2014-15 UEFA Şampiyonlar Ligi D Grubu 3.Hafta Maçı
21:45 Türk Telekom Arena
0 - 4
  • 191
    https://www.youtube.com/watch?v=_wGpeSub2n4

    benim için gelmiş geçmiş en güzel koreografidir. verdiği mesajla, yansıttığı efsanelerimizle ve spikerin galatasaray'ın kim olduğunu doğru şekilde yansıtan ifadeleriyle halen ara ara izlerim.

    şu maçı hezimet denilebilecek bir skorla bitirmek, kabullenemediğim bir şeydi. metin oktay'ı, gündüz kılıç'ı ve ali sami yen'i hayal kırıklığına uğratmışız gibi hissettirdi. umarım tekrardan onların bizi gururla izleyecekleri günleri görüp bu koreografiyi tekrar sahamızda hazırlama imkanı buluruz.
  • 183
    http://imgim.com/2017incij2313914.jpg

    şu koreografide yer alan adamların ruhuna hakaret ettiğimiz maç.

    ali sami yen'in "maksadımız ingilizler gibi toplu bir halde oynamak, bir renge ve bir isme malik olmak ve türk olmayan takımları yenmek." sözüne hakaret eden bir teknik direktörümüz var.

    "bence galatasaraylılık din gibi, mezhep gibi yerleşmiş, köklü bir inançtır. galatasaray'ı işte bunun için tercih eder ve galatasaraylılığımla her zaman gurur duyarım." diyen metin oktay'ın galatasaraylılığının yüzde birine sahip olmayan, takımına ve kendisine saygısını yitirmiş, ruhsuz, para yiyici futbolcular hem galatasaray'a, hem bizlere hakaret etmiştir. (muslera, sneijder ve melo'yu tenzih ederim. semih'i de buraya dahil edebilirim, kendisi hata da yapsa özveriyle oynuyor.)

    bunların yanısıra, zamanında baba gündüz gibi ömrünü galatasaray'a adamış, galatasaray'la yatıp galatasaray'la kalkmış bir adamın teknik direktörlüğünü yaptığı takımı üç günlük adamlara (teknik direktörü, topçusu) emanet eden yönetimimiz var.

    bu maçın özeti, galatasaray'ın bugün geldiği nokta budur. galatasaray'ın bu hale gelmesinde en ufak katkısı olan herkesin allah bin türlü belasını versin.
  • 17
    şampiyonlar liginde iki maçta 6 puanı olan borussia dortmund ile karşılaşacağımız maç. dortmund'un bundesliga performansı ile şampiyonlar ligi performansı arasında dağlar kadar fark var. bunun da temel nedeni oynadıkların futbol tarzının almanya sınırları içinde daha tanıdık ve çözüm üretilebilir oluşuyla birlikte, avrupa'nın geri kalan takımlarına genellikle ters gelmesi. ayrıca ligdeki iddiaları gerilemek durumunda olan dortmund'un artık tamamen şampiyonlar ligi'ne asılacağını da öngörmek zor değil.

    işimizin çok zor olduğu maç.
  • 34
    her şey bir yana ulaşım konusu can sıkandır.

    fenerbahçe maçında, olimpiyat stadında çektiğimiz çileye benzer bir çile çektik. 17:00'da taksim'den metro ile sanayi mahallesine kadar gittik, 17:20'de metro'dan inip ücretsiz otobüsleri beklemeye başladık. dakikalar sonra çalışmaya başlayan otobüslere bir insanın nefes alamayacagı şekilde doluştuk, bir sürü tartışma çıktı. bir amca bana adam diyemezsiniz diye gider yapmaya başladı vs. 18:00'a doğru seyrantepe'de yukarılarda bir yerdeydik, ondan sonra stadın dışındaki merdivenlere doğru yürümeye koyulduk. ancak adım atılmıyordu, evet bildiğiniz adım atamadık. insanlarda oluşan akarsuya bıraktım kendimi 18:40'a doğru stad çevresindeydik. bu maça benimle gelen canım kız arkadaşımın passolig'i 1 buçuk ay önce almasına karşın eline ulaşmadığından günlük passolig almak üzere stad'ın yanindaki gişelere gittik. en az 500 kişi kuyruktaydı. 18:30'da girdiğimiz kuyruktan 19:14'te çıktık ve maça 15 dakika gecikmeli girdik. neyse halimize şükrediyorduk.

    maç sonrası ise tam bir felaketti. maç bitiminden sonra haliyle bekleme kararı aldık çünkü stadın dışına baktığımızda yere basılacak herhangi bir zemin görünmüyordu, dışarısı insan seliydi. 20:45'te biten maçtan 22:15'te çıktık. çile tabii ki bitmiyordu, maçın bitiminden 90 dakika geçmesine karşın yine merdivenlerde izdiham vardı. bir şekilde merdivenlerden, otların arasından anayol kenarına kadar çıkabilidik. ondan sonra 40 dakikaya yakın anayol kenarında arabaların geldiği yöne ters olarak yürüdük. sonunda zannedersem sanayi mahallesinin oraya kadar yürümüştük.

    sonuç olarak saat 11'e doğru bir otobüs bulup eve doğru yola çıktık.

    bu maçta da yine metro olmayacak, ulaşım çok çok büyük sıkıntı olacak. kesinlikle günlük kart alma işini son saate bırakmayın, ya da maça gelmek için son saati beklemeyin.

    bu metro konusuna gelince de aklıma bir sürü soru geliyor ancak yok koçum sakin ol düşündüğün gibi değildir diyorum. 17 eylül'de bitecekti bu çalışma. acaba burası galatasaray'ın maçlarını oynadığı yer değil de akp'nin düzenli olarak miting yaptığı bir alan olsaydı metro bakımı ne zaman biterdi? ya da miting günü ulaşıma aynı sayıda otobüs mü sağlanırdı?

    insan düşünüyor işte.
  • 192
    maci guney tribunden izlemistim. kareografi tam karsimizdaydi. tuylerimiz diken diken olmustu. maca taraftar cok iyi bir enerjiyle baslamisti. dortmund taraftari deplasman tribununu agzina kadar doldurdugu gibi galatasaray tribunlerinde de alman seyirciler vardi. macta oyun olarak tutunamadik ve 20 dk'da gelen iki gol moralleri bozdu. resmen bogazimiza dizildi o kareografi. ha bir de aklima sonradan geldi dortmund taraftari, samiyen'de bugune kadar gordugum en iyi yabanci deplasman tribunuydu. asagi yukari 1999'dan beri maclara giderim. eve gittigimde ilk defa deplasman tribunu yuzunden kulaklarim cinliyordu.
  • 51
    wesley sneijder'in fener galibiyeti sonrası gs tv'de bu maç ile ilgili açıklamaları şu şekildeydi:

    --- alıntı ---

    bu galibiyet bizim dordmund maçına bakış açımızı da değiştirdi. güvenimizi daha da arttırdı. bu zamana kadar da galibiyetler aldık ama çok ta iyi oynamıyorduk açıkcası. fakat bu galbiyet çok çok önemli, bizim için altın değerinde. ben hem kendime hem de takımıma çok güveniyorum bu maç ile ilgili.

    taraftarımızı tabii ki maça çağırıyoruz. bizim onlara çok ihtiyacımız var. onlar bizimle olduğu sürece biz 12 kişi oynuyoruz rakiplerimize karşı. mesajıma gelirsek, ilk düdük çaldığı zaman zaten herkes mesajımızı görecek, nasıl oynadığımızı görecek. bizi yalnız bırakmasınlar ve birkez daha güzel bir gece yaşayalım.

    --- alıntı ---

    takımın lideri, ikinci kaptanı ve en önemli oyuncusu böyle bir açıklama yapıyorsa şu dakikadan sonra bize de inanmak düşer bu takıma.
  • 185
    1988-1993 yılları arası doğumlu jenerasyonların gönlünde derin yaralar açan şampiyonlar ligi müsabakası.

    bülent korkmaz, hakan şükür, tugay kerimoğlu, okan buruk, gheorghe hagi, claudio taffarel, gheorghe popescu, suat kaya ile büyüyen nesillerin en büyük talihsizliğidir bu maçı izlemiş olmak.

    1905 yılında "türk olmayan takımları yenmek" mottosuyla kurulan galatasaray kulübünün 109 yıl sonra "4. yıldız tek hedefimiz" mottosuna evrilmesinin miladıdır.

    öz değerlere ihanet, çoğumuz için vatana ihanetin gün yüzüne çıkmış halidir.

    birşeyler yapmanın zamanının geldiğinin işaretidir.
  • 186
    galatasaray'ın sahasında oynadığı en rezil şampiyonlar ligi maçıdır. real madrid'den 6, chelsea'den 5 yerken bile bu kadar rezil olmamıştık. ellerini kollarını sallaya sallaya adamlar 8-10 kere kalemize geldiler ve atabilecekleri belki de en az sayıda golü attılar. yazık, çok yazık...

    bir de maçtan sonra ''asıl hedef başakşehir maçı'' gibisinden açıklamaları duydum ya, yemin ediyorum kanım dondu... benim sarı-kırmızı sevdam bu değil, olmamalı. bu kadar çapsız insanlar bu renkleri temsil etmemeli...

    daha çok şey yazardım da inanın artık yazasım da, tartışasım da gelmiyor. kimi eleştireyim, kime suç atayım, kimi savunayım ben artık. her maçtan sonra en az 2 saat maçların kritiğini yaptığımız en yakın arkadaşımla beraberdik yine maçtan sonra. yemin ediyorum ağzımızı bıçak açmadı.
  • 78
    normalde galatasaray maci oldugunda kacirmam. ertesi gun su varmis bu varmis dinlemem izlemek icin tum sartlarimi zorlarim. bu senede sivas ve erciyes haric her maci izledim. baktim her izledigim macta ya puan kaybediyoruz ya da mağlup oluyoruz. fenerbahçe macini da izlemedim ve sonuc ortada. yarin kendimi son derece zorlayarak yine bu maci izlemeyecegim. insallah galibiyet bizi bekliyor beyler :)
  • 52
    melo dzemaili ve selçuk 3'lüsünün dortmund'un mutantlarına karşı çok yumuşak kalacağı maç. ümit özat mode on yapıyorum kusura bakmayın. bu orta saha 3'lüsünün üzerinden dortmund tır gibi geçer. kendi sahamızda oynamamız, fenerbahçe maçının moraline ve tabiki de altın portakalımız sneijder'e çok güveniyorum.

    şu ana kadar takımla ilgili gözlemlediğim şey: sneijder ön libero (pirlo) gibi oynadığında ileri hızlı top çıkarabiliyoruz ama ön tarafta sneijder gibi bir ayaktan mahrum kalıyoruz bu sefer. sneijder sol kanat-forvet arkası gibi pozisyona geçtiğinde de selçuk dzemaili fazla hantal kalıyorlar top alıp dönüp dağıtana kadar. melo bu görevi üstlenebilir mi diye düşünüyorum, keşke emre çolak biraz zeki olsa diyorum. keşke furkan özçal bir anda orada parlasa alper potuk gibi bir level'a çıksa diyorum. olcan sol bek, tarık sağ bek olacak şekilde üzerine gidilse diyorum. hamit muhakkak değerlendirilmeli de diyorum. diyorum da diyorum. prandelli'nin zor işi devam ediyor ama şu takımdan bir pasta yapmayı başarırsa bazılarını çok mahçup, benim gibi taraftarları da çok mutlu edecek.
  • 53
    maç sonunda önümüze sunulacak 2 gerçek var;

    1.) galatasaray yenerse; dortmund'un ligdeki kötülüğünden dem vurulup, yenmesinin zaten normal bir sonuç olduğu ve bunun abartılmaması gerektiği söylenecek.
    2.) galatasaray yenilirse veya berabere kalırsa; dortmund'u bu kadar kötü yakalamışken yenemiyorsan şampiyonlar ligine gitme denilecek.

    olası başarı dortmund'un başarısızlığı olarak bize servis edelicek. olası başarısızlık da galatasaray'ın başarısızlığı olarak servis edilecek.

    (bkz: ahmet çakar şenlikleri başlasın)
  • 188
    galatasaray'ın kimliğini kaybettiğini ve bunu da teknik direktörü ve futbolcularının söylemleriyle tescillediği maç.

    maç izlerken gerek sinirden, gerek isteksizlikten almaya üşendiğim capsleri bir arkadaş almış sağolsun buyrun okuyun

    --- alıntı ---

    22 ekim 2014 galatasaray borussia dortmund maçıyla birlikte bu saçma sapan oyun yapısından artık iyiden iyiye illallah dedirtti. üşenmedim, maç boyunca ara ara screenshot alıp, bu gerzek futbol mantalitesini -naçizane- üç beş okla çözümlemeye çalıştım.

    profesyonel olduğum alan futbol değil, reklamcılık yapıyorum. amatör olarak falan da futbol oynamadım ama aklım ve mantığım bu oyunun böyle oynanmaması gerektiğini söylüyor.

    melo ve sneijder -arada bir de selçuk harici tek bir allahın kulunun bile top -dolayısıyla sorumluluk- almaya meyilli olmayışı. "pası verdim bitti abi. nasılsa döner dolaşır geri gelir bana. ha yan pasla, ha geri pasla". gelgelelim öyle de yürümüyor işler maalesef. uzun topla çıkayım diyorsun, öyle bir yetin yok. yine melo ve sneijder harici atılan toplar banko takılıyor rakip savunmaya. demek ki pas yapacaksın. ama yarı sahanın gerisinde değil, adamlar orada zaten alan daratlmıyorlar. yarı sahanın öteki tarafında. yani, duvarın arkasındaki dışarıyla artık...

    aşağıda sırayla maddelendirdiğim bütün ataklar, bir şekilde ya rakip tarafından kesilmiş ya da açığa adam çıkmaması sebebiyle yapılan pas hatalarının bir derlemesinden ibaret. gelin izleyelim. oynatalım uğurcum*:

    1. http://i.imgur.com/OvPMiPk.jpg

    bu çocukcağız kime pas versin amına kodumun yerinde? sike sike geri dönüyor. oyun semih ve chedjou arasında gidip geliyor, hasbelkader melo'ya uğrarsa belki bi' uzun top yerini buluyor falan.

    2. http://i.imgur.com/2Kl143G.jpg

    la bu hamit ne yaptı size ya. yıllarca ortasahanın tüm hammaliyetini çekti adamcağız. tamam sevmem çok, yaratıcı değil ama olması da beklenmiyor rolü gereği. ama chedjou'cum, niye dalıyorsun ortaya. ver arkadaşına. he gerçi hamit alsa ne yapacak? pas verecek adam var da ben mi göremiyorum?

    3. http://i.imgur.com/0tPbjki.jpg

    melo'nun pas alışverişinde bulunacağı tek bir allahın kulu yine yok. ne sağında ne solunda. oysa sağında birisi olsa mis gibi dönecek sağ kanada hızlıca. burak defans arkasına koşu yapıp 18 üzerini boşaltabilir ve belki hamit'e bir şut şansı doğar. falan.

    4. http://i.imgur.com/gRYzaxv.jpg

    melo'nun yerinde olsam ana avrat söverdim sahada herhalde. pas atması gereken yerde yine kimsecikler yok. olsa mesela, selçuk'un ceza sahası önünde etrafında yaklaşık 5 metrelik bir çapta kimsecikler yokken topla buluşması 2, bilemedin 3 saniye. chedjou bu sefer de pasın atılması durumunda rakibin kesebileceği kör noktada, adamın arkasında. zaten yanıbaşında duran dortmundlu sayesinde çok da büyük bir hareket alanı yok.

    5. http://i.imgur.com/bfusbb1.jpg

    melo'nun yine ana avrat sövmeyi anasının ak sütü gibi hakettiği anlardan biri daha. oyunu dikine kurabileceği tek arkadaşı, rakip savunmacının olası bir pasın önünü kesmek için hazır ve nazır olduğu bir konumda. bu işte bi' terslik var.

    6. http://i.imgur.com/l3GnuKc.jpg

    ortasahanın göbeği kabbbak gibi boş. tertemiz. domates momates ek, kimseler de basmaz, misler gibi yetişir, serpilir. bir tek melo var, o zaman dön geri ona. çöp bir çıkamayış daha.

    7. http://i.imgur.com/GlZxJaW.jpg

    selçuk'un dikine pas bırakabileceği tek adam, topu alıp yönelmesi en muhtemel pozisyondaki savunmacının varlığından habersiz. ve de zaten yürüyor, savunmacı atak halinde ve hazır. evet, belki de saydıklarım içerisinde tek makul gibi görünen pozisyon bu ama kusura bakmayın beyler, bu da sıçarro.

    gelelim dortmund ataklarına. tabii ki geçtiğimiz yıllardaki dortmundla uzaktan yakından alakası yoktu heriflerin. keşkül gibilerdi. psg falan eline geçirse belki silkeleyecekti bu akşam ama ölüleri bile hoplatıyor bizi görüldüğü gibi.

    8. http://i.imgur.com/XwZSEYL.jpg

    soldan soldan geliyorlar yine. her zaman olduğu gibi, şu an da pas verip boşa kaçıp tekrar top alabileceği bir arkadaşı var. 2 pasta 3 galatasaraylıyı ekarte edebilme imkanı var. zaten bu tür ikramları boş da çevirmiyorlar, tıkıyorlar kaleye paralel ortayı kesip.

    9. http://i.imgur.com/SaEMkzM.jpg

    nasıl pozisyon? koç gibi sıralanmışlar ve üç tane top alabilecek, müsait adam var. hele ki okların yönünde ilerlediğinde pozisyon bir anda taa sol kanada bağlanıveriyor. sonra biz de salyalarımız aka aka, şaşkın şaşkın izliyoruz "ulan gavur ne güzel döndürüyor oyunu bi' anda diğer kanada" diye. döndürür tabii.

    10.http://i.imgur.com/btOq7mt.jpg

    favorim bu pozisyon. zaten şampiyonlar ligi kalibresinde top oynayan takımlar da maç genelinde böyleler büyük oranda. pozisyonun gelişiminin şairaneliğine bakar mısın arkadaş. melo olsa o pası verecek adamın yerinde, gözleri doluverir bir anda, oturur gözyaşlarına boğulur yeşil çimlerin üzerinde. bi' kere oyun yine sol kanatta booomboş duran adama 3 saniyede falan dönebilir. üç kişi pas almak için yine bekliyor. sağında defansın arkasındaki dortmundlu ise kendini çoktan unutturmuş, ceza sahasının köşesine doğru hareketlenmek ve ebemizi sikmek için an kolluyor.

    falan filan. bir bu kadar daha ekran görüntüsü vardı masaüstümde fakat işimiz var gücümüz var değil mi? bütün gece bunlarla uğraşılmaz.

    hayır şunu merak ediyorum. milyonlarca dolar alan onlarca adam, başlarında en az onlar kadar milyonu cebe indiren, yıllardır bu işten ekmek yiyen bir teknik adam, kalkıp da tüm bunları neden anlatmıyor arkadaşım birine? nedir bu taktik idmanların amacı?

    halısaha maçı mı oynuyonuz ne oynuyonuz la florya'da.

    --- alıntı ---

    edit: uasemih85 uyardı, resim linkleri düzeltildi.
App Store'dan indirin Google Play'den alın