• 51
    istatistik biliminin beyinsiz aptallar tarafından kullanılmamasını anladığımız kongre.

    son 5 senede, son 10 senede en çok puan toplayan fener olmuş ama hiç şampiyon olamamış.

    ulan gerizekalılar, ulan sizi parayla mı veriyorlar başımıza.

    bu tabloya göre hep şampiyonluk için yeterli puanı alamamışsınız demektir. bu tabloya göre eziksiniz demektir. bu tabloya göre her sezon şampiyonluk için yarışıp ligin sonunu görememişsiniz demektir. biz bile küme düşme hattının üzerinde oynadık bir sezonun bazı dönemlerinde.

    gerçi kime ne laf anlatıyoruz. matematikten, bilimden, mantıktan uzak kuş beyinli taraftarlar bundan anlıyor ancak.
  • 57
    ülkenin en güçlü ailesinin dokunulmaz evladının erden timur ve karşısındaki herkesi hakaretlerde tehdit ettiği kongre. işin açıkçası açıklamaları duyunca şampiyonluktan da soğudum. kime rakibin kimle yarışıyoruz abi biz? adam açık açık seni özel ve iş hayatında rahat bırakmayacağım dedi. ağzına gelen her şeyi söyleme özgürlüğü var ve bu delilikle 3 sene daha uğraşacağız. kongrede gelecek seçimi de garanti altına aldı. bakın bu adam da psikolojik sorunlar var ve hafife alınacak bir durum değil. ilaç kullandığına dair bir şeyler okudum ama bundan mı bahsediliyor bilemedim. davranış bozukluğu da var çünkü hayatında ilk defa kaybetti. ve bunu 6 senedir yaşıyor. adamın psikolojisinde akıl almaz bir tahribat var ve kimse de kral çıplak demediği için bu şekilde devam ediyor.

    bu deliliğe aklı başında diye bildiğimiz bilim adamından tutun emekli generallere kadar herkes eşlik ediyor. sonuncusu da engin alan... ermeni ligine katılsa daha az haksızlığa uğrarmış diye konuşmuş. kimse kusura bakmasın ama bunları gördükçe tsk bu tiplerin elinde madara olmuş.
  • 59
    niye yapıldığına kimsenin anlam veremediği kongredir. ligden çekilme, kupa maçına çıkmama gibi birçok büyük kritik kararın alınabileceği konuşulan ama olmayan, uyduruk kahramanlık hikayelerinin dillendirildiği bomboş bir etkinlik olmuş.

    kongrenin sonlarına doğru "beeeelki kupa finaline u19la çıkarız, belki de çıkmayız bize belli olmaz bilirsiniz hehehe" diyen malum kişi, izleyenleri güldürmüştür. kupa finaline çıkmayacak yürek onlarda yoktur.
  • 63
    niye neden toplanıldı hala anlamış değilim. kongre üyesi adı altında bir çok taraftar gelip galatasaray’a küfür etti. videolar izlendi, tehditler savruldu, bir takım suçlar işlendi, r’ler yapıldı ve dağıldılar. sonuç, sıfır.

    kendince düşman yaratmaya çalışarak taraftarı konsolide etmeye çalışıyor fütursuz adam. ancak 90lı yıllardan beri yapılan taktikler aynı. ligden çekilirim, havuzdan çekilirim, bunlar yemezse beş yıldızım nerede, o yoksa maça çıkmam, bunlar da olmazsa yıldızlı formalarla sahaya çıkarım vs vs.

    güzel yemliyor taraftarlarını, taraftarları da bu yemle beslenmekten çok hoşlanıyor. devam edin böyle daha çok hasret çekersiniz.
  • 64
    bunlardan olmayacak.
    gerçekten seviye o kadar düşük ki tanım yaparken klavyenin tuşlarına basarken harcadığım enerjiye üzülüyorum.

    o kadar aciz durumdalar ki tarif edemiyorum artık, düşünün; yıllar önce fenerbahçeyi şampiyon yapacağım diyerek başkan oluyor, başaramıyor. yıllar sonra bu sefer fenerbahçeyi ligden düşüreceğini söylüyor bunu da başaramıyor... ve alkış kıyamet...
    bu nasıl bir beceriksizlik seviyesidir ? bu nasıl bir kitlesel akıl tutulmasıdır ? bilemiyorum altan.
  • 65
    seçim mitingi gibi bir kongre olmuştur. ülkeyi yöneten kişinin önceki seçimlerde stadyum stadyum dolaşıp oy istediği, muhalefete iftira attığı günleri hatırlatmıştır. ha o kişi hala devam ediyor ama ne hikmetse stadyumlara gitmiyor artık.

    dinbazlar tarafından kontrol edilen cahil kitlelere saygı duymamı sağlamıştır bu kongre ayrıca. bu kongrede profesörler, doktorlar, akademisyenler vs vardı. onlar bile bu hale geldiyse cahile suç atamıyorum artık.

    descartes'ın şu haliyle bilinen sözü olan "düşünüyorum o halde varım"(cogito, ergo sum) derken kendilerinin yaptığından bahsetmiyordu. yöntemli şüphe edebilmenin düşünme olduğunu belirtiyordu.

    --- alıntı ---
    descartes önce dört kural saptadı:

    - açık seçik ve belirgin fikirler dışında hiçbir şeyi kabul etmemek.
    - her sorunu çözümü için gerekli sayıda parçalara ayırmak.
    -düşünceleri basitten karmaşığa doğru sıralamak.
    - gözden kaçmış bir şey olup olmadığını sürekli kontrol etmek.

    sonra bu kuralları izleyerek şöyle düşündü:

    duyularımız bazen bizi aldattığına göre, hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını farz etmeliyim.
    burada sobanın karşısında oturduğumu nasıl bilebilirim.
    bundan emin olamam. rüya ya da hayal görüyor olabilirim.
    ya da muzip bir şeytan benimle oyun oynuyor olabilir.
    kuşku duymayacağım tek şey, bir şey düşünüyor olmam. rüya gördüğümü, benimle alay edildiğini ya da bir bedenim olmadığını düşünsem bile bu böyle.
    işte buldum! düşünüyorum, öyleyse varım!

    --- alıntı ---
    https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Cogito_ergo_sum

    biraz düşünseler keşke. "muzip bir şeytan benimle oyun oynuyor olabilir." diye şüphe edebilseler.

    eğitim-öğretimde bunu felsefe'nin yoğun içeriğinde değil de harici bir dersle "düşünmeyi" anlatmayı, öğretmeyi düşünsek keşke.

    yüksek lisans ve doktora tezleri yaparken araştırma yöntemleri derslerini alanların da bu hallere düştüğünü görmek gerçekten üzücü.

    dinbazların edindiği sürülere üzülmüyorum artık. onlar zaten cahil. peki bunlar? sözüm ona aydınlar. benim gözümde "yetmez ama evet diyen" sözüm ona liberal aydınlardan bile beter durumdalar.
  • 67
    2000 senesine dönelim.

    galatasaray lig, türkiye kupası, uefa kupası almış, fatih terim daha takımdan ayrılmamış ve takım o kadar iyi ki 4-5 kişi dışında 11e adam yazarken başkasını dışarıda bırakıyoruz diye üzülüyoruz. 10 numaramız hagi...

    işte tam o zamanda faruk süren böyle boş yere bir galatasaray kongresi yapsın, galatasaray lisesi önünde çarmıha gererlerdi. kapşonlu adamlar latince konuşup jül sezar gibi bıçaklardı adamı.

    toplu histeri krizine şahit olduk resmen. hayatımda hiç bu kadar mutlu bir şekilde iyi ki galatasaraylıyım dememiştim.
  • 70
    ali koç'un paralı köpekleri dışında fenerbahçe'nin kendi taraftarı nezdinde dahi büyük bir itibar kaybetmesine sebep olan kurul. bizzat deli başkanları tarafından üç seçenek sunulmuştu. birincisi ligden çekilip alt lige düşmek, ikincisi futbol faaliyetlerine 1 yıl ara vermek, üçüncüsü yabancı ligden takım almak. sonuç ne, hiçbir şey. neticede büyük konuşuyorsun, taraftarın 15 gündür bu düzenin anasının... diye dolaşıp gaza geliyor ve onlara bir havuç bile veremiyorsun. bütün fenerliler ruh hastasıdır, hafiften tırlaktır ama onların bile bazıları ne oldu şimdi diyor. sosyal medyada sadece galatasaray taraftarının değil diğer takımların da ta.ak malzemesi oluyorsun. ortaoyununu abartmanın sonuçları bunlar. aziz bu ortaoyununu yemeyerek olası bir fenerbahçe ikinciliğinde söz söyleme hakkına sahip oldu. bu saçma kongrenin tek kazananı o. saran kaybeden tarafta, akılsız kafasına sövsün.

    zengin taraftardan oluşan kongresinin küfürlü ve seviyesiz tezahüratları, ali koç'un erden timur'u tehdit etmesi de fenerbahçe'yi daha da itici hale getirdi. galatasaray hukuki yollardan sapmadan bu noktada gereken aksiyonu almalıdır. ben itidal diye bu suçları sineye çekemem.

    her şey satılık medyanın yazdığı söylediği gibi değil. biraz sosyal medyaya bakarsınız deli ve beceriksiz ali koç'un fenerbahçe'yi psikolojik olarak nasıl dağıttığını görebilirsiniz. evet istedikleri algıyı yaptılar. istedikleri ayrıcalıkları tff'den kopardılar. ama seviyesizlikleriyle itibar kaybettiler, taraftarlarına bir şey veremediler ve şampiyonluk vermemesiyle meşhur galatasaray'ı daha da konsolide ettiler.

    son olarak kişisel gözlemim: ali koç bir delidir. ağzından çıkan şeylerle ne dediğinin farkında değildir. kendisinin cezai ehliyeti yoktur. akıl hastanesi günleri yakındır.
  • 72
    en yakın arkadaşlarımdan birinin de üye olmasından sebep katılmış olduğu kongre. yaptığımız konuşmalar neticesinde kongre sonuçlandığında bir çok üye "biz buraya neden geldik, nihai bir karar çıkmayacaksa ne işimiz var burada" dedikleri, günlerini ayırdıkları için fazlasıyla pişman oldukları bir kongre olmuş.
    ayrıca arkadaşımdan aldığım anekdota göre kongre atmosferi ile tribün atmosferinin ayrışması gerektiği fakat hiç ayrışmadığı, gereksiz ve yersiz küfürlerin edildiği bir kongre olduğunu da belirtti ki edilen küfürlerin birinin içinde kurucu başkanımız ali sami yen de mevcut.
    sonuç olarak neresinden tutarsanız tutun elde kalan bir kongre oldu. ali koç tüm camiayı balon gibi şişirdi şişirdi, öyle yapacağız böyle yapacağız dedi ama günü geldiğinde nihai hiç bir karar alınmadan hep ya öyle yaparız ya da böyle yaparız diyerek günü kapadı. acun ılıcalı kendi selametini de bir nebze düşünerek bizim kulübümüzün ismini de zikredip "kimseye haksızlık olmasın" gibi şeyler söylemeye çalışsa da, bu zamana kadar galatasaraylı olup da kendisine hala sempati duyan kişilerin gözüne soka soka, safını çok net bir şekilde belli etti.
    sanırım kongrenin sonucu olarak da efes cup'a katılmama kararı çıktı*
  • 75
    fenerbahçe başkanı ve yönetim kurulunun fenerbahçe kongre üyesi olan kulüp taraftarlarını stada davet edip hep birlikte galatasaray'a, yöneticimize ve kurucumuza küfürler ve tehditler yağdırdıkları genel kurul.
    sezonun ilk yarısında kadıköy'deki maçta yeteri kadar sinir, stres atamamışlardı, maç da çok sönük geçmişti. içlerindeki doymamışlığı, yetmemişliği bu genel kurul aracılığıyla atmak istediler belli ki. toplantının gündem maddesini "içimizdeki galatasaray nefretini ve ezikliği atmak" olarak belirleyemeyecekleri için de bir sürü boylarından büyük gündem maddesi ortaya attılar ama bütün bunların amacının asıl gündem maddesinin üstünü örtmek olduğu belliydi zaten. öyle de oldu. artık fenerbahçe'yi saygıya, nezakete, medeniyete vs. davet etmenin de bir anlamı kalmadı dün itibariyle. başkanı, yönetim kurulu, divan kurulu, kongre üyesi olmuş taraftarı olmak üzere en üst düzeyde görülebilecek insanları toplanıp hep birlikte ali sami yen'e küfür edebiliyor bu "arkadaşlar". başkanları galatasaray başkan vekilini tehdit edebiliyor, ali sami yen'e edilen küfürleri alkışlıyor vs. seviye bu. muhataplarimızın eğitim, kültür, saygı ve ahlak düzeyleri ortada. bu gibi kişiler/kurumlar karşısında ya kendi ahlak ve insanlık düzeyini yerle bir edip onların seviyesine ineceksin, ki bu galatasaray'a hiç yakışmaz, ya da en doğru seçenek olan adalet mekanizmasını işletmek için var gücünle çalışacaksın. ki bizimkilerin yaptığı da tam olarak bu. başka da bir seçenek yok galatasaray spor kulübü için.
App Store'dan indirin Google Play'den alın