• 950
    90 dk'nın toplasan max 5 dk'sında futbol oynadığımız, 10 kişi tamamladığımız, rakibin çok net pozisyonları kaçırdığı bir müsabaka. bunlar düşünülünce 3-2 hiç kötü skor değil. tek sıkıntı bugün gördüğümüz üzere adamlar skor avantajına sahipken istedikleri gibi tempoyu belirleyebiliyorlar ve bunu yaparken hücuma çıkmakta da zorlanmıyorlar. rövanşta da o 1 gollük avantajlarını kullanmak isteyeceklerdir. asla bugünkü oyun anlayışı ile çıkmamamız lazım. sıkıntı sentetik zemin, x oyuncunun kötü performansı, y oyuncunun formsuzluğu falan değildi. çok bariz şekilde geride oyun kurmak yerine 2. bölgede topa daha çok sahip olduğumuz 3'lü bir ortasaha tercih etmemiz gerekiyor.

    bu başlığa girdiğim ilk entryde bahsettiğim üzere bu sezonki şampiyonlar ligi kesinlikle yer almamız gereken bir statüde oynanacak. böyle bir kura çekmişken bizim yerimize young boys girerse sezonun bütün tadı tuzu kaçar.
  • 951
    terslikler üst üste geldi ama iyi toparladık. kalli dönemindeki sion maçını hatırlattı bana bu maç. o maç da türlü aksilikler sonucunda 3-0 olmuştu, sonradan 2 gol atmıştık. istanbul’da da 5-1 yenmiştik.

    ligde idare eder ama mertens ile avrupa’da yol alamayacağımızın kanıtı olmuştur bu maç ama mertens’in yerine değil, bence 6 numaraya adam bakmalıyız. hep söylüyorum, bu takımın eksiği 6 numara diye.

    bu kadar aksilik oldu falan ama skor iyi skor. istanbul’da ağızlarına sıçarız bunların.
  • 952
    hakem maçın kaderiyle oynadı resmen. verdiği ikinci sarı kart da hatalıydı. diğer maçın da kaderiyle oynadı bu kararla. daha salı oynanan maçların özetlerinde benzer bir pozisyon gördüm hakem devam dedi. ilk yarı sonunda bariz kornerimizi de aut demişti. hakem ülke puanı almamızı istemedi resmen!

    maça gelirsek ilk yarıda çok kötüydük. bunu tekrarlamamamız gerekiyor. ilk yarıda fark çok daha fazla açılabilirdi. bu yüzden tek farklı mağlubiyet çok da kötü olmadı. özellikle 2 gol geriye düştüğümüzü düşünürsek. hakem olmasaydı berabere dönecektik rövanşa.

    sahamızda turu geçeriz ama bunu zorlaştırmamamız gerekiyordu.
  • 953
    young boys'un bu sezonki ilk galibiyetini aldığı maç. normal şartlarda 4 farklı kaybetmemiz gereken maçı tek farkla kaybederek tur adına umutlarımızı koruyoruz. ancak bu böyle gitmez. uzun boylu ve fizik gücü yüksek bir takıma uzun top oynamaktan başka planımızın olmaması kabul edilemez. galatasaray'ı yenmek için önde pres + fizik gücü yüksek orta saha formülü yeterli olmamalı. bir büyük takım olarak geriden topla çıkış planımız olmalı.
  • 955
    jellert hızlı ancak rakiple beraber geri doğru koşuyor. tamam adamı geçirmiyor ancak durdurmuyor da. ilk maçı olması sebebiyle izleyip görelim.

    penaltının penaltı ile uzaktan yakından alakası yok. ayağından sekiyor eline deymeden yükseliyor. gitti beraberlik.

    apokerim ikici golde neden duraksadı, ne gördü o an akıl almaz.

    bats kulübü ipten aldı. özellikle ikinci gol on numara.

    icardi 9 dan daha çok 10 numara oynuyor. diğerlerine alan açıyor. oyunu okuyor. zeki adam vesselam.

    günay tedirgin etmedi. belki direk ilk 11 kalecisi değildir ama iyi bir yedek kaleci.

    üç yıldır beraber oynayan takımız diyoruz ama hala beklerin ileri çıktığı savunma düzeninde allak bullak oluyoruz. bekler ne ileri katkı sağlıyor ne de savunmaya fayda sağlıyor. bu görüntü için 10m avroya sag bek almış olamayız.
  • 956
    penaltıya kadar takımımızın organizasyon konusunda rezil halde olması, avrupa'da derbilerde düştüğümüz pespaye durumu hocanın çıkıp anlatması lazım. rakip young boys değil karabağ fln olsaydı 4'lük 5'lik yapıp göndermişti bizi. işin prestijini fln geçtim 35 milyon euro gelir var turun sonunda. transfer dönemi bitince seviniyorum, mutlu oluyorum. takımım yeterli güveniyorum seviyorum. beşiktaş 5 attı avrupa'da rezilliğin kıyısından döndün batshuayi kurtardı. ne yapıyorsun hoca çık anlat yani.
  • 962
    sürekli kazanmanın getirdiği aşırı özgüven beşiktaş maçı sonrası törpülenir diye düşünmüştüm ama bugün yine törpülenmediğini gördüm. elde atletizmi düşük oyuncularımız fazlaysa ona göre oyun kurgulamak bence çok kolay. bizim beklere uzun vuran her takım kolayca pozisyon bulma şansına sahip olabiliyor. bunu ben görebiliyorsam teknik ekibin de görebiliyor olması lazım. bu sıkıntıyı kalitesiz ligimizde bile çekiyorken, bu seviyede böyle yüksek fizikli ve koşucu takıma karşı da bu sıkıntıyı yaşayacağımız bariz. young boys'un herhangi bir kalitesi yok. tek bir silahı var. koşu alanlarını bulup şans yaratma. biz de gel yarat diyoruz resmen.

    stoperlerimizi kanatlara açan her rakip istediğini alıyor bizden. bozmak zorundayız şu zaafı. koyacaksın 3. stoperi kapatacaksın bek arkasındaki bu zaafı. belki savunma yükü hafifleyen bekler hücumda çoğalmamızı kolaylaştıracak. mertens ve kerem'in sırtı dönük top kontrol isabetine emanet bir hücum ile her kritik maçta dağılıyoruz işte.

    kritik maçları oynayamama kronikleşiyor artık. acilen bek de oynayabilen stoper lazım bu takıma.
  • 964
    muslera, jelert, köhn ve aponun korkunç performanslarına rağmen sadece 1 farkla istanbul'a döndüğümüz müsabaka. nelsson hariç herkesi saymışım zaten, ona rağmen 1 fark öper başıma koyarım.

    oyuncularımızı eleştirelim ama itin g.tüne sokmanın alemi yok. allah bize ağustos eylül aylarında mutluluğu yasaklamış, bizim patternimize aykırı bu aylarda hazır bir gs izlemek. bekleyeceğiz, sabredeceğiz.
  • 965
    ne olduğunu anlamadan beş yiyebileceğimiz ama aynı şekilde 2-2'den sonra 4-2'ye bile çevirebileceğimiz garip bir maçtı. en kritik yerlerde çok formsuzuz. abdülkerim mesela. hem savunmada hem de oyun kurulumunda takımın bel kemiğiydi. ne top çıkarabiliyor ne savunabiliyor. muslera bile saçma sapan hatalar yapıyor.

    ikincisi, öyle bir oyun oynuyoruz ki bu oyuna sağ beke cafu sol beke roberto carlos lazım. şampiyonlar ligi ön elemesinde deplasmandasın, sağ bekten topu çıkarmaya çalışırken sol bek çoktan ileri koşu yapmış. sağ bek pas hatası yaptığı anda savunma bomboş, ve yiyorsun.

    orta sahada tüm defansif yükü torreira'ya bırakmış durumdayız. bu oyun artık bırakın şampiyonlar ligi seviyesi deplasmanları, ligdeki deplasmanlarda bile zor. hiç beklemediğimiz maçlarda çok ters sonuçlar alabiliriz.

    mertens neredeyse kırk yaşında, zaten geçen sezon başında da formda değildi. o eğer sezonun ilerleyen aşamalarında forma girerse çok ekstra bir katkı olur, ama ana planımızda olacak durumda değil.

    icardi sakatlıktan çıkmış, diri, dinç, hazır da görünüyor. ama sanki bazı refleksleri, bazı anlık reaksiyonları yavaşlamış gibi.

    teker teker bakınca hemen hemen her yerde bir sorun var. aslına bakılırsa boey gittiğinden beri görülen sorunlar birikip büyümüş halde. boey'in gidişi önde baskımızı da bozdu, geriden çıkışımızı da bozdu, takımın genel anlamda savunma-hücum dengesini de bozdu, atletik kapasitemizi de bozdu. hiçbirinde de yeri dolmadı.

    güzel olan şeyler de var. kerem ofansta belki çok iyi değildi ama bugün belki de bize geldi geleli en görev adamı gibi oynadığı maçlardan birini oynadı. konsantreydi, hırslıydı, defansif açıdan hiç gevşemedi, aksamadı, önemli müdahaleler yaptı. barış alper daha dün zehirlenmiş birine hiç benzemiyordu, olağanüstü bir oyuncu. köhn kötü değildi. sara ise gelecek için çok umutlandıracak kadar iyiydi.

    bizim yerli sol ayaklı bir stoper almamız lazım. ikincisi de ya ortasahada ya savunmada üçlü oynamak zorundayız. hatta gerektiğinde biri bazen öteki yapabilecek taktik esnekliğe kavuşsak ideal olur.

    muslera-abdülkerim-nelsson-torreira-kerem-mertens-barış-icardi beraber belki 100den fazla maç oynadılar. hiç öyle birlikte üçüncü sezonuna çıkan takım gibi görünmüyoruz. bu beni çok düşündürüyor. bu sezon belki de çok uzun yıllardır ilk kez oturmuş bir kadronun üçüncü sezonunu yaşıyorduk ve o yüzden büyük ümitlerim vardı. takım pek de büyük umutlar beslenesi bir görüntüde değil.
  • 967
    baştan sona adının ilki, avrupa fatihi kadronun demirbaşı, son iki yılın şampiyonu, büyük maçların taktik dehası okan hocamıza yazacak olan maç.

    biz hazırlık kampından beri ne izliyoruz kimsenin bir fikri yok. takım içinde kaos, gidecekler gelecekler belli değil, suç sadece yönetimde mi? kimse kusura bakmasın okan hocamız takkesini önüne koyacak ve hatasını bulacak. yok öyle bedavadan maçı alman hakemin üstüne yıkmak.

    kadrom korunsun dedin, korundu. 3 transfer istiyorum dedin, yapıldı. istediğin oyuncular mı diye soruldu, evet dedin. sorun ne peki? listenin ilk sırasında olan oyuncular transfer edilmemesi mi?

    ağustos'un 22'si olmuş hala zaha gidecek mi kalacak mı? ziyech'den faydalansak mı faydalanmasak mı? kerem'in gönlü hoş mu değil mi? apo'yu yedeklesek mi yedeklemesek mi? derdimiz bunlar. allah'tan bats alınmış.

    yaşım 40, galatasaray'da bu kadar plansızlık ve varlık içinde yokluk çekildiği dönem pek azdır. hadi diyelim plansızlıkta okan hocanın suçu kabahati yok, oyuncular sözünden caydı, yönetim istediklerini alamadı, bunları koyduk cebe. hocam elindeki kadro değersiz bir kadro değil, yeteneksiz değil, tüm takım neredeyse kamp gördü. fiziksel eksikliğe lafım yok, ligin boyu uzun geç form tutulabilir ama bunların hiçbirinin dün geceki maçın ilk yarısının izahı değil. günay parmaklarının ucuyla o topa müdahale etmese skor 3-0! hadi gene 2 tane attık maç 4-2 bitecek.

    meseleyi neden şu oynamadı konusuna çok rahat indirgeyebilirim özellikle ziyech üzerinden ama oraya da girmeyeceğim. maç önü şöyle hazırlandık, böyle analiz ettik dediğin rakibe karşı ilk yarıda yaptığın tek varyasyon defans arkasına uzun top, barış koşsun, kerem kaçsın. şunun için takımı 1 hafta antrene etmene gerek yok ki. zaten düz mantıkta oyuncular bunu yapar, sonuçta 2 tane hızlı kanat oyuncun var.

    okan hocanın bende bıraktığı izlenim net olarak aklı takımda değil, kafasını ne kurcalıyor, onu ne rahatsız ediyor bilmiyorum. bildiğim tek şey şu an galatasaray'ın bireysel performans ile ayakta durmaya çalıştığı. zira okan buruk bize geldiği ilk yıl aldığı pragmatist kararlar ile, özellikle büyük maçlar ortaya koyduğu taktiksel planlar ile başka bir şey vaad etmişti.

    galatasaray taraftarı, bjk maçı gibi ikinci bir hezimeti kaldıramaz. dün gece de direkten döndük, umarım okan hocada ilk geldiği sezona yani fabrika ayarlarına döner.

    zira bu kadroyu bu kadar verimsiz kullanmak, kadro mühendisliğini yapamamak, çözüm bulamamak kendi sonunu hazırlayacak.
  • 968
    maçın özeti: young boys 3-2 old boys.

    gençler baskılı oyunları ile dedeleri sahada sürklase ettiler. dedeler tecrübeleri ile bir yere kadar oyuna tutunmayı başardılar ancak bireysel hatalar ve bilhassa defansta göze çarpan uyumsuzluklardan ötürü isviçre deplasmanından puansız döndüler.

    sınıfta kalanlar:
    muslera, dubois, abdülkerim, jelert, nelson, ziyech

    idare edenler:
    köhn, mertens, g.sara, barış (hastalığına bağlıyorum)

    aferin:
    kerem, icardi, batshuayi, güven

    maçın kader ani: bana göre verilen ve verilmeyen penatılar maçın kader anlarıdır. apo'nun eli doğal pozisyonunda olmadığı için, top vücuttan sekse de penaltı. evet, parmak uçları ile dokunuyor. çok pis bir pozisyon ama penaltı. ilk sarıyı haybeye aldığını düşünürsek, çok kolay atıldı maalesef. ayriyeten pozisyondan 10 dk. sonra sara'nın ceza sahası içerisinde arkadan yaptığı müdaheleyi de es geçtiğini söylemeden geçmeyelim.

    geçen sene sidik zoru ile elediğimiz molde'den daha kötü bir takım young boys. yine başarabilir miyiz? sanırım evet. ancak ilerisi için çok büyük soru işaretleri var. orta sahamiz un helvası gibi. defans navigasyonu bozulmuş gemi gibi. kalecimiz sezona kötü başladı. hocamız formsuz. yönetim basiretsiz.

    işin ucunda para olmasa şampiyonlar ligine gitmeyelim derim ancak fener elenmişken, ayak bastı parasını kaçırmamalıyız. fakat bu oyunla maçlarımız kırmızı noktalı geçebilir.
  • 969
    michy batshuayi girene kadar kafası kesik tavuk gibi dolandığımız, michy girdikten sonra büyük bir rezaletten kurtulduğumuz maçtır.

    -abdulkerim alıştığımız ritmini tamamen kaybetmiş.
    -jelert kesinlikle aradığımız oyuncu değil.

    herşeyden önemlisi bu takımın bir oyun planı yok. defanstan pasla çıkamıyoruz daha doğrusu çıkartmıyorlar. sıkışınca topu ileri şişiriyoruz ve orta sahayı dolduracak bir adamımız olmadığı içinde top otomatik olarak rakibe geçiyor. bu takım böyle giderse büyük maç kazanamaz.
  • 970
    muslera: gerçekten kötü bir maç çıkardı. iki gol de çıkarabileceği vuruşlardan geldi. aynı maçta üst üste kötü gol yediğine uzun zamandır şahit olmamıştık. sakatlığı ne durumda bilmiyorum ama acilen toparlanması gerekiyor. pas tercihleri de kimi zaman yanlıştı ama bunda kurgusal hataların da payı var.

    jelert: alınmasını doğru bulmadığım oyuncuydu çünkü jelert yapışkan tipte bir bek olsa da özellikle havadan ikili mücadele kazanma yüzdesi düşük bir oyuncu. ebatlı kanat oyuncuları ve santrforlar için biçilmiş bir kaftan. sezon boyu bunu avantaja çevirmeye çalışacaklardır. bunun dışında istekliliği ve enerjisi iyiydi ama takımla uyumu yeteri kadar iyi değil. zamanla daha iyi olabilir ama ben yanlış oyuncuya büyük bir yatırım yaptığımızı düşünüyorum.

    nelsson: topu geriden oyuna sokarken başımıza bela olmaya devam ediyor ve edecek. bu eksikliği bizim oyunumuz için maalesef zayıf karın oluşturuyor. aldığı topu en garanti yere oynayan stoper ile çok fazla pas yaparsınız ama elinizde hiçbir şey olmaz. işin savunmacılık tarafında da uzaklaştırmaları iyi yapıyor ama çabukluk ve zeka gerektiren taraflarda yine sorun yaratıyor. ligde oynaması büyük problem yaratmayacaktır ama avrupa için soru işareti.

    abdülkerim: felaket bir ilk yarı oynadıktan sonra ikinci yarı toparlar gibi oldu. sonlarda talihsiz bir penaltı ve kırmızı kart. zihni karmaşık, fizik olarak iyi değil. tam hazır olmadığı bariz ama hazır olduğunda da biz abdülkerim'in hatalar yaptığını göreceğiz sanırım. sol ayaklı ikinci bir stoperimiz yok. çok yönlü bir oyuncu ile kendisine alternatif oluşturmak şart. bu oyuncu mutlaka savunma yönü güçlü olan biri olmalı (berkan, demirbay gibi çözümler olmaz)

    köhn: bence ne çok iyiydi ne çok kötüydü. fazlaca gömenler oldu ama takımın ortalama performanslarından birini gösterdi. çevresi ne oynadı ki köhn'ü eleştirelim. hata yaptığı birkaç pozisyon var ama genel olarak çok destek göremediğini de düşünüyorum. daha iyi olacaktır.

    torreira: bence çok kötü bir maç çıkardı. ilk golde asist yaptı ama yine de asli görevlerinde kötüydü. havadan zaten zaaf yaratıyor, üstüne yerdeki ikili mücadelelerde de rakibe çok fazla top verdi. sara ile tam olarak uyumlu değil ve takımın defansif gücünü verme konusunda yetersiz kalıyor. kurgusal olarak da desteklenmesi gereken bir oyuncu haline geldi.

    sara: top ayağındayken çok iyi işler yaptı. harika servisler, doğru tercihler. daha fazla topla buluşması ve takımla birbirlerini tanımaya ihtiyacı var. ben ilk günden beri gerçekten çok iyi olacağını düşünüyorum. fakat zorlu maçlarda orta sahaya gerekli sertliği katacak ve defansif olarak topsuz oyunda büyük katkı verecek bir oyuncu değil. kendisinden bu beklenmemeli.

    barış: hastalığı atlatıp fedakarlık yaparak geldi ve 11'de başladı. bu maç özelinde kendisine eleştiri yapmak ağır olur. mücadele etti, son kararlarında hatalar yaptığı oldu ama çok kötü oynadı da diyemeyiz. topa biraz daha değer vermesi gerektiğini düşünüyorum.

    mertens: etkisiz bir 45 dakika oynadı. fizik olarak hiç iyi görünmedi. tüm duran topları onun kullanmasına da itirazım var. gabriel sara kesinlikle daha iyi servisler yapıyorken bazı vuruşları ona bırakmasında fayda var. sonraki maçlarda batshuayi'nin yerine girmesi daha iyi olabilir.

    kerem: ilk yarıda iki tane kritik savunma hamlesi oldu ama hücumda hiç yok gibiydi. ikinci yarıda hücumda etkili 1-2 iş yaptı ama çok basit top kayıpları da oldu. bu kadar çok top kaybı yapınca takımın ritmi de bozuluyor, yorgunluğu da artıyor. herkesi 45-50 metre geri koşmak zorunda bırakan hatalarını mutlaka azaltması lazım.

    icardi: istekliydi ama istediği topları tam olarak alamadı. bu tip maçlarda kendisinin bitiricilik noktasındaki keskinliğine ihtiyacımız var. 2 top alıyorsa mutlaka birini gol yapması gerekiyor. sara ile uyumlu gözüktüler. ondan daha fazla top alabilirse iş yapacak.

    günay: oyuna girmeyi beklemiyordu, bu sebeple çok özgüvenli gözükmedi ama görevini yaptı. hatası olmadı.

    ziyech: oyuna sonradan girmesi bence doğruydu. zaman zaman etkili oldu ama şutları çoğu zaman bloklandı. yeterince güçlü vuramadığını düşünüyorum, bu da hazır olmamasından kaynaklı. fitness hiç sevmediği her halinden belli ama yaş ilerledikçe güçten düşüyor. bunun üstüne eğilmezse profesyonel futbolcu gibi bile gözükmeyecek.

    batshuayi: müthiş etki. sonradan oyuna aldığınız bir oyuncudan beklenen her şeyi fazlasıyla yaptı ve bence artık mertens'in yerini devralması gerektiğini gösterdi. orta saha karakteri olan bir oyuncu değil ama mertens de bunu artık pek gösteremiyor. batshuayi en azından fizik gücüyle katkı sağlayabilir.

    dubois: bir an önce takımdan ayrılmasını bekliyor ve istiyorum. çok kısa süre buldu ve bir hatası olmadı ama sezon içinde güvenilecek bir oyuncu değil.

    berkan: stoperde veya sol bekte rahat etmiyor. orta sahaya direnç katması için çok daha erken bir dakikada girmeliydi. belki orta sahayı toparlardık ve bu sayede daha ofansif bir oyun oynardık.
  • 971
    takımın performansı kötü, oyuna adaptasyon daha kötü, bazı oyuncuların bireysel performansları çok daha kötüydü.

    önce kötünün iyilerini konuşalım. skor ilki. 58. dakikada üçü yeseydik şu an rövanşı konuşuyor olmazdık. o dakika tur için bence kırılma noktası. bir diğeri rövanşta zeminin bu kadar oyuna etki edemeyecek olması. ne olursa olsun suni çim pas trafiğini çok ciddi etkiledi ilk yarı. ve tabi rövanştaki atmosfer rakip için çok zorlayıcı olacak.

    bireysel performansta apo öylesine göze batıyor ki buna müdahale edilmesi lazım. bir süre yedeğe çekilmeli. metehan'ı yavaştan 11'e ısındırmak zorundayız çünkü alternatif yok. kaan'la falan olmaz o iş. emin bayram giderken arkasından teneke sallayanlara da burdan selamlarımı gönderiyorum.

    muslera can ciğer ancak avrupa maçları için saatli bomba. aşamadı bu olayı. winner karakterinden böyle maçlarda eser yok. onun da acil toparlanması lazım. sakatlığı ne kadar ciddi bilmiyorum ama önümüzdeki maç günay'ın kalede olması daha iyi olabilir.

    iki bek oyuncumuz da iyi niyetli ancak kapasiteleri çok sınırlı. ligde iş görecekler ama avrupada imkansız. işin kötüsü alternatifleri hiç yok. koskoca galatasaray futbol takımının beklerinde alternatif yok. hastalıktan yeni çıkmış barış açıktan beke gelip jelert'ten daha iyi performans gösteriyorsa sıkıntı var demektir. dubois'i saymıyorum bile, adam topa değememiş. çok düşünmeye gerek yok kendisi bu takımda yer bulamaz.

    saysak bireysel performanslarda başka kötüler de var ama dikkatimi çeken en kötüleri bunlardı. bunlara ek ilk yarıda topa hakim olduğumuz 5 dk yok sanırım. ne pas oyunu var ne set hücumu ne başka bir şey. koskoca ilk yarı ne yaptığımızı bilmeden geçti. dünyada böyle bir lüksü olan takım yok. bizim de olamaz. okan hoca çare bulamıyor buna. aklım almıyor gerçekten.

    neyse yazıyı çok uzatmak istemiyorum. turdan umudum çok fazla. bilet bulabilirsem maça da gideceğim. lig maçımızın da ertelendiği göz önüne alınırsa vurup kırıp parçalayıp şampiyonlar ligine kalacağız.
  • 973
    yüksek ihtimalle bize turu geçirten maç.
    (bkz: #4003731) sürpriz penaltı haricinde beklentim bu yöndeydi. suni çim + fizikli ve bizden daha çok koşacak bir deplasman... kimse kusura bakmasın ama bu deplasmandan 3-5 gollü galibiyet almamızı bekleyenler ki sezonun bu döneminde, bence hayal dünyasından bir an önce çıkmalılar. üzülürler.

    ben genel kanının aksine daha umut veren bir galatasaray gördüm. beşiktaş maçında olmadığı gibi takımın geriye düşünce hala tepki vermesi ve ayakta kalması önemliydi. bireysel olarak vasatın altında kalan gerideki oyuncularımız biraz vasata çıkabilseydi muhtemelen en kötü beraberliği alacaktık zaten.

    bu arada sara gerçekten ekrana ekmek bandırttı. batsmanin patlayıcı şovlarını saymazsak eğer dün akşama dair en olumlu şey kendisiydi.
App Store'dan indirin Google Play'den alın