• 326
    zor bir gece olacak çoğumuz için. şöyle adım adım bugün ne yaptık diye bakarsak; rehavet ve laubalilik hat safhadaydı bu maç.

    muslera: konsantrasyon olarak çok eksikti, yoksa ikinci goldeki penaltıyı yapacak bir kaleci değil kedi. öne çıkışlarıyla bir iki kez bizi ateşe atan adam böyle bir pozisyonda kalesinde bekleyip timing hatası yaparak çıkmazdı. canı sağolsun, kulakları çekilir muhtemelen.

    mariano: iyi değildi, hücumda da savunmada da vasat bi oyun sergiledi ancak neden linnes oynamadı diye bakmamak lazım. adam son iki maçı 90 dakika full tempo oynadı, yorgun bi şekilde oynatıp sakatlığa ön ayak olmak anlamsız olurdu.

    ozan-serdar: serdar’ın kendi ortalamasının altında olduğunu (her ne kadar rakip kalede birkaç kornerde tehlike yaratsa da) düşünüyorum. ozan’ı bu akşam da beğendim. birkaç kritik hatası oldu mesela üçüncü golde olduğu gibi ancak yaşıtları üniversite sınavına hazırlanıyorken o galatasarayın ilk onbir oyuncusu. düşe kalka öğrenecektir.

    nagatomo: kötü değildi ancak kendi standardının çok altında kaldı.

    fernando: göze batan bir hatası olmasa da çok etkisizdi, hiç oyunun içinde yoktu.

    n’diaye: maç içinde çok istikrarsızdı, geçişleri elinden geldiğince sağlamaya çalıştı ancak hep beş dakikalık sekanslarda iyiydi.

    onyekuru: bu adamı forvette yalnız bırakırsak etki gösteremez. eren girdikten sonra sağ kanatta hareketlilik sağladı birkaç pozisyon yaratmaya çalıştı ancak yalnız kaldı.

    rodrigues: hiç oynamaya gelmiş gibi değildi. fatih terim geldikten sonraki en kötü maçını oynamış olabilir. kulağı çekilecektir, ki basın toplantısında sinyalleri verildi bunun zaten.

    sinan: ilk onbir oyuncusu değil nokta. bu çocuktan zerre yaz etmiyorum benfica transferi söz konusu olduğundan beri. ne ilk 11 oyuncusu ne de sağ kanat oyuncusu. bir kanat forvet için pozisyon bilgisi çok düşük, çürüyüp gidecek kanatta. burak yılmaz gibi kendisini santrafora evirmeli ya da fatih hoca’nın artık onu orda oynatması gerekli. bu adam merkezde çok etkili, ya false nine oynamalı ya da 4-4-2’nin ikinci forveti olmalı çünkü adamda gol önsezisi çok yüksek. oynadığı maçlarda attığımız gollerin çoğunda pozisyonun içinde.

    emre akbaba: günün benim için en kötüsüydü. fizik olarak inanılmaz zayıf ikili mücadele kazanamıyor. ve bu adam 8 numara d e ğ i l. bu adamın arkasında bir 8 numara olmalı ve bu adam n’diaye de değil. savunmadan hücuma geçiş yapamıyor adam. yapamaz zaten çünkü öyle bi oyuncu değil. forvet arkası, belki false nine, belki ikinci bir forvet olarak oynamalı artık.

    muğdat: hareketlilik getirir diye umuyordum ama hiç etkili olamadı.

    eren: o dakikadan sonra skor öyle olmuşken zaten etkili olmasını beklemiyordum, o girip onyekuru sağa geçince bi şeyler yapmaya başladık biraz.

    feghouli: yorum yapacak kadar oynayamadı ancak kazanmamız lazım bu adamı bir şekilde

    şimdi entrynin ofsayt kısmına geliyoruz. elinde belhanda’dan daha iyi bir geçiş oyunu orta sahası yoksa o oynamalı. cezası olduğunu biliyorum, bu maç özelinde yazmıyorum. savunmadan hücuma top taşırken elindeki en büyük koz belhanda. bakın ben de bayılmıyorum, yeri geliyo ben de küfrediyorum kendisine ama daha iyisi yoksa kullanmak zorundasın. çünkü bu iş emre akbaba’nın da n’diaye’nin de yapabileceği bi iş değil. inşallah devre arasında bir şekilde yerine daha iyisi alınır da belhanda da biz de rahat ederiz.

    son olarak hocanın da yanlış bir kurguyla sahaya çıktığını düşünüyorum. elbette bir bildiği vardı ki böyle oynadı ancak hatalıydı bazı noktalarda.

    puan kaybının telafisinin olduğu zamanlardayız, sezon başı puan kayıpları fatih terim’li her sezonumuzda oldu zaten. ben endişeli değilim, siz de çok endişe duymayın. daha güçlü döneceğimize eminim...
  • 327
    hocanın maça 4-6-0 (ya da onyekurunun önde olduğu 4-5-1, 4-2-3-1 ne diyorsanız) çıkmasını anlıyorum. kendisi de ifade etti zaten, tek forvete sahip olduğumuzdan mütevellit bu sistemle de oynayabilir miyiz'i görmek istemiş. ama bunun yerinin deplasman olması konusunda çekincelerim var. zira hoca döndüğünden beri deplasmanlarda sıkıntı yaşıyor, kazandığımızda bile maçları zor bitiriyorduk.

    bunun yanında burada da sık sık anılan (bkz: false nine) pozisyonunda oynayacak adama maalesef sahip değiliz, hocanın bunu görememiş olması ilginç. yanlış anlaşılmasın o göremedi ben gördüm durumu değil bu, hoca kim ben kim, ama maçın daha ilk anlarında yumlu ile caner'in arasında ezileceği çok belliydi. bu pozisyonu oynayabilecek adam gerçekten dünyada çok nadir, en önde geleni de firmino. bu adamın rakip savunmayla boğuşması, hareketli olup boşa çıkabilmesi, top aldığında da dağıtacak zeka ve tekniğe sahip olması gerekir. onyekuru ise tipik bir geniş alan oyuncusu; kanada çekildiğinde de etkinliğini nispeten gördük zaten.

    sağ kanadımızda birçok maçta aynı anda sahada olan mariano ve sinan'ın inanılmaz uyumsuz olduğunu düşünüyorum. malum mariano tipik bir kanat bek; linnes kadar çevik olmadığından geriye dönüşlerde sıkıntı yaşıyor. bunun yanında sinan bey de bırakın mariano'nun kademesine girmeyi, mariano yerindeyken bile adam kovalamıyor. e be mübarekler; ikiniz de ofansifseniz bari bir kaç ikiye bir yapın da, bari oradan kazanalım; o da yok. bu noktada da hocanın sinan ısrarını artık değerlendirmesi gerektiğini düşünüyorum. beğenmediğimiz feghouli ile mariano'dan geçen yıl o bölgede çok ekmek yediğimizi görmeyen yoktur sanırım.

    fernando'nun formsuzluğu konusunda çoğu renktaşla hemfikirim. bunun yanında oyuna sertlik de katması lazım, donk bu konuda 'şuan için' daha önde görünüyor. özellikle deplasman maçlarında donk-ndiaye; hatta bazı yüksek zorluk dereceli maçlarda fernando-donk-ndiaye düşünülebilir.

    penaltı hususuna da kenar yönetimin acilen el atması gerekli. bir olur iki olur; artık kimse gaza gelip, 'kendimi iyi hissediyorum, atayım' demesin bir zahmet. şaka gibi ya; kimse farkında değil ama geçen yıl şampiyonluk gidebilirdi bu sevdaya. hocam gerekeni yapacaktır diye umuyorum.

    bireysel hatalar yüzünden oyuncu eleştirmek çok doğru değil bence. zaten bireysel hata dediğin aynı oyuncu tarafından sürekli yapılıyorsa; bunun bireysel hata olarak nitelendirilmesinden ziyade, oyuncu kalite eksikliği olarak adlandırılması daha doğru. trabzonlu onur gibi; adam bireysel hata yapmıyor, kaleciliği bu işte. ama aynı durumun muslera veya serdar için olduğunu söylersek çok çok büyük haksızlık ederiz.

    son sözüm yönetime: keşke bu maçlarda rakip sahada top tutmamızı sağlayabilecek; şişirilen topların raket gibi geri gelmesini engelleyecek, stoperler ile boğuşacak, tercihen biraz çirkef, akmasa bile damlayacak bir forvet alabileydiniz.
  • 329
    galatasaray'ın başından sonuna, kaleden hücuma kadar rezalet top oynayarak kaybettiği maçtır.
    oyuncuları tek tek değerlendirecek olursak eğer:

    muslera: çok kötü bir günündeydi. hiç konsantre değildi. bu maç özelinde savunulacak tarafı yok.

    mariano: bu performansı sergilerse bir daha linnes'ten formayı alamaz. seneye de artık satılıp yerine iyi bir isim alınması şarttır.

    nagotomo: performansı normal nagotomo performansı değildi. kanadından çok atak yedik. adamlar oradan deldiler bizi.

    serdar aziz: kötüydü. hücumda vurduğu iki kafa topu var. o toplara nasıl vurması gerektiğini öğrenmeli.

    ozan kabak: genç oyuncu. fiziği yerinde. savunma cesareti de iyi. pozisyon bilgisini geliştirmesi lazım. bir de hücuma çıktığında iki defa kaleyi karşıdan görmesine ve şutları iyi olmasına rağmen denemedi. bu ürkekliğini de üzerinden atması lazım.

    sinan gümüş: bu çocuğu ilk 11 başlatmayın ya da kanat oynatmayın. şu çocuğu bir real sociedad nihat'ı gibi denesiniz ne olur acaba.

    fernando: zaman zaman iyi işler yapsa da kötü performansı devam ediyor. ön liberoda daha sert donk'u tercih ederim.

    ndiaye: elinden geleni yaptı. ama toplara cok langur lungur giriyor. dün sarı kart yediği pozisyonda kırmızı verse hakem neden verdi demezdim. bu işlere dikkat etmesi lazım.

    emre akbaba: rezaletti. sahada yoktu. doğru zamanda şut çek ve zamanında pas ver. dün ikisinde de iyi değildi. fizik olarak da öyle iddia edildiği kadar kötü değil.

    garry rodrigues: şımarıklığı umarım sadece düne özeldir. penaltı da topu istemesini anlamsız buldum. bu maçlık ses etmemek lazım.

    onyekuru: futbolu biliyor. hızlı. ama gördük ki forvet olmaz kendisinden. kanada koymak lazım ve sürekli oynatmak lazım.

    eren derdiyok: çok yalnız kaldı ama sahaya girdiği andan itibaren takımı hücumda en azından toparladı.

    muğdat çelik: iyi niyetli ama galatasaray özelinde yetersiz. kupa maçlarında falan oynar.

    feghouli: kendisini zerre sevmem ama o dakikada bu adam ne yapsın. 10 dakikalık performansı değerlendirmek saçma olur.

    fatih terim: futbolculara kızıyor ama kendisi de konsantre olmamış bu maça. eren hariç değişiklikleri hatalıydı.
  • 331
    2018-2019 sezonu ara transfer dönemi gidecek ve gelecek isimlerin şimdiden çalışmalarına başlamamıza vesile olacaksa
    bu maçların yaşanması isabettir.

    bu takım da kağıt üzerinde başarılı görünen ama sistemin de ağır yaralar açan bazı isimler var. o sebeple her mağlubiyet sonrası şu oynasa böyle olmazdı diye birbirimizi yiyoruz.

    öncelikle hiçbir büyük takım bu kadar yumuşak olmamalı, hele fatih terim takımları kora kor mücadele eden takımlar olmuştur her zaman. çoğu anadolu takımı bizi fizik olarak eziyor, kasımpaşa'dan gelen donk bile takım içinde fark yaratıyor, varın seviyeyi siz düşünün.
  • 335
    trabzon a da akhisar a da yenilebiliriz sorun değil ama her ikisinin de bizi evire çevire yenmesini kaldıramıyorum, çok moralim bozuluyor. onyekuru yu forvette oynatmasını hep çok istedim ama dün bunun tutmadığını görünce ayrı demoralize oldum. sinan gümüş e ayrı parantez açmak istiyorum, bu adam bizde as oynayacak adam değil, artık şu adam ile oyuna başlama, feghouli neden oynatılmıyor nedir sebebi? her türlü sinan dan iyi olur orada.
  • 336
    galatasarayımızın 2018-2019 sezonundaki 2. yenilgisini aldığı ve liderliği -şimdilik- bıraktığı müsabaka.

    dün akşam maç kadrolarını görünce "ya batarız, ya çıkarız" demiştim. ne yazık ki sonuç batak oldu. bence futbolculardan öte ilk eleştiriyi hocamız, canımız, ciğerimiz fatih hoca'ya getirmek gerekiyor. rakip kim olursa olsun, eğer galatasaray'ın herhangi bir anadolu ekibi ile maçı varsa, rakip takım kapanır. kapanan ve kontratak futbolu oynaması neredeyse kesin olan bir takıma karşı forvette henry onyekuru ile başlamak bence yanlıştı. fatih hoca benden tabi ki daha iyi biliyordur, muhtemelen de gezici ve hızlı ayaklara sahip bir ileri uçla başlayarak akhisar'a karşı erken bir gol bulmayı amaçlamıştır ama ne yazık ki durum böyle olmadı.

    emre akbaba kesinlikle çok iyi bir galatasaraylı ve iyi niyetinden şüphem yok fakat fizik olarak gerçekten yetersiz. alanyaspor'da çok daha rahat ve sert olmayan maçlar oynadı ama artık galatasaray'da; ve her rakip bizi önce sertlikle durdurmaya çalışıyor. dün de açık bir şekilde görüldü ki emre'nin fizik olarak kendisini daha fazla geliştirmesi lazım. emre için artı olarak ise neredeyse topun olduğu her yerde bir şekilde pozisyonun içindeydi ama mağlubiyette benim için en dikkat çekici isim oldu.

    ikinci olarak ise garry rodriguese parantez açmak istiyorum. gerçekten bizim takımın mvp'si şu an için ama bu her şeyi en iyi yaptığını göstermiyor. penaltı olduğunda yanımdaki arkadaşıma "kim atacak ki?" diye sordum ve sorum havada kaldı. penaltı gerçekten farklı bir şey. nice yiğitler bu uğurda telef oldu (bkz: roberto baggio). topun başına fernando geçebilir, mariano geçebilir hatta ve hatta badou bile geçebilir ki osmanlıspor'un penaltıcısıydı kendisi. ama rodrigues son tercihlerden biri olurdu ve topu eline aldığı anda "gitti penaltı" dedim. ne yazık ki beni yalancı çıkarmadı.

    sinan gümüş için de bir kaç sözüm var. sinan bu takımda iş yapar mı yapar ama ilk 11'de değil, hamle oyuncusu olarak. özellikle 60. dakikadan sonra girdiği her maçta bir şekilde iş yaptı çünkü geçen süre boyunca karşısında oynadığı oyuncular yoruluyordu. ama ilk 11 başladığı maçlarda hep sırıtıyor. hareketleri kısıtlı, fizik olarak yetersiz ve kendini tekrarlıyor. topu alınca sinan'ın ne yapacağını karşısındaki oyuncu ikinci karşılaşmada anlıyor. mesela rodrigues her defasında farklı bir şey deniyor ve başarılı oluyor. bana kalırsa fatih hoca'nın maç sonundaki demeçlerine kastettiği isim sinan ama tabi hayırlısı.

    son olarak ozan muhammed kabak umarım bu çizgisini hiç bozmaz ve devamlı kendini geliştirir. senin gibi karakterlere bu takımda her zaman yer var.

    biz galatasaray'ız ne ilk yenilgimiz ne de son. bizim hedeflerimiz çok daha büyük. önemli olan bu maçtaki hatalarımızdan ders çıkarıp önümüze bakmak ve en güçlü şekilde geri dönmek.
  • 341
    sakin kafayla tekrar özetini izledimi. harbiden büyük takım hüviyetinden uzak ve çok kötü oynamışız tıpkı bu sezonki trabzon deplasmanı gibi. fakat arkadaş harbiden hem o maç hem de bu maçın 3 ve 4 farklı skorlarla 80 kere daha oynansın imkanı yok bitmesinin. hele bu maç bildiğin 2 ve 3üncü goller muslera hatası direk olarak gol oalrak dönmüş kalemize. yazık çok moral bozuyor bu skor. 6 maçta 2 mağlubiyet bizim başımıza çok külfet olacak bu sezon. işimiz zor, allah yardımcımız olsun.
  • 342
    gerekli dersleri alarak artık unutmamız gereken maç.
    her deplasmandan sonra hocasından, futbolcusuna, taraftarına kadar aynı şeyi söyleyip duruyoruz, lakin bir sonraki maçta aynı şeyi görüyoruz.
    sol frame'de gördükçe o saçma görüntümüz canlanıyor gözümde.
    zaten yenilmekten ziyade bizi asıl üzen de bu silik görüntü, mahalle takımından halliceydik desem mahalle takımına ayıp olur, o derece...
  • 344
    gereksiz rotasyon yaptığımız maç. salı-pazar 5 gün, pazar-cuma 5 gün. maçların biri içerde, biri dışarda. asları dinlendirmemiz gereken maç içerdeki erzurum maçıydı. bu akşam onyekuru veya sinan yerine eren, ozan yerine donk olmalıydı. ayağımıza kadar gelen maçta penaltıyı da kaçırınca sonuç kaçınılmaz oldu. şampiyonlar ligi dönüşü rehavet havası da seziliyor ancak bu duruma önlem alabilecek en iyi teknik direktöre sahip olduğumuz için bunun düzeleceğine olan inancım tam.
App Store'dan indirin Google Play'den alın