• 602
    1) "bu orta saha ile 2023-2024 sezonu zor geçer" tezinde fikir birliğine varılan 2023 yaz transfer sezonu orta sahaya ndombele transferi ile kapanmıştı. ndombele kendisinden en alt düzeyde beklentisi olan taraftarın beklentisinin bile altında bir performans sergiledi sezonun ilk yarısında. varlığı ile yokluğu birdi. dolayısıyla 2023 yazında geçerli olan tez 2024 kış mevsiminde de geçerliliğini korur vaziyetteydi. bu konu özelinde üç maymun oynandı, hiçbir şey yapılmadı. herhangi bir şey yapmaya tenezzül bile edilmedi.

    2) türk futbol ve galatasaray tarihinin en yüksek bonservis bedelli oyuncu satışı gerçekleştirildi. sacha boey gitti. yerini benzer veya daha kaliteli bir bek ile doldurmanın mümkün olmadığını hemen hemen bütün galatasaraylılar biliyordu. taraftarın, biraz da boey'in satışındaki astronomik tutardan sebep, en toleranslı olduğu transferdi. ama bu demek değildi ki gidip afrika kupasının favorilerinden birinin 31 yaşındaki sağ beki transfer edilsin. bir "maliyeti çok uygun, en kötü senaryoda bile finansal zarar ettirmez" tezi tutturuldu ama aurier'in tutmadığı senaryoda (böyle bir ihtimal var ve hiç de azımsanmayacak düzeyde değil) galatasaray'ın gerçek bir sağ beki kadroda mevcut değil. aurier transferinde karavana atılmış olursa, sportif başarı açısından baya baya zararlı bir hamle yapmış olacağız. haydi oyuncunun sportif veya finansal artısını/eksisini geçtim; adam afrika kupasında. 11-12 şubat gecesi final oynayacak. oyuncu yarınki başakşehir maçında olmayacak, 15 şubat'taki sparta prag maçında da olmayacak ve hatta finalden sonra bir hafta izin verildiği bir senaryoda 18 şubat'taki ankaragücü maçında da olmayacak. ve bu oyuncunun ismi uefa avrupa listesine verildi. önümüzdeki 9 günde oynayacağımız üç maçta olmayacak olan bir sağbekin transferini uefa avrupa listesine yetiştirmek için uğraşmak yerine, derrick köhn transferini geçen hafta tamamlayabilseydik keşke. en azından avrupa maçımızda kullanamayacağımız bir sağ bekin yerine, avrupa kupası maçında kullanabileceğimiz bir sol bekimiz olurdu listede. hiç kendimizi kandırmayalım; aurier transferi kağıt üstünde fiyaskodur. kağıt üstündeki fiyaskonun sahada temizlenebilmesi adına da aurier'in mart, nisan ve mayıs aylarında çok fazla şey ortaya koyması gerek. koyup koyamayacağını hep birlikte göreceğiz.

    3) bakambu satıldı güzel bir bonservis karşılığında. herkes gibi ben de bu satışı gerçekleştireni tebrik ederim. kendisinden gelen paranın küçük bir kısmıyla carlos vinicius sezon sonuna kadar kiralandı. alınabilecek bir risk. çok çabuk istanbul'a indi, 2 gün içerisinde türkiye kupası maçında formamızı giydi. mantık olarak doğru bir transfer ama sahada ne vereceği çok da belli/aşikar olan bir kalite de değil. bekleyip göreceğiz. bakambu'dan gelen paranın büyük bir kısmı ise derrick köhn transferi için kullanıldı. oyuncunun transferi 8 şubat akşamı geç saatlerde tamamlandı, yani uefa'ya verilen oyuncu listesinin son teslim tarihinden 6 gün sonra. aurier benzeri, köhn de prag karşılaşmasında olmayacak. aurier belki rövanş maçında forma giyer ama köhn rövanşta da oynamayacak. oyuncu hakkında çekincelerim mevcut, alman ikinci liginden izlediğim videolar sebebiyle oyuncuya dair gaza da gelmedim ve hala rıdvan yılmaz'ı tercih eder noktadayım ancak makul bir transfer olduğunu kabul ediyorum. "başarılı bir transfer" der miyim? 2 şubat günü köhn transfer edilse ve avrupa listesine yazılmış olsa derdim ama 8 şubat günü transfer edildiği için, diyemiyorum. yarın veya sonraki haftalarda uçup kaçsa da muhtemelen diyemem çünkü kendisinin dün bitirilen transferi galatasaray yönetiminin "bizim prag'ı elemek gibi bir niyetimiz yok" düşüncesinin dışa vurumudur. tıpkı aurier gibi. sağ bek aldık, sol bek de aldık kağıt üstünde ama 6 gün sonra rams park'ta sparta prag'a karşı sağda kaan, solda berkan oynayacak. köhn başarılı bir hamle mi oluyor yani 8 şubat günü? maalesef olmuyor.

    kabaca üç maddede değerlendirilebilecek bir transfer dönemi geçirdik. subjektliği bir kenara bırakıp, kişilerden bağımsız sadece galatasaray'ın menfaatlerini ve doğrularını temel alan bir objektiflkte konuya yaklaşıldığında durumumuz bundan ibaret. bu tabloya ben 10 üzerinden 4,5'tan 5 veririm. o da boey'in satışının hatrına. daha yüksek bir not bu transfer döneminde yapılanlara ağır gelir zaten.
  • 603
    yine orta saha almayarak geçirdiğimiz bir dönem. u formasyonu diyorlardı da kızıyordum. ama bunu söyleyenler haklıymış. orta saha torreira hariç bir kara delik ve her ne hikmetse hala burası güçlendirilmiyor. sol, sağ bek ve forvete bence yerinde transferler yapıldı ama asla orta saha (6-8-10 farketmez) alınmaması bence yapılan iyi işleri gölgeliyor. ligde kıyasıya bir şampiyonluk yarışı ve avrupa liginde kupa ihtimali varken biz orta sahanın yükünü torreira ve 10 numarada mertens'e yüklüyoruz. hakkımızda hayırlısı olsun.
  • 604
    satışlar hariç ortalama altı şekilde bitti. köhn transferinden umudum var. en kötü bizi idare edeceğini düşünüyorum. sağ beke para harcamayacaksak dubois'i tercih ederdim ama ne yazık ki geri getiremedik. inşallah bu bize ders olur. ortasaha transferi yapılmadı zaten konuşmaya gerek yok. vinicius'tan ümidim var umarım maç ritmini erken toplarda bize karşı 11 kişi kapanan takımlara karşı ilaç olur. en kötü şampiyonlar ligine gideceğiz diye işi çok hafife aldık ama 1 şampiyonluktan olmayız umarım.
  • 607
    gayet başarılı geçmiştir bana göre. bu ligde yedeğin yedeğini oynatsa bu takım ilk 2'de yer alır öyle leş bir lig. avrupa desen; devre arası yapılacak kritik transferle başarı sağlayamazsın. bu durumda sacha'dan gelen parayla bankalar birliğinden çıkılıp üzerine gayrimenkul yatırımı yapılacaksa bu dönem belki de tarihimize geçecektir olumlu anlamda.
  • 609
    skandal geçen bir başka transfer dönemi. bahaneler bitmiyor tabii. oyuncu gönderememişiz şimdide. almış olmak için yaz transfer döneminin son günü gidip futbol ahlakı olmayan yandan yemiş sporcu alır ve 3 milyon maaş verirsen tabii gönderemezsin. hiçbir hazırlığın olmazsa, planını yapmazsan da oyuncu alamazsın. beklersin menajerler kimi önerecek diye.

    takımda torreira haricinde tek bir güvenilir orta saha yok. ama oyuncu alma ihtiyacı görmediler. neymiş nicelik olarak çok fazlaymışız. almasaydınız kardeşim o zaman bu kadar topçu. 3 tane topçuya para vereceğine 1 tane kaliteli oyuncu alsaydınız. ligde idare edermiş ya bu nasıl bir olumlama böyle? galatasaray çok zengin bir takım falan mı alacağı oyuncuları ligde ve avrupa'da idare edebilecekler diye kategorize edecek? alınan oyuncu hem ligde hem avrupa'da herhangi bir sıkıntı yaşatmayacak kalitede olmalı. bu ekonomik koşullarda bu kadar ciddi maaş bağlanan takımın orta sahası pamuk helva kıvamında. hala bunu övenler var. ne diyeyim ki. kesin iyi transfer dönemi geçirmişizdir yönetim pek memnundur durumdan. nasıl olsa tüm yükü hocaya bıraktılar yine.
  • 613
    çok kötü geçmiş transfer dönemidir. hiçbir transfer yapmadan tamamlamayı başardık.

    sol bekimiz gitti yerine sol bek aldık (ki onu da avrupa listesine ekleyemedik)
    sağ bekimiz gitti (iyi paraya hemde) yerine sağ bek aldık
    santraforumuz gitti yerine santrafor aldık.

    ekstra kimseyi almadık bu adamlar gitmese demek ki kimseyi almayacaktık. 10 numara almadan sezonu kapatmak fiyasko oldu gerçekten. takımda 1 tane 6 numara var 5 tane 8 numara var ama hepsini toplasan 1 adam etmiyor. sol bek sağ bek yedeğin barış ve berkan.

    sezon başı maaş skalasını düşünmeyen yönetim bir anda maaş dengesini devre arası düşünmeye başladı. yerlilerin yerine oynayan verimsiz yabancılara 5 katı maaş verirken kimse maaş dengesini nedense düşünmedi. avrupadan gelecek olan rıdvan yılmaz 1,6 m isteyince maaş dengesi düşünüldü. sen yerlilere o kadar az veriyorsun ki rıdvanın istediği maaşı çok görüyorsun. dua edin barış gibi kerem gibi yerlilerimiz ben gideceğim diye tutturmadı.

    sezon başı param yok dedin bonservis vermedin yüksek maaş verdin, sezon arası paran var yüksek bonservis vermedin az maaş verdin. gerçekten türk işi bir hareket.

    yöneticilik bu değil.
  • 615
    sözlükte geceden beri süregelen durumu anlamakta zorluk çekiyorum. sparta prag'a prag'ta 4-1 kaybettik ve elendik. galatasaray 22 şubat'ı 23 şubat'a bağlayan gece oynadığı maçta elenmedi rakibine. 2 şubat'ı 3 şubat'a bağlayan gece elendi. sacha boey'in yerine ahı gitmiş vahı kalmış, ahı gitmiş vahı kalmış haliyle bile prag maçlarında oynamayacak durumda olan sağ beki transfer ettiğimiz gün biz elendik. angelino'nun gideceği günler/aylar öncesinden belli iken, sol bek transferini 2 şubat'a yetiştiremediğimiz gün elendik. kerem demirbay'ın hatta dries mertens'in bölgelerindeki eksikliklerimizi görmezden geldiğimiz ocak ayında asıl elendik. dolayısıyla bugün farklı farklı başlara yönelip onlarca/yüzlerce entry girmenin hiçbir anlamı yok. tur, avrupa, hayaller, rüyalar vs. dün gece değil, 29 ocak - 4 şubat haftası bitti. o hafta da zaten konuşulması gereken her şey konuşulmuş, yazılması gereken her şey yazılmıştı. tekrar tekrar farklı başlıklarda konuşmanın, esip gürlemenin anlamı yok.

    galatasaray'ın ocak ayındaki transfer politikası ile sparta prag eşleşmesinde başına neler gelebileceği bu başlıkta farklı yazarlar tarafından kapsamlı bir şekilde anlatılmış. ben yönetimin de yaptıklarıyla ve yapmadıklarıyla her şeyin farkında olduğunu düşünüyorum zaten. galatasaray'ı yöneten insanlar aptal değiller. galatasaray'ı yönetenlerin uefa avrupa ligine dair bir hayali yoktu, hiçbir zaman da olmadı. "ligi bir şekilde idare ederiz, mayıs ayındaki seçime çalışmak lazım asıl. avrupa ligi ile falan uğraşamayız" dediler. bunu açıkça demediler, bambaşka konuştular ama ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. icraatlar farklı oldu ve gözümüzün önünde olundu. müdahale edilebilir miydi, değiştirilebilir miydi bu? evet ama değişiklik imkanı sadece o gün, o hafta vardı. biz o fırsatı "nankörlük yapmayın, para değil zeka konuştu bu transfer döneminde" benzeri yönetimin de fazlasıyla işine gelen itfaiyecilik çalışmalarının gölgesinde kaçırdık. bugün tekrardan bir yangın çıkartmanın veya öfkelenmenin bir anlamı yok. hesaplaşmak da gereksiz. olan oldu, hesap zaten ortada. bu saatten sonra kaderimize razı olup, çok değerli yöneticilerimizin bize çizdiği rota olan galatasaray-antalyapsor maçına odaklanalım. bizim rotamız zaten hiçbir zaman prag şehri değildi; istanbul ve anadolu şehirleriydi rotamız. bunu bilelim, kabullenelim ve bundan sonrasına bakalım artık.
App Store'dan indirin Google Play'den alın