etkisinden uzun süre kurtulamayacağım bir maç sanırım. bunun futbolla falan alakası yok aslında. olay bambaşka.
dün akşam işten çıktım, tek amacım eve gidip bu maçı izlemekti. oturdum ilk yarıyı izledim, devre arasında sesini kıstım televizyonun. o arada içim geçmiş uyuyakalmışım. bir ara gözlerimi açtım, rodrigues'in gol sevincini gördüğümü hatırlıyorum, tekrar dalmışım.
pek rüya gören bir insan değilim. toplasanız yılda 1-2 defa gördüğüm rüyayı hatırlarım. ama dün gece o koltukta çok eski bir hikayeyle karşılaştım yıllar sonra. senelerdir ne yüzünü gördüğüm, ne de sesini duyduğum birini gördüm hiç sebepsiz. daha doğrusu sebepsiz değil de, aklımda yokken diyelim. en son 14 aralıkta, doğum gününde hatırlamıştım yine. her neyse, detayları anlatıp anlayan biri yorumlasın demeyeceğim. yalnız seneler sonra kanlı canlı yüzünü gördüm. sesini duydum, elini tuttum ve hatta sarıldım. o kadar gerçek, o kadar sıcaktı ki...
sonra tekrar uyandım. maç sonuydu bu sefer de. doğruldum boş boş ekrana baktım. maçın sonucu ne oldu bilmiyordum, ekranda gördüklerimi de hatırlamıyorum açıkçası. sadece maç sonu olduğunu biliyorum o kadar.
kalktım, bilgisayarımın başına geçtim. biraz eskileri kurcalayıp fotoğrafları buldum. senelerdir bakmamıştım belki. işin daha da kötüsü, rüyamda gördüğümle, fotoğraftakiler iki farklı insan gibiydi. ama o'ydu işte gördüğüm, konuştuğum, elini tuttuğum, sarıldığım.
bunları niye buraya yazıyorum diye küfür etmeyin şimdi bana. bu saatten sonra bu maç benim için budur. bu rüyayı her hatırladığımda bu maçı da hatırlayacağım ben. o değil de, akşam o koltuktan kalktığımdan beri uyumadım henüz. artık dış dünyayla ilgili algılarım da kapanmak üzere sanırım. ölü balık gibi bakıyorum.
az önce de aklıma
dağ 2 filminden şu sahne geldi:
https://www.youtube.com/...re=youtu.be&t=56 bekir haklı. kimseyi unutmuyoruz, sırtımızda taşıyoruz herkesi, her şeyi... ve hayal olarak hatırlıyoruz. yüzünü unutuyoruz belki ama onları hiç unutmuyoruz.
bunu okuyup da "ne alaka amk" diyecek arkadaşlar; kusura bakmayın bu seferlik be.