5
takım son dönemde gelişme kaydetti, kemik kadromuz yavaş yavaş oluşuyor.
hücum ritmimiz iyi, defans yapmayı da öğreniyor artık takım.
yani üstteki arkadaşın da dediği gibi, bu maçı alamayacaksanız ebemizin ligine dönelim.
9
gayet zor maç. zalgiris gibi basketbol kültürü sağlam bir litvanya ekolüne neden çöp muamelesi yapıldığını anlayamadım. euroleague sezonunun başında olmamıza rağmen bu maçı kaybedersek euroleague'i bırakalım edelim diyenler var. yapmayın yav. evet kaybedersek hedef maçlarımızdan birini kaybetmiş oluruz ama bu hiçbir şeyin sonu olmaz, önümüzde 23 maç var daha.
gelelim zalgiris'e. deplasmanda barca'ya 6, pana'ya 8, fener'e 14 sayıyla, evlerinde daçka'ya 3, maccabi'ye 13 sayıyla kaybettiler ve bu maçların genelini kafa kafaya oynadılar. farklı biten maçlar son periyotta koptu hep. diğerlerini zaten son ana kadar kovaladılar. kazandıkları maç da evlerindeki baskonia maçı. baskonia da bizi 2 maçta ortalama 17 farkla yenen fülker'e geçen hafta 30 vuran takım. öyle tırt bir rakibi yenmedi yani zalgiris.
kadrolarında çok tecrübeli litvanyalılar var ve litvanya ekolü de hiç hafife almaya gelmez. bizim için hedef maçsa onlar için daha da hedef maç çünkü evlerinde oynuyorlar, maça asılacaklardır. zor maç yani sonuç olarak, alamazsak anamızın ligine dönelim falan diye şeyapmamak lazım.
düzeltme: imla
50
bu sene şu basketbol takımımız kadar beni sinir eden dünyada başka hiçbirşey yoktur. aklım almıyor şu rezaleti.
15
bu sene icerisinde ziyaret etme sansim oldu, omru hayatimda kaunas kadar basketbolla yatan basketbolla kalkan baska bir sehir gormedim.
normalde ulkenin baskenti vilnius, fakat kaunas halkina gore baskenttekiler gercek litvanyali degil, tarihsel olarak da aslinda bir leh, yani polonya kenti vilnius.
dolayisiyla basketbol ulkenin en buyuk milli gurur kaynagiyken, disariya temsilde bunun kaunas sehri uzerinden yasanmasini cok onemsiyorlar.
basketbol avrupa kitasinda bu kadar endustriyel hale gelmeden once her sene final four adayi bir takimdi zalgiris kaunas.
zira yetistirdigin oyunculari elde tutmanin cok daha kolay oldugu o donemde, tam bir oyuncu fabrikasi olarak yarismaci kimliklerini muhafaza edebiliyorlardi.
gerci sadece arvydas sabonis ismi bile anlatmaya yetip de artacaktir ne denli degerli bir okul olduklarini.
ulke ekonomisinin kucuklugu sebebiyle son yillarda biraz geride kalsalar da hala buyuk bir ekol zalgiris.
eurolig'in degisen formatiyla beraber belki de ligde takim bulunduran en kucuk sehri temsil etmelerine ragmen mucadeleye devam etmekteler.
acikcasi galatasaray'in olmadigi maclarda da ayri bir sempatiyle takip ediyorum kendilerini.
bize gelirsek eger,
cok onemli bir yol ayrimindayiz.
uzulerek goruyorum ki, bahane yaratmak icin yarisir halde olanlarimiz var.
gecen sene bizden daha dusuk bir butceyle final four oynayan, sonra da o takimin kocunu ve en degerli oyuncularini kaybetmesine ragmen, gectigimiz hafta fenerbahce'ye 34 sayi vuran baskonia bilbao gibi ornekler ortadayken, ekonomik durum, dusuk sponsporluk butceleri, yeni kurulan bir takim vb bahanelerin ardina siginmak cok acikli.
ya aglanip sizlanmaya, bu guzel areneda eziklenmeye devam edecegiz, ya da cikip parkeye adam gibi karakter koyacagiz.
benim galatasaray'imin slogani ''son topa kadar'', biz bu ismi canimizin istegi uzerine koymadik, ciktik aslanlar gibi mucadele ettik her salonda ve kaybetsek bile alkislandik gittigimiz her yerde. sonuna kadar hakedilmis bu motto elimizdeyken, basketbol kimligimizi bu dustur uzerine sekillendirme sansimiz varken, 3. ceyregin ortalarinda kopan maclar izlemek cok can yakiyor. cikin ve mucadele edin yahu, savunma yapin, muhafaze edin, tek dilegimiz bu.
yine umitvariz, herkesin herkesi yendigi bir ortamda, once zalgiris sonra dacka galibiyetleri bizi tekrardan potaya sokar.
biliyoruz ki, zaferler senin ruhunda var,
haydi bastir galatasaray;
galatasaray ulan!
edit: 24 sayi 34 ile degistirildi.
2
müthiş kritik maç. 2 takımda 1-5 şuan. ivme kazanmamız için zalgiris'i altımıza almamız lazım.
30
yine o kadar gelişigüzel oynuyoruz ki sinan takımın stephen curry'si gibi davranıp sıçmaya başladı. rakipte herkes potansiyel tehdit ama bizim yapacaklarımız çok sınırlı.
36
5 saniyede tam sahadan turnike yemeyi başardık.
44
fark 18 sayı, geçmiş olsun.
46
amk yerinde 3. çeyrekte havlu attığımız bilmem kaçıncı maç.
63-47 öndeler...
49
ilk yarı sonunda kapattım maçı, açtım oly-barça maçını izliyorum gözüm biraz savunma, mücadele görsün diye, barça 3.periyotun sonuna 1.28 kala sadece 38 sayı atabildi, savunmaya gelin.
11
geçen sezon bizi avrupa'da kupaya götüren savunmamızı yaparsak şansımız olur. yoksa yine başa baş götürüp son çeyrekte kaybederiz.
23
ilk çeyrek 20-20 bitti.
hücum planımız "at sinan'a" şeklinde şimdilik. bu takımın akıllı, çizili hücumlar oynadığını ne zaman göreceğiz ya. :(
26
ashdashdgaskd pleiis yerdeyken ribaund aldı.
28
alacağız bu maçı arkadaşlar. atınız fava bekleyiniz efenim.
31
çok kötu savunmaya hücumda da tıkanma eklenince 37-30 geri düştük.
32
fark çift hanelerde... 43-32
33
ne desek boş. micov ve schilb kayıp ergin hoca hala oyunda tutuyor. nerde o oly. maçında takımla savunma yapan adam. nerde şimdiki adam.
34
bu maç da gösteriyor ki bu takımdan bir yol olmaz. maalesef gerçek bu. kabul etmek lazım ki euroleague seviyesinde değiliz.
35
ilk yarıda 49 yedik yine. rezillik tek kelimeyle, helâl olsun!
45
kaldığımız yerden devam ediyoruz. bu rezillik sadece oyuncu kalitesiyle olmaz belli ki maçlara iyi hazırlanmıyoruz. rakip bu maçı hedef olarak belirlemiş ve istediğini rahatça yapıyor. böyle bir maçta bile savunma sorunu çekiyoruz. dışarıda maç kazanmamız pek olası durmuyor.
48
turkiye'de basarilarin anlik reaksiyonlara dayanmasinin, bir turlu hic bir alanda sistem oturtamamamizin sonucu olan bir baska musabaka.
6
fazla uzatmaya gerek yok. bugün euroleague'e ya tamam ya devam diyeceğiz.