• 376
    diagne'nin pozisyonu kırmızı falan değildir. önce net bir şekilde topa vuruyor, vurduktan sonra da ayağı havadayken beşiktaşlı oyuncunun kafasına geliyor. öncesinde topla oynama var, kasıt yok. sarı kart verilip geçilecek pozisyondur bu. merakla takip edeceğim ligdeki bundan sonraki maçları. önce topa sonra kafaya yapılan hareketlerde kırmızı çıkacak mı? bileğe basınca tek kırmızı alan takım galatasaray, kaleci topu elinde 6 saniye tutunca aleyhine çift vuruş olan tek takım galatasaray, önce topa sonra kafaya gelen müdahalede tek kırmızı yiyen takım yine galatasaray.
  • 379
    17 ocak 2021 beşiktaş galatasaray maçı her şey den bağımsız olarak söylüyorum futbol namına hiçbir şey oynamadık. şutumuz yok ya adam gibi bir atağımız yok. kırmızı kart olmasa da cüneytin yarattığı suni pozisyonların birinden golü bulacaklardı. maalesef bjk futbolcular bizimkilerden çok istedi maçı.sahaya kazanmaya çıkan galatasaray takımını herkes gözünden tanır ben öyle bir takım göremedim maalum hafta içi boş boş işlerle uğraştık.
  • 388
    rakiplerimizin 3 senedir verilmeyen taçtan (ki o karar da doğruydu) şampiyonluk kaybettiklerini iddia ettikleri ortamda biz diagne’nin gri pozisyonunda oyuncuya ve takıma kızıyoruz.

    cüneyt çakır maç boyunca bizi doğradı. rakibin hafta boyunca ağlaması, sergen’in her pozisyonda (böyle -|- ) kollarını açması işe yaradı.

    galatasaray’ın yeni kadıköy deplasmanı vodafon oldu. her maç verilmeyen penaltımız ya da haksız kırmızımız var. ben son yıllarda bu kadar kollanan başka bir takım görmedim.
  • 389
    bu rezil pas oyunundan kurtulup eski oyunumuza dönmeden bu takımdan birşey beklemeyin. tek sebep bu değil tabiiki; yönetim beceriksizliğiyle yapılmayan transferler, oyuncuların performansı, hakemler, hocanın takım yerine sürekli birşeylere kafa yorması, herkesle herşeyle didişmesi...
    iddia ediyorum şu kadro sergen'de olsa bambaşka bir g.saray izleriz. hocanın kariyer olarak yanından geçemez tabiiki ama en büyük artısı basit düşünüyor, basit oynuyor. egosu yok. inadım inat demiyor.
    hoca bugün ilk defa rakibe göre bir 11 çıkardı "hah, nihayet" dedim ama kırmızı kart ve luyindama'nın iki hatası herşeyi berbat etti. ilk golde 10 kişi cezaalanındayız ama o golü yedik, şaka gibi.
    hocam gel inat etme bırak şu pas oyunu denen rezilliği, iddia ediyorum kimse önümüzde duramaz. bu kadro süper değil ama çok rahat şampiyon olur. yeterki doğru oynat.
  • 390
    maçı planımız beraberlikti. ilk yarı duran toplarda bile rakip ceza sahasında kalabalık değildik. beşiktaş aman aman top oynasaydı deplasman maçı diye belki anlardım ama beşiktaşın neyinden çekindikte böyle başladık anlyamadım.

    bireysel olarak taylan hariç hatasız oynayan kimse yoktu. taylan sahada net bir şekilde diğer 10 futbolcudan sıyrılıyor. luyindama gole kadar çok iyiydi. ikinci golde müdahele etmeseydi pozisyon gördüğüm kadarıyla ofsayttı. diagne’nin pozisyonu ağırdı. ama biz olunca kırmızı kartlar daha kolay çıkıyor. oyuna müdahale etmede haftalardır yanlış zamanda yanlış hamleler yapıyoruz. 10 kişi kalmışız belli ki üzerimize gelecekler kerem nasıl düşünülmez. belhanda dökülürken beklemenin manası ne.

    ne başlangıcımızı beğendim ne oyuna müdaheleleri.
  • 391
    rezalet oynadık. diagne'nin kırmızı kartı olmasa en fazla 0-0'a kilitleyebilirdik, o da luyindama veya marcao'dan birisi sakarlık yapmasaydı.

    kadromuz vasat isimlerden oluşuyor. normalde bir takımda vasat adamlara da yer vardır, ancak sayıları 2-3 taneyi geçmez. maşallah bizde iki elin toplamı kadar var nerdeyse.

    tabi oyunculara suç bulmuyorum, adamların yetenekleri bu. bizi bu adamlara mecbur kılanlar utansın.

    sanırım 2000'lerin ortalarındaki karanlık günlere benzer zamanlar bizleri bekliyor.
  • 392
    bir tarafın üstün oynamadığı bir maç oldu. zaten maçın başlarında belliydi hatayı değerlendiren kazanacaktı, ki luyindama 2 golü hediye etti. ortada bir maç oldu. kısır maç oldu.

    puan olarak çok bir şey kaybetmedik. 5 puan fark bir şey değil.

    yine de maçla ilgili ders alınması gereken konular yok değil.

    fatih hoca'nın şener ile başlaması hataydı.

    sonradan oyuna aldığı oyuncuların hepsinin bir açıklaması olur ama emre akbaba'nın olmaz. emre akbaba'yı artık fatih hoca çok fazla zorlamaya başladı. arabanın motoru yokuş yukarıya gitmek için yetmiyor ama yettirmek için gaza basmaya devam ediyor. arabanın motorunu yakmak üzere fatih hoca. emre akbaba'yı harcamaya başladı iyice.

    emre kılınç'ı ise sağda ters ayakla oynatma artık hocam olmuyor işte! birçok pozisyonda sağ ayağına güvenemediği için topu eveleyip geveliyor.

    fatih hoca'nın maça luyindama ile başlamasını maçı izlerken anlamak zor değil. aboubakar'ı fizik gücünü kullanarak durdurmak için maça başlatmış ki işe de yaradı. fatih hoca'nın luyindama ile maça başlama sebebi doğruydu ama golleri yedirmesi için bir şey yapılamazdı.

    gelelim cüneyt çakır'a...
    maçın ilk yarısında kendisinin "ağzımızın tadı kaçmasın ali rıza bey." moduna girdiğini düşünmüştüm ama asıl girdiği modu ikinci yarıda anladım. o da "galatasaray gol atmasın." moduydu. 22. dakikada avantaj vermeyip atağımızı kesmesi bizim açımızdan maçın kırılma anıydı. tek pas ile kaleci ile karşı karşıya kalabilirdik.

    diagne'nin kırmızısının ise ağır olduğunu düşünüyorum. bana o görüntülerde bjk'li oyuncuya ayağının geldiğini kimse ispatlayamaz. ama ben diagne'nin daha önce topu tiplediğini ispatlarım. hiç de zor olmaz.

    10 kişi kaldıktan sonra biz geriye çok çekildik. sergen yalçın aslında mensah'ı alarak o an hata etti çünkü maç mensah'lık değildi o an. maçta kontrolü ele alabilirdik yeniden ama yorgunluk başladı. oyuncu değişiklikleri biraz geç ve yanlış oldu.

    sonra da luyindama'nın hatası ile golü yeyince maç o zaman mensah'lık hale geldi. maçta bir anda sanki 10 kişi değil de 8 kişi kalmışız gibi olduk.

    bence maçın hakkı beraberlikti biz 10 kişiyken bile. işte biri illa çıkacak ve hatayla gol yedirecek. 10 kişi kalıp geriye de çekilince bjk takımı üstümüze yığıldı ve bizi hata yapmaya zorladı ve hata yaptık. ileride onyekuru gibi hızlı bir adamımız olsaydı bu yığılmayı avantajımıza kullanabilirdik ama elimizde kerem'den başka yok. oğulcan yoruldu zaten. kerem'i genç ve deneyimsiz diye güvenip sahaya atamadı hoca demekki.

    enseyi karartmaya gerek yok bence. ama bu maç da çok net gösterdi: "transfer şart!"
  • 394
    beraberliğe gidiyor gibi görünürken aleyhimize biten maç.

    on kişi kaldığımız dakikaya kadar zaten hiçbir ciddi atağımız olmadı. geçiş oyununda sürekli çuvallayan, abartılı bir şekilde kendi yarı sahasına gömülmüş çaresiz bir takım izledik maalesef. zemini bahane etmenin alemi yok ayrıca, gördük ki etebo hamlesi son derece yanlış bir karardı. hocanın bu maçı kafasında beraberlik diye oynadığını düşünüyorum, zira etebo'nun varlığı için başka açıklama bulamıyorum. emre kılınç'lı orta sahamızın hem beşiktaş'ın sert orta sahası karşısında fiziksel olarak etkisiz kalacağını hem de zeminden ötürü pas oyununu yeterince iyi oynayamayacağına kanaat getirdi muhtemelen. ancak kendi payıma, hem etebo'nun bjk orta sahası karşısında emre kılınç'a tercih edilecek kadar fiziksel ve defansif anlamda güven veren biri olduğunu, hem de emre kılınç'ın yedek oturtulması için zeminin geçerli bir neden olduğunu düşünmüyorum. üstelik karşımızda o kadar çekinilecek bir rakip de yoktu, eksik kalmasaydık büyük ihtimalle maç beraberlikle sonuçlanacaktı. eksik kalmasaydık bile memnun olmayacaktım çünkü yine hiçbir şey üretemeyecektik. hakemin performansını çok kötü buldum, bana göre beşiktaş aleyhine verdiği yanlış kararlar daha fazlaydı. kırmızı kart son derece doğru bir karardı, o kırmızı kartın tek açıklaması diagne'nin amatörlüğü olabilir. itiraz etmesine de bir anlam veremedim, başını eğip çıkacaksın yani, adamın kafasını ezmen mi gerekiyor kırmızı kart olması için? elbette maçın hazin karakteri luyindama'ydı. kusursuza yakın oynadığı maçta yaptığı iki inanılmaz hata yüzünden iki gol yedik. açıkçası luyindama'ya fazla kızamadım, maçın en iyisiydi yaptığı hataya kadar. futbol böyle bir şey işte, kahraman olacağını hissettiğinde kendini giyotinin önünde bulabilirsin. doğrusu ilk golde okan'ın reaksiyonu da epey ilginçti. akbaba da artık kabak tadı verdi hocam, yeter artık ya. açıkçası bu maçla birlikte iyice yıprandığımı fark ettim, futbola bir süre ara vermek iyi olabilir. transferle ilgili en ufak bir umudum bile yok. bu takımın bu kadroyla zirveye oynaması mümkün değil, deveye hendek atlatmaya çalışmaktan vazgeçsinler. bizi iyi günlerin beklediğini zannetmiyorum, üzücü.
  • 395
    pas oyununu yapamadığımız için kaybettiğimiz bir maç daha. ve eminim pas oyununu yapamadığımızda rakip kim olursa olsun benzer tabloyu izleyeceğiz. bu arada bu takım gerçekten yetersiz. fiziki koşullar nedeniyle hocanın farklı tercihler yapması hatalı bile olsa anlaşılabilir sonuçta hocanın hatalı tercihi dersiniz. ama tercih edilen oyuncuların bu kadar yetersiz olması kabul edilemez. sıradanlaşmış bir takım görüyorum hepsi bu. çünkü malzeme bu. o zaman akıllara da şu soru geliyor malzeme buysa neden bu oyunda ısrar ediyoruz ya da bu oyunu rakip bozduğunda neden alternatif bir oyun planımız yok? ayrıca sayın başkanın bu takım da şampiyon olur dediğini hatırladım da bir gülme geldi.
  • 399
    takımın ve hocanın planını anlayabiliyorum ve doğru olduğunu düşünüyorum. bizim adımıza günün en kötüsü hiç tartışmasız younes belhandaydı. ne taylan'a top çıkarırken yardım etti ne de hücuma top taşıyabildi. ikinci yarı gördüğümüz -bence yanlış- kırmızı kart ve akabinde yapılan donk değişikliği ile maçı hediye etmiş olduk.
  • 400
    hoca ''önce oyunu tutalım.'' düşüncesiyle çıkmış. çok mantıksız değil. planımız fena gitmiyordu. ta ki dengesiz bir arkadaş alakasız bir kırmızı görüp takımı yalnız bırakana kadar. o saatten sonra bile pozisyon vermedik ancak top bir şekilde kaleye girdi işte. yapacak bir şey yok. 10 kişi kaldıktan sonra böyle maçları yorumlamak zor. sağlık olsun.
App Store'dan indirin Google Play'den alın