• 55
    bu elim kazada hayatini kaybedenlerin ruhu sad olsun. turk futbol tarihinin en kara gunudur bugun.

    --- alıntı ---

    9-10 yaşlarında futbola meraklı, futbolcu olma hayali olan ve sürekli futbol oynayan bir çocukken babam beni sürekli samsunspor'un maçlarına götürürdü. kombinesi vardı, köfte ekmeğimizi alırdık, sıcak çayımız, kolamız, meyvemiz. samsunspor'u izlemek, daha doğrusu canlı canlı tribünden futbol izlemek o yaşlardaki bir çocuk için aşırı keyifliydi. 20 ocak 1989 tarihinde tam da bugün deplasmana uğurladığımız samsunspor otobüsü kaza yaptı, uçuruma yuvarlandı, 5 kişi hayatını kaybetti, takımın çoğu ağır yaralandı, kimisi sakat kaldı ve futbol hayatı bitti. samsunspor lige devam edemedi, tüm maçları 3-0 hükmen yenik sayıldı ve "gönüllerin şampiyonu" olarak ligden düşürülmedi. renkleri kırmızı-beyaz olan takım, bu kara günü temsil eden üçüncü bir renk daha alıp kırmızı-beyaz-siyah renklerini resmi rengi yaptı. bu kazadan sonra maçlara gidemedik babamla, lig bizim için bitti, en mutlu olduğum, maç gününü, saatini, başlama düdüğünü iple çektiğim anlarım da bu korkunç kaza ile birlikte karanlığa karıştı. futbolcu olma hayalim, işte bu kara günde son buldu.

    --- alıntı ---
  • 2
    bu olayı çok iyi anlattığını düşündüğüm bir yazı;

    "unutmadık, başın sağolsun samsunspor 20 ocak 1989..
    yaşı müsait olanlar hatırlar, 1980’li yıllar demek biraz da samsunspor demekti. hasbi menteşoğlu’nun başkanlığını yaptığı kırmızı-beyazlılar, tanju çolak, fatih uraz, savaş demiral, rıfat benli, orhan kapucu, muzaffer badalıoğlu gibi üst düzey futbolcularla türkiye liginde fırtına gibi esiyordu. öyle ki 1985-86 ve 86-87 sezonlarını 3. , 87-88 sezonunu ise 4. sırada bitirmişlerdi. bu yıllar arasında f.bahçe, beşiktaş ve trabzonspor'a karşı çarpıcı sonuçlar almışlardı. buna göre f.bahçe ile oynadığı 10 resmi maçta yalnızca 1 yenilgiye uğrarken ilk 6 maçtan 5'ini kazanmış ve kalesinde gol bile görmemiştir. toplamda 14 gol atıp, 4 gol yemiştir. aynı süreçte beşiktaş ile oynadığı 7 maçı da kaybetmemiş, trabzonspor'a ise yalnızca bir kez mağlup olmuştur. iki defa gol kralı çıkarmış ve dört futbolcusunu da sürekli olarak milli takıma göndermiştir. ancak bu altın dönem hazin bir hadise ile son bulmuştur. 20 ocak 1989 günü samsunspor kafilesini taşıyan otobüs 2. devrenin ilk maçı olan malatyaspor deplasmanı için yola çıkmıştı. o günü hatırlayan herkes aynı şeyi söyler size; hava kapkara idi…

    havza ilçesi yakınlarında bir kamyonla çarpışan samsunspor otobüsünde bir can pazarı yaşanır. diyarbakır deplasmanına giden çarşambaspor kafilesi yetişir ilk olarak. sonra da ambulanslar gelir. iki aracın şoförü, teknik direktör nuri asan ve futbolculardan mete adanır ve muzaffer badalıoğlu olay yerinde kaybederler hayatlarını. aylarca komada kalan yugoslav futbolcu tomiç de daha sonra eklenir bu acı tabloya. dağ gibi adamlar yaralanmışlar, yollara savrulmuşlardır…
    ve kara haber ulaşır samsun’a. herkesin evinde bir cenaze varmış gibidir; şehirde ağlanmayan ev yoktur. devlet hastanesinin önü mahşer yeridir. üstelik sadece samsun’da değil, futbola ilgi duyulan her yerde gözyaşları dökülüyordur samsunspor’lular için. türkiye böyle bir kazayı daha evvel hiç yaşamamıştır!
    kaza sonrasında dönemin hükümeti samsunspor’a 3 milyar lira civarında bir yardımda bulundu. ülke genelinde bir yardım kampanyası düzenlendi. takımın birinci ligde kalma hakkı mahfuz tutuldu lakin ligde ikinci devre çıkamadığı 17 maçında 3-0 hükmen yenik sayılması kararlaştırıldı. böylece samsunspor aslında uğramadığı 17 mağlubiyete uğrarken, hiç yemediği 51 golü de kalesinde görmüş oldu. diğer bir ifadeyle 1988-89 sezonunu 103 golle şampiyon bitiren f.bahçe aslında 100 gol atmış oluyordu. üstelik istanbul’daki ilk maç 0-0 bitmişti. yani fener’in şansı yine tutmamıştı samsunspor’a. gelir getirmesi için bir kaset çıkarıldı. en nihayetinde takım ertesi sezon küme düştü; sonra çıktı; düştü; çıktı ve 1993’ten 2006’ya kadar süper ligin üst düzey takımlarından birisi olurken; türk futboluna da nice isim kazandırdı. ancak hiçbir dönem 1985-88 arasındaki şampiyonluk adayı samsunspor gibi olamadı. o takım 22 hafta lider kalmayı başarmış, az kalsın 5. şampiyonluğu alacak bir takımdı.

    teknik direktör: nuri asan (vefat etti)
    futbolcu: muzaffer badalıoğlu (vefat etti)
    futbolcu: mete adanır (vefat etti)
    futbolcu: zoran tomiç (vefat etti)
    otobüs şoförü: asım özkan (vefat etti)
    menajer: yüksel özan (yaralandı; 2006 yılında vefat etti.)
    futbolcu: erol dinler (yaralandı, malulen emekli, kemer’de; turizm sektöründe.)
    futbolcu: emin kar (yaralandı, malulen emekli, samsun’da yaşıyor.)
    futbolcu: fatih uraz ( yaralandı, futbola devam etti; zaman gazetesi yazarı)
    futbolcu: şanver göymen (yaralandı, futbola devam, izmir’de yaşıyor; altay’da oynarken milli takıma kadar yükselip euro’96 kadrosunda yer aldı.)
    futbolcu: kasım çıkla (yaralandı, futbola devam etti.)
    futbolcu: ercan kol ( yaralandı, futbola devam edip samsunspor’da bıraktı.)
    futbolcu: mustafa sinecek ( yaralandı, futbola devam etti, samsun’da altyapı hocası.)
    futbolcu: yüksel öğüten (yaralandı, bir müddet daha futbol oynayıp bıraktı. )
    futbolcu: futbolcu: burhaneddin beadini ( yaralandı, futbola devam etti ve şu an eskişehir’de.)
    futbolcu: nasır beadini ( yaralandı, ancak birkaç sene sonra bir başka trafik kazasında hayatını kaybetti.)
    futbolcu: hakkı bayrak ( yaralandı, futbola devam etti, samsunspor’da antrenörlük yaptı.)
    malzemeci: halil albayrak (yaralandı, malulen emekli)

    allah bir daha böyle acılar yaşatmasın, hepsinin mekanını cennet eylesin."
  • 45
    türk futbol tarihinin şimdiye kadarki, ve umarım ki bütün zamanlar için öyle kalır, en büyük trajedisi. üç futbolcu, bir teknik direktör, bir şöför ve hatalı sollama yaparak kazaya sebep olan kamyon şöförü hayatını kaybetmiştir. 1984-1985 sezonunda ikinci ligde şampiyon olup birinci lige çıktıktan sonra 1985-86 ve 1986-87 sezonlarını üçüncü, 1987-88 sezonunu da dördüncü sırada bitirmişti samsunspor. 1988-1989 sezonuna da iddialı konumda başlamışlar ancak ilk devre oynadıkları 18 maçta 19 puan çıkarabilmişlerdi. ikinci yarının ilk maçı malatya deplasmanı idi. çarşambaspor da diyarbakır deplasmanına çıkacaktı. iki kafile önlü arkalı yola çıkmıştı. karlı buzlu bir hava, tek gidiş tek geliş yollar ve tabi allahın belası 302 otobüsler...

    daha samsun il sınırından çıkamadan yaşanmış kaza. anlatılana göre hatalı sollama yapan bir kamyon ile kafa kafaya çarpışan otobüs. şöför ve ön sıralardan oturanlar hayatını kaybetmişler. mete adanır galiba birkaç sıra arkadaymış ama çarpışmanın şiddetiyle fırlayınca hayatını kaybetmiş. kafilenin bir kısmı zaten uyuduğu için kazayı hatırlamasa da o anı hatırlayanların anlattığına göre kamyonun geldiğini görünce bir anda ayağa kalkmış o yüzden çarpışmanın şiddetiyle savrulmuş. muzaffer badalıoğlu mesela arka kapının orda oturuyormuş, kapı boşluğuna düşüp boynunun kırılması sonrası vefat etmiş...

    aynı mete adanır 1988 yaz kampı sırasında bir sabah, o kazada kurtulan fatih uraz'a "dün bir rüya gördüm, ikimiz ölümü bekliyormuşuz. sen bişeyler deyip kurtuluyordun ben ölüyordum" diye anlatmış o gece gördüğü rüyayı... bu da böyle enteresan bir anektoddur kazaya dair...

    çarşambaspor ile önlü arkalı gitmeleri ise bir tedbirdi ve hakikaten işe yaradı. hemen arkadan gelen kafile ilk yardımı yapmış, gerçi o dönem cep telefonu vs. yok ama haberin ulaşıp yardım gelmesini sağlamışlar, yaralıları hastahaneye ulaştırmışlar. yoksa belki de soğuk ya da bekleme kaynaklı başka kayıplar da yaşanacaktı...

    samsunspor ligin ikinci yarısındaki maçlara çıkmaması ancak ligde tutulması kararı alındı federasyon ve kulüpler tarafından. 19 takımlı ligde 16-17-18. sırada yer alan takımların küme düşmesine karar verildi. samsunspor ilk yarıda toplayabildiği 19 puanla sonuncu, kahramanmaraşspor 23 puanla 18., çaykur rizespor ise 35 puanla 17. sırada yer almıştı. 6 puan yukarda olan altay ve eskişehirspor'dan averajı daha kötü olan eskişehirspor bir alt lige düşmüştü. o dönemki statüyle üç grupta oynanan 2. ligde her grubu lider bitiren takım üst lige çıkıyordu. a grubundan gençlerbirliği, c grubundan da zeytinburnuspor çıkmıştı. ancak b grubunda süpriz yaşanmış, bursaspor amatör takımı şampiyon olmasına rağmen bursaspor'un ligde olması sebebiyle çıkamamıştı, böylece lig 1989-1990 sezonunda 19 yerine 18 takımla başlamıştı. b grubunda bursaspor amatör'ün ardından gelen takım ise bakırköy idi...

    1989-1990 sezonunda samsunspor ligi 27 puanla 16. sırada tamamlamış ve küme düştü. 1990-1991 sezonunda tekrardan lige çıktı. 1991 haziran ayında ismail uyanık dönemi başladı. takip eden iki sezonda yine ikinci lige çıkıp birinci lige yükselen samsunspor 13 sene daha süper ligde kalmayı ve büyük takımların belalısı sert deplasman geleneğini sürdürmeyi başarmıştı. 2005 yılında "efsane başkan" lakaplı ismail uyanık siyasilerin takıma sahip çıkmadığını söyleyip görevden çekildi. o sezon serkan aykut-celil sağır-yordan petkov- rafael marques gibi isimlere rağmen küme düştüler.

    bir daha da eski günlerine ulaşamadılar... orta vadede de bir mucize olmazsa ulaşabilecek gibi görünmüyorlar...

    hayatını kaybedenlere allah rahmet eylesin. umarım ki türk futbolu hatta sporu hatta dünya sporu bir daha böyle bir acı yaşamaz.
  • 1
    malatyaspor deplasmanına giden samsunspor takımını taşıyan otobüsün yapmış olduğu kaza. şu anda samsunspor'un üçüncü rengi olan "siyah" bu kazadan sonra renklere eklenmiştir. kazada teknik direktör nuri asan ve üç futbolcu hayatını kaybetmiş; takımın birçok oyuncusunun futbol hayatı bitmişti. o sene samsunspor 1. lig'den düşürülmedi ama sonrasında hep inişteydi. türk sporuna dair, hatırladığım en acı olay.

    ukte: vangobbel
  • 33
    maalesef memleketimi bir süre futbola küstüren acı olay.

    samsunspor'un çok iyi gittiği dönemde başına gelmesi de olayı daha da trajik hale getiriyor. şuna gerçekten gönülden inanıyorum, samsun bu ülkede futbol kültürünün gerçekten sağlam olduğu 7-8 şehirden biri. o kazadan sonra herhalde bir 2010'lu yıllara kadar şehir futbolla ilgisini bir hayli kesti. ama neyse ki son yıllarda tekrar toparladı. hala daha samsun'un ev sahibi olduğu maçları izleyin, ptt maçı izliyor gibi hissetmezsiniz.

    öncelikle cihat akbel'in şu harika yazısını okumanızı tavsiye ederim: http://www.fotospor.com/haber-elli-bes-148279

    --- alıntı ---
    futbol oynamak için 5 kişi yetiyor cennette. nuri hoca da hiç paslanmamış. muzaffer hâlâ geçilmiyor. mete de bildiğiniz gibi işte. asım abiyi de kaleye geçirdik, idare ediyor.
    --- alıntı ---

    herhalde şu kısmı okurken tüyleri diken diken olmayan bir samsun'lu yoktur.

    samsunspor taraftarı bugünü şöyle tanımlar: kırmızı beyaz'a siyahın eklendiği gün.

    aynı zamanda şöyle de muazzam ama gerçekten muazzam bir koreografi vardır bugünle ilgili: https://www.youtube.com/...amp;feature=youtu.be

    yani çok sade bir koreografi ve müzik, ancak bu kadar etkileyici bir şey çıkarabilirdi ortaya. tekrardan hepsine allah rahmet eylesin, mekanları cennet olsun.

    (bkz: nuri asan)
    (bkz: muzaffer badalıoğlu)
    (bkz: mete adanır)
    (bkz: asım özkan)
    (bkz: zoran tomiç)

    (bkz: onların formaları vardı, taraftarları için terlettikleri)
  • 3
    --- alinti ---
    dile kolay beşi hemen olmak üzere altı kişinin vefat ettiği, iki kişinin en kuvvetli oldukları bir dönemde aniden özürlü hale geldiği, üç kişinin kafadan önemli darbeler aldığı, birçok kişinin de bacağını, kolunu, belini kırdığı, dalağını ameliyat masalarında bıraktığı büyük bir felaketi, üstelik de yaşayan birinin anlatması!
    o dönemlerde bizim gibi daha birçok takım deplasmanlara gidişte karayolunu tercih ediyordu. yollar hayli uzun olduğu için biz de dahil çoğu arkadaşımız hareket edeceğimiz sabahın gecesini video seyrederek geçirip çok az uyuyorduk ki, otobüste rahat uyuyabilelim. 20 ocak 1989 sabahında da aynı şeyler yaşandı ve otobüsün tekerlekleri döner dönmez çoğumuz uykunun kollarına düşüverdi. otobüse en son biz binmiştik ve kaza öncesinde tek hatırladığım havanın çok puslu oluşu ile çok sevdiğim nuri hocamın yanının boş oluşuydu. o an hocamın yanına giderek biraz sohbet edeyim diye düşündümse de, sonrasında, “yol çok uzun, uykum da var. nasılsa uyanınca giderim.” diye fikir değiştirdim. onun bir daha uyanamayacağını hiç aklıma getirmeden! sonrasında tek hatırladığım sahne futbol sahalarının gördüğü en centilmen futbolculardan birisi olan ve bir sıra önümde oturan mete’nin, “vuruyoruz.” demesiydi.
    aylar önce rüyasında beraberce ölümü beklediğimizi, benim kurtulduğumu kendisinin ise öldüğünü görecek kadar temiz kalpli olan doğru bir adamın rüyası aynen çıkıyordu. uyumakta olan ben çok kısa bir zaman dilimi içerisinde oturma pozisyonuna geçiyor, bu sayede koltukların arasında sıkışarak bir yere çarpmama şansına sahip oluyorken, rahmetli arkadaşım olayı net görmenin ve de kaderin çağrısı neticesinde ayağa kalkıyor, başını tavana vuruyor ve yaradan’ına dönüyordu.
    yalnızca mete mi? ülkenin en iyi stoperlerinden muzaffer, son model arabalarla yarışacak kadar hızlı ve iyi bir şoför olan asım ağabeyimiz, talihin randevusuna vaktinde yetişebilmek için kayseri şeker fabrikası’ndaki sırasını arkadaşlarıyla değiştiren kamyon sürücüsü ve canım kadar sevdiğim nuri hocam ilk anda aramızdan ayrılıyordu. başka bir din mensubu olmasına rağmen annesi için camide dua etmemizi isteyecek kadar aydın görüşlü, inançlı yugoslav tomiç ise, aylarca bitkisel hayatta kaldıktan sonra ebedi aleme göç ediyordu.
    nuri hoca, öyle kibar, öyle beyefendi, öyle samsunspor aşığı biriydi ki, bilmeyenlere onu anlatmak imkânsız. bir gün kırılmadığım, bir gün bile kendisini kırmamak için azami özen gösterdiğim sevgili hocama zamanın bir yerinde sormuştum, “hocam italya’da ya da ispanya’da çalışırken seni samsunspor istese gelir misin?”. ‘gelirim elbette’ demişti. zaten o yaşıyor olsaydı izin vermeyeceği için benim de başka bir kulübe gitmem mümkün değildi! nuri hocaya yaşarken hiç saygısızlık yapmadığım halde onu ne kadar sevdiğimi söyleyemediğime o kadar yanıyorum ki!
    samsun halkının kaza sonrasında takımına sahip çıkması ne kadar güzeldi! bize gözbebekleri gibi baktılar. hükümetin 3 milyar gibi büyük bir meblağı kulübe tahsis etmesi ne büyük incelikti. lâkin gidenlerin yerini doldurabilmek ne mümkün! ancak zaman öylesine sihirli bir kelime ki, yeri gelince her şeyin üzerini örtüveriyor. ve sonunda olan yalnızca ölenlere ve ıstırapları halen sürenlere oluyor. sahalarımızın gördüğü en çalışkan futbolculardan biri iken tekerlekli sandalyeye mahkum olan kaptanımız emin ile kolunun birini kullanamaz hale gelince siyah saçlarını birkaç haftada aklarla değiştiren klas santrfor erol’u, eğer ki arayıp sormuyorsak vefasızlıktan ziyade onların devam eden acılarını hatırlatmamak için olsa gerek!
    --- alinti ---

    * *
App Store'dan indirin Google Play'den alın