• 351
    bir parça hukuk okumuş, görmüş, yaşamış hemen hemen herkes bilir ki bir adamı bırakın tutuklu olarak cezaevine göndermeyi, sabah sabah baskınla gözaltına almak için bile emniyetin ya da savcılığın elinde ciddi deliller olması gerekir. o yüzden bu saatten sonra içerideki adamların mahkemede beraat etmesi falan mümkün olmaz kanımca. kim ne kadar karışmışsa cezasını çeker. ayrıca iki haftadır medyadaki haberlerden gördüğümüz kadarıyla bu işteki öncelik; örgüt kurma, yönetme ya da üye olma ile ilgili. yani kurulan o örgütün faaliyet alanı olan şike, teşvik v.s. gibi olaylarla ilgisi olanların gözaltına alınmalarına yeni başlandı. o yüzden ilerleyen günlerde de gözaltına alınma görebiliriz.

    bu olaylara karışan takımların taraftarları da ayrı bir saflık mertebesine ulaşmış gibi gözüküyorlar ya da kendilerini rahatlatmak için öyle görünüyorlar. senin başkanın şike yaptıysa senin kulübün için yapmıştır kendi şirketi için değil, o yüzden küme düşürürler arkadaş, boşuna debelenmeye gerek yok. juventus'u iki alt lige boşuna mı düşürdü adamlar. temyiz sonrası zor zahmet serie b'den başlattılar. yoksa durumları daha da vahimdi.

    son olarak federasyon ile yönetimimiz arasındaki polemiğe de çok şaşırdığımı söylemeliyim. ünal aysal çok net şekilde federasyonun alacağı her kararın arkasındayız dedi. dikkatinizi çekiyorum "alacağı karar" dedi. ama adamlar herhangi bir karar almayıp bekleyelim dediler. hiç bir şey olmamış gibi ligler normal zamanında başlayacak, takımlar avrupa kupalarına katılacak dediler. buna tepki verince de komedi gibi bir açıklama geldi "ikinci başkanını güç duruma sokuyor" diye. ya arkadaş, sen toplantıda alacağın karara destek istemedin mi? biz de evet dedik, yani "o" karara evet dedik. niye yanar dönerlik yapıyorsun? neyse iki gün sonra çark ettiler. yok, bizim kararlarımız revize edilebilir, yok biz bir uefa ile de görüşelim. madem öyle niye daha önce görüşmedin de şimdi tükürdüğünü yalıyorsun. sen ligi başlatıp da sonra millet suçlu bulunduğunda uefa, türk takımlarını uluslararası organizasyonlardan men ederse nasıl hesap vereceksin? bizim kuruluş amacımızda türk olmayan takımları yenmek var, yani avrupa kupası olmazsa olmaz bir şey. yönetim düşüren bir konu bizim için, o kadar önemli bir şey yani. ayrıca uefa'nın yapmadığı şey değil bu. holiganlar yüzünden ingilizleri almadılar zamanında. adamların şike konusunda söylediği söz "sıfır tolerans". daha ne kadar açık konuşulabilir ki. bakacağız artık, aklı başında bir kaç insan çıkar da şu işleri çözer inşallah...
  • 352
    uluslararası hukukçular derneği'nin açıklaması imiş.

    --- alıntı ---

    uzun bir süredir gündemi meşgul eden ve uzun bir süre daha meşgul edeceği anlaşılan şike soruşturması kapsamında yaşanan bazı gelişmeler ve özellikle türkiye futbol federasyonunun 11.7.2011 günü ve sonrasında yaptığı açıklamalar, konu hakkında aşağıdaki açıklamanın yapılması gereğini doğurmuştur.
    spor karşılaşmalarında şike yapılması veya teşvik primi verilmesi eylemleri ceza hukuku yönünden bir suç teşkil ettiği gibi spor hukuku yönünden de bir disiplin ihlali olarak kabul edilmektedir. bilindiği gibi spor hukukunda şike, teşvik primi ve diğer yasak fiil ve davranışlar ile bunlara uygulanacak yaptırımlar 14.4.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6222 sayılı sporda şiddet ve düzensizliğin önlenmesine dair kanun’la düzenlenmiştir.

    bu kapsamda, tff liglerinde yer alan kimi futbol kulüplerinin yönetici, futbolcu ve öteki yetkilileri hakkında istanbul özel yetkili cumhuriyet savcılığı tarafından başlatılan adli soruşturma, ceza muhakemesi kanunu hükümlerine göre yürütülmektedir. suç soruşturmasının bir evresi olarak hazırlık soruşturmasında alınan gizlilik kararı nedeniyle, soruşturma dosyasında yer alan ve adli kolluk güçlerince elde edilen bilgi, belge ya da delillerin başta tff olmak üzere öteki kurum ve kuruluşlardan gizlenmesinin hukuka uygun olduğu ortadadır. bu yönden son günlerde yaşanan gelişmeleri hukuka ve yasalarımıza uygun kabul ettiğimizi belirtmekteyiz.

    ancak, futbolda şike yapıldığı veya teşvik primi verildiği yönündeki savların spor hukuku yönünden bir disiplin ihlali oluşturduğu da gözden kaçırılmamalıdır. bilindiği gibi türk futbolunu sevk ve idarede tek yetkili organ olan özerk türkiye futbol federasyonunun yetkili organlarının ve bu organlarda görev yapacak kişilerin nasıl hareket edecekleri ya da yükümlülüklerinin ne olduğu tff statüsünde açıkça belirtilmiştir. buna göre; tff’nin organ veya kurullarında görev alanlar ile tff’nin yetkilileri fifa, uefa ve tff’nin statülerine, talimatlarına, düzenleme ve kararlarına ve ayrıca kendi faaliyetleriyle ilgili olması halinde fifa’nın etik kurallarına ve fair play kurallarına uygun olarak bağlılık, dürüstlük ve sportmenlik ilkelerini gözetmekle yükümlüdürler. bu düzenlemeden hareketle, türk futbolunda ortaya atılan şike ve teşvik primi savlarının futbol mevzuatı hükümlerine göre (5894 sayılı kanun, tff statüsü, futbol disiplin talimatı ve etik kurulu talimatı) ivedilikle incelenerek karara bağlanmaları zorunluluğu bulunmaktadır.
    önemle belirtmek gerekir ki, futbol disiplin talimatında tanımlanan ve yaptırımının ne olduğunun belirtildiği şike ve teşvik primi eylemleri nedeniyle tff’nin konuyu etik kurulu’na sevk ettiğini basından öğrenmiş bulunmaktayız. tff’nin yönetim kurulu ile hukuk kurullarının görev ve yetkileri ile yargılama usul ve esasları futbol mevzuatında açıkça düzenlenmiştir. bu kapsamda, suç soruşturması yargı tarafından kendi kurallarına göre yürütülürken, futbolun etik ilkelerine, fair play kurallarına aykırılık oluşturan eylemlerin varlığı konusunda en küçük bir ihtimal olması halinde dahi tff’nin yetkili organlarının adli soruşturmanın sonucunu beklemeksizin kendi kurallarına göre disiplin soruşturmasını başlatması ve eldeki bilgi, belge veya öteki bulgulara dayanarak bir karar vermesi gerekmektedir.
    unutulmaması gerekir ki, suç soruşturması ile disiplin soruşturması bağlı olduğu usul ve esaslar yönünden kimi benzerlikler göstermekle birlikte, tff’nin yetkili hukuk kurullarının (etik kurulu, disiplin kurulu ve tahkim kurulu) karar vermesi için adli soruşturmanın sonuçlanmasını beklemek zorunluluğu hiçbir şekilde bulunmamaktadır.

    bu çerçevede, henüz tff tarafından soruşturma yapılmamışken;
    -uefa’ya avrupa kupalarında “gündemdeki soruşturmanın tarafı olan kulüplerin de” yer aldığı türkiye’yi temsil edecek listelerin gönderilmesi,
    -türkiye liglerinin başlamasının içinde bulunulan üst düzeydeki güvensizlik ortamına rağmen ertelenmemesi,
    -tff’nin açıklamalarında ki farklı ve çelişik yorum prensipleri,
    maalesef uzun sürede türk futbolunun her yönde ciddi manada zarar görmesi sonucunu doğuracaktır.

    unutulmamalıdır ki, uefa’nın ve fifa’nın ulusal bazdaki gelişmelerle ilgili alacağı tedbir ve kararlar tamamen türkiye futbol federasyonu’nun alacağı kararlar yönünde şekil almaktadır.

    işte temel nokta ve temel problem buradadır ki, inisiyatif sahibi tff’nin yukarıda bahsettiğimiz hususlarda alacağı ve daha doğrusu almış olduğu kararların sonuçları ile de uefa türkiye’yi mesul sayacaktır. uefa ve fifa yerleşik kararlarında, bilinmelidir ki iddiaların doğru çıkması, türkiye’nin uluslar arası tüm müsabakalardan (milli müsabakalar dahil) uzun süreli men cezası alması sonucunu doğuracaktır.
    türkiye’nin sadece tüm uluslar arası müsabakalardan men’i değil, bahis ve benzeri meseleler yönünden de geriye dönük maddi sorumluluklarını da beraberinde getirecektir.

    bu bağlamda tff tarafından ivedi bir şekilde olayın soruşturulmasının ve gerekirse bu soruşturma sonuca bağlanıncaya kadar liglerin ertelenmesinin türkiye’nin uluslar arası alandaki imajı açısından daha doğru olacağı kanaatindeyiz.

    kamuoyunun bilgisine saygıyla sunarız.
    --- alıntı ---
    http://www.uhder.org.tr/...fa=icerik&sid=47
  • 353
    ya olmasaydı neler olurdu diye düşünüyorum; mehmet ali aydınlar gibi bir federasyon, aziz yıldırım, bülent uygun ve bana göre adı çıkmamış ya da şuan için farkedilmemiş nice insanlar, vay be resmen allah korumuş bizi, eğer bu kadro devam etse 10 yıl istedikleri gibi at koşturacaklardı kim bilir kaç maç, kaç şampiyonluğumuz gidecekti, biz kaç başkan, kaç futbolcu harcayacaktık, şimdi ibre terse döndü ligden de düşecekler bence er ya da geç, ne diyeyim allah'ın adaleti.
  • 354
    10-15 gündür bir geyik dolaşıyor duruyor. yargıya düşmüş olay hakkında konuşulmazmış, yargı kararları beklenmeli imiş, suç sabit olana kadar kimse suçlu olmazmış. yargıya saygı mecburi ama sevgi özgürdür. ben beklemiyorum arkadaşlar, balbay'ı, haberal'ı, generalleri yargılayanlar ile aziz yıldırım'ı, serdar adalı'yı yargılayanlar aynı kişiler. ben onlar yargılanırken ne düşünüyorsam, bunlar yargılanırken de aynı şeyleri düşünüyorum. o zaman haklı veya haksız bulduklarımı, işin içinde biz yokuz diye bu sefer haklı veya haksız bulamam. bu yüzden bu konuda ne karar alırlarsa alsınlar beni bağlamaz, üzmez, sevindirmez.

    beni bağlayan, görünmez bağlarla düğümleyen şey, şaşmaz, adil, delikanlı taraftar mahkemeleridir. ve yargılama başlamıştır.

    eğer içimizde galatasaray lehine veya aleyhine pis işlere bulaşmış, başkan, yönetici, taraftar, futbolcu, çapulcu, her kimse varsa gitsin polise teslim olsun. yok eğer, gelecek yeni dalgayla, fırtınayla polis arabasına binerse de ölümlerden ölüm beğensin. biz ne fenerbahçe taraftarı gibi haksız kazanılmış bir başarıyı sineye çekeriz, ne beşiktaş taraftarı gibi kolpa yaparız. biz galatasaray taraftarıyız, değil şikeyle alınmış bir puan, ofsayt golle kazandığımız bir maçı bile saymayız.

    çuvaldızı kendimize dürttükten sonra iğneyi batırmaya başlayabiliriz. devlet'in hiç işi gücü yok, 1 sene önce şu futbolun oligarşisi ne yapıyor acaba diye kıllanıp, onca polisi, onca tuzağı kuracak ve türkiye'de en az 50 milyon kişinin müdahil olduğu davaları açacak. bu süre içinde olay sızmadığına göre en cabbar, en akıllı, en idealist devlet görevlilerinin yaptığı bir operasyon bu. ortada dönen paraları kimin aldığı, kimin şampiyon olup, kimin düştüğü ne ilgilendirir devleti. eğer gerçekten ilgileniyorsa neden ilk suç işlendiği zaman devreye girip, o suçu işleyenlerin suç işlemeye devam etmesine göz yumdu. devlet tuzak kurar mı? ben inanmıyorum, ortada dönen söylentilere. bakın göreceksiniz işin ucu futbol dışı mecralara kayacak. nasıl ki misal başsavcı için şampiyon kim olacak önemli değilse, daha tepedekilerin rant kavgası da bizi ilgilendirmiyor. biz taraftarız, alır bayrağımızı maça gideriz.

    bize göre ortada büyük bir leş vardır. futbol endüstriye dönmüş, biz taraftarlar müşteri olmuşuz. arda turan senede 2 milyon yuro'yu indirecek, biz onu seyredebilmek için bankadan kredi kullanarak kart alabileceğiz. sistemin kendisi zaten bize göre suç. yönetim kademelerine zengin değilsen giremezsin, şekspir olsan ne yazar, arkanda ensesi kalın biri yoksa en dandik gazetede bile yazı yazdırmazlar, messi değilsen her tarafını yırt istersen, mustafa sarp oynar, servet oynar sen oynayamazsın. gözün kartal gibi olsun, hazreti ömer'den daha adaletli ol, sistemin adamı değilsen amatör maç bile yönettirmezler. tribünde 3 kişi çağıralım yanımıza gelirler, dışarıda görseler boka bakar gibi bakarlar. futbol oligarşisi düzeni kurmuş güzel güzel düzüyorlar işte, nereden çıktı bu operasyon? tekere acaba neden çomak sokuldu yakında göreceğiz. pasta 5 parçaya bölünüyor, 2 parça fener'e, 2 parça bize, 1 parça da beşiktaş'a düşüyordu. önceki sezon bursaspor bir parça kaptı, bu sene de trabzon kapmak üzereyken oligarşi devreye girdi kaptırmadı. bütün mesele bu, işin bizi ilgilendirir tarafı bu, gençlerbirliği, manisaspor, kayseri ve diğerleri için nasıl olsa şampiyonluk pastasından pay yok, o yüzden kim olursa olsun onlar için fark etmiyor, sistemden memnunlar, yukarıdakilerin artığı onlara yetiyor da artıyor bile.

    geçen sezon maçları dikkatle izlemedim. bana göre konu olan, duyduğumuz şeyler ligin kaderini etkileyen şeyler değil. o kalecinin o gölü bilerek yeme imkanı yok. ibrahim akın'dan, mehmet yıldız'dan, iskender alın'dan, ümit karan'dan ürken takım gerçekten var ise, biz kendimize yeni bir eğlence bulalım demektir. kasımpaşa'yı yenmek için kaleciden, konya'yı yenmek için yılmaz vural'dan medet bekleyen var ise, geçmiş olsun, gözümün önünde idam etseler kılım kıpırdamaz. kıllanacaksan, ankaragücü kalecisinden kıllan. durup dururken çelme takıp penaltı yaptıran kaleciden hesap sor. uğur uçar şikeyi kabul etmemiş deniyor, kimi galatasaraylı övünüyor. maç 0-4 olmuş, bizim uğur hayatının topunu oynuyor. trabzonspor'dan teşvik alsa maç kopmuş zaten, oyundan niye düşmediğini sorun bakalım ne diyecek? şikeyi kim teklif etmiş açıklasın? sivas maçında follaş olmuş sağ bekten, o sağ beki mal gibi seyreden rıza'dan şüphelen. esişehirspor maçının brezilya'lı stoperi'ni bindir polis ring arabasına. yakalanmadı diye, delil yok diye yırttı mı? bülent uygun bile dayanamadı, 20. dakikada oyundan aldı. alex'ten şüphelen esas. yalandan kendini yere bırakarak hakemi kandırmaktan sorgula. oligarşinin yalaması olan medya mensuplarını yatırın ranzalarda.

    karar; futbol sistemi, taraftar ve her takımda 3 ü 5 i geçmeyen futbolcular hariç külliyeten suçludur. elimizden oyunumuzu almışlardır. hiç suçu olmayıp da sesini çıkarmayanlar bana göre daha beter suçludur. bir daha asla futbol maçı seyredemeyecek şekilde cezalandırılsınlar. ben razıyım, bu sene bütün takımlar paf takımlarıyla mücadele etsinler, bütün futbolcuları serbest bıraksınlar, bu güne kadar aldıklarına saysınlar, para almadan oynayacak olan varsa buyursun oynasın.

    nasıl olsa uluslararası bir başarı yok, hiç olmazsa tertemiz, delikanlıca, mahalle takımı saflığında, futbolumuzu yeni baştan kurarız.

    kimsenin şüphesi olmasın, her şey temiz olsun, 5 sene sonra en az 3 takımımız her zaman avrupa'da kafaya oynar, ulus takımı mutlaka 10 sene içinde dünya şampiyonu olur.
  • 357
    kendi takımları g.t altına gittiği için bize saldıran fenerbahçe ve beşiktaş taraftarına sorulması gereken bir soru var: 100. yılında şampiyon olamayan takım hangisidir?

    100. yılında şampiyon olmak için bile şike yapmayan bir takımın (ki diğer takımların 100. yıllarındaki şampiyonlukları hala hafızalarda) adının bu soruşturmada çıkmaması gayet doğaldır. 8-0 vs diyenlere de cevapları itina ile verilir.
  • 360
    hakkında köşe yazarlarının, yetkililerin sürekli "bataklık-sivrisinek" örneğini verdiği soruşturma. gına geldi yeminle yeter lan. madem kelime dağarcığınız, betimleme gücünüz yerlerde geziyor o zaman yazmayın. bak benimki de yerlerde geziyor onun için 3 ayda bir entry giriyorum. ben bile isyan ettim, sivrisinekler ne yapsın? "hepimiz mi bataklıktan çıkıyoruz a.k" deseler cevab veremeyeceksin. öhm neyse. bir de bu örneği zat-ı şahanelerini aklamak için verenler yok mu, işte onlar bizim göremediklerimizi görenlerdir. kendi bataklıklarında sivrisinek olmuşlar, haberleri yok.
  • 363
    --- alıntı ---

    başkanı ve asbaşkanı şikeden tutuklanan sarı-lacivertli kulüp “tehdit” kokan bir açıklamayla federasyon’u uyardı ..
    www.taraf.com.tr/haber/fenerbahce-booooo-dedi.htm

    sarı-lacivertlilerden anlamsız ziyaret..
    www.taraf.com.tr/haber/sari-lacivertlilerden-anlamsiz-ziyaret.htm

    --- alıntı ---

    adi suçlardan itham edilen bir kulübün taraftarı, bir çok delil olmasına rağmen bu adi suçlamalardan utanmadan bunlara tepki olarak atatürk'ü ziyarete gidiyor . sözün bittiği yer..
  • 365
    gol olmasa aziz bey bizi ...

    soruşturma sürecinde ifadesi alınan ve serbest bırakılan özgener'in, bir görüşme sırasında yıldırım'a özel zarf yollamaya çalıştığı anlaşılıyor. eski federasyon başkanı, "çok önemli bir şey başkanım" diyor...

    kapali zarfta ne var?

    bir diğer telefon görüşmesinde ise futbol federasyonu başkanlık koordinatörü mümtaz karakaya'nın yıldırım ile özgener arasında 'haberci' olarak kullanıldığı iddiasının kayıtları yer aldı. mahmut özgener, 27 nisan'da yıldırım'ı arayarak "sana bir not yazacağım mümtaz'a kapalı bir zarfta ver çok önemli. çok önemli bir şey başkanım. bir numara bulayım da sizi arayacağım. siz kulübe gidince normal telefondan arayın beni o zaman başkanım" diyor. yıldırım'ın ise bu durumu onayladığı belirtiliyor.

    sizi mahmut mu seçtirdi?

    yıldırım, 27 nisan'da mehmet levent kızıl'ı arıyor. bu görüşmede yıldırım, "lan öğlen yemeğe gelmeye korkuyorsunuz. ama geleceksiniz destek babayı yapacağım. hiç anlatma bana" diyerek sert çıkıyor. bunun üzerine özgener, kendisinin geleceğini ancak mahmut özgener'in sorun çıkarttığını ima edince yıldırım "mahmut kim lan. sizi onlar mı seçti getirdi he. mahmut ..... korkusundan gelemiyor" diyor.

    bunlara haddini bildirmem lazim

    yıldırım 8 mart'ta özgener ile bir görüşme daha gerçekleştiriyor. burada yıldırım, "göksel ile beraber oturduk bütün kulüp başkanlarını aradım. perşembe günü 2 de şey yapıyoruz onun için telefonlar ediyorduk onun için konuşmadım sana. geliyorlar hepsi geliyor" diyor. özgener de "tüp kafanın yaptığı açıklamayı görüyor musun" diye soruyor. ardından yıldırım, "kulüplere yazı gönderdik adnan'ı aradım bulamadım. gelsin de hepsine bir geçireyim de akılları başına gelsin" şeklinde konuşuyor.

    özgener de bunu onaylayarak "aynen öyle" diyor. yıldırım ise devamında "kulüpler birliği başkanı ayağı sesim çıkmıyor bütün finalleri verdim siz hangi federasyon zamanında şampiyon oldunuz diyeceğim. bursa çıktı dedi. fenerbahçe şike yapacak dedi yaptım mı son maç, sen trabzon başkanısın senden en ufak bir isteğimiz oldu mu" ifadelerini kullanıyor.

    özgener, "trabzon'un yaptığı da hiç olmadı başkanım bugün ya" demesi üzerine yıldırım şunları söylüyor: " salak tamam mı, açıklamayı yapıyor diyor ki beşiktaş-trabzon maçını beşiktaş beraberliğe bağlamışız. geri zekalı bunlar ya, ama bunlara bir haddini bildirmem lazım." özgener ise "bende yarın bir açıklama yapmayı düşünüyorum başkanım" demesi üzerine yıldırım "sen yarın değil de öbür gün yap acele etme" diye yönlendiriyor.

    emenike oynasa yenerlerdi

    fenerbahçe başkanı aziz yıldırım, 09 mayıs 2011 tarihinde gece yarısında sonra 00.17'de ünü spor yorumcusu rıdvan dilmen'i arıyor. yıldırım, 8 mayıs 2011'de oynanan kardemir karabükspor fenerbahçe ile ilgili dilmen'e maçın fenerbahçe lehine 1-0 bitmesi nedeniyle "kurtardık yani bence de maçta" dediği görülüyor. dilmenin ise karşılık olarak "muhteşem oynadık ama yalnız emenike oynasaydı yenerlerdi bizi valla yenerlerdi" dediği tespit ediliyor.

    başkanim bu para nereden?

    bunun üzerine sümer, "onun üstüne aslında biz gitsek başkanım biz biraz öne çıkarsak onu" diyor. yıldırım ise "ya taktikli olarak biraz şey olmamız lazım sakin olmamız lazım son iki maç artık. iyi değil vaziyet yani şey yapmamak lazım artık yani kavga dövüşü çekecek kaldıracak halimiz yok yani. karabük 60 milyar prim vermiş, her ..... yediler yani" ifadelerini kullnıyor. sümer'in "başkanım nerden geliyor bu para?" sorusuna ise yıldırım "trabzonlu işadamları topluyorlar gönderiyorlar kardeşim" yanıtını veriyor.

    kuddisi'den sonra iyiyiz

    aziz yıldırım'ın futbol federasyonu eski başkanı mahmut özgener ile 5 nisan 2011 tarihinde yaptığı bir görüşmede tutanaklara yansıdı. yıldırım, "kuddüsi'den sonra iyiyiz. herif geçirdi bize yani ya resmen geçirdi. çok kötü yaptı kötü" demesi dikkat çekiyor. özgener' ardından "siz levent'e birşey söylemişsiniz ben söyledim özkan'a yarın yollayacak" diyor.

    özkan'a talimati verdim

    yıldırım bu görüşmeden sonra fb mali işler müdürü tamer yelkovan'ı arıyor. yıldırım, "federasyon başkanı aradı şimdi dedi ki levent'le bir haber göndermişsin ben özkan'a talimatı verdim yarın tamam dedi. garantide yani tamam" diyor. yelkovan da "işlem sağlam yürüyor. ben yarın sabahtan..." şeklinde konuşuyor.

    bunlarin fikstürü kolay

    ertesi gün ise özgener, tff yönetim kurulu üyesi ve milli takımlar sorumlusu mehmet levent kızıl'ı arıyor. bu konuşmada kızıl, "akşam aziz bey 50 kere teşekkür etti haberin olsun" diyor. özgener de "estağfurullah ya, ya onları hiç böyle olmazdı onlar demek ki levo ya" diyor. kızıl "abi ben biliyorum ... seneden beri şampiyon değil şey değil çok ... yani abi orda aslında çok zengin adamlar var ama atmıyorlar demek ki ya da bu adam istemiyor gururlu adam" diye konuşuyor. özgener'in "ya belki bizimki istemiyor abi. bu hafta çok önemli hala bence bunların fikstürü daha kolay bu haftayı geçerse" demesi üzerine kızıl, "7 haftada kimse seri yapamaz abi" diyor.

    gol olmasa aziz bey öldürürdü

    tff yönetim kurulu üyesi ve milli takımlar sorumlusu mehmet levent kızıl, 16 nisan'da ankaragücü'nün eski yöneticisi mümtaz karakaya'yı arıyor. kızıl, "yandık var ya" diyor. ardından karakaya "böyle bi o.... çocuğu hakem olur mu ya" diye tepki gösteriyor. kızıl ise "golü de vermedi. yandık yandık ve yattık. telefonu da kapattım 5 kere aramış. mahmut da kapattı abi inşallah bari yensin de" diyerek endişelerini iletiyor. aynı gün kendisine arayan ömer adlı bir kişiye kızıl, "hakem feneri mahvetti hüseyin göcek. vallahi billahi inanamazsın ödüm koptu gol olmayacak diye, aziz bey öldürürdü bizi" diyor.

    operasyondan bir gün önce emniyetten bilgi almişlar!

    yıldırım, 2 temmuz'da fenerbahçe asbaşkanı mehmet şekip mosturoğlu ile bir dizi telefon görüşmesi yapıyor. şike operasyonundan bir gün önce yapılan görüşmeler, mustuoğlu'nun operasyonun başladığı 3 temmuz'dan bir gün önce vatan caddesi'ndeki istanbul emniyet müdürlüğü'ne giderek bilgi almaya çalıştığını gözler önüne seriyor. yıldırım'ın tedirginliği ise görüşmelere de yansıyor. yıldırım, mosturoğlu'nun emniyette bir kişiyle yaptığı görüşme sonrasında "rahat olalım mı?" diye sorması dikkat çekiyor.

    bilinen işlerle ilgili değil

    yıldırım ilk olarak "demin mehmet aradı da konuştum. birde bu vatan'daki yazmış onunla konuşmayın konuştuğunuz an hata yaparsınız. daha konuşmayalım abi gerekeni yapalım. gerekirse bundan sonra yıldırım'a saldırıya geçelim tamam mı" diyor.

    ardından mosturoğlu, yıldırım'a nerede olduğunu ve programını sorarak, "şimdi ben biyere gidiyorum ondan sonra arayacağım sizi. bilinen işlerle ilgili değil yeni birşey"diyor. yıldırım bunun üzerine "benle ilgilimi yine" diye soruyor. mosturoğlu ise "başkanım bi gideyim öğreneyim ondan sonra geleceğim sizin yanınıza. bi arkadaşım söyledi şimdi gideceğim yanına" vatan caddesine gittiğini söyleyen mosturoğlu, "kulüple ilgili başkanım kimseyle ilgili değil klüple ilgili. ben 1 saat içinde öğreneceğim geleceğim size"demesi üzerine yıldırım, "valla hiç başımız beladan çıkmıyor" şeklinde konuşuyor.

    çok rahat bizle ilgili değil

    aynı günün akşamında 23.42'de mosturoğlu yıldırım'ı arayarak "bu bizle ilgili değil benim anladığım kadarıyla" diyor. yıldırım'ın neyle ilgili olduğunu sorması üzerine mosturoğlu, "bahisle ilgili iddia ile ilgili" yanıtını veriyor. yıldırım ise devamında "peki niye bizi şey yapıyor eşşeoğlu eşek" diye tepki gösteriyor.

    mosturoğlu ise "bu diyor ki biz kısım kısım biliriz diyor parti parti mesela şeyi görmüş emenikeyi de ifadeye çağırıyorlar. onu görmüş mesela oradan çıkarım yapıyor herhalde. yarın daha geniş konuşuruz ama ben bizle ilgili olduğunu zannetmiyorum çok rahat çünkü. rahat rahat anlatıyor her şeyi" ifadelerini kullanıyor.

    rahat olalim mi?

    aziz yıldırım ise şike operasyonundan tedirgin olduğunu belli ederek "yani konuştu mu . rahat olalım mı?"diye soruyor. mosturoğlu da "evet evet" diyerek yıldırım'ı rahatlatmaya çalışıyor. yıldırım ise "o zaman şeye de söyle yusuf'a şeye eyüb'e"diyor. mosturoğlu ise 'tamam' diyor.

    kaynak: bugün
  • 367
    şike dalgalanıyor!şike soruşturmasında şok diyaloglara habertürk ulaştı.

    .ali kıratlı’nın ilhan ekşioğlu’na anlattığı olay fenerbahçe maçından önce eskişehir’de gerçekleşti. iddiaya göre aziz yıldırım, teknik direktör bülent uygun’la görüşmesinde tahtaya müdahale ederek “böyle oynarsanız yeneriz sizi” dedi. eskişehir’de her şeyin 10 numara ilerlediği bilgisi verildi.

    dalgalarıyla türkiye’de deprem etkisi yaratan şike operasyonunun
    dosyasında ilginç görüşmeler var. tarih tarih tespit edilen kayıtlarda yer alan
    görüşmelerden bazıları şöyle:

    kıratlı: başkan tahtaya müdahale etti hemen
    ali kıratlı’nın ilhan ekşioğlu ile konuşmasında kıratlı’nın “eskişehir tesisindeyiz... başkan geldi 10 da geldi” dediği, ekşioğlu’nun “gördümü şeyi bülent’i gördü mü” diye sorduğu kıratlı’nın da “tabi canım beraberlerdi ya odaya girdi. tahtaya müdahale etti hemen. bu taktikle oynarsanız yeneriz sizi diyor, olmaz böyle diyor. ondan sonra güzel her şey on numara ben arayacağım maçtan sonra. tebriklerini alacağım inşallah.... buradan götüreceğiz seninle bu sefer ilmiyi. burada çözeceğiz ondan sonrada dağılacağız herkes yoluna... burada her şey on numara ilerledi yani” dediği öne sürüldü. (9 nisan 2011)

    hikmet isimli kişi karaman mı?
    f.bahçe başkanı aziz yıldırım’ı arayan hikmet isimli kişi (karaman olduğu tahmin ediliyor) “hikmet hoca ben ... abiler geldi ... ... görüştüm ben arkadaşlarla ... o hastaneden bir şey arkadaşımız olursa bir yardımcı olursanız sevinirim başkanım” dediği yıldırım’ın ise “konuşacağım ben yarın gereken ... tamam ben hallederim” yanıtını verdiği iddia edildi. (18 şubat 2011)

    ‘nereye ne vermişiz hepsini çıkar’
    aziz yıldırım, tamer yelkovan ve serkan isimli kişiyle yaptığı görüşmede yelkovan’ın “serkan abinin oraya geldim ... başkanım semih bey aradı da bir otuzbeş bin para istedi benden” dediği yıldırım’ın “tamam ver ... ... bütün hepsini toparla nedir ne değildir... şeyi de al ilhan’dan da nereye ne verilmiş hepsini çünkü sonunda bakacağız. yani nereye ne verdik” dediği yelkovan’ın “hepsini çıkardım zaten başkanım ben ...” yanıtını verdiği belirtildi. ayrıca yıldırım’ın “ben sırf şey için gidiyorum ya adama yani biz buraya aktarırsak sen bize ödeyecekmisin ödemiyecekmisin diye ... sen federasyona bizim durumumuzu da bir çıkar” dediği yelkovan’ın in “çıkardım onu çıkardım” demesi üzerine yıldırım’ın “hafta içinde kenan’ı ara,..., perşembe günü falan de ki ‘o verdiğimiz para vardı ya’ şeyle ilgili galatasaray,..., onunla ilgili bize çekler versin,..., tolgahana kullanırız yani” dediği, tamer’in “ben bugün futbolcuları ödüyorum, basketçileri ödüyoruz işte... hallediyoruz ... ilhan bey’in işlerini hallediyoruz” dediği iddia edildi. (22 şubat 2011)

    3 tarlada sürülmüş!
    aziz yıldırım’ın ilhan ekşioğlu ile görüşmesinde yıldırım’ın “sabah konuşalım da o herif gelecek o gelmeden ben seninle bir konuşayım yani,..., nedir vaziyet” dediği, ekşioğlu’nun “vaziyet gayet iyi... 3 tarlayı da sürdük yani... yağmur yağar herşey ekinler çıkar yani” yanıtını verdiği yıldırım’ın “trabzon çok şey oldu çok panikteler bugün. o süleyman ile konuştum sesi şey gibi ölü evi gibi tamam... bir de hiç cevap vermiyoruz ya ondan da rahatsızlar tabi” dediği, ekşioğlu’nun ise “şu an çok iyi başkanım şu an ... gayet iyi” dediği belirtiliyor. (2 mart 2011)

    beşiktaş kadrosu hakkında bilgi istenmiş
    f.bahçe başkanı aziz yıldırım’ın aradığı sinan engin’in “ibrahim toraman’ı gördüm şimdi onunla oturdum biraz... schuster, antalya maçında biraz demiş arkada demiş kontrollü oynayalım falan demiş... fenerbahçe maçı gibi konsantre olduklarını zannetmiyorum. bu maçta quaresma oynamayacakmış, galiba başkanım. orta saha işte necip aynı şekilde necip’li ve aurelio... başkanım yarın görüşelim ya” dediği, yıldırım’ın ise “yarın görüşürüz trabzon’da da birşey yok ama ben sana onu söyleyeyim” ifadesini kullandığı engin’in “.... aynen öyle yalnız şey dedi toraman... ‘emre ile dia kavga ediyorlar, küfürleşiyorlar’ dedi yani ‘biz dedi o golü atmış olsaydık çok değişirdi olay’ dedi... haberin olsun” dediği iddia edildi. aynı gün yıldırım’ın alaattin metin ile görüştüğü ve quaresma’nın oynamadığını söylediği metin’in ise “sinan engin... kadroyu bilemiyoruz diyor ne zaman ne yapacağı belli olmuyor ki diyor” ifadesini kullandığı öne sürüldü. (04 mart 2011)

    ‘1 numara araştırıyor’
    ilhan ekşioğlu’nun ali kıratlı’ya gönderdiği mesajda “1 numara araştırıyormuş quaresma oynuyor mu oynamıyor mu diye yarın” ifadelerine yer aldı. (05 mart 2011)

    ‘primler 35’e çıkmış’
    aziz yıldırım ile ilhan ekşioğlu arasında geçen görüşmede yıldırım’ın “... ne kadar prim vermişler, beşiktaş” dediği, ekşioğlu’nun “başkanım o 30 ar bin dolar diyorlar” yanıtını verdiği yıldırım’ın “35 e çıkarmışlar. he açıklamışlar bana alaeddin söyledi alaeddin ile konuştum. bunlar 30 bekliyorlar dedi 35 yaptık dedi. o şey quaresma kesin oynamıyormuş guti de belli değilmiş” dediği, ekşioğlu’nun ise “he bana söylediği şeydi başkanım koşu yapacak ondan sonra belli olacak demişti demik ki olmuyor” ifadesini kullandığı yıldırım’ın “yok durumu iyi değilmiş o guti de yarın belli olacakmış” dediği, ekşioğlu’nun “he, iyi başkanım şu bizimki çok önemli bu bu yani inşallah bunların ikisi yarın iyi geçecek ama” diye konuştuğu öne sürüldü. (05 mart 2011)

    ‘tam isabet görüyorsun’
    ilhan ekşioğlu’nun ali kıratlı’yı telefonla aradığı ve kıratlı’nın “beşiktaş’ın kadroyu ... 11’de 10... bir şey fernandes’i koymuş mehmet aurelio yerine... tam kadro” dediği, ekşioğlu’nun da “iyi güzel kadro güzel” dediği, kıratlı’nın “... iyi başkan... tam isabet koyuyoruz görüyorsun” yanıtını verip ekşioğlu’nun “inşallah hadi bunu da” ifadelerini kullandığı iddia edildi. (06 mart 2011)

    ‘%100’se gereğini yapsın’ talimatı
    tamer yelkovan’la görüşen aziz yıldırım’ın “ilhan senden bir şey isteyecek... seni arayacak seninle konuşmuş heralde ... o bir seyahate gidecek tamam mı. bir konuş onunla ne kadar bir halletmeye çalış”dediği yelkovan’ın “tamam başkanım... semih bey de sizinle konuşacaktı ama... aynı öbürleri gibi bu sefern%100 demiş ama. ben okey almadan hiç bir şey yapmayacağım demiş” diye konuştuğu yıldırım’ın da “zaten verdik geri almadık galiba değil mi,..., şey%100’se versin gereğini yapsın” talimatı verdiği öne sürüldü. (28 şubat 2011)

    ‘bu hafta açılır ara’
    aziz yıldırım’ın ilhan ekşioğlu ile diyaloğunda “şey konuştum tamamdır tamam mı... konuş git onunla konuş yani şey yap hallettik tamam mı” dediği, ekşioğlu’nun “tamam başkanım bu hafta allah’ın izniyle açılır ara” dediği yıldırım’ın “bu hafta çok önemli yani yenersek tamamdır... beşiktaş inşallah onları halleder” diyerek oynanacak lig maçları ile ilgili konuştukları ileri sürüldü. (28 şubat 2011)

    ‘hazırız değil mi aman ha’
    başkan aziz yıldırım’ın ilhan ekşioğlu’na “hı iyi mi vaziyetler” diye sorduğu “iyiydi her şey yolunda” yanıtını aldı ve yıldırım’ın “beni o beni o (mehmet şen’i kastederek) mehmet aradı... hazırız değil mi aman ha” dediği, ekşioğlu’nun da “yok yok iyiyiz başkanım merak etme” cevabını verdiği ifade edildi. (1 mart 2011)

    ‘hurşit, harbuzi, aykut tamam jedinak ta oynarsa konuşuruz’
    iddialara göre doğan ercan ile ilhan ekşioğlu arasında şu konuşma geçiyor: ekşioğlu “şimdi bu sen tamam demi bana söylemiştin şeyleri murat” diyor, ercan “hurşit, oynarsa serkan” diyor, ekşioğlu “serkan, mehmet” ifadesini kullanıyor, ercan “mehmet akgün” diyor, ekşioğlu “he hurşit” diye belirtiyor, ercan “ama belki onu oynatmaz orhan’ı oynatıyor ya” diye bilgi veriyor ercan ise “hurşit harbuzi, aykut tamam” diyor. ercan “jedinak ta oynarsa jedinak’la da konuşuruz tamam mı... yarın ben geliyorum değil mi abi” diye soruyor. ekşioğlu “gel gel ben bunlarla konuştum diyeceğim ha haberin olsun tamam diyeceğim” yanıtını veriyor. ercan “konuştun zaten abi neyi yalan söylüyor ki girdiğimiz işi şey yapıyoruz,..., golkipirla (kaleci) daha konuşmadım haberin olsun... git konuş dersen cumartesi konuşurum” diyor. (2 mart 2011)

    ‘mehmet akgün sağ kanat yarın solda oynuyor’
    ilhan ekşioğlu’nun aziz yıldırım’ı aradığı ve “düşüremedim evi de başka şeyden arıyorum numaradan” diyerek “mehmet akgün var asıl sağ kanat... yarın bizim şeyde solda oynuyor” dediği yıldırım’ın “niye... dia yı tutmak için mi şey mi” diye sorması üzerine de ekşioğlu’nun “yok kendilerinde sıkıntı var ... o çok problemliymiş arkası... her şey iyi başkanım” bilgisini verdiği yıldırım’ın da “ben de takip ediyorum” dediği iddia ediliyor. (5 mart 2011)

    ‘ankara kalesi var ya kalesi’
    ilhan ekşioğlu, mehmet şen’i aradığında “tebrik ediyorsun da biz öldük abi biz öldük ya bunların varya ben topunun anasını... ben o antrenörü göremedim biliyor musun şeyde... soyunma odasına giriyordum... diyecektim senin yapacağın işin diyecektim aynen... bırak abi ya başkan benim ağzıma s...ı ya bırak ya” dediği, şen’in “bak birşey söyleyeceğim sana bu işler öbürü gibi olmaz kardeş ... burada yaşıyorlar bir ikincisi 2-0’dan sonra çocuklarla gene konuştum 2-0’dan sonra biz hareketlendik biz ondan evvel birşey yapmadık .... seyret diyorlar başkana aynen böyle söyle ankara kalesi var ya ankara kalesi” dediği iddia edildi (7 mart 2011)

    ‘oyunu çirkinleştirmediği için teşekkür ettim’
    iddialara göre aziz yıldırım ile serkan acar arasında geçen görüşmede yıldırım’ın “yılmaz’ı gördün mü konuştun mu?” diye sorduğu ve “konuştum başkanım, oyunu çirkinleştirmediği için de tekrar teşekkür ettim” yanıtını aldığı yıldırım’ın da “ona sor bakalım bu trabzon buna bir şey göndermiş mi? dediği belirtildi. (13 mart 2011)

    ‘yedeklere de mi şey yapacağız’
    ilhan ekşioğlu’nun faruk yaşar’la yaptığı diyaogta yaşar’ın “kaleci sakatlandı maç gitti usta. gördün mü a.... k..... yediği golü... kurtarılacak toptu ya ulan nasıl kazandı i... be” dediği, görüşmenin sonrasında ekşioğlu’nun “ya şimdi baktım yine aramış bana vıdı vıdı yapacak abi hiç açmıyorum telefonu... ya baktım abi golün aynı dakikasında arama... he diyecek bu sattı kaleci sattı maçı diyecek anladığım kadarıyla onun için arar” dediği, yaşar’ın ise “yedekleri de mi şey yapacağız” dediği ekşioğlu’nun ise “yani bilmiyormusun onu ya, ya bir de öyle bir konuşuyor ki sanki benim ha” dediği iddia edildi. (20 mart 2011)

    ‘ekşi mercimek var ya senin iş tamam dedi’
    fenerbahçe kaleci antrenörü murat öztürk’ün serdar kulbilge ile yaptığı iddia edilen görüşme: öztürk “tesisteyim, tebrik edelim” diyor. kulbilge “hazır mısın sen eski öğrencinle çalışmaya” diyor öztürk “ya bırak şimdi (gülüyor), tamam mıdır, tamam deme sakın yüreğime iner” yanıtını veriyor. kulbilge “tamam dediler artık bilmiyorum vallah... şimdi görüşeceğiz bir daha tekrar... bi ön protokol imzalayın diyecem... dün şey etti işte görüştük... şeyle ya ekşi mercimek var ya ekşi peynir senin iş tamam dedi yani. seneye erkenden başlarız samandıra’da çalışmaya hocam... vallah çok güzel oldu hocam ya başladık ya yavaş yavaş eşyaları toplamaya evde” ifadesini kullanıyor. (6 nisan 2011)

    ‘bülent yarın bizim locaya gelecek’
    eskişehir kampında olduğunu belirten ali kıratlı’nın ilhan ekşioğlu’na “aman ha onu onunla konuş” dediği kıratlı’nın “şey bülent yarın bizim locaya gelecek. misafirimiz olacak haber vereyim dedim yanımda vereyim istersen bi şans dile ... maç var ya” dediği ve telefonu bülent uygun’a verdiği iddia ediliyor. (12 mart 2011)

    ‘o (pele) entresan bir şey yapacak’
    aziz yıldırım’ın ilhan ekşioğlu ile görüşmesinde “ilhan valla bildiğin gibi bu kadar stres bu kadar şey kaldıramıyorum artık... ... birde duydum o pele mele de sakat diye eskişehir’de” dediği, ekşioğlu’nun ise “öyle diyorlar da o enteresan bir şey yapacak.. kadro yapacakmış he” diye yanıt verdiği yıldırım’ın ise “.. onu yalandan yapıyor herhalde” dediği, ekşioğlu’nun da “valla hani dedik ya ona sağlam dur bilmem ne falan” ifadesini kullandığı iddia edildi. (20 nisan 2011)

    ‘usturuplu açıklama yap’
    aziz yıldırım’ın şekip mosturoğlu ile görüşmesinde yıldırım’ın sezer’le ilgili çıkan haberler için mosturoğlu’na “bütün gazetelerde var başkanım” dediği, yıldırım’ın “o zaman onunla ilgili bir üsluplu bir açıklama yap... ama birisi sızdırıyor yani. onlardan biri sızdırıyor abi” dediği mosturoğlu’nun ise “bütün detaylarını sızdırmışlar” yanıtını verdiği yıldırım’ın ise “o zaman ya menajer ya oyuncu yapmıştır. ya ben bile bilmiyorum ne yaptığınızı yani” dediği öne sürüldü. (24 nisan 2011)

    kendi kalesine gol atan oyuncu!
    aziz yıldırım’ın şekip mosturoğlu’yla görüşmesinde “o kendi kalesine gol atan” dediği mosturoğlu’nun da “he onu bilmiyorum başkanım o benle ilgili değil” yanıtını verdiği iddia edildi. (30 nisan 2011)

    emenike’nin sakatlığı sonrası trafik yaşanmış iddialara göre aziz yıldırım’ın şekip mosturoğlu’na “emenike kırk yedinci dakikada sakatlandı çıktı s.....” dediği şekip mosturoğlu’nun da sami dinç’i arayıp emenike’nin sakatlığı ve sağlık durumu hakkında bilgi aldığı öne sürüldü. bir gün sonra sami dinç’in erdem konyar’ı aradığı ve ankesörlü telefondan veya komşunun telefonuyla gelişmeler hakkında bilgi vermesi istendiği öne sürüldü. (2-3 mayis 2011)

    kağan’a gönderilen mesaj ve sonrası
    emre belözoğlu’nun a.gücü’nün oyuncusu kağan’a çektiği iddia edilen mesaj sonrası volkan bahçekapılı’nın emre’yi aradığı ve “avukat sami ile konuştum bizim lehimize ortalık karıştı diyor. ama diyor kaan’ın g... b... oynamaması lazım diyor. ben de şimdi barış’ın yanına gidiyorum. yani kaan derse ben böyle bir yazı vermedim diye dedi abi olur mu öyle kamera kayıtları telefon görüşmeleri var... tabii inkar etmemesi lazım diyor... bundan da yırtın ya sahtekar” dediği, emre’nin ise “niye yırtmayacağım i... ne yapmışız da yırtmayacağım” yanıtını verdiği öne sürüldü. (1 haziran 2011)

    sestak bilgisi verilmiş
    sinan engin’in aziz yıldırım’la görüşmesinde “sestak oynamıyor başkanım. sezonu kapatmış gitmiş. onların en iyi futbolcusu o” dediği yıldırım’ın ise “iyi yeneriz ya” yanıtını verdiği sonrasında yıldırım’ın dümen yapma ihtimallerini hatırlatması üzerine sinan engin’in “demin bir daha sorduk. oynamıyormuş. oynasa da oynamasa da önemli değil başkanım ezeriz geçeriz başkanım. dayanamazlar bize” dediği öne sürüldü. (13 mayis 2011)

    altın vuruş!
    17 mayıs’ta ilhan ekşioğlu ile ali kıratlı arasında geçtiği iddia edilen görüşmeye göre sezonun değerlendirmesi yapılıyor. kıratlı’nın “sol altın vuruşu da yapalım bitsin gitsin bu işte artık” dediği ekşioğlu’nun ise “ulan getirdik bari son noktayı da koyalım be” yanıtını verdiği ifade ediliyor. sezgin’e görüşelim daveti iddialara göre fenerbahçe asbaşkanı şekip mosturoğlu’nun 5 nisan 2011’de adnan sezgin’i aradığı ve yüz yüze görüşmek istediğini belirtiliyor. ve adres olarak mosturoğlu arkadaşının adresini veriyor. sonrasında aziz yıldırım ile mosturoğlu arasındaki diyalogta “tamam başkanım saat 5’e aldı şimdi başkanım randevuyu... buluşacağım arkadaşım” dediği yıldırım’ın ise “iyi peki bence de fazla şey yapma yapar mı yapmaz mı” diye sorduğu mosturoğlu’nun ise “bakalım çok istekli geliyor“ yanıtını verdiği ifade ediliyor. (5 nisan 2011)
  • 368
    ulan arkadaş, yazmayayım diyorum, bekle diyorum, sabret diyorum, diyorum da diyorum ama biz de insanız en nihayetinde. sabırtaşı olsak hadi neyse ama o da bir yere kadar.

    belki en sonda söylemem gereken şey ama en baştan söyleyeyim; kimse kendini kandırmasın, öyle ya da böyle, şu veya bu şekilde, kısaca bir şekilde "galatasaray'ı bu işin içine bulaştırmadan, bu davadan sonuç çıkmaz."

    bugün bu dava bu kadar cıvımış, sulandırılmış ve amacından tamamen saptırılmış ise bunun tek nedeni galatasaray'ın bu işe bulaşmamış olmasıdır. yoksa şimdiye kadar çoktan kararlar verilmiş, cezalar kesilmiş olurdu. cezalar derken futbol federasyonu'nun kulüplere ve bu işe bulaşan başkan, yönetici, futbolcu menajer vb. kişilere vereceği cezalardan bahsediyorum, yoksa mahkeme sürecinin çok uzun süreceği zaten ortada. ama federasyon (eğer suç varsa) küme düşürülecek takımları, süper kupa finali ve ligin ne zaman başlayacağı konusundaki kararlarını çoktan vermişti. zira fifa ve uefa'nın bu konudaki tutumları çok açık ve net, adamlar delil filan da istemiyor, en ufak şüphe, söylenti vs. varsa düşüreceksin diyorlar. şu durumda fenerbahçe, beşiktaş ve trabzonspor bu işe bir şekile bulaşmışken (ankaragücü, sivasspor , ibb ve diğerlerini söylemiyoru bile) bütün bu takımları düşürememelerinin tek nedeni içlerinde galatasaray'ın olmaması.

    şimdi biraz filmi geriye saralım, türk telekom arena'nın açılışında olanları ve sonrasında galatasaray'a uygulanan linç politikasını hatırlayalım. taraftarlar (bir kısım diyeyim de herkesi töhmet altında bırakmayayım) başbakan'ı yuhaladı diye günlerce, haftalarca nasıl linç edildiğimizi unutmadım. unutmayacağım da. işin garip tarafı ise bu linç kampanyasının en önünde bayraklı sancaklı koşanların arasında bir sürü de galatasaraylı (!) vardı. başbakanından bakanına, milletvekillerinden federasyon başkanına, gazetecesinden iktidarın yancılarına kadar aklınıza kim gelirse saldırdı galatasaray'a. bu olayın ardından zaten kötü olan futbol takımı federasyon ve mhk'nın ufak bir müdahalesi ile de küme düşme potasının hemen üzerine kadar çekildi. yani kısaca "akıllı olun, bir daha başbakan'ı kızdırırsanız küme düşersiniz haa" mesajı verilmiş oldu. bilmiyorum aranızda o mesajı almayan oldu mu?

    peki suçumuz neydi? başbakan'ı yuhalamak. (demokrasi, demokratik hak, bu mu lan suç? filan mevzularına hiç girmiyorum). şimdi bu şike davasında "yöneticilerin yaptığı kulübü bağlamaz, gün, birlik beraberlik günüdür, tüm futbol camiası olarak tek vücütuz" diye konuşanların o zaman galatasaray'a nasıl saldırdıklarını da biliyoruz. bunun zaten bir suç olmadığını biliyoruz da yine de buna rağmen bir allah'ın kulu da çıkıp "bir kısım taraftarın yaptığı kulübü bağlamaz" demedi. evet, şu an ortada kesinleşmiş bir mahkeme kararı yok ama ciddi deliller ve iddialar var. operasyonu yapan emniyet müdürü fenerli, savcı fenerli, başbakan fenerli, federasyon fenerli delilleri vermişler elinize ama buna rağmen hala federasyon olarak bir karar veremiyorsunuz, çünkü yemiyor, tırsıyorsunuz. bunlar mı temizleyecek lan futbolu?

    şimdi bir de şöyle düşünelim, bu olayda fenerbahçe'nin yerine galatasaray'ı koyalım. yani bu soruşturmanın başladığı gün fenerbahçe'nin yerinde galatasaray olsaydı, gözaltına alınanlar adnan polat, adnan sezgin, mehmet helvacı vb. yöneticiler ile kulüp çalışanları olsaydı şimdiye kadar kalem çoktan kırılmıştı. zira böyle bir durumda fenerbahçe medyasının gazıyla, en önce galatasaraylılar "şike varsa düşelim aga, neyse cezamızı çekelim" diyeceklerdi, tıpkı telekom arena açılışından sonra olduğu gibi bayrağı, sancağı alıp en önde koşacaklardı. fenerlilere ve diğer takımlara hiç girmiyorum bile. bir allah'ın kulu da galatasaray'a sahip çıkmaz ve her zaman olduğu gibi özellikle de örnek olması açısından galatasaray en ağır şekilde cezalandırılırdı. zira alınan en radikal ceza kararlarının ilk olarak ve özellikle de örnek (!) olması açısından galatasaray'a uygulanmasına hiç yabancı değiliz.

    aslında daha yazacak o kadar çok şey var ki, mesela ünal aysal; "bu ateş üfleyerek sönmez" dediği zaman federasyon'un , kulüpler birliğinin, cavcav'ın ne gibi tepkiler verdiğini biliyoruz. ancak ünal aysal o zaman bugünleri ve bu davanın nereye gidebileceğini öngörerek aslında herkesi kurtaracak bir uyarı yaptı diye herkes ayaklandı. (bkz: #719562)
    şimdi gelinen noktada ise ünal aysal o zaman ne dediyse çıktı, ligleri biraz erteleyelim, durum biraz daha netleşsin vb. dedi diye ünal aysal'a saldıranlar şimdi kıvırıp hem süper kupa finalini erteledi hem de ligleri sıcaktan dolayı erteleyeceğiz noktasına geldi. ben de maldım yedim bunu.

    bir paragrafta, şike soruşturması başladığı günden itibaren fenerbahçe medyasının gösterdiği tutuma açmadan olmaz. haklarını vermek lazım, zira adamlar işlerini mükemmel bir şekilde yaptılar ve yapmaya da devam ediyorlar. fenerbahçe medyasının içinde olanları zaten biliyoruz ama bu süreçte normalde futbolla hiç işi olmayan siyaset, ekonomi kısacası futbol dışında her şeyle ilgilenen yazarlar ile de çok güzel bir organizasyon ve ekip çalışması yürüterek, her gün, her kanalda fenerbahçe'yi aklamak için ellerinde ne geliyorsa yapıyorlar. işte tam bu noktada da aslında beni en çok güldüren durum ortaya çıkıyor. saatlerce süren (aslında boş beleş) tartışmaların sonunda ellerinde tek argüman olarak, "sadece biz değil, geçmişte her takım şike yapmıştır, madem öyle geçmişe gidelim, eskiye yönelik ne kadar söylenti varsa hepsi araştırılsın" kalınca zaten şikeyi de itiraf etmiş oluyorlar ya, o zaman ben de gülüyorum sadece.

    başta da demiştim; kimse kendini kandırmasın, öyle ya da böyle , şu veya bu şekilde, kısaca bir şekilde "galatasaray'ı bu işin içine bulaştırmadan, bu davadan sonuç çıkmaz." diye, o nedenle ya bir şekilde galatasaray'ı da bu işin içine sokup (nasıl yapacaklarsa artık) gereken cezaları "adil" olarak verecekler ya da işi kitabına uydurup işi kotaracaklar.

    bütün bu olanlardan sonra artık benim için bu davadan çıkacak sonucun hiç önemi yok, kimseye ceza vermesinler, her şeyin üstünü kapatsınlar umurumda bile değil. bu ülkede her şey olur, oldu da. zira biz halk olarak bu gibi önemli bir olay ortaya çıktığı zaman bir anda esip gürler, asar, keser ve cezanın en kralı verilsin deriz ama iş uygulamaya gelince işler değişir, zira gücü olan ya ceza almaz ya da en az cezayla kurtulur. avrupalılar ise olayları sakince takip edip, deliller ve yargılama safhasından sonra karşısındaki kişi ya da kurum her kim olursa olsun ayırt etmeden en "adil" kararı, eğer gerekiyorsa da en ağır cezayı verirler. bugün bazı eyyamcıların sadece bir takımı kurtarmak için verecekleri karardan dolayı ileride fifa - uefa bütün ülkeye toptan bir ceza verirse o zaman göreceğim ben sizi.

    daha söyleyecek çok şey var ama ne söylesek boş, hem ben de yoruldum zaten, üstelik karnım da aç.
  • 371
    artık son alınan erteleme kararından sonra fenerbahçenin küme düşmesine kesin gözüyle bakıyorum. fenerin yanında kesin yer alacak kulüp olarakta sivassporu görüyorum. bjk, eskişehir, ibb' nin de küme düşürülme ihtimalleri var ama onlar başka cezalarla yırtar bence. ama şu süreçte aklımda kalan tek olay fenerbahçe camiasının sergilediği aşağılık ve rezil tutumdur. taraftarından tut, yöneticisine, hatta basındaki fenerlisine kadar bir tane konuya haysiyetli ve onurlu yaklaşan fenerli göremedim. gerçi görmemem de normal.
  • 372
    bu soruşturma üzerine yapılan açıklamaların büyük bölümü hiçbir takım küme düşürülmesin, lig aynen devam etsin üzerineydi. fenerbahçe gibi büyük bir takımın küme düşmesi ligin marka değerinin düşmesine sebep olur diyenler ekranlarda fink atıyordu. pek saygıdeğer spor basının duayen diye nitelendirdiği ilhan cavcav nam-ı diğer "paragöz" kulüpler birliği adına yaptığı açıklamaların temelinde yine "para" yatıyordu. ufak kulüpler yayın gelirlerinden gelen paralarla rahat nefes alıyorlardı. fenerbahçe küme düşerse digitürk sözleşmeyi fesh eder ve gelirler azalırdı. bu mantığa sahip bütün ufak kulüpler daha doğrusu galatasaray hariç diğer tüm takımlar ilhan cavcav'a destek vermişti.

    şimdi buradan sonra tek bir soru sormak istiyorum bu açıklama yapanlara.

    şike iddiası olduğu halde küme düşürülme olmadığında, lig aynen devam ettiğinde ligin marka değeri ne olacak? şike, yalan, dolan, aldatma, tehdit karışmış bir ligin marka değeri olur mu? maç sonuçlarının önceden ayarlandığı bir ligin zevki çıkar mı? bu soruşturmanın üstü kapatıldığında nasıl olsa birşey olmuyor, şike yapmak serbest diyenlerin önüne nasıl geçilecek?
  • 373
    sonucunda yüksel ihtimalle fenerbahçe, beşiktaş, trabzonspor, eşkişehirspor, sivasspor, giresunspor, mersin idmanyurdu'nun bir alt kümeye düşeceği soruşturma olacaktır.

    sadece fener üzerinde duruluyor ama beşiktaş'da düşmeli. teşebbüs ettiği için trabzonspor'da düşmeli.

    ayrıyetten sadri şener serbest bırakıldı diye millet suçsuz sanıyor. 200 bin lira ceza aldı o cezada yurtdışına çıkma yasağına döndü demekki bir suçları var ve cezasını çeksinler. zaen doğrusunu söylemek gerekirse fener düştükten sonra diğer takımları kimse sallamaz. ama düşen takımların şehirlerde 1 hafta falan çok olay olur.
  • 374
    eğer fenerbahçe, beşiktaş, trabzonspor küme düşürülürse avrupa kupalarında yer alamayacaklar. böylece türkiye olarak çok ciddi puan kaybı yaşayacağız. gelecek sezon lig şampiyonu olan takımın doğrudan şampiyonlar ligine gitmesi tehlikeye girecek ve eleme maçı oynama durumu ortaya çıkacak. uefa avrupa kupasına katılacak takımların durumu ise daha zor olacak.

    lig şampiyonu olacağım diye türk futbolunu ne hale getirdiler. yayın gelirleri tehlikede, yabancı futbolcu transferi çok zorlaştı, dünyada itibarımız yerle bir oldu, ligin dengesi mahvoldu, takımların plan-programları alt üst oldu, futbolcular tedirgin, seyircilerin futbol heyecanı yara aldı, ülke puanı iyice düşecek, milli takım olumsuz etkilenecek, vs.. *
App Store'dan indirin Google Play'den alın