14 mart 2015 galatasaray başakşehir maçı

• 251

  kendi sahanda oynuyorsun ve rakip ilk yarı 4-0 yenildiğin başakşehir. 2-0 öne geçiyorsun ama 3-4'ü bulacakken bir anadolu takımı gibi geriye yaslanıp top kontrolü yapmaya çalışıyorsun. ve bunun için de yasin-cemali değişikliği yapıyorsun.
  
  rakibin seni geçen hafta ezici bir oyunla yenmiş ve sen bu hafta bu şekilde puan kaybediyorsun. bu son on haftaya girilirken yapılacak hata değil. yasin değişikliği ile yasin'i dinlendirsen ne olacak. iki kulvarda mücadele ediyorsun zaten.
  
  ben hala iyimserim, yeter ki yönetim-futbolcu-taraftar birlik olsun. ama böyle basit hatalar yaparsak dördüncü yıldız bize uzak.
• 252

  ağzıma sıçan maçtır.
  
  öyle böyle değil. bu mart aylarını hiç sevemedim. umarım mayıs ayında gülen biz oluruz.
  
  bir diğeri için ;
  
  (bkz: 19 mart 2009 galatasaray hamburger sv maçı)
• 253

  4-0 yenildiğimiz 26 ekim 2014 istanbul başakşehir galatasaray maçıında da aynı kadro ile maçı bitirmiştik. bugün tek fark burak yılmaz ve hakan balta yerine hamit altıntop ve aurelien chedjou vardı. aradan o kadar zaman geçmesine rağmen aldığımız dersleri çabuk unutmuşuz. dzemali'den sol kanat, olcan'dan sol bek, tarık'dan galatasaray oyuncusu olmaz. maç gidecekse, gününde değilse sneijder değil messi de olsa çıkarılır. iyi oynuyorsa yasin de tutulur. herkes lütfen gerçek mevkisinde adaletli bir şekilde forma alsın, biz desteği hiç bırakmayız.
• 254

  sonucunun bende dejavu etkisi yarattığı maç.
  
  (bkz: 2013-14 sezonu ali sami yen arena'daki kayserispor maçı)
  
  ayrıca çok üzülmedim. arkadaş takımın durumu, felaket derecedeki kadro mühendisliği, hocanın saçmalamaları ve yönetimin umursamazlıkları varken ki son yazdığım en önemlisi, ben neden üzeyim ki kendimi? yönetim siklemiyorsa, takım çabalamıyorsa, hoca her maç farklı fanteziler deniyorsa ben niye kahırlarıma kahır ekleyeyim?
  
  bekleyelim görelim sezon sonunu. allah büyük.
• 255

  beni tekrar sözlüğe döndüren maç olmuştur. ne zamandır yazmıyordum, ama bu maç yüzünden hissettiklerimi yazmazsam çatlarım..
  
  gerçi bir çok renkdaşımın söylediklerini tekrarlamış olacam ama dedim ya içimde kalmasın. yasin'in performansı ortadayken maçtan çıkarmak fikri nerden aklına geldi hamza hoca'nın.. giden 2 puan önemli değil, futbolcumuzun hevesini kırmak neden? olcan adın'dan sol bek devşirmeye çalışmak neden? bu adam kanat oyuncumuz eksik diye alınmadı mı? bruma'nın fizikten öte futbol zekasını geliştirmek gerek önce.. bu hataların toplamı 2-0 dan 2-2 ye gelen bir maç demek, ve taraftarı kanser etmek demek..
  
  en büyük problemimiz oturmamış bir geri dörtlümüzün olmasıdır. ne yalan söyleyeyim ujfalusi gittiğinden beri defans hattına güvenemiyorum, tamam chedjou iyi hoş, çabalıyor ama.. ne ujfalusi'nin ne de song'un verdiği güveni vermiyor. zaten melo gibi bir önliberodan yoksun kalmışız.. ama 2-0 dan sonra, hele kendi sahamızda artık o maçın 3'e 4'e gitmesi gerekirken beraberlikle sonuçlanması sadece facia..
  
  muslera'nın hakkını ne desek ödeyemeyiz, sneijder de üzerine düşeni yapmıştır bana göre.. bazıları her maç orta sahadan gol atmasını bekliyor herhalde.. herneyse, yine de moralleri bozmamak lazım, dilerim hamza hoca hatalarından ders almıştır da önümüzdeki maçlarda güzel futbolla ve alınan galibiyetlerle hakkımız olan şampiyonluğa ve 4. yıldıza ulaşırız..
• 256

  şu an başımın çatlar derecede ağrımasına neden olan maç. 2-0 olduktan sonra eve gitsem bu maçın 2-2 bitebileceğini kimse bana inandıramazdı ama maalesef olmayacak şey oldu inanılır gibi değil. umarım kendi elimizle rakibe hediye ettiğimiz bu 2 puanı çok aramayız. bu maç çok kritikti ve bana göre macera aramaya hiç gerek yoktu. hamza hocanın hatasının farkında olması güzel ama rakiplerin bu kadar kollandığı bir ligde kazanılmış puanı hediye etmek öyle küçük bir hata değil çok büyük bir hata. inşallah bir daha olmaz yoksa şampiyonluk hayal olur.
• 257

  iki puan kaybettik. ne fazlası ne de azı. sadece iki puan. halihazırda ligin henüz 10. haftası zaten sezonu kaybetmiş bir takım vardı ve bugün biz hâlâ yarışının içindeyiz. bu maçta 2-0'dan sonra kaybedilen puanlar da bir iş kazasından fazlası değil.
  
  maharet "orhan ak'la, cihan haspolatlı'yla, saidou'yla şampiyon olamayız" demekte değil, "onlarla da şampiyon oluruz" demekte. bu saatten sonra x hatalıydı, y hatalıydı demenin galatasaray'a hiçbir faydası yok. tüm bunlar sezon sezonunda konuşulacak şeyler. elbette herkesin hataları ve yanlışları konuşluacak ve tartışılacak. ama tüm bu tartışmaları yeisle donatmanın bir manası yok.
  
  ligin henüz 10. haftasında sezonu kapadığı söylenen takım iki hafta öncesinde ise şampi ilan edilmişti. bugün ise yine şampiyonluğu kaybettiği söyleniyor. oysa daha önümüzde oynanacak 10 adet maç var.
  
  ben şampiyon oluruz demiyorum ama bu maçla da şampiyonluğu kaybemedik diyorum.
  
  yine söylüyorum; henüz biten hiçbir şey yok. galatasaray'a inanın. galatasaray'a inanmak kimseye hiçbir şey kaybettirmez emin olun. kazanacaklarımız ise her zaman kaybedeceklerimizden daha büyük.
  
  bu sezon şampiyon olacaksak bu oyuncularla ve teknik heyetle olacağız, gökten yenilerinin inme ihitimali yok...
• 258

  maçı programım nedeniyle 2-0'da bırakmak zorunda kaldım. iyi oynamadığımızı ama 2-0'dan sonra maçı vermeyeceğimize inanıp gönül rahatlığıyla programıma gidebileceğimi düşünmüştüm. hatta maç sonu ne oldu diye skora bile bakmadım. sonucu demin gördüm. şok oldum.
  
  bu takımın genlerinde bazı özellikler kodlanmıştır. bunlardan biri de son düzlüğe girildiğinde konsantrasyonunu sağlam tutup bir şekilde sonuca ulaşmasıdır. hocasını bile kaybetse, as oyuncusunu bile kaybetse; son düzlükte şampiyonluğu vermez bu takım.
  
  sevgili yetkililer, bu kodla oynamayın. kafamızı bozmayın.
• 259

  dün akşam bir araştırma yapmıştım. kadıköy'deki yenilgiler/beraberlikler sonrası ne yapmışız diye. 13 maçın 11'ini kazanmışız, sadece 1 beraberlik ve 1 yenilgi almışız. yani genel anlamda kadıköy sonrası yolumuza kaldığımız yerden devam etmişiz. araştırmamı yapıp haberimin taslağını oluştururken içime bir kurt düştü nedense. sonra kendi kendimi telkin ettim biraz, öyle takıntılı bir adam değilimdir nitekim.
  
  bugün üniversiteden bir arkadaşım için toplandık. kendisi askere gidiyor. 6 kişilik arkadaş grubumuzdan 4 kişi vardık, şansımıza grubun da 4 galatasaraylıyız. uğurlamadan önce maçı izlemek için nevizade'ye geldik. maçtan 1 saat önce yerimizi aldık. arkadaş askere gidiyor ama sadece maçı düşünüyoruz. enine boyuna 1 saat hem maçı hem de geçen haftaki fenerbahçemaçını tartıştık. içimdeki sıkıntı da tekrar hortlamaya başladı o ara. gerçi her maç öncesi benzer bir hissiyat oluşur, aşırı heyecan sanırım. ona bağladım biraz taa ki o değişikliğe kadar. allah inandırsın, yasin'in adını duyunca hocam napıyosun diye söylendik ve o ara inşallah korktuğum başıma gelmez dedim. hayatım boyunca pek tahminlerim tutmadığı için bu sözü söylememe rağmen skor dolayısıyla rahattım ancak bir yandan da ilk yarıdaki çok tehlikleli 3 başakşehiratağını düşünüyordum. aslında hiç konuşmuyoruz ama gerçekten çok ama çok tehlikeli 3 ataktı ve bu pozisyonların hepsi de golle sonuçlanabilirdi. neyse, olan oldu. moraller çöktü ama ben nedense inanılmaz bir üzüntü duymadım maça. içimden bir ses biz bu işi sonuna kadar götüreceğiz deyip duruyor. inşallah bu sefer dediğim olur zira kalbim temizdir.
• 260

  oyuncu değişiklikleriyle verdiğimiz bir başka maç. gerçi başakşehir olcan'ın kanadını kullanabilse daha ilk dakika yazacaktı golü. yazamadılar. biz elimizle verdik.
  
  cemali'yi alıyorsun, çok güzel. sneijder'i sol açığa atarsın, ortayı üçlersin. bunu anlarım. ama cemali'den sol açık mı olur? illa defansif bir açık istiyorsan bruma > cemali yaparsın, cemali'yi selçuk'la yan yana oynatırsın, açığa da hamit'i koyarsın. o idare eder orayı. ya da bruma > çolak yaparsın. anlaşılır, ama cemali'den sol açık mı olur?
• 261

  şiir yazdıran maç.
  ağlasam sesimi duyar mısınız sözlükte.
  dokunabilir misiniz göz yaşlarıma klavyenizle.
  bilmezdim iki hafta üst üste puan kaybetmenin bu kadar iğrenç olduğunu, bu haftaya kadar.
  biliyorum güzel birşeyler olacak bu sene.
  biliyorum ama ne zaman söyeyemiyorum.
• 262

  hocam burada daha önce galibiyetlerden sonra yaptığın hataları defalarca dile getirdik , sen de kabul ettin bu hataları , dedikki insanoğlu anlık kararlar vermek zorunda hatalar yapabilir dünkü oyuncu değişiklikleri bir kenara hocam fenerbahçe maçında koridor olan olcan'ı skor avantajını da almışken neden değiştirmeyip hala orada inat ediyorsun defansın göbeğindeki adamlar başkalarının açığını kapatmaktan kendi görevlerini yapamıyorlar. topu her alan bizim sol kanada şişiriyor biraz boyu uzun olan her adam kafa topunu indiriyor , biz görüyoruz eminim ki sen de görüyorsundur ama olcan'ın mutlu olup olmaması önemli değil önemli olan bu takımın galibiyet alması , futbolcular araçtır şampiyonluk ise amaç.
• 263

  salıya kadar unutur muyum bu maçı diye düşünmekteyim.10 dakikada kendi sahamizda 2 gol yedik 3.de az kalsın geliyordu. unutmak zor.
• 264

  kimse yazdı mı bilmiyorum ama son dakikalarında muslera'nın bariz kırmızı kartının es geçildiği maçtır. hani bu kırmızı kart değilse bi daha hiçbir kaleci kırmızı görmez herhalde.
• 265

  psikolojimin içine eden maçtır.
  
  hakkaten perişan oldum uyuyamadım. naptın hoca ya, ben seni hep severim desteklerim, desteklemeye de devam ederim ama bu kadar amatörce hata yapmak oldu mu?
• 266

  bazı maçlar vardır ya maç içinde olan olaylarla anılır hep.
  
  -sulu maç,
  -emre aşık'ın polis dövdüğü maç,
  -çamura top saplanan maç,
  -nonda'nın volkan'a köprü kurduğu maç,
  
  gibi
  
  bu maçta eğer ampiyonluk giderse uzun süre boyunca
  
  -yasin, dzemali değişikli maçı
  olarak anılır.
• 267

  golleri tekrar tekrar izledim, kim ne hata yapmış diye.
  
  batdal'ın golü tam fiyasko. rakibin en uzun adamını tutan kimse yok, gerçekten yok. umut biraz yanaşıyor ama sonra bırakıyor. elini kolunu sallaya sallaya gol atmış resmen.
  
  cenk'in golünde ise olcan zaten başlı başına hatalı ama onun önünde oynayan adam da yok piyasada. ne selçuk, ne hamit, ne sneijder, ne dzemaili. visca ortayı yaptığında tarık, kaçan mehmet'i kovalamak yerine izlemiş, belki onunla birlikte içeri koşsa, chedjou'dan sekince top uzaklaştırabilirdi belki. ulan ya, boku bokuna iki gol.
• 268

  2007-08 sezonydu yanılmıyorsam.üstüste iki maçta yenilmiştik.biri beşiktaş deplasmanı*,diğeri sami yen'de lig sonuncusu kasımpaşa'ya*.
  
  bu 2 maçın ardından şampiyonluk yarınlara kaldı havasına giren taraftarımız sezon sonunda konvoylarda,şampiyonluk kutlamalarında eğleniyordu.allah o günlerin benzerini yaşamayı nasip etsin.
• 269

  son üç yıldır hatta karpaty lviv maçından beri böyle sinirlendiğim, cimboma bu kadar kızdığım bir maç hatırlamıyorum
• 270

  sabah uyanmamayı istemeye sebep olan maçtır. böyle maçlarda kaybedilen 2 puan değil, geçirilen travmalardır önemli olan.
  
  bu maç camia için travmatik bir maçtır, süper finalde fenere kaybetsek bu kadar üzülmezdim eminim.
  
  aşamıyorum.. aşamıyoruz.*
• 271

  maçın ikinci yarısında, takım yorulduktan sonra şu değişiklikleri bekliyordum:
  
  bruma > emre çolak
  olcan, yasin > telles
  
  işte bundan eleştiriliyorsun hamza hoca..
• 272

  --- alıntı ---
  
  ağlamıyorum gözüme değişiklik tabelası kaçtı.
  
  --- alıntı ---
• 273

  ahh ulan ahhh
• 274

  ulan travma oldu bu mac bende . hala ahlar vahlar cekiyoruz.
• 275

  umalım ki, sezon sonu şampiyon olduğumuz da kahrolduğumuz bir maç olarak hatırlayalım sadece. acı bir anı olarak kalsın hafızalarda.