2012-13 UEFA Şampiyonlar Ligi Son 16 Turu İlk Maçı
21:45 Türk Telekom Arena
1 - 1
  • 377
    bize alman futbolunun ne kadar üst düzey olduğunu gösteren maç. adamlar ligin 9.su ligde son 12 maçta 1 galibiyetleri var. bizden daha iyi pas yapıyorlar, bizden daha iyi sahaya yayılıyorlar. arkadaş adamlar ne oynadıklarını biliyorlar. bizim türk takımları organizasyondan uzak, ne istediğini bilmeyen, plansız oynuyorlar. kopuğuz, nasıl duracağımızı bilmiyoruz.

    hiçbir şeye sabredemiyoruz, hemen enseyi karartıyoruz. hiç uğraşmadan başarılı olalım istiyoruz. emek vermeden takımlarımız iyi savunma yapsın istiyoruz. olmuyor arkadaş olmuyor. adamlar yıllardır çalışıyor, bir anda basit oynayıp hücuma hızlı çıkmayı yıllardır tecrübe ediyorlar. olmaz hiçbir zaman da olmayacak biz sabretmedikçe. elimizde hiçbir plan olmadan sadece transfer üzerinden iyi oyun istiyoruz. adamlar disiplinliler, planlarını hiçbir şekilde bozmuyorlar. biz golü yiyince dağılıyoruz. topu şişirmeye başlıyoruz. kendimizi çok çabuk kaybediyoruz arkadaş. çok kopuğuz.

    galatasaray taraftarı takımına destek vermeli, hakemi etkisi altına almalı. 7-8 dakika boyunca bağırıp 80 dakika susmamalı. koreografi iyi güzel ama taraftarlık namına sınıfta kaldık. arkadaş hakem çat çat sarı kart gösteriyor bizim oyunculara taraftardan tepki yok. tiyatro seyircisi gibi seyircimiz var.

    umarım turu geçeriz. deplasmanda daha başarılı oynayacağımızı düşünüyorum. en büyük galatasaray.
  • 379
    malesef umduğumuzu bulamadığımız karşılaşma.

    ben demiştim demeyi sevmem ama zor maç olacağını söylemiştim.
    (bkz: #1180518)

    ayrıca çift forvet artı sneijderli sistemin avrupa kupası maçları için riskli olacağını da öngörmüştüm.
    (bkz: #1180417)

    gelelim maçla ilgili düşüncelerime;

    her iki takımında kazanabileceği bir maçtı. ancak kabul etmemiz lazım ki rakip bizden daha iyi oynadı. çift forvetle oynamamız orta sahada schalke 04'ün daha etkili olmasına sebep oldu. özellikle dönen topların hiçbirini alamadık. yediğimiz golde dany topu iyi indiremedi ve melo ile bir anlaşmazlık yaşadılar. ancak kaybedilen topa sahip olan jones golü atan adamdı. malesef melo yüzde yüz deparla jones'u takip etmesi gerekirken rölanti şekilde geriye koşunca jones bomboş durumda golü yaptı. bana göre yediğimiz golde melo en az dany kadar suçludur. (ki meloyu ne kadar çok sevdiğimi geçmiş entrilerimden görebilirsiniz.)

    gelelim tur şansımıza. bu maç öncesi zor maç diyen ben bu turu geçeceğimizden eminim.
  • 380
    sampiyonlar ligi grubundan namalup ve lider olarak cikmis bir takimla berabere kaldigimiz mac. skora bakmadan sozluge girsem herhalde kepaze olduk, fark yedik derim. hani yillar once hincal uluc baba gunduz'e sormus ya "almanya'yi yenebilir miyiz" diye. o da cevap vermis "ne hakla!". ayni hesap. hayir arkadas, anlamiyorum, her sene sampiyonlar liginde gruptan cikiyoruz da benim mi haberim yok? "aa artik yeter, bu sene final oynamak sart" mi diyorum nedir. yahu bu seneye kadar hatirladigim son sampiyonlar ligi macimizda sasa ilic, okan buruk falan oynuyordu, neden bahsediyorsunuz acaba? drogba'yi, sneijder'i aldik, eyvallah, super transferler de, is transferle bitseydi manchester city'le real madrid her sene final oynardi. su schalke'yi yenmeyi hak ediyor muyuz acaba? daha gecen gun akhisar'i zar zor yendik, schalke'ye bes mi atalim bugun? gercekten bunu hak ediyor muyuz? hele bir de mac oncesi entry'lere bakiyorum, aman yarabbi, neler var neler. "3-0 bizim" diyen mi dersin, "4-1 aliriz, goller de ahmet mehmet fikret saffet" diye isimleri bile veren mi dersin. bu skor tahminciligi isinden zaten oldum olasi haz etmem. hasbel kader skoru bilen insana da gidip kredi vermem, "vay balli p.." der gecerim. hayir bir de bunlar daha sonra gelip takima sovmuyor mu, iyice delleniyorum. isim gucum olmasa hepsini teker teker bulup burada ifsa ederdim ama mubarekler de o kadar cok ki. bir de niye hep kendi takimin kotu oluyor ben bunu anlayamiyorum. bazen iyisindir ama karsi taraf senden daha iyidir. bunu kabullenmek niye zor oluyor? vallahi mactan ziyade, mactan sonraki sozlugun hali daha moral bozucu.
  • 381
    riera ve hamit'in kötü oynamasıydı, dany'nin hatasıydı, melo'nun vurdum duymazlığıydı, hamit'in direkten dönen topuydu bir yana bu maçın içine eden en büyük etken taraftardı. ikinci yarıya aslında gayet güzel başlamışken verdikleri tepkilerle takımı bir panik havasına, bir an önce kaleye gidip golü bulma telaşına ittiler. bu telaşa kapılana kadar paslaşmalar, alan boşaltmalar, hücum girişimleri falan oldukça güzeldi. ikinci yarıya da böyle güzel başladık ancak geliştirdiğimiz ilk birkaç atak golle yada pozisyonla sonuçlanmayınca stadtaki "paramı verdim, gol görmek istiyorum" modundaki taraftar devreye girdi ve takım bir anda bozuldu. doldur boşaltlar, üç pas üst üste yapamamalar, savunma ve orta sahayı ileri çıkaramama gibi sorunlar başladı. maalesef işler seyrinde gittiğinde taraftar çok iyi, çok güzel. ancak işler biraz yolundan saptığında destekleyici güç olmak yerine köstek oluyorlar. 2012-2013 sezonunda evimizde oynadığımız şampiyonlar ligi maçlarında maalesef en büyük handikap hep stadtaki taraftar oldu.
  • 382
    iki saglam kanatla oynayan takimin(farfan bastos) kanatsiz oynayan takimi salladigi ama yikamadigi mac. bir an icin düsün, hamit ve amrabat yerine bu iki oyuncunun bizde oldugunu, hah aynen öyle siker atardik(transfer taraftari degilim ve yabanci sinirlamasi geyiginden haberim var). rakip dersine cok iyi calismis belli. inaniyorum daha oturmus bir takimla ve fatih hocanin bugünkü mactan aldigi notlarla kurgulayacagi taktikler bize almanya da turu getirecektir.
  • 383
    1-1lik skora en büyük etken taraftardır.

    yediğimiz golün hamit'in hatasını düşünen futbolun f harfinin kıvrımından anlamıyordur. herkes top kaptırır maç içinde. o topu hamit değil de drogba, sneijder ve ya burak kaptırsa kimse onların hatası olduğunu söylemeyecekti. bu yaptığınız tamamen halamın bıyığı olsaydı muhabbeti. drogba'nın burak'ın önüne bıraktığını bir top var hani sol ayakla vurdu burak. drogba'ya o pası veren 20-25 metre çapraz top atan da aynı hamit. o pozisyon gol olsaydı hamit güzel yaptı diyecek miydin?

    aynı düz mantıkla gidersek, hamit'in direkten dönen şutundan önce drogba göğsüyle topu indiremedi. indirse direk kaleciyle karşı karşıya gol. drogba'nın topu kaptığı pozisyonda burak pozisyonu takip edip ofsaytta kalmasaydı güzel vursaydı gol. schalke bir korner kullandı, arka direkte huntelaar dokunamadı. bütün özetlerde var izle o pozisyonu, korner kullanıldığı andan itibaren dany'i takip et. pozisyon bitene kadar adım atmadı seyretti bütün pozisyon. ohooo o mantıkla düşünürsen milyon tane olasılık var maçın içinde. hangi birini düşüncen. böyle bir düz mantık olabilir mi arkadaş?

    45-50 metre havada süzülen top geldi, melo ve dany anlaşamadı gol oldu.

    galatasaray çok daha farklı galibiyet alabilirdi, en kötüsü taraftardı. kimse oyunculara teknik direktöre suç bulmasın. 52000 kişilik stad. ne bir takımı ateşleme, ne bir hakemi etki altına alma. hiç bişey yok.

    taraftar görevini yaptı mı ki oyuncuya suç atsın.
  • 385
    maç öncesi, burada pek çok kişinin söylediği gibi, bu seviyede oynamaya alışık olamayan takımımız için çok farklı bir maçtı. bu maç bize gösterdi ki, şu anda elimizdeki oyuncu grubu içerisinde bu seviyede oynamaya yeterli tek adamlarımız burak yılmaz ve ve biraz da selçuk inan. bu duruma maalesef kondisyonlarındaki yetersizlikten ötürü drogba ve sneijder da dahil. rakip, ligdeki bütün kötü görüntüsüne rağmen, özellikle ilk yarıda bize futbol dersi verdi demek herhalde çok da abartı olmaz.

    öte yandan;

    şunu bilmemiz gerekir ki, bundan daha kötüsü yok. yani, ne bizim takım bundan kötü oynayabilir, ne rakip takım bundan iyi oynayabilir. iki takımın da ulaşabileceği uçlar bunlardı. bu yönden, bundan sonra oluşacak her türlü oyun yapısı daha iyiye gidecektir ya da olsa olsa en fazla bu kadar kötü olabilir. bu şu demek; bundan sonra kaybedecek bir şeyimiz yok. oyun olarak rezil olmaksa, zaten olduk. zemin olarak, bu sezon ikinci kez rezil olduk.

    bunun yanında, bu kötü oyunda dahi, yakaladığımız net pozisyonların sayısı en az rakibin buldukları kadardı. hamit'in direkten dönen topu içeri girse, belki şimdi başka şeyler konuşuyor olurduk. ne yapalım, olmuş ile ölmüşe çare yok...

    şunu da belirtmek lazım ki, kendi sahamızda bir alman takımını yendiğimiz son maç 4 kasım 1992 galatasaray eintracht frankfurt maçı. şampiyonlar ligi'ne tarihimizde alman takımlarına karşı iç sahada galibiyetimiz hiç yok. buna karşın uefa kupası'nı aldığımız sezon iki, skibbe'li sezonda ise bir deplasman galibiyetimiz var. yani alman takımlarına karşı oynadığımız son dokuz maçın beşi dışarıdaydı ve biz bu maçlardan 3 galibiyet - 26 ekim 1999 hertha berlin galatasaray maçı 2 mart 2000 borussia dortmund galatasaray maçı 3 aralık 2008 hertha berlin galatasaray maçı - ve 1 beraberlik - 12 mart 2009 hamburger sv galatasaray maçı - çıkarmışız, sadece 1 kez 21 şubat 2008 bayer leverkusen galatasaray maçında yenilmişiz. tabi bunlar çok değişken faktörler ama umut yok değil. şimdi önümüzde ligde oynayacağımız çok önemli üç maçımız var. öncelikli olarak, ligdeki yerimizi sağlamlaştıralım ki, seneye de bu seviyedeki bir maça çıkmak için şansımız olsun. ek olarak, umarım hem takım hem hoca bu önümüzdeki üç haftayı çok iyi değerlendirebilir. yeni transferler ve yeni oyun planı bu üç hafta içinde biraz daha oturursa, o zaman deplasmanda turu geçme şansımızdan bahsedebiliriz.

    not: edit
  • 387
    15 şubat 2013 akhisar belediyespor galatasaray maçındakinden farksız oynadığımız maçtır. rakipte gruğların namağlup takımı schalke olunca adamlar koridor yaptı bizi. ne bir oyun kurabildik, ne pas yapabildik, ne savunmada ne de hücumda etkili olabildik. işin enretesan yanı da öndeyken kontradan gol yememiz. bilmiyorum ama galatasarayın bu istikrarsız ve saçma oyunu artık can sıkmaya başlıyor. arenanın zemini de cabası.

    bugünün dillere pelesenk olacak olacak olan lafı da "ah hamit o golü atsaydı" olur heralde.
  • 388
    hamitti meloydu zemindi falan geçin bunları. şampiyonlar ligi gibi bir organizasyonda, üstelik ikinci turda, üstelik kendi evinde, üstelik 1-0 öndeyken, üstelik ilk yarının bitimine 1 dakika kala rakibe böyle bir kontraatak nasıl verirsin? önce düşünmemiz gereken bu. biz nasıl kendi sahamızda ve önde olduğumuz maçta oyunun hakimi olamıyoruz, kalan 1-2 dakikayı geçirip soyunma odasına bu skoru taşıyamıyoruz? ne gerek var 11 kişi hücuma çıkmanın? bitirsenize ilk yarıyı rakip yarı alanda.

    emin olun ilk yarı 1-0 bitseydi ikinci yarı bir yada iki gol daha bulabilirdik. olmadı, sağlık olsun.

    bir sitemimde fatih terime. sneijder, burak ve drogbadan birisi fazlaydı sahada. devre arası birisini çıkaracağı belliydi. ilk yarının ortalarında gol bağıra bağıra geliyorum dedi. be hocam değişiklik yapmak için neden gol yemeyi bekledin. fatih terime akıl verecek halimiz yok elbette ama ilk yarıda oyuncu değişikliği yapılamaz diye bir kural yok. sneijder pres yapmıyor, drogbaya ve buraka doğru düzgün top gelmiyor, gelenleri zaten çok olumlu kullandılar bir gol bir direk. ama takım savunmasında yoklar üçüde. bu durumda bütün yük melo, selçuk ve hamite bindi. hatta sol kanadımız koridor oldu. allahtan riera bir kaç kritik müdahaleyle rakipten topları çaldı yoksa ilk yarıda 2 yada 3 gol bile yiyebilirdik.

    söylenecek tek şey var bu maçla ilgili o da ne takım, ne hoca, ne mabed gününde değildi. taraftar için söyleyeceğim hiç bir şey yok. ben tt arena taraftarından ümidimi kestim artık. kimse darılmasın gücenmesin. burada futbolcuların kişilik haklarına varan saldırıları yapmayı kendine hak gören, takım kaptanıyla alay eden, oyundan çıkan oyuncusunu ıslıklayan, bu derece önemli bir maçta takımına itici güç olmayı beceremeyen bir taraftar kitlemiz var.

    rövanş için ben hala umutluyum. bir kere fatih terim kesinlikle çok ders çıkaracak bu maçtan buna eminim. kendi sahamızda yediğimiz golün dezavantajına takılmıyorum çünkü biliyorum ki illa ki gol atacağız orada. 2-2 ve üzeri gollü beraberliklerde bize yarıyor. almanya pek deplasman sayılmaz zaten tt arenadan büyük deplasmanmı var bize? esas iç saha maçımızı 12 mart günü oynayacağız. kesinlikle 2 gol bulup kazanıp ya da 2-2 berabere kalıp turu atlayacağımızı düşünüyorum. henüz daha bitmedi. paniğe gerek yok. herkes için iyi bir ders olmuştur umarım dünkü maç.
  • 389
    kötü oynadık çok fazla atak yedik buna rağmen 1-1 iyi bir skor. deplasmanlarda daha rahat oynuyoruz 1-1 güzel skor. maçı değerlendirecek olursak bu sezon ilk defa 4-3-1-2 yi denedik. ilk yarı 35 dakika falan bu oyunu oynadık. schalke'nin en güçlü yeri kanatları. kanatlarda oynayan farfan ve bastos schalke'nin etn etkili oyuncuları bu sebepten sürekli kanatlardan geldiler üzerimize. 4-3-1-2 sistemindede orta sahada kanat oyuncusu olmayınca bizim bekler riera ve sabri ile schalke oyuncuları sürekli bire bir kaldılar ve çok etkili oldular. drogba ve sneijder henüz hazır olmayınca üstüne burak ve drogba hücum presi yapmayınca çok fazla atak yedik. ilk yarının sonlarına doğru fatih terim sneijder'i sol açığa çekti fakat bu da çare olmadı. 2.yarı beklenen bir değişiklik gerçekleşti kanat oyuncusu olan amrabat girdi. bu sezon oynadığımı taktiğe 4-4-2 ye döndük ve etkili oynayama başladık. 2.yarının ilk 15 dakikası taktik değişikliğinden schalke afalladı ve bocalamaya başladı o arada bir gol atabilsek herşey cok farklı olurdu. 2.yarının son 15 dakikasında takım iyice yoruldu ve ileri gidemez oldu. bu sırada bence burak yılmaz veya drogbadan biri çıkıp yerine orta saha almamız gerekiyordu (yekta kurtuluş veya emre çolak). forvete top götüremiyorduk sebebi selçuk, melo gibi oyuncularımızın maç boyunca aşırı efor sarfedip yorulmasıydı. yorulan selçuk ve melo'nun yanına taze kan olarak yekta girse tek forvete dönsek daha etkili olurduk diye düşünüyorum. umut'un oyuna alınıp orta sahadan bir adam çıkarılması yanlış bir karardı (top zaten forvete gitmiyordu üzerine orta saha çıkarıp forvet almak çözüm olamazdı). maçın sonunda tabelada 1-1 yazması tur şansımızın devam ettiği anlamına geliyor. kaldı ki deplasmanlarda daha rahat oynayan bir takımız.

    sonuç olarak ilk defa 4-3-1-2 oynadık ve bu oyunu hazır olmayan 2 yeni transferimizle gerçekleştirdik. bu sistemin biraz zamana ve uyuma ihtiyacı var. kaybedilen hiç bir şey yok deplasmanda doğru oyun ve doğru oyuncularla biz bu schalke'yi eleriz.
  • 390
    maç notlarım şu şekilde;
    1. henüz ısınma sırasında saha zemini kalktı. çimleri hiç değiştirmeseydik çok daha iyiydi.
    2. taraftar cehennemi yaşatamadı. ilk yarı takım 15 dakika iyiyken taraftar ateşliydi ve rakibi ıslıklamaktaydı, ancak ıslık işi giderek azaldı zaman zaman 2.500 kişinin sesi daha çok çıktı. güney rezaletti, doğu ikinci yarı son 15 dakika takımı şahlandırmaya çalıştı. deplasman tribünü dışında batı'da da rakip taraftarlar için bir bölüm ayrılmıştı.
    3. ilk 15 dakika orta sahanın dönen topları karşılaması (özellikle melo) ile iyi oynadık 2-0 olacakken hamit gene direğe takıldı. şl de direkten dönen toplara puan verilseydi bu yıl en çok puanı biz alırdık.
    4. sonra melo yoruldu rakip bol pas yaptı biz yorulduk, rakip sol kanadımızı çökertti. ilk yarı biterken holanda'lı çıkar amrabat girer diye konuşurken hoca da aynı değişikliği yaptı. bu değişiklik rakibin soldan gelişini engelledi oyun kısmen dengelendi.
    5. bir sözüm sabri'ye. ezbere oynamakta. kafasını kaldırmamakta, çin ata sözünde olduğu gibi atın ayağındaki nalı düşünmeli sabri bir atın ayağındaki nalın düşmesi büyük bir savaşı kaybettirmekte. her gün bireysel çalışma yapıp ezbere oynama hatasını görüp kendini geliştirmeli. bir sözüm hamit'e; direkten dönen toptan sonra yavaş oyunumuzu daha da yavaşlattı aldığı tüm topları sıkıştırdı. yavaşlatma, şu topu yeme ve allah aşkına tek top oyna. yediğimiz gol öncesi hamit köşede topu yemekle meşgul, sabri yardıma gelmedi hamit akıllı davranmadı, melo ve dany bizi üzdü kimse faul yapmaya cesaret edemedi, kalan 2 bek aynı adamla istişare ederken bağıra bağıra yedik. her şeyde hayır var.
    6. direkten dönen top, burak'ın direk dibi, wesley'in ilk yarıdaki şutu, drogba'nın topu kapıp burak'a verdiği (ofsayt bayrağı kalkan) top, ezberci dediğim sabri'nin inanılmaz şutu gibi pozisyonlarımız oldu. pozisyon sayısı anlamında kötü değildik. iç saha maçlarımızda daha az pozisyon bulduğumuz kabız maçlarımızı hatırladım ve hücumda drogba etkisini söylemek isterim.
    7. oyunun hızlı veya tek pas ile oynadığımız anlarda bu takım zamanla harika top oynar diye düşündüm. ancak bu anlar sadece 2 tane 5 dakika oldu. tek pas hızlı oyunu 25 + 25 = 50 dakika oynamamız lazım. henüz %10'dayız. yani zaman lazım. melo'nun daha önde rakipten önce rakibi karşılaması için stoperlerin melo'ya ileri ittirmesi lazım. hoca ve hatta drogba defalarca geri yanaşmayın dedi ancak melo, sabri, riera, stoperler laf dinlemedi veya güçleri yetmedi.
    8. stoperler ise kabul edelim henüz ideal durumda değil. ben kendilerinden çok ümitliydim hala ümitliyim. zaten başka bir tutanacak dalım da yok. gökhan zan'ı ise görmeyeli aylar oldu.
    9. taraftarın homurdanma ve topu kapana at muamelesi yapma huyu bu maçta gene karşımıza çıktı. taraftardan sorumlu yönetici lazım, 2013 ve böyle bir yönetici yok anlamış değişim.
    10. rakip kalecinin forma numarası istanbul plakası idi. böyle bir durumu ilk kez gördüm.
    11. 1-1 nihayetinde ilk yarının sonucu. tek pas çalışıp yerden oynarsak almanya'dan iyi sonuç alabiliriz. oynayamazsak bireysel hatalar durumu belirler. rakip oyuncularının da bireysel hata yaptığını gördük. ben almanya'daki maçtan çok umutluyum.
    12. (bkz: son sözümüzü söylemedik)
  • 391
    çok zor maç olacağını defalarca vurgulamıştım sözlükte. çünkü stoperlerimiz güven vermiyor daha doğrusu dany güven vermiyor. orta saha ise tam bi keşmekeş.

    melo'nun napacağı belli değil. sneijder solda. dünün harika iki oyuncusu hamit ve selçukta pestili çıktı koşmaktan unutmamak gerek. işler kötüye gidiyordu ve sneijder drogba burak 3lüsünün olduğu takımda tüm ırgatlık yükü hamit selçuk ve melo'ya kaldı. onların yerinede koşup mücadele etti bu adamlar.

    fatih terim'de bunu gördüğü için bu 3lüden birinden vazgeçmek zorundaydı. bu isimde sneijder oldu çünkü kabul edelim ki drogba'ya sen otur umut sen gir demek kolay değil. burak'da o kadar gol atmış felaket formda onada otur diyemezsin mecburen sneijder çıkmadı 2. yarıya.

    ama değinmeden geçemicem. maç öncesinde bu maçın en kritik iki oyuncusu melo ve dany diye bir entry girmştim. sağolsunlar el birliğiyle hata yapıp yedik golü sayelerinde. abi hadi dany'i anladım konuşmadıklarından orda anlaşamadılar melo ile. ama melo neden koşmadı adamın arkasından hatta eli belinde neden golü izledi anlamış değilim.

    %100 eminim ki melo adamı kovalasa ve pozisyonunu bozsa o oyuncu o kadar rahat topa vuramazdı pozisyonunu bozamasa bile bağırırdı yani bişeler yapardı ama o kadar rahat vuramazdı adam.

    drogba'yı da es geçmemek lazım. uzun zaman sonra bu kadar üst düzey tempoda oynamak kolay değil. adamın varlığı bile bir pozisyon. 12 martta ki rövanş maçında daha iyi oynicağına eminim çünkü daha 1 hafta oldu takımla çalışmalara başlayalı. tahmin ettiğimizden daha fazla verim alacağız drogba'dan buna eminim.

    açıkcası ben turdan eminim. çünkü daha iyi bir zeminde daha iyi bir taraftarın önünde bu takım eler schalke'yi. o kaliteyi görüyorsunuz sahada. ama tabi yine bireysel hatalar yapmazsak eleriz öyle diyim..
  • 392
    grup aşamasında kontrollü oyunun bize neler getirdiğini görmezden gelerek (cluj deplasman, braga deplasman, united içerde) bu kadar ofansif bir mentaliteyle oynamak resmen intihardı... bu takım bu sistemle lig sonuncusu akhisar'a bile 3-4 net pozisyon verdi... bu futbola 1-1 iyi sonuç diyebilirz...

    sneijder'i solda oynatmak büyük hata... bu yüzden ilk yarıda hem sol tarafımız çöktü hem de sneijder'in ofansif etkinliği azaldı...

    galatasaray'ın bu sezon en güven verdiği maç 10 şubat 2013 galatasaray antalyaspor maçıydı.... o maçta rakibe bir tane pzsyon vermedik ve bunun sebebi kalabalık orta sahaydı...bu maça da kesinlikle o formasyonla çıkmalydık, çünkü schalke fiziksel olarak çok üstün bizden heryere basıyorlar, bu baskıyı ancak orta sahada fazla olarak kapatabilirdik ama bunu düşünmedik bile...

    bunun yanı sıra fatih hoca yaptığı hatalardan ders çıkaran bir insan... bu hatalarını anlayacaktır ve bize turu almanya'da atlatacaktır... aten bu sene deplasmanda daha iyi bir takım görüntüsü veriyoruz şampiyonlar ligi'nde...

    herşeyi geçtim drogba gibi bir insanüstü oyuncuya sahip takım, herkesi heryerde yenebilir...
  • 393
    kanımca galatasaray için sonucu şans olan maçtır. sonuçta turu geçeceksek bu maçta almadığımız hezimet sayesinde. diyebilirim ki schalke ayağına gelen fırsatı tepti. işi bitirip öyle dönebilirlerdi istanbul'dan.
    gerçi çok gol pozisyonuna girdik maç içerisinde fakat rakibin kaçırdıkları ile kıyaslanamaz. hamit direkten dönen şutunu hiç hesaba katmıyorum çünkü futbolda her zaman yaşanabilecek şanssızlıklardandır o pozisyon, sezon başından beri sergilediği kötü oyunu bu maçta da sürdürdü. malesef bu futbol ile olmuyor hamit. fatih terim'in de artık hamit ısrarından vazgeçmesi gerekiyor. hamit'i silelim demiyorum. kendine geldiği zaman takıma katkısı çok önemli olacak bir oyuncu. bunun bilincindeyim. yine de koskoca drogba'ya, sneijder'e burası katar değil yatmaya gelmediniz diyorsak, hamit de buna göre oynamalı. bir oyuncun ayağına aldığı her topu eziyorsa, ve bu oyuncu sisteminde hem kanadı idare etmek hem de orta sahaya girip o bölgeyi kalabalıklaştırarak oyunun kontrolünü sağlamak gibi önemli bir roldeyse, malesef o sistemin işleme şansı yoktur. an itibarıyla zaten galatasaray kaliteli ve kalabalık bir kadroya sahip oldu. her oyuncuyu oynatmamız zaten mümkün değil. ve takım ben 4-3-3 oynarım diye bağırıyor. forvet hattını fatih terim amrabat, drogba, burak'tan mı kurar, yoksa başka bir şey mi düşünür bilmiyorum fakat görünen o ki orta 3'lümüz an itibarıyle selçuk, melo ve sneijder olur. çünkü sneijder'le oynadığımızda gerçekten çok pozisyon yaratıyoruz.

    dün malesef çok ezildik. maç farktan döndü. yine de sahada 2 tane güzel şey vardı. bir tanesi burak'ın golü. arkadaş o nasıl bir top alıştır, tek bir hareketle bütün savunmayı maymuna çevirdin sen. helal olsun. sene başından beri galatasaray'ın forveti değil diyenleri utandırmaya devam ediyorsun. kim bilir belki de haklılar. çünkü attığın gollere bakıyorum da bu sezon, juventus'un, chelsea'nin, real madrid'in forvetlerinden hiç bir eksiğin yok. diğeri de selçuk'un performansıydı. özellikle ikinci devre sahada krize girdiğimiz her yerde selçuk vardı. her pozisyonun içindeydi. 3 kişilik oynadı. tebrikler kaptan.
  • 395
    1-1 dün akşamki futbol karşısında iyi bir skor. zaten ben galatasaray'ın geçen seneden beri deplasman takımı olduğunu söylerim. o yüzden 2. maçtan gayet ümitliyim.

    dün akşamla ilgili bir kaç şey söylemek gerekirse: selçuk resmen gözlerimi doldurdu. ben bu takımın yıldızıyım diye bağırdı ve 90 dakika mücadele etti.
    burak için çok fazla şey söylemeye gerek duymuyorum. her geçen gün daha iyi oluyor. attığı golü şu dünyada atacak 3 bilemedin 4 tane futbolcu var.
    drogba sanırsın bu yaşına kadar galatasarayda oynamış. hal ve hareketleri çok mutlu ediyor beni. resmen herkese bir şeyler anlatıyor. ve bu adam daha performansının %45nde filan.
    sneijder çok matah bir futbol oynamadı. evet istediği topların hiç birini almadı ama biraz daha hareketli olmasını beklerdim. defansa yardımı ''0'' fatih terim onu hagi gibi sola yakın kullanmak istiyor ancak; birincisi ortada emre-okan-suat gibi 3 adet hayvani pres yapan adam yok, ikincisi sneijder hagi karakterinde bir oyuncu değil. bir an önce forvet arkasına monte edilmesi dileğiyle.
    hamit için diyecek bir şey yok. kötüydü. hep savundum ancak savunulacak bir yanı yok bu maç için, cidden kötüydü. bunun nedeni sabri'nin de hiç yardıma gelmemesi.
    sabri iyi niyetli ancak sadece iyi niyetli bir futbolcu. ilk yarı şalke onun kanadının ekmeğini iyi yedi.
    semih, allah nazardan saklasın. biraz ağır kalıyor ancak bu çocuk 2 seneye bütün dünyada konuşulur. yine çok yerinde hamleler yaptı.
    dany, her maç yüreğimizi ağzımıza getiriyor. sağolsun bu maç da aynı şeyi yapıp, golü yedirdi.
    melo, maçın ilk 30 dakikası ''aha işte melo bu'' dedim. sonra bir şey oldu ve oyundan düştü. geri kalan 60 dakika pek ortalarda gözükmedi. bir de şu orta sahada top eveleyip geveleme huyundan vazgeçerse şahane olacak.
    amrabat, verilen paranın altında ezildiği bir gerçek. yani 8 milyon euroluk performans beklendiği için ne yapsa yaranamaz. ama dün akşam o girdikten sonra riera'nın nefes aldığı gerçeği var. çünkü ilk yarı riera tek başına defans yapmaktan imanı gevremişti.
    riera, yine bildiğimiz gibi. galatasaray alt yapısından çıkmış gibi canını dişine taktı oynadı. 2 adet mükemmel hamlesi vardı ki çok tehlikeli pozisyonlardı. her geçen gün daha çok seviyoruz.
    muslera, kötü, çok kötü. sadece benim mi dikkatimi çekiyor ama bu çocukta bu ara bir şeyler var. çıkışları dengesiz, topu oyuna sokması yavaş. bir an önce toparlanırsa şahane olur.
    eboue, etkisizdi. ancak yine de girdikten sonra şalke onun kanadını kullanamadı.

    velhasıl toplamda kötü bir maç oynadık. evet zemin buna engeldi ancalk şalke'de aynı zeminde oynadı. hatta onlar şikayet etse yeridir. drogba-burak-sneijder aynı anda şampiyonlar liginde oynaması lüks gibi gözüktü bana. bunlar sahada iken 4-4-2 formasyonu ile çıkarsan orta sahamız maşallah yayla gibi açılıyor. bu 3lüden 1'i feda edilecek ya da değişik bir formasyona gidilecek gibi. feda kısmı form durumuna bakılırsa sneijder'e vurur. burak'ı bu formla kesemez kimse. kesilirse yazıktır, günahtır. drogba da maşallah 40 yıllık galatasraylı gibi oynuyor. fatih terim'e allah sabır versin.

    deplasmanda biz bu şalkeye çok rahat 2-3 gol atarız. evet bizim savunma kötü ama görünen o ki onların savunma bizden kötü. ilk yarı bitmeden biz bu işi bitiririz.
  • 398
    sistemsizlik ve lüzumundan fazla! ofansif anlayışla çok kötü oynadığımız maçtır.

    valla dün rakip takımın yaptığı prese bir de bizim yaptığımız prese bakın farkı anlarsınız. aşırı amatördük. sanki bir alt ligden gelmişiz de sağa sola saldırıyorduk soğukkanlılıktan uzak bir şekilde. sistemli bir şekilde alan presi yapamıyoruz. allah ne verdiyse oyuncular dalıyor. bu devirde böyle futbol olur mu? rakip hep yetenekli oyuncularıyla kırdı o presi ve arkada oluşan boşluklara topu gönderdi.

    bir de ofansif anlayış var. abi olmuyor işte. tek forvet oynayalım. umut ve elmander tipinde olmayan 2 forvet ve sneijder ile maça çıkmak intihar oluyor. onlar orta sahaya yardım edip basıyorlar ve orta sahada kalabalıklaşıyoruz. ama burak ve drogba gole dönük yıldızlar. pres yapmalarını bekleyemeyiz.

    diğer husus da şu. maçta farkettiyseniz drogba gereksiz baskı yapmamaları için oyuncularımızı uyarıyordu. haklıydı. basıp hem top alamıyorduk hem yoruluyorduk hem de arkada boşluk veriyorduk. abi hep pres yapılmaz ki. şampiyonlar ligi burası. öndesin biraz bekle yarı sahanda. alan daralt. niye kendini yoruyorsun arkada boşluk veriyorsun. bize drogba gibi futbolu bilen zeki oyuncular lazım avrupa için. türkiye'de habire saldırarak bir şeyler yapılabilir ama şl böyle bir platform değil maalesef.

    son olarak şunu söylemek isterim. türkiye ligi ile alman ligi arasındaki kalite farkı da ortaya çıktı işte. adamlar kimlerle oynayıp bu maça geldiler biz kimlerle oynayıp maça çıktık.
  • 400
    biz uefa kupası finaline çıkarken ilerde hakan şükür-arif arkalarında da hagi vardı. dün akşam ise drogba-burak arkalarında değil ama sol çaprazda sneijder vardı. burak iyiniyetine rağmen pres gücü çok yüksek değil, drogba ve sneijder ise düşük fizik güçleri nedeniyle ne alan kapamasını ne de ilerde baskıyı sağlayabildi. hal böyle olunca schalkede topu alan selçuk ve meloyla karşı karşıya kaldı. ilk 45 dakika bütün enerjilerini alan kapamaya ve savunmaya harcayan bu ikili doğal olarak hücumda etkisiz kalınca ne oyun kurabildik ne de doğru pas organizasyonlarımız oldu. bütün topları leblebi gibi topladı schalke.

    sneijderın sol kanatta oynaması mümkün değil. bu saatten sonra ondan bir kanat oyuncusu yaratmaya çalışmak ise boşa vakit kaybı. soldan içeriye doğru oynamasını istersek de riera ilk 45 dakikada gördüğümüz gibi hep 2'ye 1 yakalanır ve sol kanadımız otobana döner. ki bu maçta riera beklenenin üzerinde bir performans gösterdi. hele ki huntelaar ile bir teke tek pozisyonu var ki ceza sahası içinde, çok iyi kademe yaptı.

    o zaman olması gereken selçuk ve melonun geriye doğru kayması değil, soldan sağa selçuk-melo-hamit üçlüsünün aynı çizgide ve daha ilerde rakibi karşılaması. bu üçlüyle ileri üçlü arasındaki,mesafe o kadar uzak ki, ilerisi ne zaman pres yapsa arkadan destek gelmediği için bu pres yalan oluyor.

    merkez üçlü ileri çıkınca doğal olarak savunma çizgisini de orta sahaya yaklaştırmanız gerekir. elinizde eboue, semih ve dany gibi bir defans için ortalamanın üzerinde hızı olan defans oyuncularınız varsa bu risk alınabilir. terimin her zamanki planı en iyi defans hücumdur olunca bunu beklemek gayet normal.

    peki biz ne yaptık dün akşam. selçuk ve melo kendi yayımızın oralarda karşıladı hep rakibi. hamit çizgide kalıp sneijder da dönmeyince çok kopuk bir oyun oynadık. eğer 4-3-1-2 oynayacaksak oyunu en az 25-30 metre ilerde oynamalıyız. aksi halde oyuna hükmetme şansımız kalmıyor.

    1-1'lik skor tabi ki iyi değil ama cenaze evi moduna girmek için de çok erken. gruplarda ilk 3 maçta 1 puan alıp son 3 maçta 3 galibiyet alan bir takımız. terimin inancının 10'da 1'i taraftarda olsa yetecek ama sanırsın ki rövanşa gerek kalmadan elendik ve bitti.

    maçın en kötüleri başta taraftardı. hamiti ıslıklayanların hepsinin kulağını çınlattım. ama sadece o da değildi. ikinci yarı homurtular, tiyatro seyircisi gibi sessizlik. fazla mı havalandık ne.

    hep diyorum dany bu takımın oyuncusu değil. bu mantalite ile olmaz. yerine kesinlikle birisi alınmalıydı ama alınmayınca terimin başka bir alternatifi kalmadı ne yazık ki. seneye bir defans bir sol bek takviyesi ile bu takım çok daha iyi yerlere gelecektir.

    sneijder için yorum yapamayacağım çünkü çıkana kadar ne yazık ki hiç bir şey ortaya koyamadı. sabri-hamit- amrabat da gecenin vasat isimleriydi.

    ciddi bir uyarıydı bu maç ve rövanş maçında bu uyarıyı dikkate almazsak eleniriz. ama bu maçtan gerekli dersi çıkartıp kadroyu veya dizilimi revize edip performansımızı arttırırsak çeyrek finale çıkarız.

    terim varken, biz çıkarız.
App Store'dan indirin Google Play'den alın