76
ikinci yarıdaki oyunla en az 10 sayı farkla kazanmamız gereken maçı darüşşafaka'nın saçma sapan üç sayılık basketleri yüzünden 4 sayıyla kazandık. takım bu sene ilk defa izlerken zevk verdi. pleiss sayı yükünü çekti ancak bu tamamen takımın onu nasıl kullandığıyla alakalı. pleiss bugünkü gibi hareketli top almalı, topu alıp sırtı dönük oynamamalı. emir preldzic'in performansına diyecek bir şey yok, kusursuz. sayı attı, asist yaptı ve savunma direncini arttırdı. ancak öyle bir oyuncu ki emir önümüzdeki maçı 0 sayı 1 ribaund ile tamamlasa hiçbirimiz şaşırmayız.
77
galatasaray 15 fark yer, daçka cskayı bla bla..., kadromuz yetersiz, 1.40 değil 1.10 vermeli daçkaya diye gereksiz negativite pompalayan yazarlardan; bir özür beklediğim maçtır.
79
takımımızın yeni kurulduğunu ve takım olgusunun zaman içinde oluşacağının bilinmesine rağmen bu gerçekler göz ardı edilerek sezonun başından beri bilen bilmeyen, taraflı tarafsız herkes tarafından yerden yere vurulan galatasarayımız'ın daçka'yı sürklase ederek kazandığı maç. özellikle genellikle bizdeki karşılığı "sendrom" olan 3. periyotu muhteşem oynadık. 3. periyot skoru 28-17. bir tek maç sonunda biraz strese soktuk kendimizi, o da zaten üst üste kaçan serbest atışlar ve daçka'nın zorlama attığı tüm şutların -özellikle james anderson'ın üst üste attığı 2 üçlük- girmesiyle gelinen bir durumdu.
şuna yürekten inanıyorum ki bu maçta ergin hocam dışında hiçbir hoca bize maçı aldıramazdı. karşıda müthiş tempolu oynayan, skorer oyunculara sahip, 2 gün önce son şampiyon cska'yı yenmiş bir takım var. bizim de formsuzluğumuz ortadaydı. ki burada bile "darüşşafaka'ya verilen 1.40 oran bile fazla. yenme şansımız yok" diyenler oldu. galatasaray'ın en çok bu özelliğini seviyorum işte: kendi taraftarları bile kendisinden ümidi kesmiş ve kazanacağına inanmıyorken çıkıyor, vuruyor, geçiyor.
maçın kahramanları sırası ile preldzic ve pleiss'yı. özellikle emir liderlik görevini üstlendi. çaldığı toplar, attığı şutlar ve yaptığı asistlerin her biri değerliydi ama ondan daha ziyade asıl sevindirici olan şey azmi, hırsı ve mücadelesiydi. pleiss da pota altındaki en büyük silahımızdı. hele savunmada zıplamadan koyduğu bir blok var ki oy oy oy.
80
emir preldzic'in döktürdüğü maç. sinan'ı ilerki dönemlerde rahatlatır bu performansı ile.pleiss ve diebler da iyiydi.
81
ikinci yarısı, son 2-3 dakika hariç şiir gibi oynadığımız maç. nazar değmesin diye birşey yazmadım fakat takım maç kazanmak için savunma yapması gerektiğinin farkına varmış.
daçka çok fazla ekstra dış atış buldu. adamlar yüzünü potaya dönmeden 3lük attılar. her rakip bunları atamaz ama biz her rakibe bu savunma direncini gösterebiliriz. sene başından beri temel problemimiz kesinlikle savunma. daye ve tyus bu maçta çok süre almadılar. tibor pleiss her maç değil, 5 maçın 3'ünde böyle katkı versin canımı yesin.
82
heyt be! yeni gordum kazanmisiz. bu haftaya iyi başladık inşallah iyi devam edip iyi bitirecegiz. malum kötü başlarsak hep kötü bitiyordu bu aralar.
bu hafta sonu için beni daha da umutlandıran maç oldu.
83
gelecek için güzel sinyaller verdigimiz maç. savunmada da hucumda da daha gayretli bir takim izledik. simdi sirada istikrar kazanmak var.
84
şimdi bir maç kazandık diye çok da havaya girmemek lazım bence, önemli olan devamlılık ki gördüğümüz üzere maçın son 2 dk sı falan yine savunma falan hak getire, bu takımın savunma yaparken gevşeme gibi lüksü yok, her maç en az 35 dakika çok sıkı savunma yapmamız gerekiyor, bugün belki de sezonun geri kalanının ilk maçı olabilir, zaten dibe vurmuştuk gidecek yer kalmayınca yukarı doğru çıkış yapmaya başlayabiliriz, önemli olan savunma devamlılık ve mücadele, sertleşerek devam etmeliyiz. bu akşam da gördük ki alınan iki oyun kurucu da ziyadesiyle çöp, takımın bütünlüğünü bozan ve direncini düşüren adamlar oldukları ortaya çıktı. thompson'ın da katkı veremeyeceği, tyus'ın da bu performansla sıkıntı yaşatacağını gördük. takım oyununu oynayabilecek bir oyun kurucu ve caydırıcı bir 5 numara ile(lasme gibi) bu takım iş yapar gibi geliyor bana. daye'in de savunma sertliğini arttırmasıyla daha üst düzey bir takım olabilir, gereken hamleleri ne kadar çabuk yaparsak zirve tırmanışımız o kadar hızlı olur.