• 101
    futbolcularımızın ayak bileklerine ağırlık takarak, idman olsun diye oynadıkları bir maç gibiydi. ya da sezon başı kampında günde 3 idman yapıp, deli gibi yüklendikten sonra dandik avrupa takımlarıyla oynanan hazırlık maçları gibiydi.
    bu kadar yavaş hareket eden bir galatasaray hiç izlememiştim. bu kadar pas hatası yapan bir galatasaray da izlememiştim.
    ancak, strum graz takımının bu kadar kapalı oynaması bile bana gurur verdi mi? bakış açısına göre değişir. amatör takımla oynayan 3.lig takımları hem de yenildilerse rakip kapandı diye gurur duymazlar sanırım. bizimki de o hesap.
    aslında böyle bir maçla ilgili çok şey yazdım. konuşmaya değmez.
    unutmadan söylemekte fayda var, dizilişle ilgili maçtan önce frank rijkaard'a telefon ettiğim konusu tamamen dedikodu.
  • 102
    orta sahamızı google earthden aramaya kalkıştığım karşılaşma olmuştur. defans caner ve alpaslandan hariç iyidi. yediğmiz golde sadece defansı sorunlu görmüyorum. aykut o topu tutabilirdi, veya orta sahamız uyumasaydıda pas o adama geçmeseydi. ayhan oynadımı oynamadımı hiç belli değil (babamın tanımlamasıyla: hayalet keçi)*, barış poposunu kaldıramadı.
    keitaya acıdım. adam tek başına ne yapsın burda, doğru dürüst orta yapan biri yoktu maçta, bide üç dört kişi sadece keitayı tutuyordu. neyseki gençleri izleme şansı gördük. ***

    sturm graza gelirsek, neden elendikleri belli, böyle korkak futbolla grup birincisi olamazsın. 10 kişi defansta kontradan çıkıyorlar sadece.
    bana bu takım bir ülkeyi hatırlatıyor ama neyse
    (bkz: yunanistan nasıl avrupa şampiyonu oldu)
  • 103
    oğlum yıllar sonra avrupa'da rahat bir maç geçiriyoruz. manu gibi götürmüşüz yedekleri karşımızdakine bu maç sikimizde değil demişiz. ulan bi keyfini çıkartın be. manu'da evinde beşiktaş'a kaybetti anasını satayım. nedir yani liderliği garantileyip gittiğimiz maça bile gerilim verebilme yeteneğine sahip saçma taraftarlar var bu sözlükte.
  • 104
    caner erkin adlı oyuncunun, devre arasında cska'ya dönmesi gerektiğini gösteren maç olmuştur.

    yok arkadaş, bu adam sol bek oynamaz, sol açık da oynamaz. yahu o değil de topu ceza sahasına yetiştiremiyor, duran topları da kullanıyor.

    ayrıca, çok sevdiğim alparslan'ın da boy göstermesi, bunca sınavın arasında maça ilgi ile bakmamı sağladı. valla harcanıyor bu adam, hem seri hem de yetenekli. stopersiz oynarken mehmet topal'ı kullanacağımıza hakan'ı kullanmamız daha iyi olurdu, alparslan da soldan yardırırdı. bugün ters kanatta oynadı, buna rağmen performansını defansif olarak beğendim. ofansif olaraksa sol kanatta çok daha başarılı olacağını düşünüyorum.

    ne kadar sevsem de artık linderoth bize el sallıyor, aslında biz ona sallamalıyız. her fiyaskosunda üzülen ben oluyorum. hasan şaş, hakan balta ve uğur uçar konusunda olduğum gibi, linderoth konusunda da biraz duygusal davranıyorum, üzerine toz kondurmamaya çalışıyorum ama belli ki bir parmak toz birikmiş üzerinde. yok arkadaş daha olmaz bu.

    servet ve emre aşık'ın hızlı hücumculara karşı nasıl şamar oğlanı olduklarını tekrar tekrar gördük. şu ana kadar oynadığımız en ciddi rakip pana ve o da berbat durumda bu aralar. ileride sorun olabilir bu konu. malesef savunmayı önde kurmamızı sağlayacak bir tandeme sahip değiliz.

    oynayan aslanların hepsinin yüreğine sağlık, güzel mücadele ettiler. uzun süredir yaşadığımız forvet sıkıntısı, her maçta olduğu gibi yine gösterdi kendini.
    asıl sol bek oynayacak oyuncunun sağda oynaması, soldaki vatandaşın ise evlere şenlik olması da defansın biraz zedelenmesine neden oldu.

    takımın eksiklerini görmemiz açısından iyi bir maç oldu.

    bu arada hala graz'dan alamadık intikamı...
  • 105
    hiçbir şeyin göstergesi olmayan maç. her formalite maçı gibi konsantrasyon eksikliği ve yedek ağırlıklı bir kadroyla çıkmış olmanın verdiği organizasyon fakirliği neticesinde yenildik. şampiyonlar liginde grubun son maçında barcelona'yı yendiğimizde destanlar yazmamız ne kadar saçmaysa, bu maç sonucu karalar bağlamak ondan çok daha saçmadır. amaç gençleri görmek, tecrübe kazandırmak ve as oyuncuları dinlendirmekti. ne aydın, ne ayhan, ne aykut eskisinden farklıydı. tek üzüldüğüm nokta, maçtaki "abiler" yüzünden gençler çok fazla kendini gösterme fırsatı bulamadı.
  • 108
    abdel kader keita'nın sazı eline aldığı, graz tribünlerin sadece keita'yı ıslıkladığı - nedeni malum- topun sadece keita'da anlam kazandığı maç olmuştur. bazı maçlar olur, mesela sami yen stadındaki tromso maçı gibi, topu 30. dakikadan sonra bitime kadar şişirirsiniz; pas yapmanız, organize olmanız gerekirken. bu maçta da ceza sahasına o kadar az top yollandı ki, bu şekilde pozisyona girmemiz olanaksızdı zaten.

    barış özbek topu ayağına alınca öyle harekler yapıyor ki , ince bir arapası atacak, mükemmel bir orta açacak sanıyorsunuz. bir bakıyorsun, barış'a aldığı hızda geriye veriyor topu. hele maçın bir bölümünde gerideki rakibi farketmemiş olmalı ki, ona verdi topu. böyle acayip tarif edilemez bir panik içersinde.

    caner erkin gayet verimliydi önceki maçlara nazaran. umarım bonservisini de alırız. aydın yılmaz'a gelince, boşver gelmesek daha iyi!
  • 109
    şu maçı ali sami yen'de oynadığımızı düşünün. kombinesi olan demirbaş taraftar sayısı % 30 u geçmez. geri kalan biletleri kayseri'liler gibi promasyona tabi tutup bedavaya satsalar yine kimse almaz. ve demirbaş taraftar, santrayla beraber üçlüsünü çektikten sonra başlar bağırmaya.'' avrupaaa avrupaaa duy sesimiziiiii'' yok arkadaş yaptığımız tezahürat takımın berbat oyununa çare değil. devam,'' bağırın laaann'' dağ başınııı duman aalmıış'' ne yapsak acaba, aydın'ı hareketlendirebilmek için. fazla kasmayalım kendimizi, nasıl olsa guruptan 1. çıktık, 2 senelik yenilmemezlik rekoru var ama olsun. 19 luk gençleri görücüye çıkarıyorlar, dört gözle seyredelim arkadaşlar. bakın hazır, alpaslan, caner, serdar, aydın aynı anda top oynuyorlar. belli mi olur bir futbol vahiyi iner de aydın tıpkı arda turan gibi bir avrupa kupası maçında yıllardır beklediğimiz patlamayı yapar. bence yaptı zaten de, yıllardır doldurulan metan gazı boşalmıştır, hayırlı olsun manisaspor'a devre arasında, bu futbolcudan ümit davala deyimiyle cacık olmaz.

    oynanan kötü futbola çare bulamayan taraftar soğukta donmakla, uyuma tezahüratı arasında gidip gelirken, bağırmaktan vaz geçenler homurdanmaya başladılar. ha bu arada büyük kalecimiz aykut'u unuttuk sanmayın. aynı fala milyonlarca galatasaray'lı baktık. övünülecek bir şey yok, çerçeveye gelen ilk top gol olacak. tam yanılıyorduk ki, kalecinin kurtardı sandığımız topu rakip çok kötü vurmasına rağmen aykut bizi yine yanıltmadı. komedi filmi izlemiyoruz çocuklar gülmeyin, anlı şanlı galatasaray'ı izliyoruz.

    içinizde bana inanmayıp, maçı tekrar seyretmeye katlanabilecek var sa buyursun. ayhan akman'ın çetelesini tuttum. 45 kere topla buluştu. 15 kere topu geriye doğru verdi, top kaybı yok yani. 16 defa 10 metreyi geçmeyen, yan pas yaptı. aman ha nesine gerek, topu kaptırıp taraftardan küfür yiyecek gider ayak. maç ali sami yen'de unutmayalım. 12 defa da ileriye pas kullandı, ilk ileriye pası 27. dakikadaydı. ileriye kullandığı topların dökümünü yapamadım, çoğu rakibe gitti. toplam sayıyı tutturamadıysak da bir kaç defa daha buluştu. ha bu arada ayhan'ın performansı nasıl acaba, deneyelim bu maçta arkadaş. puan kaybı demek para kaybı demek, olsun merkez bankası'nın matbaası florya'da değil mi.

    tekrar aydın'a döneceğim, kaleciyle karşı karşı kaldığı pozisyonda ayağa kalkanınız var mıydı? ya da artık hala bu adamdan futbolcu çıkar diye bekleyeniniz? garanti veriyorum, yok. ama biz ne anlarız futboldan. çapulcu ne bilir aydın'ın nereye kadar gidip gidemeyeceğini. koskoca surinamlı var başımızda nasıl olsa. bakın lig yarıya geldi, galatasaray kadrosunda çetin isimli birini çıkarttı. tanıyanınız var mı? ismini duyanınız? daha bu şapka ne tavşanları çıkartır, bekleyelim bakalım.

    bari yalan söylemeyin. maçtan önce soruluyor, '' galatasaray 1. oldu zaten, bu maçta motive olabilecekmisiniz'' el cevap geliyor, tercümandan. ben artık tercümanın yalan söylediğini düşünüyorum.'' galatasaray her maçı kazanmak için oynar, şov yapacağız'' her gününü birlikte geçirdiğin futbolcularını tanımıyormusun be hocam?biz kadroyu görmeden bile kötü oynayacağımızı biliyoruz, sen neyine güvenerek bize umut aşılıyorsun. duyar gibiyim senin ve bizim pinokyo taraftarının sesini. ne nankör adamım, takım guruptan 1. çıkıyor ben tatmin olmuyorum. daha önce başka hoca yaptı mı böyle bir istatistik. ders aldık bu gece, ama senden değil hocam. senden şu ana kadar umut aldık, umut fakirin ekmeği bu ülkede devam. ama strum graz'lılardan ben büyük ders aldım. başta kurduğumuz fantazide biz 1. idik. tek puanlı sonuncu olduğumuzu düşünelim ve gurup lideriyle oynuyoruz varsayalım. ne olacak kardeşim, farketmez, biz de tribünleri tıklım tıklım yapardık. 90 dakika bağırır, kareografi yapardık maçtan önce. biz tabelaya bakmayız ki, netice de bir avrupa kupası maçı oynayacağız ve sonuncu olan takımıza bağlılığımızın bir örneğini daha verirdik!

    spikerin yalancısıyım, galatasaray serbest vuruş kullanıyor. o arada aykut ileri çıkmakta olan(çıkınca boş gelmezler ha) defansı uyarıyormuş. gitmeyin lan diye. galatasaray kalecisi, takım yenikken attığımız serbest vuruşta kalesinde korkuyor. hıncal abi'ye kalsa banko oynatacağı kaleci. bekleyelim bakalım, ustalarımızın bir bildiği vardır nasıl olsa. bu arada yarım takım verdiğimiz, hatta uğruna az kalsın kewell'i feda ettiğimiz yaser'le birlikte yeşilleri indirip aldığımız ufuk nerede? bu maçta o kadar adam denediniz de ufuk'u hangi maça sakladınız.

    büyük surinamlı, galatasaray'ın başındasın unutma. biz her sene avrupa'da kafaya oynamıyoruz. o stadyuma gelen karda kışta gelen binlerce türk, maçın oynandığı şehirde oturmuyor. onlar kimbilir hangi şehirlerden ülkelerden geldiler. onlar ki bir zamanlar maç kovalamaktan işerinden oldular. onlar her avrupa stadında, nice takım taraftarlarının nefesini kestiği için hala korkarlar bizden hocam. tercuman efendi, hocaya söyle ''respect''. deneme tahtası mı kardeşim bizim turuncudan iz taşıyan sarıyla, bordoya çalan kırmızılı takım. denedin işte kes cezayı o zaman, kol kırılsın, yen içersinde kalsın( ali sami yen'deki yen) dalga geçme artık bizimle, aydın'dan futbolcu olmaz. ayhan'a yeşil kartı verip emekli edin artık.

    maçta acıdım keita'ya. bari onu da oynatmasaydın be hocam. galatasaray yenildi diye mi üzülelim, söylediklerimiz çıkıyor ona mı bari mutlu olalım. bilmiyorum, bildiğim bir şey varsa futbola dair, hiç bir şey bilmediğimdir. yazık beyhude geçmiş 40 senem tribünlerde. futboldan geçen sene tam soğumuştum, surinamlı'nın gelişiyle biraz buzlarım çözülür sanmıştım. artık hiç umudum yok, ben futbolu sevmiyorum. ne yazık ki sebep olanların içinde büyük surinamlı da var.
  • 110
    rijkaard'ın 19 aralik 2009 galatasaray genclerbirligi maci için birkaç oyuncumuza mesaj verdiği mücadeledir. ayrıca devre arası gönderilecek futbolcuların kararı da yavaş yavaş verilmeye başlanıyor bence. yani bir nevi devre arası gönderilme ihtimali olan oyuncular için bütünleme sınavıydı ama ne yazık ki hepsi de kaldılar sınavdan.

    baştaki konuya dönecek olursak rijkaard bence bu maç servet çetin'e ciddi bir uyarı verdi ve ben eğer rijkaard'ı tanıyabildiysem gençlerbirliği maçında servet yedek bekleyecek. stoper ikilisi emre aşık-hakan balta şeklinde olurken sol bek caner sağ bek de uğur olacak. burada çok önemli bir performanstan söz etmek lazım. caner erkin çok iyi oynadı bana göre. gerçi 1-2 pozisyonda pozisyon hatası yaptı ofsaytı falan bozdu ama genel olarak savunmaya katkısı ve ileri bindirmeleri çok olumluydu. rijkaard da onun hakkını verdi ve sanılanın aksine hakan balta'nın değil servet çetin'in formasını verdi ona. diğer mesaj verilen isimler de linderoth ve alparslandı bence ve ne yazık ki onlar bunu değerlendiremediler. muhtemelen devre arası linderoth bonservisiyle, alparslan da kiralık olarak takımdan gönderilecek. alparslan'ın yanında kuvvetle muhtemel aydın da olacak.
  • 111
    metal dinleyicisinin serdar ortaç konserindeki halini yakalayabileceğimiz bir maçtı. izleyen bizdik de sahnedekiler kimdi hadi kim olduğunu biliyoruz da bizim orada ne işimiz vardı gibisinden bir haliyeti ruhiyedeydik. tek maçla yargının çok doğru olmayacağı kontenjanından çetin kurtarsa da aydın ve alpaslan için çok ümitvar değilim açıkçası. sorun fundamental olunca üzülüyorum sebebine gelince çare olmaması. temel eksiklileri var ve aydın'ın bunda bir suçu yok diye düşünüyorum. olmayan birşeyden nasıl bir gelişme beklenir. ama tek şansı iyi olduğu özelliklerini sanatkar noktasına çekebilmesi. anca öyle kurtarabilir. o da hırsdan yoksun hali ile zor gibi. maç için konuşmaya bile değmez bu arada.
  • 116
    mac baslamadan once oohhh man utd gibiyiz, genclerle cikiyoruz sonuc umrumuzda da degil, bu gece dunya mikime minare gotume eheheheh diye entry giren yazarlarin, mactan sonra gene kudurduklarini gordugumuz karsilasmadir.

    man utd besiktas'a yenildigi zaman siklediler mi acaba mac sonunda? yada burada fenerbahce'ye yenildikleri zaman cok mu umurlarinda oldu skor? hepimiz demedik mi yedeklerini yendiniz lan diye.
    anlamiyorum ki bu kadar mi onemli namaglup yola devam etme? ulan zaten bu kupanin namaglup tek sampiyonusun, hala ne takim bir maglubiyet aldi diye uzuluyorsun?
    ayrica takim bu haftasonu cok onemli lig macina cikacak, bu insanlar robot olmadiklari icin arada teknik direktorun mac secmesi kadar normal birsey olamaz. cok afedersiniz ama; bu maci kaybedince 3 puandan baska bir kaybimiz olmadi, ama haftasonu yenilirsek, liderle puan farkimiz acilacak.

    eger bir man utd olamiyorsak bu kaybetmeyi bilmememizden olucak.

    hayat boyle yanarli donerli iste..
  • 119
    herkesin kendini "yıllarca manu, liverpool gibi takımlar son maçlarını iplemezlerdi, biz de onları yener mutlu olurduk. şimdi aynı durum bizim için geçerli" deyip avuttuğu maçtır. ama kimse de demiyor ki* "aga o saydığın takımların avrupa puanına falan fazla ihtiyacı yok diye". özelliklede çok lazım bu avrupa puanları bize. karşımızda böyle bir zayıf takım bulmuşken yenip almalıydık o puanları. kim bilir seneye belki sırf dün gece kaybettiğimiz puanlar yüzünden kurada önemli bir avantajı kaçıracağız.
  • 122
    taraftarımızın, avrupada her zaman olduğu gibi, takımını yine yalnız bırakmadığı müsabakalardan bir müsabaka. maç öncesinde deplasman tribününde küçük bir koreo da yapılmıştır anti parantez...

    anlatalım; artık bir ultraslan koreosu şeması oluşmaya başladı. tribün demirlerine büyük bir pankart, renkli kartonlar, kartonların ortasına bir yazı...

    dün geceki maçta da aynı bu şemaya uygun bir koreografi vardı. önce tribün demirlerine "endless love" yazılı beyaz üstüne kırmızı bir pankart asıldı. sonra enine üç şerit oluşturacak şekilde kırmızı, sarı, kırmızı kombinasyonlu pankartlar kaldırıldı. sarı pankartların ortasına ise iki ucunda arma olan galatasaray yazılı uzun ince bir pankart açıldı. sonradan fark ettim ki en arkada da sevdadandır pankartı asılı imiş. uzun süre sonra yeniden görmek güzel bu pankartı. yapanların ellerine sağlık...

    resimler:
    http://photos-e.ak.fbcdn.net/...827815_3452757_n.jpg
    http://photos-d.ak.fbcdn.net/...827666_5735987_n.jpg
  • 124
    gruptan lider çıkmayı garantilediğimiz için fazla asılmadığımız ve yedeklerden hallice bir kadro ile başlayıp 1-0 mağlup olduğumuz uefa avrupa ligi maçıdır. sanırım yıllar boyu da bu kadar yedek ağırlıklı bir kadroyla çıkacağımız avrupa maçı olmayacaktır.* teknik direktörümüz frank rijkaard biraz da ligi düşünerek bu hamleyi yapmıştı. çünkü sonrasında önemli bir 19 aralık 2009 galatasaray gençlerbirliği maçı'na çıkacaktık.

    bu maç; alparslan erdem'in yerine oyuna giren altyapı oyuncumuz çetin güngör'ü tanımamıza vesile olmuştur. çetin sonrasında ne yazık ki ne bizde ne de profesyonel futbolda fazla tutunamadı, o da ayrı mesele...

    çok gereksiz bir detay; o zamanlar show tv'de yayınlanan var mısın yok musun programının sunucusu acun ılıcalı, programdaki erkek yarışmacıları, kendi takımlarını halı sahada yenmeleri şartıyla bu deplasmana götürme sözü vermişti. maçı acun'un takımı kazanmıştı, acun da sanırım onları götürmedi.

    (bkz: tarihte bugün)
App Store'dan indirin Google Play'den alın