• 825
    ödenen bonservislerin bir önemi yok. paran varsa bonservis ödersin yoksa olduğu kadar ödersin. bonservisler takımlar arasında döner durur. piyasadaki para arttıkça bonservis rakamları da yükseliyor. buraya kafayı fazla takmamak lazım. önemli olan takımın maaş bütçesi ve maaş dağılımında dikkatli olmak. yüksek maaştan yüksek verim almak. bu kıstaslara göre iyi bir transfer sezonu geçirdik diyebiliriz. en azından şu ana kadar.
  • 826
    galatasaray'daki kaderi büyük ihtimalle süper lig 2024-2025 sezonunun 6. haftasındaki kadıköy deplasmanıyla* belli olacak bir okan buruk ve 2025-2026 sezonunda başımızda olmayacağını düşündüğüm dursun aydın özbek yönetimi varken kadromuzda hiç olmayan sol bek harici transfer yapılmamasını umduğum dönem.

    özellikle jhon adolfo arias andrade ve adrien rabiot gibi maliyetlere girmeye gerek yok.

    edit: bunu yazdık adamlar victor osimhen'i getirmeye gittiler, ne desek boş. para sizin paranız değil nasılsa, galatasaray'ın parasını kullanarak kendilerini kurtarmaya/aklamaya çalışıyorlar.
  • 828
    takımın içinin boşaltıldığı ve bana göre nicelik ve nitelik olarak daha da geriye gittiğimiz dönemdir. elimizdeki yüksek kontratlı oyunculardan çıkamadık, 1 milyon euro'ya dahi satamadık çoğu topçumuzu. yerini doldurmak için ise gidip 7-8 milyon euro veriliyor.

    üzülüyorum yazık günah. senelerce rahmetli mustafa cengiz boşa uğraşmış diye düşünüyorum. siz ne idüğü belirsiz topçulara 20 milyon euro, 10 milyon euro verin diye mi paraladı başkan kendisini.

    tek beklentim transfer yapmamaları artık. zira iş rezillik boyutuna gidiyor bana göre.
  • 829
    transfer yapmaması mı gerektiği yoksa okan buruk'un istediği transfer(leri)i mi yapmaması gerektiği konusu tartışmaya açık bir husus galatasaray'da. ancak tartışmaya açık olmayan bir konu var ki galatasaray mevcut stoper, sol bek, orta saha ve kanat rotasyonu ile 1 kasım gününe muhtemelen teknik direktörü ile yolları ayırmış ve seçimli olağanüstü genel kurul kararı almış bir şekilde girer. önümüzdeki sekiz haftada fenerbahçe, beşiktaş ve uefa avrupa ligindeki rakiplerimiz içimizden geçerler. hatay'ın atamadığını beşiktaş atıyor. konya'nın, adana'nın atamadığını young boys atıyor. bunu gördük, yaşadık. bir tekrarını daha yaşarız önümüzdeki iki aylık süreçte, eğer bu hafta akıllı hamleler yapmaz isek. çıkamayız kasım ayına. transfer karşıtı bir pozisyon alırken bu gerçeği unutmamak lazım.
  • 830
    bir transfer dönemi nasıl piç edilirin dersi tıpkı daha önceki yıllarda olduğu gibi yine galatasarayım tarafından verildi.

    okan hocamız sezon sonu kadrosunun korunmasını ve ekstra 3 takiviye istemiş, yönetim ise ilk iş şaşırtıcı şekilde şakkadanak bats'a imzayı attırmıştı. hurafe odur ki şu transferde bizim malum ikilinin bir payı yok deniyor ya neyse yine de biz onlara yazalım.

    tabi şimdi ilk transfer daha temmuz'un başında bats olunca bu yaz kafamız rahat edecek hissine kapılmadık değil. birde üstüne okan hocamızın ve dursun başkanımızın "paramız var, çalışmalarımız tamam" demesi her galatasaray taraftarının içine bir kurt düşürse de belki bu sefer rahat ederiz dedirtti.

    gel gör ki kazın ayağı öyle değildi. galatasaray transferde ne istediği konusunda en ufak bir fikri olmayan bir hocaya ve transfer operasyonu yürütmekten bir haber 2 yöneticinin elinde 3 ay boyunca savrulup durdu.

    mesele sadece gelecek oyuncularla sınırlı değildi elbet, ne istediğini bilmeyen teknik ekibimiz elimizdeki oyuncuları da mundar edercesine bir tavır takınınca kerem ayrı, zaha ayrı, ziyech ayrı problem oldu. halbuki yine ne istediği konusunda kafa karışıklığı yaşayan hocamıza göre kampın en iyi iki oyuncusu zaha ve ziyech, en isteklisi ise yusuf'tu.

    binbir mücadele ile kadroyu gençleştirmek için çaba sarf edilen eyüp, gökdeniz, efe ve hamza'dan bu sırada haber alınamıyordu. içlerinden bir metehan kendini öne atabilmişti ki hocası feldkamp gibi cesur olamayıp ona güvenip de young boys karşısında sahaya süremedi.

    her şeye rağmen bu transfer döneminde de kanat beki fetişizmmimiz tüm hızıyla sürdü. malum bizde oyuncu gelirken övüldüğü kadar gönderilirken dövülür. dubois ile köhn son kurbanlar! ama transfer komitesi, teknik ekibimizi kanat beksiz bırakmadı ve şaak diye jelert'i alıverdi desek hikaye güzel olurdu ama arada doue faciası yaşandı!

    o şaak diye alınan jelert ise ne gariptir ki daha önce okan buruk yönetiminde hiç rastlamadığımız şekilde hocanın sistemine tam uyumlu çıkmadı ama yaşı genç verdiğimiz paraya da takılmayın yani seneye iyi olur, olmadı kiralarız bi yere. para bizde b*k çünkü!

    selçuk-melo sonrası bitmeyen orta saha krizimiz bu transfer döneminde de kendine yer buldu tabi. okan buruk tabi işin künhü(!) transfer piyasasının kafasını karıştırmak için biribirinden farklı oyuncular istiyordu ki asıl hedefi kimse farketmesin. sorun şu ki bizim transfer komitesinin de kafası karışmıştı. 6-8-8,5'dan 9 falan derken sara geldi. okan buruk henüz oyuncu ile ilgili kararını vermiş gibi görünmüyor. seneye ben bunu istememiştim derse (ki bu kafa ile seneyi zor görür) kimse ne yazık ki şaşırmayacak, hatta bir grup "hoca haklı" diyecek!

    günün sonunda okan buruk 12 kişi ile mi oynayacağız diyerek herkesin sesini kesti, üzerine birde real madrid, city sosu döktü ki gurme taraftarlar bunu bandıra bandıra yesin istiyor.

    şunun şurasında transfer penceresinin kapanmasına bir şey kalmadı, bir an evvel kapansa çok daha iyi olacak hatta. florya'nın hem kapısı hem transfer penceresi açık olunca fazla ceyran yapıyor, mazallah birileri uçup gidecek.
  • 832
    sol bek ve orta saha’ya ekmek gibi su gibi ihtiyaç varken kısa pırpır kanat oyuncusu ve 100 milyonluk forvet kovaladığımız dönem.

    bu sanırım takımdaki teknik aklın ikili orta saha kurgusu kurup birini ileri prese gönderip diğeriyle geriden oyun kurmaya* çalışıp defansı da allah’a emanet etmekte kararlı olduğunu gösteriyor.

    sol bek için de abdülkerim ve barış ile hallederiz diye kafayı rahat tuttuklarına eminim. defans yapabilen sol bek, üçlü orta saha falan neymiş zaten çok biliyoruz. 12 kişiyle mi oynayacağız?

    ben vazgeçtim artık. izleyip alay edip eğlenmeye bakacağım.
  • 833
    gün itibariyle takımımızın coştuğu dönem.

    iki saattir tatil dönüşü biriken ütüleri yapmakla meşguldüm. sağolsun eşim hiç affetmez boş günlerimi :) neyse ütü işi bitince her zamanki bel ağrılarımla uzandım ve twitter'a girdim. "osimhen galatasaray'da" yazısını görmemle şok oldum. daha neler neler var da bu cümle bana hayatı sorgulattı. ütü esnasında öldüm de paralel evrene mi geçiş yaptım? bu nedir ya?
  • 838
    çılgın haberlerin düştüğü şu son demlerinde hepimizin sakin kalması gereken transfer dönemidir. her şeyden önce daha bitmiş bir transfer yok. sosyal medyada hatta sözlükte bakıyorum rakiplerle dalga geçmeler başlamış. bu yönetim kap açıklamasını da yapsa imza törenini de düzenlese adı geçen oyuncular formamızla maça çıkmadıkça havaya girmem.
App Store'dan indirin Google Play'den alın