• 1127
    bana futbolseverlerin, futbol adamlarının eskiyi çok çabuk unuttuğunu düşündüren hadiseler zincirinin son halkasıdır.

    bilindiği ama hatırlanmadığı, hatırlatılmadığı üzere bu devletin fenerbahçe'nin 3. kez şikesini yakalamasıdır.

    daha önce fenerbahçe istanbulspor'a para yollamış, devlet bu parayı yakalamış ve kulüplerden neye ilişkin olduğuna dair bilgi istemiştir.kaleci transferi için denilse de paranın transferle alakası olmadığı saptanmış, dosya zaman aşımından kapanmıştır.

    yine hatırlanacağı üzere serhat ulueren'in programında ankaragücü oyuncusu kendilerine fenerbahçe'den galatasaray maçından ( 13 mayıs 2001 tarihinde ali sami yen stadında oynanan maçı ankaragücü 2-1 kazandı, okan kırmızı kart gördü ) puan almaları için para geldiğini açıklamıştır.o dönemin ankaragücü teknik direktörü, günümüzde fenerbahçe'nin teknik direktörü olan ersun yanal'dır.ersun yanal o dönemde kendilerine fenerbahçe'den gelen parayı doğrulamış, " adil olsun diye çaycısına kadar parayı ben bölüştürdüm " demiştir.

    bu olayın üzeri yine kapatılmış, fenerbahçe ikinci patentli ve delilli şikesinden kurtarılmıştır.

    bu sürecin kapandığını düşünen varsa benim düşüncem hata eder, yargıtay kararı sonrası fırtına çıkması büyük olasılıktır.yalnız yargıtay kararıyla ilgili tek şüphem seçimden sonraya bırakılmak istenmesidir.malum seçimde oy kaybı yaşatacaktır ve aynen onaylanması tarafımdan beklenmektedir.
  • 1128
    bu sefer nereye yansimadigi belirtilerek uzerinin ortulecegini merak ettigim sorusturma. e tabi adamlarin kongresinde bilmem kac tane is adami, muteahhit falan var, hepsini birden karsilarina almak istemediler. burasi turkiye.

    17 ocak 2014 sike karari sonrasi edit: bugunlerde ne yazsam obur gun tersi cikiyor. gecen transferler nerede dedim, kaplar arka arkaya geldi. simdi de bu karar. tabi hala sona ermis bir durum yok. olay hukuki olarak sona erdi sadece. sportif yonden uefa'nin yapmasi gereken isler var.
  • 1129
    yargıtay 5. ceza dairesi şike kararı'nın da bir şekilde gelmesiyle "ee, sonra?" dedirten bir finalle nihayete eren; her türlü spekülasyonu mantık çerçevesi içine alma imkanı sağlayan bir şekilde yürütülen savunma. bir takım suçlar ve suçlular olduğu hükmüne varıp çeşitli ebatlarda cezalar verdiyse de; sportif yargılamanın bir şekilde "halledilmesi" sonucu verilen cezalar faturayı bazı günah keçilerine kesme boyutunda kalmıştır. bu da en başından beri dillendirilen hedefin fenerbahçe değil aziz yıldırım olduğu, meselenin şikeyle falan alakası olmadığı tezini epeyce bir kuvvetlendirmiştir.

    ya da -her ne kadar inancımı yitirmiş olsam da- "aha işte bu ikisi şike yaptı, şikeli maçlar sonrası kupayı da bu takım kazandı. ama takımın bu işle bir alakası yok, atın bu ikisini kapansın bu dalga" kafasındaki bir devlete emanet olma düşüncesi beni haddinden fazla tedirgin ediyordur...

    (bkz: şike yaptıysam fenerbahçe için yaptım)
  • 1130
    ergenekon ve balyoz davalarında yıllar geçtikçe ortaya çıkan skandallar benim bu soruşturmaya bakış açımı da biraz değiştirdi. yarım aziz yıldırım'ın şike yaptığını biliyor ve hissediyor ama öteki yarım cemaatin bu soruşturmada sahte deliller yaratıp suçlamalarda bulunabileceği ihtimalini inkar edemiyor.

    belki bana kızacaksınız ama bence bu soruşturma gereğinden fazla siyasallaşmıştır, bağımsız ve adil mahkemeler ortaya çıkıp bu davayı yeniden değerlendirmeli.

    dün şike şike diye sabahlara kadar bağıranlar bakın bugün neler diyor. kumpas diyor, sahte belgeler diyor.
    http://youtu.be/qKu9ZCofb-I

    ya gerçekten ortada bir kumpas varsa. belki yok, ama ihtimali bile gölge düşürmez mi...
  • 1131
    yargıtay 5. ceza dairesi şike kararının açıklanmasıyla uzatmaların da bitiş düdüğü çalan maçtır. ilgiyle beklenen kararlar onanmıştır. sonucu penaltılar belirleyecektir. hiçbir galatasaraylının / futbolseverin gönlüne şüphe düşmesin. bu kadar paranın döndüğü yerde her türlü pislik vardır. bu dünya düzeninde bu normaldir. aykut kocaman'ın dediği gibi radara yakalanmışlardır. ama onlar da düzenin oyun kurallarına uyup her türlü pişkinliği yapmışlardır. halen de yapmaya devam etmektedirler.

    başından beri olayın aziz yıldırım'ın birilerinin kuyruğuna basmasına bağlı olduğunu düşünüyordum. halen de öyle. bu insanların hiçbirinin umrunda değil futbol, spor ve bunlara gönül vermiş sıradan insanlar. en çok da fenerbahçe taraftarı kandırılmıştır. umrumda da değildir.

    türk futbol izleyicisi açısından kırılma noktası hagi'nin bizi ensemizden tutup avrupa'nın tepesine taşımasıyla başlamıştır. reaksiyon olarak suyun öte tarafı tarihin en büyük şerefsizliklerine imza atmıştır. şükrü saraçoğlu denen yerde galatasaray taraftarı paçalara kadar çamur ve dışkı içinde bekletildiğinde ve üzerlerine sidik torbaları atıldığında ip kopmuştur. 15 senelik kara çağı başlamıştır türk sporunun. aziz yıldırım ve ekibi gemi azıya alarak bütün kişisel, sosyal, siyasal gücünü kullanarak hıncını boşaltmıştır. ateşle oynayan yanmayı göze alır. o ateşi üzerimize sallarken iyiydi de bugün ateş üzerlerine sıçrayınca mı kötü oldu?!

    sonuç olarak sadece safiyane destek veren türk futbol ve spor izleyicisine tarihin en büyük kötülüğünü yapmışlardır. ülkenin sosyal ve hukuki durumu ortada. ama bunların hiçbiri 15 senedir gözlerimizle canlı tanıklık ettiğimiz olayların hafiflemesini sağlamıyor.

    bu yüzden galatasaray taraftarı kafasını ve gönlünü hiç yormasın. ister doğru desin ister eğrisi doğrusuna denk geldi desin. sonunda sporun bir nebze (belki?!) temizlenmesine şahit olacağız.
  • 1132
    --- alıntı ---

    şike yargılamasının yeniden yapılması üzerine bir kadro

    bazı özel takımlar vardır ki, özel zamanlarda, özel gösteri maçlarında bir araya gelirler. bu takımları oluşturan oyuncular, bu maç haricinde kolay kolay bir araya gelemeyecek oyunculardır ama böylesi kutsal amaçlar çerçevesinde bir takım oluşturmaktan da geri durmazlar. ülkemizde “jubile” olgusu gittikçe değer kaybettiğinden artık bu tür maçları pek izleyemez olmuştuk ki, son yılların en iyi kurgulanmış takımı bir anda ortaya çıkıverdi.

    şike yargılamasının yeniden yapılabilmesi amacıyla bir araya gelmiş ve kolay kolay bir daha bir arada izleyemeyeceğimiz bu muhteşem kadroyu sunuyoruz sizlere.

    kemal kılıçdaroğlu ( kaleci ) lefter’in kaleci (!) performansından etkilendikten sonra kaleciliğe merak salan kaleci, pek başarılı olmasa da kendisini çok seven kitle sayesinde kalede yerini buldu. üstelik daha önce aziz yıldırım ile karşılıklı top oynamışlığı da bulunduğundan, seve seve kaleye geçti.

    şansal büyüka (sağ bek) oyun içinde pek görülmese de sonuç için her türlü taktiksel varyasyonda görev alabilecek bir takım oyuncusu. ligtv’den özel çağrı ile kadroda yerini buldu

    yıldırım demirören (stoper) bam güm stoperlerin en delişmeni. yeteneksiz ve düz bir oyuncu ancak takıma itaat konusundaki yeteneği sayesinde takımda.

    şenes erzik (stoper ) avrupa görmüş stoper deyiminin vücut bulmuş hali. lobi faaliyetlerindeki yeteneği sayesinde takıma hızla adapte oldu

    mahmut uslu (sol bek ) tam bir takım oyuncusu. oyun kurucunun direktifleri doğrultusunda defansif ya da ofansif bir anlayış sergileyebiliyor

    aziz yıldırım ( ön libero ) oyunun tam merkezinde. her atakta topa mutlaka bir kez dokunuyor. oyunun seyrine göre defansif ve sert bir anlayış sergilerken bazen de saldırgan ve agresif bir hücumcu gibi üçüncü bölgeye top taşıyor.

    engin tuzcuoğlu ( orta saha ) tam bir al gülüm ver gülüm oyuncusu. etliye sütlüye bulaşmadan yapması gerekeni yapıyor. her takıma lazım

    rıdvan dilmen (sol açık) nam-ı diğer şeytan : zaman zaman kendini unutturan ve gizli koşularla ilerleyen şeytan hiç beklenmedik anlarda sahneye çıkabiliyor. oyun kurucu ile sürekli ver-kaç yaparak hem takımın rahatlamasını sağlıyor hem de sonuca ulaşmak için takımına avantaj sağlıyor

    devlet bahçeli (sağ açık ) kafası karışık ve bazen oyuna küsebiliyor. bazen iştahlı, bazen küskün. özellikle 6222 sayılı kanun değişikliğinde oynadığı başarılı futbol, takımda yer bulmasını sağladı

    recep tayyip erdoğan (10 numara / oyun kurucu) : takımın beyni. bütün takım onun ağzına bakıyor. oyunun her alanında aktif. defansa yardım etmeyi, sorumluluk almayı, forveti beslemeyi seviyor. hızlı hücumlarda da, set hücumlarında da çok başarılı. oyun aklı çok üstü düzeyde.

    metin feyzioğlu (forvet ) yeni transfer. bütün oyunun en ilerisinde görev alıyor. oyunun başarısı onun atacağı gollere bağlı. tüm takım ona çalışıyor. o da çalışkan ve hırslı. sürekli çapraz koşularla kendine alan bulmaya çalışıyor.

    son zamanların en çok dikkat çeken kadronun bir arada olması, ortak bir amaç uğruna toplanması, futbolun marka değerini ne kadar önemsediklerini de ortaya çıkarıyor. ntv, ligtv ve trt ortak yayını ile halka ulaşacak olan maçı, milyonlarca futbolseverin izlemesi bekleniyor. 4-4-2 dizilişiyle oynayacağı tahmin edilen takımın sahaya “patron böyle istiyor” pankartıyla çıkacağı da sızan bilgiler arasında.

    iyi seyirler (!)

    --- alıntı ---

    *
  • 1133
    aziz yıldırım'ın baskan oldugu günden beri şike,teşvik,şantaj gibi şeyler yaptığı zaten biliniyordu bu sorusturma ile dünyaca tescillenmis oldu.
    yalnız ülkemizin icinde bulundugu kaotik ortamda yargıtay'ın cok daha önce verebilecegi hatta aciklamasi gereken onama kararini bugünlerde aciklamis olmasi gercekten manidar ama isin siyasi tarafi bambaska bir konu ve burada yazmak hem formata aykiri hem de gerek yok.
    dilerim fenerbahçe tff'den de gerekli cezayı uefa baskısı ile de olsa alacaktır, trabzonspor da 7.şampiyonlugunu alacaktır.hak yerini bulacak,suclular cezasini cekecektir.
    3 temmuz 2011'den bu yana siyasi otorite tarafindan fazlasiyla kollanan fenerbahceliler de cirpindikca batmaktadirlar ki beter olsunlar.
  • 1134
    gayet de şike yapıldığı için açılan soruşturmadır. o dönem başbakanla aziz yıldırım'ın arası bir ihale yüzünden açıldığından aziz yıldırım'ın ve diğerlerinin telefon dinlemelerinde şikeye rastlanılmıştır o kadar. hükümet kanadı da ellerine koz geçmişken bunu tabiki kullanmak istemiştir. sahte deliller falan varmış geçelim bunları, kaldı ki o dönem böyle bir zıtlaşma olmasa kimsenin şikeden haberi bile olmayacaktı. ha geçtiğimiz aylarda ne oldu, saflar değişti ve hükümet kendi daha büyük bir belayla karşılaştığı ve kendini kurtarmak istediği için fenerlileri ve ulusalcıları yanına çekmeye çalıştı. kendini kurtarmak için zemin hazırlamak istiyorsa da bu desteği alması şarttır. aziz yıldırım'ın şike yapmadığını düşünen özellikle de bu sözlükte insanlar varsa, aziz yıldırım ve aykut kocaman'ın ağzından çıkmış şu sözleri bir daha okusunlar;

    "hız sınırı aşılmış, doğrudur, ama radar sadece bize tutuldu" aykut kocaman

    "arabayı çalmaya gittiniz, anahtarı soktunuz ama çalmaktan vazgeçtiniz, bu suç değildir" aziz yıldırım
  • 1137
    etik kurulunun rapor üzerine rapor yazdığı, pfdk'nın kişilere cezayı kesip kulüpleri ayrı tuttuğu soruşturmadır.
    tabi bunlar soruşturmanın tff ayağı. allaha bin şükür yargı ayağı baskılara direndi ve acımadan kesti cezaları.

    şimdi ilk etik kurulu raporu ne diyordu? şike ve teşvik var.
    ikinci etik kurulu raporu ne diyordu? şike yok teşvik yok.
    ilk şike ve teşvik yasası neydi? şerefsizliğe ağır cezalar veriyordu.
    ikici şike ve teşvik yasası neydi? şerefsizliğe 1 ila 3 yıl arası ceza veriyordu.
    pfdk ne dedi bu duruma? aziz yıldırım hariç yöneticilere hak mahrumiyeti.

    şimdi bu nasıl bir son kale ki "sözde" düşman tarafından da korunmuş?
    fenerbahçe'ye bir şey olmasın diye herkes elinden geleni yapmış maşallah. buna rağmen fenerbahçe'nin yönetici ve taraftarları çıkıp mağdur edebiyatı yapabiliyorlar.
    ulan koruyanlarınız olmasa bugün küme düşmüş, yöneticileriniz hapisteydi. gerçi hapse girecekler orası ayrı.

    peki yıllardır fenerbahçe'nin savunması neydi? "şikeyi tek başımıza mı yaptık?"
    aynı soruyu şimdi ben de size soruyorum. pfdk'nın ceza verdiği isimleri "şikeyi tek başlarına mı yaptı?" o isimler bu işi kim için yaptı? kimin emriyle yaptı?
    savunmanız bile size saldırı olarak geri dönüyor. o kadar çamura batmışsınız farkında değilsiniz.

    uefa gerekli yaptırımları uygularsa bu pislikleri bir alt ligde göreceğiz. o günler de gelecek. kısa sürede olsa temiz bir lig izleyeceğiz.
  • 1138
    fenerbahçenin bu süreç içerisinde, yurt dışında ve türkiye mahkemelerinde defalarca kez suçlu bulunması, avrupa kupalarından men edilmesi benim için yeterli, bu kara lekeyi tarihleri boyunca taşıyacaklar, şu anda ülke gündeminden de faydalanıp ek cezalar almamak için çırpınıp duruyorlar, federasyonun ise en başından beri, bu takımı kollamak için arka arkaya 35 takla attığını ve atmaya da devam ettiğini zaten hepimiz biliyoruz, varsın başka ceza almasınlar, maalesef bizim gibi gelişmekte olan (hatta geri kalmış) ülkelerde , bu işler her zaman böyle yürür, örtbas edilir, yönetmelikler kanunlar değiştirilir (futbol dışı gündemle ne kadar paralel değil mi ?) ve halk ya da taraftar bunları kabullenir.

    maalesef hem siyaset hem de spor bu şekilde yürüyor, o yüzden kimse kendini kandırmasın, beklentiye girmesin.
    yahu adamlar şikeci damgasını zaten yediler.

    ben artık, camia olarak çırpınmalarını biraz utanıp sıkılarak, biraz da keyiflenerek izliyorum.

    tabiri caizse boklarında debeleniyorlar, yapacak birşey yok, umarım aziz yıldırım ölene kadar başkanları olarak kalır, en büyük başkanları olarak anılır.
    bizim bu zatı nasıl anacağımız, nesilden nesile nasıl aktaracağımız zaten belli -şikeci-.

    hala fener camiasının her türlü pislği kabullenebileceğini ve görmezden gelebileceğini anlamayan varsa boşuna kendisini üzer.
  • 1139
    şikeyi aklamak için yapılan savunmalarda geçen ifadeler genelde şunlar; "şikeyi tek başımıza mı yaptık", "`anahtarı soktuk çıkardık hırsızmıyız?`", "şike sahaya yansımamış" vs. bu yönde düşünenlere şike sürecinde yürürlükte olan kanun ve talimatlarda geçen şu bölümleri hatırlatmak gerekiyor.

    6222 sayılı kanun
    "kazanç veya sair menfaat vaat veya teklifinde bulunulması halinde, anlaşmaya varılamadığı takdirde, suçun teşebbüs aşamasında kalmış olması dolayısıyla cezaya hükmolunur"

    futbol disiplin talimatı 55. md.
    "1) müsabakanın sonucunu hukuka veya spor ahlakına aykırı sekilde etkilemek veya buna tesebbüs etmek yasaktır. bir futbolcuya veya kulübe tesvik pirimi verilmesi de bu kapsamdadır.
    2)bu hükmü ihlal eden kisiler, bir yıldan üç yıla kadar müsabakalardan men veya hak mahrumiyeti cezasıyla; kulüpler ise küme düsürme cezasıyla cezalandırılır. ihlalin ağırlığına göre küme düsürme cezasına ek olarak puan indirme cezası da verilebilir."

    ki zaten mahkeme kararları da sadece teşebbüse değil şike ve teşviğin yapılmasına cezalar kesti. caza alan kişilere bakınca tek başına yapılmadığı da ortada.
  • 1140
    adaletin başlangici
    konuyla ilgili bu hafta yeni sonuçlar geleceğini duyduğumuz adalet aranılan soruşturmadır.
    adalet bakanı, yeniden yargılamanın "şike"de olmayacağını an itibariyle açıkladı. artık fenerbahçeliler oturup başka bir bahaneyle hareket etmeliler.

    diğer süreç için, uefa ve fifa'nın kişiler hüküm giyip cezaevlerine girmeden yaptırım uygulaması muhtemel görünüyor. eğer cezai işlemleri hüküm giyildikten sonraya bırakırsa, daha ağır yaptırımlar uygulamak zorunda kalacaktır. aksi halde daha önce ceza verdiği federasyon ve kulüpler "eşitlik" davacısı olabilirler. yani yakın zamanda bu iş sonlanacaktır.

    tek başımıza mı şike yaptık

    fenerbahçe yönetimi, taraftarı ve padişahı aziz yıldırım'ın biz şikeyi kendi kendimize mi yaptık argümanı, uefa-fifa cezasında yok edilecektir. diğer kulüplerden yapılan biz yırttık açıklaması, tıpkı fenerbahçe'nin ağzıyla yapılmış gibi durduğu zaten görülürken, hepsinin tek tek ceza alacağı kesinleşmiştir. 10 milyon euro bayılan emenike de bunların içine dahil. hatta moskava transferi dahi soruşturma içine girebilir.
    uefa'nın açıklayacağı cezalar içerisinde şike konusunda ismi geçmiş kulüpler, kulüp yöneticileri, futbolcular ve menajerlerin hepsine yargıtay'da aklanmış olsalar dahi ceza gelecektir. bu zamana kadar eskişehirspor, sivaspor gibi takımların isimlerinin geçmediğine bakmamak

    öngörülen cezalar

    avukatların ve bilirkişilerin fikriyle, süreç sezon sonu olmadan sonlanacaktır. uefa ve fifa 3 lig + puan silme, tff ise 1lig+puan silme noktasında durduğu, fenerbahçe'nin de tff'yi bu konuda kabul ettiği kulislerde dolaşıyor. fakat taraftar baskısı sebebiyle hala sümen altı edilip, tepki ertelenmeye çalışılıyor. sanılanın aksine bu sene sadece puan silme uygulanır, seneye düşülür diye bir durum hukuken yok. eğer bu sene küme düşme cezası verilirse,bu sene ligden çekilme hakkı var fenerbahçe'nin. onun harici 3 temmuz 2011den beri kazandığı kupalar ve maddi gelirlerin hepsini iade etmek zorunda ve tff bu kazanımları sahiplerine vermek zorundadır. bunun içine bu sene liderde bitirse, şampiyon ilan edilemeyecekleri artık garantidir. çünkü zaten küme düşmesi gereken takımın, ligde kalması başlı başına suç iken, bir de buradan kazanç sağlaması mümkün durmuyor şu anda. ister bütün gün volkan demirel şampiyonluk bizim diye açıklama yapsın, gökhan gönül istediği kadar konuşsun, aziz yıldırım tekzip yayınlasın işleri çok zor. üstelik fenerbahçe kulübünün aziz yıldırım'a onursal başkanlık vereceği konuşuluyor ki bu da kulüp nezdinde cezayı arttırır. ben bu kadar salaklığı beklemiyorum. medya, tff, hükümet yırtınsa da artık yumurta kapıya dayandı gözüküyor. işleri çok zor bu saatten sonra.

    verilen men cezalari
    şunu unutmamak gerekir, beşiktaş ve fenerbahçe'nin aldığı men cezaları sadece "yalan beyan"dan alınmıştır. ben temizim hakim bey, bu süreçte hiç bir illegal işe bulaşmadım teyitini verdikleri için bu cezayı aldılar. avrupa için ekstra ceza gündeme gelir mi sorusunun cevabı şu ana kadar uefa-fifa yaptırımları içinde örneği yok.

    tff bu şikecilere ceza vermez, korur

    tff'nin uefa-fifa'ya zıt gitmek gibi bir şansı yok. yapılan açıklamaların hepsi tepkileri ertelemek. belki cezalar açıklandıktan sonra yeni skandallarla, belki işin içine yerel maliye denetimiyle galatasaray'ı bile katarak gündem değiştirilerek fenerbahçe taraftarının gazı alınabilir. çünkü cezalardan artık kaçacak yer kalmadı. bunun yanında fifa-uefa'nın da tff'yi yok sayma, topyekün ceza verme gibi bir işe girişmesi söz konusu değil. fifa seçimi öncesi bu skandal "öpe öpe yapacaksın tüpçü" yöntemiyle çözülecektir.

    yıldırım demirören

    kendisi hakkında, başkanlığı döneminde gerçekleşen şike sebebiyle soruşturmada ismi yok. fakat ardından yaptığı açıklamalar, tff başkanlığı sırasında aldığı skandal kararlar sebebiyle beraber tahkim kurulundan merkez hakem kuruluna topyekün bir kayboluş görebiliriz. çünkü " kendisinin başkan olduğu döneminde şike yapılan kişi, federasyon başkanlığındayken şikeyi akladı" temalı avrupa basınıda bu konuda artık yazılar yazmaya başladı. geçenlerde amerikada verilen the worst ödüllerinden de nasibini almıştı kendisi hatırlarsınız. bu linktede isviçre basınının (sion'a ağır ceza verilmişti) bu yüzden yakın takibiyle aziz yıldırım'ın siyasi destek aldığını söylüyorlar. http://www.nzz.ch/...enkaempfe-1.18230336

    ne kadar dibine
    maddi anlamda özellikle 2011 şampiyonluğu için trabzonspor'un fenerbahçeyi ne kadar yıpratmak isteyeceğine bağlı olarak işler değişecektir. süreci hızlandırmak, trabzonspor'un elindedir. onlar hükümet yanında oldukları için, çözümün lokal pozisyonda olmasını, herkesin az zararla atlamasını, kendi camiası içinse sadece aziz yıldırım'ı öne atması söz konusu. o ceza aldı, bize yeter politikası işletiyorlar birazcık. yalnızca 1 hafta önce iki senedir büyük emek harcayan avukatlara yetki vermiştir trabzonspor. yani aslında süreci yavaşlatmıştır. http://www.trabzonspor.org.tr/...amp;IND=15158#Icerik
    politika biraz bizi türkiye medyası içerisinde, "haksız galatasaray şampiyonluğu" "emekleri çalındı fenerbahçelilerin" "tarihe kara leke geçecektir galatasaray'în bu şampiyonluğu" lansmanı yapılacaktır. bu konuda galatasaray taraftartarına çok iş düşüyor.

    galatasaray'ın 2013-2014 sezonundaki rahatlığının sebebi de büyük ihtimalle hukuk kurullarınca öngörülmüş bu olayların nasıl olsa ceza gelecek ve yol bizim kalacak stratejisidir. yönetimimiz gibi bizimde gönlümüzün rahat olması gerektiğini, 4. yıldızın bu sene sezon sonunda efsanevi şekilde kafalarına vura vura kıra kıra trabzonsporlularla birlikte kutlayacağımızı bilmesi gerekiyor.
  • 1144
    çekilecek cezanın ne olduğu herkes tarafından bilinen, ertelemek için araya türlü hukuki/kişisel tamponlar koyularak ertelenen, yüzülüp kuyruğuna gelen süreç...

    3 temmuz 2011 günü, "serdar adalı ve aziz yıldırım'ın kazandığı helikopter ihalesi sebebiyle" akp hükümeti tarafından fb'yi bitirme operasyonu olarak başlayan (3 senedir arıyorum ama henüz o ihaleye ulaşabilmiş değilim), sonra cemaat'e bağlanan, cemaatin bir numaralı finansörü olan grubun basketbolda 7 yıllık sponsorluğu ve yönetim kurullarında bulunan 4 kişinin deşifre olmasından sonra tekrar hükümete bağlanan, 17 aralık yolsuzluk operasyonuyla beraber tekrar hükümete yanlanan ve sebebi cemaate bağlanan sözde(!) operasyon...

    giriş gelişme sonuç bölümlerinden bile rahatlıkla anşalılabileceği üzere, tutunacak dal arayan ve mal taraftarlarını ayakta uyutan bir camia.

    kural şunu gerektiriyor, bu sebeplerden dolayı şu ceza gelecek diye sizi sıkmadan basit bir örnekle ne olacağını anlatmaya çalışacağım.

    uefa = genel distribütör
    tff = türkiye ana bayii (diğer 57 ana bayiiden biri gibi düşünelim)

    sen ana bayii olarak gd'ün şartlarına koşulsuz uyacağının garantisini vermişsin.

    yani bayii içerisinde satılacak malın duracağı yer belli, ürünlerin fiyatı belli, çalışanların giyeceği kıyafet, yerdeki halının rengi, tavan aydınlatması, kasanın durduğu nokta, keseceğin fiş, çalışma saatleri vs. vs. vs. hepsi belli ve standart.

    bütün ana bayiiler buna uyuyor.

    sonra süper zeki olan bi tanesi çıkıp, genel distrübütörden habersiz bir şekilde içerideki ürünleri, halının rengini, çalışanların çalışma şeklini, malların fiyatını, kasanın noktasını falan filan değiştiriyor...

    diğer 56 ana bayii ne der?

    hadi dediklerini geçtim, ortada buna izin veren genel distrübütör kalır mı?

    siz bunları düşüne durun, ben 3 senedir kendime has uslüpla noktayı koyayım...

    o küme sike sike düşülecek!
  • 1145
    alttaki haber bir süredir fenerbahçe'nin paralı haberciliğini yapan eurosport türkiye'ye ait. onlar bile artık gerçeklerin farkındalar.

    --- alıntı ---

    flaş! fenerbahçe'yi korkutan gelişme!

    türk futbolundaki kara bulutlar bir türlü dağılmıyor. son olarak almanya'dan gelen haberler türk futbolunda neler yaşandığı konusunda akılları karıştırdı.

    almanya'nın en güvenilir gazetelerinden süddeutsche zeitung'un ünlü araştırmacı yazarlarından thomas kistner, türk futboluyla alakalı çok çarpıcı bir yazıy imza attı. almanya'da merkez sağa yakın olan bu sitenin bayern münih'e yakın olduğu ve güvenilirliği konusunda hiçbir şüphenin olmadığı aktarıldı.

    almanya'nın en büyük gazetelerinden süddeutsche zeitung ünlü araştırmacı yazarlarından thomas kistner, daha önce defalarca türk futbolunun içine düştüğü batağı kaleme almıştı. kistner bugün de türkiye'nin euro 2020'den çekilmesi hakkında çarpıcı bir yazı yazdı. kistner'e göre türki'ye kendi isteği ile turnuvaya ev sahipliği yapmaktan çekilmedi, uefa basıkısı sonucu böyle bir karara varmak zorunda kaldı.

    işte thomas kistner'in çok konuşulacak o yazısının tercümesi:

    "cuma günü uefa'ya müracaat süresinin bitmesine saatler kala türkiye, euro 2020 müracaatından vazgeçti. uzun zamandan beri bütün avrupa'da oynanacak 2020 avrupa şampiyonası'nın finalleri'nin türkiye'de oynanacağına kesin gözüyle bakılıyordu. bunun yerine tff internet sayfasında 2024 avrupa şampiyonası'nın tamamını almak için müracaat edeceklerini bildirdi.

    ilk bakışta mantıklı olarak görünen: türkiye mümkünse 2020 avrupa şampiyonası'nın yarısı olan yarı final ve final maçları yerine 2024 avrupa şampiyonası'nın hepsini almak istemesi. bunun yanında da 2024 'ü isteyen almanya'ya direk rakip olması.

    fakat dikkatli bakılınırsa kimsenin türkiye'nin 2024 müracaatından çekinmesine gerek yok.

    türkiye'nin son anda çekilmesi, kapalı kapılar arkasında biriken kulislerden oluşan güncel politik durumla alakalı.

    türkiye, mart ayında kazakistan'daki uefa kongresinde uefa yetkililerinin , kendilerine; türkiye'nin müracaatının hiç bir şansı olmayacağı" sinyalinin verilmesinden dolayı müracaat etmeme kararını aldı. fakat asıl arka planda ise yine şampiyon olan fenerbahçe'nin cezalandırılmaması yönündeki sürekli tartışma. fenerbahçe 2010/11 sezonunda nerede ise yarı sezonu kapsayan maçlarda yaptığı şikelerle şampiyonluğu satın almıştı. türkiye'de fenerbahçe'nin durumu senelerdir hala duruyor. hem de istanbul ceza yargısının 13 maçta şike ve teşvik vardır kararını kısa zamanda almasına rağmen. ceza mahkemesi hapis cezaları verdi. en yükseğini 6 sene 3 ay ile bir suç örgütü kurmak ve yönetmekten fenerbahçe kulübü başkanı aziz yıldırım aldı.

    2013 senesinde uefa, fenerbahçe'nin katılabileceği önümüzdeki 3 sene için bütün avrupa müsabakalarından men etti. uefa tahkim kurulu ve uluslararası spor temyiz mahkemesi cas kararı onayladılar.

    bunlara rağmen ulusal alanda ne fenerbahçe'ye ne de aziz yıldırım'a ceza verildi, uefa ve cas kararları bunlara karşı uygulanmadı. bunların yerine kanun ve talimatlar değiştirilerek fenerbahçe'nin zorunlu küme düşmesi önlendi. aynı şekilde o sezonu 2. olarak bitiren trabzonspor'a şampiyonluk kupasının verilmesinin önüne geçildi.

    askerlerin kulübü olan fenerbahçe'yi bir yerde "devlet içinde devlet" olarak yorumluyor eleştirmenler. gerçekten, 2012 senesinde hapiste tekrar başkan seçilen askeri ihaleler girişimcisi yıldırım'ın yanında kulüp için yalnız normal bir üyeden çok daha fazlasını ifade eden başbakan recep tayyip erdoğan da kulübün arkasında duruyor. başbakan'ın tuhaf görüşü olan " demokrasilerde tüzel kişilerin değil de gerçek kişilerin cezalandırılmalı" tezini uefa başkanı platini reddetmişti. buna rağmen kurum uzun zaman susmuştu.

    türkiye futbol federasyonu genel sekreteri emre alkin sonbaharda 2020 avrupa şampiyonası yarı final ve final maçlarının türkiye'ye kesin söz verildiğini açıklamıştı:" platini söz verdi- altını çiziyorum: söz verdi eğer olimpiyatları alamazsak" 2020 olimpiyat yaz oyunların tokyo'ya verilmesinden kısa süre sonra bunları söylemişti.

    o zaman da 2020 yaz oyunlarını alan japonlar fenerbahçe- kartını oynamışlardı.

    japonlar : "bizde şikeden dolayı cas'tan ceza alan herhangi bir klüp yok" demişler ve türkiye buna bir cevap verememişti.

    böylelikle uefa üzerindeki baskı artıyordu. onbirlerce temiz futbol eylemcileri mart 2012'den beri istanbul'dan trabzon'a izmir'e kadar her cumartesi günü eylemler düzenliyorlar, uefa'nın nyon'daki merkezini ablukaya alıyor ve maillerle uefa'yı bombardımana tutuyorlardı. hatta açlık grevine başvuracakları tehditinde bulundular.

    ocak 2014 tarihinde trabzonspor 2011 senesinin şampiyonu olarak tanınması için uefa'ya müracaat etti. hatta şimdi de iki isviçre avukatlık bürosu ile anlaşarak mücadelerine devam ediyorlar.

    türkiye futbol federasyonu fenerbahçe'yi cezalandırmakta direnince uefa müdahale etmek zorunda kaldı

    ve uefa? uefa mart ayındaki kongrelerinde bir karar aldılar:" avrupa futbolu oyunun hakkaniyetini birleştirir." uefa, böyle sözlerin bir espri olmadığı sinyalini şubat ayında nyon'da türkiye futbol federasyonu heyetine vermişti.

    mart'taki kongrede türk futbol federasyonu heyetine, 2020 avrupa şampiyonası'ndan vaz geçmelerinin daha iyi olacağı bu konuda yeşil bir sinyalin olamayacağı, ifade edildi."

    http://i.eurosport.com/2014/04/29/1226921.jpg

    http://tr.eurosport.com/...o4230694/story.shtml

    --- alıntı ---
  • 1146
    ---alıntı---

    24. haftada oynanan ve ligin kaderini belirleyen beşiktaş-trabzonspor maçında yaşanan şike olayı ise polis fezlekesinde şöyle anlatıldı: "ilhan ekşioğlu, aziz yıldırım'ın talimatları doğrultusunda ali kıratlı aracılığı ile menajer yusuf turanlı'ya ulaşarak trabzonspor futbolcusu serkan balcı ile takımının beşiktaş ile yapacağı müsabakada trabzonspor'un puan kaybedeceği şekilde oynaması için para karşılığı anlaştı.

    30 numaralı forma ile serkan balci'nın ilk 11'de sahaya çıktığı, balcı'nın müsabakanın ilk yarısında 38. dakikada bir sarı kart ve 42. dakikada bir sarı kart daha görerek çift sarı karttan kırmızı kart sonucu 42. dakikada müsabakadan atıldığı, şahsın müsabaka içerisinde sergilediği oyunun yusuf turanlı ve ali kıratlı tarafından beğenildiği, müsabakanın ise beşiktaş: 1 -trabzonspor: 2 şeklinde sonuçlandığı anlaşılmıştır. netice itibariyle; aziz yıldırım liderliğindeki suç örgütünün 06 mart 2011 tarihinde oynanan beşiktaş-trabzonspor müsabakasında şike yaptığı, ancak örgütün trabzonspor ile ilgili hedeflediği sonuca ulaşamadığı anlaşılmaktadır."

    ---alıntı---
  • 1147
    şemsiye zoo sivasspor and eskişehirspor. asıl şemsiyeye az kaldı.

    --- alıntı ---

    uefa has today opened disciplinary proceedings against turkish clubs eskişehirspor and sivasspor. the uefa appeals body will review each of these cases before communicating its decisions.
    proceedings have been opened against eskişehirspor and sivasspor on the basis of articles 2.07.g), 2.08 and 2.09 of the 2014/15 uefa europa league regulations, regarding the admission criteria for participation in uefa competitions.
    according to article 2.07.g) of the 2014/15 uefa europa league regulations, to be eligible to participate in a competition a club must "not have been directly and/or indirectly involved, since the entry into force of article 50(3) of the uefa statutes, i.e. 27 april 2007, in any activity aimed at arranging or influencing the outcome of a match at national or international level and must confirm this to the uefa administration in writing".
    both cases will be heard by uefa's appeals body on monday 2 and tuesday 3 june at the house of european football in nyon, switzerland.
    uefa applies a "zero-tolerance" principle as regards the participation of clubs in uefa competitions which have been involved in match-fixing activities. all hearings will be closed to the media and no access to the uefa premises will be granted during the proceedings.
    --- alıntı ---

    http://www.uefa.org/disciplinary/#post_94046

    edit: link eklendi
  • 1149
    daha her şey yeni başlıyor.

    asıl tarih bundan sonra yazılacak.

    (bkz: cas'ın fenerbahçe davası ile ilgili gerekçeli kararı)

    (bkz: uefa disiplin kurulu'nun kişilerle ilgili gerekçeli kararı)

    (bkz: aziz yıldırım'ın futboldan ömür boyu men edilmesi)

    (bkz: 27 mart 2014 uefa kazakistan kongresi)

    (bkz: fenerbahçe'nin spor toto 3. lige düşürülmesi)

    (bkz: fenerbahçe'nin 3. kez olmadığı şampiyonluğu kutlaması)

    (bkz: fenerbahçe'nin tüm aziz yıldırım döneminin şaibeli olması)

    (bkz: fenerbahçe'nin aslında 13 şampiyonluğunun bulunması)
  • 1150
    hala fener'in küme düşürülmesini beklemek tabirimi maruz görün cahilliktir. bi' kere uefa'nın bir takımı direk ligden düşürmek gibi bir yetkisi yoktur. ancak bir takıma ceza verilmesini uygun görürse o takımın ülke federasyonuna talimat verir ve gereğinin yapılmasını ister. ancak, unutulan bir husus var ingilizler 5 yıl gitmedi ne oldu? diyen bir başbakan, gerekirse avrupa'ya gitmeyiz diyen bir federasyon başkanı varken adalet beklemek ülkemizde cehalet olarak kabul görür. ayrıca ocak ayında hapis cezası kesinleşmiş aziz yıldırım'ın, üzerinden 5 ay geçmesine rağmen başbakanın talimatıyla hala elini kolunu sallaya sallaya özgürce dolaşması buna en büyük örnektir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın