16 kasım 2005 türkiye isviçre maçı

• 26

  özet:
  http://youtu.be/...YuJFmquNCBAn_pEF6spQ
• 27

  alpay özalan'ın penaltıyı 2. dakikada değil milli marş sırasında yaptırdığı maç.
• 28

  isviçre'de yaşayan bir gurbetçi olarak kahrolduğum maç.
  tolga seyhan ve tümer metin'e sinirim hala geçmedi diyebilirim.
  
  fakat 2 sene sonra arda turan'ın euro 2008'de 93. dk'da çaktığı golü st. jakob park'ta tam ceza saha çizgisi hızasında takip ederek içimin yağları erimişti.
  
  (bkz: tarihte bugün)
• 29

  nedense gün boyunca sürekli '' x yıl önce bugün '' yapmayı gelenek haline getirmiş tribün dergi vs. gibi oluşumların bugün unuttuğu maç.
• 30

  (bkz: tarihte bugün)
  
  bu maç oynandığında doğubeyazıt'ta kısa dönem askerdim ve bu maç sebebiyle yaşadığım travma nedeniyle günlerce uyuyamamıştım.
  
  2006 dünya kupası almanya'da yapılmıştı hatırlarsınız. evimizde gibi olacaktık. bu maç aklıma geldikçe daralırım.
  
  milli takımın milli takım gibi sevildiği yıllardı.
  
  ayrıca alpay özalan'ın milli marşımızı hönkürerek okumasından bu maçta olacakları tahmin etmek zor değildi... tümer metin'e bu maç özelinde ekstra gıcık olurum. bildiğin satış yapmıştı.
  
  maç sonu olaylar ise utanç vericiydi...
• 31

  giriş gelişme sonuç dönemi göz önüne alınırsa; rezillikler abidesi bir maçtı.
  
  bunun nedenleri ilk maçta fatih terim tarafından çıkarılan hatalı kadro sonucu alınan 2-0'lık mağlubiyetin stresi, maç öncesi yapılan aşırı motivasyon yüklemesinin oyunculardaki akıl duyusunu sekteye uğratması, fatih terim'in ikinci maçta maçtan çok rakip takım kulübesi ile uğraşması, maçın son anlarında vogel'i indirin talimatı vermesi ve isviçrelilerin de bizi aralıksız tahrikleridir. yine de oyuncular 1-0 geriye düştükten sonra muazzam bir geri dönüş gösteriler.
  
  uzatma anlarında tümer'in kullandığı serbest vuruş gol olsa da maçı 5-2 kazansak bu maç destan(!) yazdığımız bir maç olacaktı çünkü ne o olaylar yaşanacaktı ne de medya isviçrelilerin tahrikleri harici ortalığı geren sebeplere hiç mi hiç değinmeyecekti.
• 32

  alpay özalan'ın feci bir gazla istiklal marşı'nı okuyup, marş bittikten birkaç dakika sonra penaltı yaptırdığı karşılaşma.
  
  kütahya'da öğrenci olduğum dönemde, ertesi gün medeni hukuk sınavımın olduğu bir akşama denk gelir bu maç. öyle müthiş bir atmosfer oluşmuştu ki, kavgalar biraz daha büyüse ilk uçakla istanbul'a gidecek hale gelmiştik. pek çalışamadığım medeni hukuk sınavımdan iyi bir not almıştım, ki bu da üniversite yaşantım boyunca pek görülmedik bir şeydir. fatih hocamın verdiği gaz işte.
• 33

  bizim tribünün okul açık, fener kafa tayfasının migros ve maraton, nispeten az sayıdaki beşiktaş kafa tayfasının yine maratonda bulunduğu(devre arasında birbirlerine girmişler) gittiğim en keyifli milli maçtır skordan bağımsız.
• 34

  türkiye’nin yediden yetmişe motive olduğu efsanevi maç. o dönemin en formda forvetleri tuncay, necati ve hakan şükür yağmur gibi gol yağdırırken bireysel hatadan yenen iki gol bizi mahvetmişti. öncesiyle sonrasıyla unutulması mümkün olmayan bir maç.
• 35

  üzerinden 15 yil geçmi$ ama sanki dün gibi.
  
  isviçre o zamanlar öz isviçrespor. ricardo cabanas ve valon behrami haricinde dev$irme yok gibi. arnavut & yugoslav kökenli isviçreliler furyasi henüz ba$lamami$.
  
  maç ile aklimda kalan, cidditsiz bir oyundu. ayni 12 kasım 2005 isviçre türkiye maçında oldugu gibi gayet ciddiyetsiz oynuyorduk. alpay özalan mübariz ibrahimov reenkarnasyonu ile ba$lami$ti maça ve dakka 1 gol 1 hesabi daha 60 sn. dolmadan penaltiya sebep vermi$ti.
  
  sonra güzel gidiyoduk, taa ki streller kontra ile 2.yi atincaya kadar. akabinde zaten ben elimdeki ketçap $i$esini masaya vurmam ile birlikte nasil patladiysa, her yer kipkirmizi olmu$tu.
• 36

  tüm türkiye'nin allah allah nidaları ile sinerji oluşturduğu, herkesin maça fatih terim motivasyonu ile hazırlandığı maç. öyle bir istiklal marşı daha hiçbir maçta okunmamıştır. ne zaman başladı, ne zaman bitti, sanki hayal gibi bir maçtı. atıyorduk, ama kolay yiyorduk. ergün penbe'nin adrese teslim ortalarının olduğu bir maçtı. deplasman golü kuralı ile elendik. vay be 15 yıl geçmiş.
• 37

  benim için en büyük travmalardan biri. 2006 dünya kupası yaşadığım ülkede oynanacaktı ve ne hayaller kuruyorduk. euro 2004 travmasını yeni yeni atlatıyorduk ama bu üzüntü benim adıma çok daha ağır olmuştu. ertesi gün futbol manyağı olduğumu bilenler fazlasıyla takılmıştı bana.**
  
  yalnız unutulmayacak derecede keyifli bir maçtı.
• 38

  tüm galatasaray kapalisinin, tayfasınin okul açık tribünde olduğu, maratonda çarşı ile fenerbahçe kfy tayfasınin konuslandigi ve devre arasında birbirine girdikleri, gfb tayfasınin ise migros tribünunde yer aldığı, ilk dakikada gol yenilemesine rağmen bu kadar tribuncunun olmasından mütevellit etkili bir milli takım tribününun yapıldığı maçtır. maç sonu ise herkes birbirine sektirmeye başlamıştı. erken çıktığımız için olayları canlı görmemiştik saha içinde olan.
• 39

  tarihin en saçma sapan* dünya kupası elemelerinden son anda yaptığımız, daha doğrusu tümer metin'in yaptığı atakla ikinci olarak play off oynamaya hak kazanmıştık. bizi isviçre ile eşleştirdikten sonra uefa yönetimi, fıfa yönetimi falan açıkça isviçre'nin dünya kupası finallerinde olması gerektiğini, eğer olmazsa yazık olacağını falan söyler açıklamalarda bulunmuşlardı. bu maçın hakemi, belçikalı de bleckeere'nin, finallerde düdük çalmasının anahtarının bu maçtaki yönetimi olduğu falan açık, açık söylenmişti diye hatırlıyorum. ha tolga seyhan ve alpay özalan ikilisinden oluşan defans tandemimiz, hata üstüne hata yapmasa elemiştik isviçre'yi kesin ama olmadı işte. euro 2004 elemelerinde darbeyi yiyen türk milli takımının en güçlü jenerasyonu* ikinci darbeyi de bu maçta yemişti. sonra 2008'de biraz toparlanıp yarı final yapmıştı ama sonrası felaket oldu. 2010'lu yıllar...
  
  bu maç değişik bir maçtı o yüzden.
• 40

  fatih terim'in kariyer maçlarından birisine şahitlik ettiğimiz maç. daha maçın başında saçma bir penaltıyla geriye düşmüş olmamıza rağmen, baştan sona boğmuştuk isviçre'yi, sahalarından çıkarmamıştık. 4 tane de gol atmamıza rağmen şanssızlığın da sonucu elendik. şu maçı falan izledikten sonra, insan şu son 3-4 yılki izlediği galatasaray'ın teknik direktörünün fatih terim olduğuna inanamıyor.