mariano ve feghouli ile diagonal,içeri arkaya kesip rakip sağ bek ve jailson arasına yapılan ortaları onyekuru ve falcao ile buluşturmak. fenerin bu sağdan sola diagonal rakip geçişlerini karşılama problemi var.

    - daha önce çok defa sebep olduğu gibi jailson'un kontrolsüz girişlerinden penaltı ve kırmızı kart çıkarıp topun başına falcao'yu geçirmek: penaltı olan pozisyona dikkat edelim. onyekuru bekledi jailsonun kontrolsüz çarpmasını.. vitesi düşürdü ve yan gözle çarpmasını bekledi.yoksa topu önüne almıştı, maçta hep yaptığı gibi ikileyip gidebilirdi.
    altay , büyük takım için vasat kaleci , ama penaltılarda iyi. ademin penaltıları da artık deşifre olmuştu. falcao bunun için hazırlandı. hem ismi, hem terübesi, hemde penaltıda daha az tahmin edilebilirliliği ile galip geldi.
    bu arada jailson yalnız yatarak müdahalelerde değil, kafayla müdahalelerde (bir kafa topunu, bir stoperin hiç yapmamamsı gereken şekilde, kendi onsekizine doğru havadan uzaklaştırdı, kaleye tam karşıdan onyekuru kötü vurdu) son derece kötü.

    bunu dışında b,c ,d planları da vardı.
    tahminim (hocanın söylediğine dayanarak) , eğer son çeyrek dilime yenik veya berabere girse idik, savunma ileri çekilip
    andone'li, akbaba'lı, adem'li başka bir set daha olacaktı. haldır haldır, bunaltmak için gelecekti galatasaray o zaman. onu izleyemedik ne yazık ki çünkü gerek kalmadı , olay daha önce koptu.

    fatih hoca avrupa maçına hazırlanır gibi çalışmış ve bilenmiş.. yalnız yenmeye değil, rencide yenmeye çıkmıştı.
    belli ki bay vizyon'a bilenmiş. hedefine ulaştı, uçtu uçtu vizyon uçtu tribünden aşağıya.

    bu arada son gol de çok rencide ediciydi. sneijder'in volkanı sağa sola yattırdığı goller gibi.bir yarı sahadan öbürüne 80 metre top sürüp kaleciyi geçerek golü atmk çok fena. sonra tabii ''sulu, sulu, sulu, kuru, kuru, kuru....'' diye bağırırlar, bağıracaklar.

    burada bir parantez belhanda'ya açmak istiyorum. bu oyuncuyu hiç sevmem, gelişine hele o paralarla gelişine karşı çıkmıştım.

    ama türkiye ortamında , özellikle böyle derbilerde ne yazık ki böyle isyan eden, kafa tutan, pis işleri yapan, sindirme üstüne oyunu kuran rakipleri bozan bir deli, sokak çocuğu, bitirim karakterli oyuncuya ihtiyaç var. melo'da öyleydi, ama daha sevimli ve iyi futbolcuydu. adamın daha kadıköy mağlubiyetinin olmaması bir tesadüf değil taşra takımı montpellier şampiyonluğunda yer alması tesadüf değil. akıllı oyuncu zor ortamlarda siner, ama bu tipler başkaldırır. aynı zamanda rakibin konsantrasyonunu bozuyor. fener oyunu belhandayı sinirlendirip attırma üzerine kurmuştu. etkiledi oyunlarını.onun yerine tecrübesiz sarachi ve yavaş marianonun kanatlarına çalışmaya yoğunlaşsalar daha yararlı olacaktı kendileri için. adam pislik panzehiri.

    -
  • 1120
    2 gün sonra 1 mart 2020 galatasaray gençlerbirliği maçına çıkacak olan takımın "ben şampiyonluğu kadıköyde galibiyete tercih ederim" diyen taraftarının hala konuşmaya devam ettiği maçtır.
    kısacası artık unutulması gereken müsabakadır. bitti artık. her gün bu başlığı görmek gerçekten rahatsız etmeye başladı.
    konsantrasyon ve hedef 23 diyorsak bu maçı unutmak ve önümüzdeki maçlara odaklanmamız gerekiyor.
  • 1121
    maçı tekrardan izlediğimde gördüğüm şu oldu ki, sahada maç falan oynanmamış. yıllardır yenememizin tek nedeni de bu zaten. fenerbahçe bize o sahada maç kazandırmak istemiyor, futbol oynamıyor ve üzerimize gelip kırmızılarla bir şekilde berabere ya da kazanarak maç bitiriyordu. zaten 23 maçın çoğu berabere bitmiş.

    maça dair notlarım da şu şekilde oldu:

    fenerbahçe sadece bizi kızdırıp kırmızı görsünler üzerine oynarken, futbol falan oynanamamış. hele penaltı golümüze kadar ikinci yarı sadece kavga var sahada. başka birşey yok. hele serdar aziz ayakta durmamış.uyduruktan yatıp penaltı almaya çalıştığı ikinci yaridaki komik durumun sebebi falcao'ya yere düşerken vurduğu taban. biz maç değil güreş kazanmışız. tek gram futbol yok. maçın adamı bence belhanda. harika oynamış. kalecinin verdiğini atsa iş bitecek. onyekuru aslında çok kaçırmamış. sadece 4.dk daki yüzde yüz. ilk yarı yine biraz futbol var. biz kadıköy de hep bu kavgalar yüzünden yenemedik ve hakemler. bu sefer hakem mükemmele yakın yönetmiş. sadece uzatmalarda 3. gol gelmeden dirar onyekuru'yu düşürüyor, ancak aynı pozisyonda seri ozan'a koşarken belli belirsiz taktığındq sarı yemiş, dirar'a ikinci sarıyı çıkaramamış. penaltı olmazsa biz de zor yenermişiz gibime geliyor.

    yıllar sonra sinir harbinden galip çıktığımız derbi olarak tarihin tozlu sayfalarında yerini alacak süper lig maçı.
  • 1123
    leyla ile mecnun dizisinde yeni yıl sahnesi vardır. saat 00:00'a gelmeden hemen önce 10'dan geriye doğru saymaya başlarlar. '10, 9, 8, 7.........0' geriye sayım bittikten sonra hep birlikte yeni yıla girişi alkışlarlar ve aralarında şu diyalog gerçekleşir:

    - eee ne oldu girdik mi şimdi?
    + girdik işte.
    - napalım, dağılalım mı o zaman?
    +yani, dağılalım.
    -evet, o zaman olaysız dağılıyoruz.

    bu maçtan sonra aynı ruh hali bende de oldu. 'eee yendik, ne oldu şimdi? kupa da almadık...' alışmışız ya böyle kutlamalardan sonra kupa almaya, bir an boşluğa düştüm. adamlar '20 senedir sahamızda kazanamıyorsunuz ehehe' , '6-0 ehehehe' diye diye küçük dünyalarındaki küçük başarılarını o kadar gözümüze soktular ki sonunda bizi de kendilerine benzettiler. neyse artık boş işleri bırakalım, yolumuza bakalım.

    edit: düzeltme
App Store'dan indirin Google Play'den alın