• 99
    harry kewell'ın bu maçta attığı ve şu günlerde bile hasret kaldığımız kafayla duran top golünün, o sezonun* bitimine kadar uefa kupası resmi jeneriğinde yer aldığı, emre tilev'in yedi otuz iki iki kırk dört bir allah bir top bir kale nidalarıyla hatırladığımız uefa kupası b grubu 1. maçıdır.

    https://youtu.be/WOEPw0EOrHw

    https://youtu.be/I39KKqvofBU

    açıkçası bellinzona eşleşmesindeki beklenmedik form düşüklüğümüzü de bildiğimden, burada galip gelmemize çok ihtimal vermiyordum. üstelik olympiakos da gayet formda bir takımdı ve sanırım darko kovacevic falan da kadrolarındaydı.

    bu maçın sonucu ile birlikte ise o kupayı alacağımıza canı gönülden inanmıştım ama malûm sebeplerden dolayı olmadı, olamadı işte...

    (bkz: tarihte bugün)
  • 78
    yedi otuz, iki kırk dört
    bir allah bir de top...

    bu cümle özetliyordu aslında bütün 90 dakikalık maçı. ee malum; sonucu, attığınız ve yediğiniz gollerle orantılı bir oyundur futbol. amaç gol atmak ve gol yememek olunca bu cümle çok şey ifade ediyordu.

    yedi otuz, iki kırk dörtlük bir kaleye olması gereken kadar atak yaptı galatasaray dün gece. orta sahada son günlerde iyi performansını sürdüren lincoln, oyunun kontrolünü maçın önemli bir bölümünde elinde tutmayı bildi. aslında oynadağı mevki çok daha farklı bir yer olan meira ise yeni görev mevkiinde hiç de sırıtıyor gibi görünmedi. verilen görevini hakkıyla yerine getirirken, duran toplardaki etkisizliği tartışılan galatasaray 25. dakikada sağ kanattan bir korner kazanıyor, topun başına geçen lincoln adrese teslim bir orta ile harry kewell'ın kafasına topu indiriyor ve güzel bir vuruşla galatasarayımız golünü buluyordu. işte tam bu dakikada kaleye giren topu kucaklayan ve istanbul semalarına doğru sert bir vuruşla hazerfen ahmet çelebi'ye selamlarını gönderen fernando meira'nın hırsı ve gözlerinden çakan şimşekler en az atılan gol kadar taraftarlarını mutlu ediyordu. yedi otuz, iki kırk dörtlük kaleye giren bu gol aslında maçın sonucunu da belirleyecekti. ama o dakika ali sami yen stadını dolduran o muhteşem taraftar, televizyon başındaki milyonlar ve hatta maçın ispanyol hakemi bile bundan habersizdi.

    ilk yarı oynadığı futbolla bizleri memnun bırakan galatasaray soyunma odasına pek bir rahat giderken, akıllarındaki tek şey ikinci yarıda da aynı oyunu sürdürüp bir kaç gol daha yollayabilmekti malum ölçülere sahip kaleye. bütün bunlar olurken, aynı anda en az 45.000 reytingle bizleri mutlu etmeye çalışan, endüstriyel futbola karşı metin oktay felsefesiyle justin tv'den yayın yapan kardeşimizin ekranına üyelik bilgileri bir an yansıyor ve o anda olan oluyordu. üyelik bilgilerine erişmenin verdiği gaz ve heyecanla yanıp tutuşan dsmart yetkilileri yayına el koyuyor ve yurtdışında yaşayıp da başka izleme şansı olmayan benim gibi bir çok taraftarın gani gani küfürlerine nail oluyorlardı. maçın ikinci yarısından itibaren galatasaray tv'yi kumandalardan bulup eski günlerdeki gibi radyo havasında maça devam eden taraftarlar, kaçan gollere mi üzüleceklerini yoksa izleyemedikleri galatasaraya'a mı üzüleceklerini şaşırıyorlardı. hele hele maçı sunmakla mükellef spiker yayının sadece sesli olarak galatasaray tv den de yayınlandığını unutarak nonda'nın kaleciyle karşı karşıya kaldığı ve topu az farkla dışarı yolladığı pozisyonda öyle bir bağırıyordu ki, bazı taraftarlar gooll diye ayağa sıçrıyor, kısa süren sevincin arkasından "hadi bee" nidalarıyla yerlerine tekrar oturuyordu.

    dakikalar ilerliyor fakat galatasaray hala yedi otuz, iki kırk dörtlük kaleye bir topu daha gönderemiyordu. zaman zaman defans araya giriyor, zaman zaman ise defansı da geçen top allah'a emanet bir şekilde giderken direkte patlıyordu. hatta maçın spikeri bile kendinden geçerek "olmaz böyle bir şey sayın seyirciler, önce kaleci sonra direk" direk diye bağırıyor, fakat özetler izlendikten sonra bunun külliyen yalan olduğu anlaşılıyordu.**

    olympiakos'un nadir ataklarından birisini anlatan maçın spikeri bu sefer de öyle bir "aman aman aman, yüzlerce binlerce aman" diyordu ki o an kafalardan aşağı birer kazan kaynar su dökülüyor, sonra topun dışarıya çıktığı anlaşılınca da yayıncı kuruluşa edilen küfür kadarına maçın spikeri de nail oluyordu.

    maç bu sonuçla biterken galatasaray uefa kupasındaki grupta liderliğe yerleşiyor, berabere biten maçın ardından benfica ve herta ikinciliği paylaşıyor, beşiktaş'ı eleyip bu gruba gelen ve haftayı bay olarak geçiren metalist ise galatasaray'ın tecavüz edeceğinden bihaber son sıraya yerleşiyordu.

    ilginç bir maç daha izlemenin ve yayıncı kuruluşa edilen onca küfrün ardından başlanan "eşli batak"ta biraları kazanan yazarımız vinca ise maçın yorumunu bir sonraki geceye bırakarak mutlu, rahat ve kafası da hafif çakır bir şekilde yatağına uzanıyordu.*
  • 69
    galatasaray ın iyi paslar ile olympiakos orta sahasını çılgına çevirdiği ancak son vuruşları iyi yapamadığı maçtır.

    morgan de santcıs: son yaptığı hata ile yüreklerimizi ağzımıza getrimiştir ancak maç genelinde iyidir.
    sabri sarıoğlu: milli takımdaki haarika futbolunun fatih terim etkisi ile olmadığını bize göstermiş golden önceki pozisyonda kaleye bir füze yollamıştır.
    emre aşık: tam bir görev adamıdır bu adam insan değildir geçen sene fenerbahçe vs. önemli maçlarda geçen haftaki trabzonspor maçında takıma dahil edilmiş ve çokta başarılı olmuştur bu adamın kondisyonunu ttop oynamadan nasıl korulur tartışılır ve kilit bir adamdır.
    servet çetin: trabzonspor a attığı gol ile ileri çıkma sevdasını bitirmiş ve atakların büyümesini engellemiştir çok iyi oynamıştır 2007-2008 sezonundan bir maç izlercesine keyif vermiştir.
    fernando meira: ön libeeroda görevini başarı ile yerine getirmiştir.yer ve hava toplarında geçit vermemiş oyunu harika süzmüş lincolne harika bir pas atmış ancak topun kaleye girmemesini engelleyememiştir bu pası ders olacak niteliktedir.
    hakan balta: sol bekte ki volkan alparslan hakan tartışmalarını bir nebze olsun gündemden atmıştır çok iyi top oynamıştır kademeye iyi girmiş ve koşmayan denilen adam 'usain bolt' olmasada görev bilinci yerleşmiş olduğunu göstermiş defans ofansta iyi oynamıştır.
    arda turan: sol açık sağ açık hangisi sorusuna yanıt bulunamasada yetenek her yerde kendini belli eder dedirtiyor bu adam orta sahadaki mücadelesi viera gibidir.iki olympiakos lu oyuncudan yerde yatarak alıp harika pas attığı pozisyon yarım gol denilebilir.her bölgede kalitesini ortaya koyan bu adam türk basınının kewell arda yı arda kewell öldürüyor sorusuna yanıtı vermiştir.
    cassio de souza soares lincoln: no look pasları ile rakibin korkulusu olmuştur.gördüğü sarı kart tartışmalıdır hakem seni ikinci kez uyardım gibi bir hareket yapmıştır ancak ilk topu elle önüne alan baros tur.takımı orkestra şefi gibi yönetmiştir ve orkestrada iyi çalmıştır.
    ayhan akman: galatasarayın oyuncusumu değilmi diye beni düşündüren bu adam orta sahada iyi mücadele etmiş ve beni şaşırtmıtır orta sahanın içine çevirdiği top gol olmak istemediğinden asist yapma fırsatını kaçırmıştır.
    harry kewell: 'wizard of oz' un hakkını vermiştir.1 gol atarak bizi galibiyete taşımıştır.mükemmel şut atar gerktiği yerde adam geçen bu adam olympiakos a ceza sahası içinde veya dışında lincoln un pozisyonu veya daha zoru eline geçse nikopolidisi de ağlarla tanışma fırsatını verecceğine inandığım adamdır.
    milan baros: çok kaliteli bir forvet olduğunu bundan öncede kanıtlamıştır.euro 2004 ün süperstarı galatasarayda hayat bulmuştur.kaçırdığı yan top nazar değmesini engellemiştir gol atıp atmamasında ziyade yardımlaşmıyı sever ve takım oyununu atak tan başlatmıştır.
    galatasaray taraftarı: avrupaya harika bir koreografi dersi vermiştir.eski açık ve kapalı tribünlerinde yapılan şovlar takımı ateşlemiş ve küfürlü tezahuratı içinde barındırmayarak bir taraftarlık dersi vermiştir.
  • 71
    ben anlamıyorum arkadaş. şu yunan takımları deplasmana geldiğinde niye 3-5 tane atamıyoruz anlamıyorum. oysa bu maç tersi bir şekilde atina'da oynansa (yani olimpiakos galatasaray gibi oynasa biz de tersi) bu adamlar emin olun bizi en aşağı 3lerdi. maçtan önce şampiyonlar liginde oynadığımız ve aynı skorla biten mücedelenin de özet görüntüleri verildi. aynı senaryo bu sefer kral * dünyaları kaçırmış. yunanistan'da bizi 3lemişler. yanılmıyorsam panatinaikos'ta feneri 4lemişti. tamam futbol dersi verdik ama ben gene de tam anlamıyla tatmin olamadım.

    maça gelirsek, baştan sona etkili olduk dünyaları kaçırdık, hatta zamanı geldi saç baş yolduk ama 1-0 oldu bizim oldu bana göre de gruptan çıkış kapıları ardına kadar açıldı. bir de ne de olsa türk takımıyız, son dakikalarda mutlaka kalpten 3-5 kişi götürmezsek olmaz. o son dakika kafa vuruşu boş kaleye gol olmadı ama kimilerinin ömründen yedi kesin. daha gencim bana birşey olmadı belki ama bir 15 sene sonra etkisini göstermesin?
  • 29
    maç ilgili uefa notlarını da vereyim tam olsun:

    iki ekip daha önce 2003 2004 sezonunda şampiyonlar liginde karşılaştılar.
    galatasaray istanbul'da 1-0, olympiakos yunanistan da 3-0 kazandı.
    1-0 lık maçta galatasaray ın golünü cihan haspolatlı kaydetti.
    3-0 lık maçta ayhan akman ve djordjeviç kırmızı kart görerek oyun dışı kaldı.
    grupta 3. olarak galatasaray uefa kupasından devam etme şansı elde etti.
    galatasaray yunanlılara karşı bir diğer maçını panianios a karşı 07 08 uefa gruplarında yaptı. galatasaray deplasmanda 3-0 galip ayrıldı.
    olympiakos un hocası valverde daha önce türkiye ye athletic bilbao yla, trabzon karşı oynamak üzere gelmişti. athletic bilbao bu maçta 3-2 mağlubiyetten kurtulamadı. athletic evindeki maçta trabzon u 2-0 la geçerek uefa kupasında turladı.
    harry kewell ve sebastian leto önceki sene liverpool da takım arkadaşıydı.

    edit: imla gibi de değil de, wasabi teşekkürler.
App Store'dan indirin Google Play'den alın