*

  • 304
    milli takım dönüşü seyircisiz bir maç... çok önemli bir cümle, hem milli maç için verilen iki haftalık aranın hem de seyircisiz oynanan maçın getirdiği bir konsantrasyon kaybıyla başlıyorsun oyuna, bu tarz ortamlar kaliteli futbol oynayan takımların aleyhinedir ve oyuncu grubunu alışmış oldukları düzene tekrardan adapte etmek, taktiksel varyasyonların fazla olduğu teorik kısmı yeniden ezberletmek, dahası motive etmek oldukça zordur. bu hafta avrupa'da çoğu büyük takım da puan kaybı yaşadı, yaşayacak. manchester united, juventus gibi puan kaybetme oranı çok düşük takımlar bile puan kaybetti milli ara dönüşlerinde bahsettiğim etkenlerden dolayı. işte tüm bunlar nedeniyle gerçekten zor bir maç bizi bekliyordu.

    maçın başlamasıyla da ilginçtir feghouli ve rodrigues'in kanat değil de belhanda ile birlikte forvet arkası gibi oynadığını gördük. (bu tercihe ayrı bir parantez açacağım) haliyle o bölgede inanılmaz bir sıkışıklık oluştu ki bu da pozisyona girmekte sıkıntılar doğurdu bizim adımıza. ilk yarı boyunca aynı dizilimde devam etti takım. yine aynı şekilde ilk yarı boyunca pozisyon bulmakta da zorlandık. ortada bir futbol, sahaya sıkışık dizildiğimiz bir oyun kurgusu, sıkışık dizilmenin sonucu olarak yaratıcılık sorunumuz sonunda sona eren bir ilk yarı izledik. ikinci yarı önceki haftalarda tercih ettiğimiz kurguya daha yakın bir şekilde başladık. sahayı enlemesine daha geniş kullanarak konyaspor takımının savunma hattını uzatıp oyuncuları arasındaki mesafeyi arttırdık. böylelikle daha fazla pozisyon yaratma imkanımız oldu ve pozisyonlar da bulduk. ufak bir bocalama evremiz dışında art arda gelen ataklar, hücum sürelerimizin uzadığı bir periyot sonucunda da golü atarak bir bakıma yorgun rakip takımın fişini çekmiş olduk. sonrasında da malumunuz gomis'in müthiş ikinci golü...

    oyuncu değişiklikleriyse olması gerektiği gibiydi. rodrigues muhtemelen sakatlık sonucu oyundan alınsa da yerine giren selçuk ilginç şekilde maçı çevirmemizde çok büyük pay sahibiydi. yine eren ve serdar değişiklikleri de yapılabilecek en doğru tercihlerdi.

    notlar halinde birkaç şeye değinelim, en sona feghouli- garry'nin forvet arkası oynatılması tercihini bırakmak istiyorum.

    1) savunmada çok iyiyiz ama bu tesadüfi de değil. oyuncularımızın duruşlarına dikkat ettiğimiz taktirde bunun çalışılmış, taktiksel bir düzen olduğu çok net görülebiliyor. mesela bakınız burada geçen sezon oynanan 4-0'lık başakşehir galatasaray maçında yediğimiz ilk golde savunmamızın duruşu: https://i.hizliresim.com/NOk3mL.png
    sağ bek almış başını gitmiş, stoperlerin ne durduğu yer doğru ne konum olarak uyumları, sol bekimizse yine hem yanlış yerde duruyor hem de gereksiz geride kalarak ofsaytı bozuyor. kısacası felaket düzeyde kötü bir savunma duruşudur bu.

    bu maçtaki gomis'in attığı ikinci gol öncesi, konyaspor atağında savunmamızın duruşuna bakacak olursak: https://i.hizliresim.com/jQBLk9.png , neredeyse simetrik bir dizilim görüyoruz. geçen senenin aksine rakip atak yaparken beş kişi yan yana diziliyor ve önlerine de üç oyuncumuz birbirine paralel şekilde yerleşiyor. fernando iki stoperin arasında boşluk kapatıyor, ön ve arka hattın ikisi de biri önde biri arkada mehter takımı gibi değil ip gibiler. müthiş bir düzen söz konusu. dolayısıyla takım olarak savunmamız üst düzeyde oluyor. hani tudor taktik falan bilmiyor ya, bu fark teknik direktörden kaynaklı bir taktik tercih değil de ne taktik tercih? set örme mi?

    2) bazı maçlarda forveti çiftlemeyi de öğrenmemiz gerekiyor. şu ana kadar harika gitmiş, forveti çiftlemeye ihtiyaç duymamış olabiliriz ama yeri geldiğinde lazım olabilecek varyasyonlardan biridir bu. konya maçı özelinde değil belki ama özellikle arena'da farkı ikiye çıkarttığımız maçlarda gomis- eren ikilisini beraber oynayabilecek uyuma kavuşturmak gerek.

    3) konya gibi hızlı kontraya çıkabilen bir takıma biz hücum ederken dahi net pozisyon vermememiz doğru alan parselizasyonumuzun ve zone press'imizin önemli bir sonucu. ligte de avrupa genelinde de bu işi en iyi yapan takımlardan biriyiz. tıpkı ilk maddede olduğu gibi bu durumun da teknik direktör adına bir taktiksel beceri olduğunu söylemeden geçmeyelim.

    4) yine yeni yeniden, bir rakip takım daha, gole ihtiyacı olduğu anlarda pilinin bitmesi sonucu hücum edemedi. edecek derman bulamadı. belki bunu her maçta söylüyorum ama yeteri kadar fark edilmediğinden söylemek de gerekiyor. sahada ortaya böyle bir tablo çıkınca herkes zannediyor ki rakip çok kalitesiz. hayır efendim, bizzat galatasaray'ın fizik gücünden kaynaklı bir olay bu. rakibi press ve pas oyunumuzla o kadar yoruyoruz ki maçların sonlarında rakip gole ihtiyacı olsun olmasın koşacak derman bulamıyor. kondisyon ne güzel şey!

    5) gomis maçı %100 pas isabet oranıyla tamamladı. iki gol atmasının yanı sıra attığı 10 pasın da isabetli olması ve iki şut pası vermesi çok güzel. fernando tam 116 kez topla buluşarak bu alanda olağanüstü bir veri yakaladı. 6 kez top kapma, 7 ikili mücadele kazanma, 4 top uzaklaştırma ve 3 pas arası istatistiği de cabası. attığı 97 pasın 93'ünün isabetli olmasıysa korkunç...

    gelelim feghouli- garry meselesine.

    maç boyunca anlam veremedim bu tercihe aslında. ilk defa da tudor hocam için ''çok kötü tercihte bulundu'' dedim içimden. maç bitince de ulan dedim bu adam neden durduk yerde böyle bir şey yaptı. epey sonra dank etti kafama, acaba konya takımının savunma önüyle ilgili bir zaafını mı fark etti dedim yine kendime. baktım konya takımının maçlarına, hakikaten savunma önlerinde bir acayiplik var. beşiktaş maçlarında o bölgeyi boş bıraktıkları çok net görülüyordu da sezon boyunca bu zaaflarını sürdürdüklerine dikkat etmemişim. meğer konyaspor takımının savunma önündeki bölge sezon boyu en karışık oldukları, en dağınık ve savruk oldukları bölgeymiş.

    konya takımının ortalama pozisyonları:

    a) 9 eylül 2017 atiker konyaspor alanyaspor maçı (sol taraf konyaspor savunması): https://i.hizliresim.com/8N8lOV.png

    b) 18 eylül 2017 beşiktaş atiker konyaspor maçı (sağ taraf konyaspor savunması): https://i.hizliresim.com/vJZgGR.png

    c) 23 eylül 2017 atiker konyaspor akhisar maçı (sol taraf konyaspor savunması): https://i.hizliresim.com/V3El1n.png

    görüldüğü üzere hep o bölgeyi boş bırakmışlar, dağınık dağılmışlar. tudor da bu zafiyeti fırsata çevirmek adına rakip takımın savunma önünü üç oyuncuyla doldurarak daha fazla pozisyona girer, daha fazla boşluk bulurum diye düşünmüş olacak ki maça malum kurguyla başladı. bana kalsa böyle bir tercihte bulunmazdım orasını ayrı tutuyorum ama en azından tudor'un hamlesinin saçma olmadığını da söylemek gerek. planın tutmamış olması bir kenara teoride gayet mantıklı bir plan olduğu da bir gerçek. dediğim gibi bana kalsa böyle bir risk alıp oyunu sıkıştırmazdım ama tudor hocam mantıklı bir hamlede bulunmuş.

    şükür bitti yahu, bekledik bunu çok bekledik. *
  • 142
    (bkz: bugün günlerden konsantrasyon)

    gectigimiz sezonlarda(15-16, 16-17) elimize rakiplerle arayı kapatma sansı geldiginde bunları gerek hakem kiyimlari ve gerekse kendi aptalligimizla degerlendiremeyip defalarca yarisa ortak olma sansini tepmistik.

    bu sezon ise(17-18) su ana kadar her sey istedigimiz gibi gitti. rakiplerin puan kaybettigi maclarda kazanıp farkı acan biz olduk.

    en zor deplasmanlardan birinde(bursa) 1-0'dan 1-2'ye cevirip, evimizde 85'te yiyip 90+'da galip geldik(karabuk).

    bunlar hep sampiyonluk alametiydi.

    iste bu mac tam anlamıyla psikolojik üstünlüğü her seyiyle ele alabilme sansının geldigi, en önemli rakiplerimize 8 haftada 8 puan fark atabilme sansinin ellerimizde oldugu fırsat macı.

    galatasaray'da bu sezon cok sey degisti ama bu macı kazanırsak winnerligimizin döndügüne de inancım cok artacak.

    öyle bir maç ki kelebek etkisiyle, sezonun kalanını cok rahat götürebilme imkanının geldigi mac.

    macı kazan her sey elinde olsun, minumum 3 maclık(2 yenilgi 1 beraberlik) opsiyon kazan.

    bu sebeple sakin bir mac cıkarıp gerekirse ilk yarıda oyunu da tutmaya calisip, geriye dusmemeye calisarak 60'tan sonra mactaki skora göre her türlü riski almalıyız.

    öyle bir sansim olsa bu gece tüm oyuncuların telefonuna tek bir kelime yazar gönderirdim.

    konsantrasyon!
  • 77
    eşimin kuzeninin nişanı nedeniyle rahat rahat izleyemeyeceğim maç. hayır yani evde aile içinde yapacağınız olaya bizi neden çağırıyorsunuz. yapın işte çekirdek aileler kendi aranızda. zorla insana masa altında telefondan maç izletecekler. bir de özellikle yapar gibi mevzuyu da saat 20'de başlatıyorlar. futbol sezonu devam ederken böyle organizasyonlar yasaklansın.
  • 46
    (bkz: hedef 21)

    (bkz: sezonun en önemli maçı)

    11 gün kalan maç.

    http://cdn.futbolarena.com/...milyon_euroryunj.jpg :(

    konyaspor sene başında ilk hafta trabzonspor'a karşı 4-4-2 oynamış ve sonraki her maçında 4-2-3-1 oynamış.

    bu maçta muhtemel ilk onbirleri,

    --------serkan kırıntılı-----------

    skubic--ali turan-filipovic--eren* *
    -----bourabia------jönsson-----

    milosevic----musa araz----fofana

    ----------------eze*-------------

    ligde 8 gol atıp 9 gol yemişler. musa araz, fofana ve eze son dönemde skora katkı veren oyuncuları. bana göre en etkili ouncuları fofana, gününde bir fofana beşiktaş'ın içinden geçebilir. o bölgede mariano'nun olması beni rahatlatıyor. yine sol bekte sıkıntıları olacak, ferhat cezalı ve eren albayrak'ın bir sakatlığı var, eğer iyileşirse eren oynar yoksa son maçta ömer ali şahiner de oynamıştı.

    bence karabükspor konyaspor'dan daha iyi bir takımdı, özellikle orta sahada bize çok problem çıkardılar, ben konyaspor'a karşı orta sahada bu kadar zorlanacağımızı düşünmüyorum. yalnız mustafa reşit akçay iyi hoca. mutlaka bizi iyi analiz edeceklerdir. ileride baskı yapan takımlar bizi zorluyor, defanstan top çıkarmakta zorlanıyoruz ve çok top kaybı yapıyoruz. tabi bize karşı böyle oynamanın dezavantajları da var. maçın 2. yarısında tempomuza dayanamayıp 60'tan sonra adım atacak haliniz kalmayabiliyor.

    bursa deplasmanı ve karabük maçlarında bunu net bir şekilde gördük.

    tolga ciğerci'nin oynayıp oynamaması kritik çünkü feghouli'nin ve rodrigues'in aynı anda sahada oluşu, pres gücümüzü düşürmüştü. bir de skoru bulabilirsek oyunu tutmayı da öğrenmeliyiz. bazı zaman dilimlerinde biraz daha ekonomik oynayıp gerektiğinde öldürücü presimizi daha vurucu hale getirebiliriz.

    2-0 öne geçtikten sonra hiçbir maçın 2-2'ye gelmemesi lazım. yeri geldiğinde 1-0'ı da koruyabilmeliyiz.

    ben şimdi konyaspor yönetiminden bu maçın bilet fiyatlarıyla ilgili bir bomba bekliyorum. kimse gidemesin diye saçma sapan bir fiyat çekebilirler. ne de olsa kendi seyircileri yok, bizimkilerin de bulunmasını istemeyeceklerdir. boş bir statta 2000 taraftarımızın olması ciddi bir etki edecektir, oyuncularımıza.

    her ne kadar seyircinin olmaması bizim için avantaj olsa da acaba boş stat bizimkilerin konsantrasyonunu bozar mı diye de tereddütteyim, bu sebeple zaten deplasman seyircisinin maça alınması kritikti. yönetime teşekkür ederim, bir haksızlığa ve mantıksızlığa karşı sonunda bir tavır sergilendi.

    bunun dışında görüldüğü gibi maçlarda evimizde olan maçta bile rakibe çok kolay bir şekilde olmayan penaltıyı bile verebiliyorlar, deplasmanlarda daha dikkatli olmalıyız. bursa deplasmanında 2 penaltımız verilmemişti mesela.

    bu sene hakemleri de, mhk'yi de, pfdk'yi de, tff'yi de üst üste koyacağız.

    biz puanları 3'er 3'er topladıkça millet kafayı yiyecek moralleri bozulacak. yeter ki maç maç konsantrasyonumuzu yüksek tutarak gidelim. zorlu bir fikstüre girerken milli maç arasından kayıpsız ayrılabilirsek, 9. haftada evimizde fenerbahçe'yi şampiyonluk yarışının dışına itebiliriz.

    ama önce bu maç. bu maçın derbilerden bir farkı yok. 3 puanı koy cebe kafan rahat etsin.

    geçer mi olm şimdi 11 gün :(

    (bkz: galatasaray yetmezliği)
  • 141
    eskiden çocukluğumuzda pokemon gameboy oyunu vardı hani.** siyah beyaz bir oyundu bu. ilk başta charmender, bulbasaur veya squirttle üçlüsünden birini seçerek oyuna başlayıp rozetler toplayarak pokemon ligine katılmaya çalışırdık. hah işte hatırlayanlar için bu maç ilk rozettir benim gözümde. 8. hafta itibariyle beşiktaş'a ve fener'e* 8 puan fark atma şansıdır. hazır konya'yı da seyircisiz yakalamışken bu rozeti cebe koyup sezon sonunda lig şampiyonu olmak için.

    saldır galatasaray!

    (bkz: sen şampiyon olacaksın)
  • 158
    (bkz: sezonun en kritik maçı)
    milli ara dönüşü olması, besiktasin puan kaybı, haftaya derbi olması, galibiyet serisinin devam etmesi, rakibin seyircisiz oynama cezasının olması, kış aylarında olmamamız, psikolojik baskı yaratabilmemiz derken fark ediyoruz ki sezonun en önemli maçını oynayacağız. dune kadar ateizm ve deistligi arastiran biri olarak sabahtan beri dua eder oldum. allah yar ve yardımcımız, vurduğumuz gol olsun.*
  • 80
    herkes seyircisiz diye cantada keklik görmüs bu maçı. en son karabük'e 7-8 atıyorduk sonra gördük basımıza geleni.

    mac seyircisiz ama bu sekilde haftalardir mac yapan bir takim var zaten karsimizda. ortama aliskinlar, bizim oyuncukarimiz belki de ilk defa boyle bir atmosferde oynayacak. konya yonetimi bilet fiyatini aciklamadi daha, ucuk kacık bir fiyat cekerlerse stat komple bos olur.

    mustafa resit akcay'in 15 gundur bu macı bekledigini ve hazirlandigini dusunursek cok da kolay olmayacaktir.

    milli maclardan dönen oyuncularin motivasyonu ve fizik durumlari önemli.insallah bir kaza yasamaz ve 3 puanla döneriz.

    sonraki fikstürde puan kaybını tolere edebilmek icin bu macı mutlaka kazanmalıyız.
  • 137
    derbi öncesi, seyircisi olmayan bir deplasman maçında takılmayıp kazanmamız gereken maç. şu maçı kazanmamız bize kredi getiricek evet ama bence daha önemlisi rakiplerimizde yaratacağı moralsizlik. sakatlık ve ceza sorunu yaşamadan bu maçı atlatmak en büyük dileğimiz. galatasaray olarak şu maçta vuracağımız yumruk altın değerinde. bütün galatasarayseverler aynı heyecanı yaşıyoruz. maç sonu güzel olması dileği ile.

    sen şampiyon olacaksın!
  • 79
    çok ama çok önemli, bir o kadar da tehlikeli maç.

    öncelikle çok koşan, hızlı hücuma kalkan bir takım. hocaları ise haşortmanlı'dan aldığı diri ama korkak takımı hücumda bir üst seviyeye taşıyan ve büyüklere karşı ayrı bir motivasyonu olan mustafa reşit akçay.

    ligin ilk 5 haftasında trabzonspor, başakşehir ve beşiktaş ile oynama şanssızlığına düşmeleri kimseyi yanıltmasın, diri bir takımdır ve bizi zorlayabilecek bir futbol anlayışları var. bir hafta sonraki fenerbahçe maçından çok daha önemlidir, taraftar da, takım da bu bilinçte olmalıdır.
  • 37
    tolga'nın yokluğunda takım savunmamızın ne kadar sarsıldığını 30 eylül 2017 galatasaray kardemir karabükspor maçında gördük. tolga'nın yaptıklarını yapabilecek birini bulmamız lazım. ya da birilerini bu yapıya dönüştürmek lazım. maksadım rodrigues'i yemek falan değil ama gomis, belhanda ve feghouli 3'lüsü bence hücum anlamında bize yeter. kaldı ki bu 3'lü muadillerinin ötesinde bir savunma özverisi gösteriyorlar.

    geriye kalan 3'lünün ise takımın fizik gücü ortalamasını yukarı çekecek ve defansif yükünü sırtlayacak adamlardan oluşması lazım. bunlardan biri fernando diğeri ise ndiaye. buraya kadar tamam. ilk 6 maçta 3. adam tolga'ydı. o da işini oyunun her iki yönünde de gayet güzel yaptı. şimdi tolga yok. ilk kez iki kanat oyuncusuyla oynadığımız karabük maçında ciddi anlamda savunma problemlerimiz oldu. 2. yarıda pek bir sıkıntı olmamış gibi dursa da ilk yarıda savunma s.o.s. verdi. dolayısıyla tolga deyip geçmemek lazım. aynı şey ndiaye ve fernando için de geçerli olacaktır. onlardan biri de olmadığında imamesi kopan tespih gibi dağılabiliriz. ki bu zaten muhtemel.

    hasılı tolga dönene kadar orada bu işi yapabilecek birini bulmamız lazım. aslında tek bir oyuncu üzerinden açıklamak istiyorum önerilerimi ama aynı oyuncu için 2 senaryo var kafamda, kahramanımız; martin linnes;

    1- fernado'nun yanına linnes'i koymak. bu da bize 2 seçenek sunar;
    1.a- sol çizgiye yakın bölgede ndiaye, ortada ise belhanda'yı kullanmak. http://galatasaray11.com/kadro/basliksiz-34339
    1.b- sol çizgiye yakın bölgede belhanda, ortada ise ndiaye'yi kullanmak. http://galatasaray11.com/kadro/basliksiz-34340

    belhanda'nın sol çizgide oynaması o bölgede bir savunma zafiyeti oluşturabilir. bu yüzden eğer linnes, fernando'nun yanında kullanılırsa, ndiaye'yi de direkt tolga gibi kullanabiliriz. zaten hepimiz ndiaye'nin aslında ofansif bir oyuncu olduğunu ve 3. bölgeye daha yakın oynaması gerektiğini söylüyoruz. tolga'nın yokluğunda onun varlığındaki düzene en yakın planlama da bana sorarsanız bu olur. gelelim diğer plana

    2- diğer 10 futbolcuya hiç bulaşmadan linnes'i direkt sol önde kullanmak. bu da fena bir çözüm değil bence. linnes'i hepimiz üç aşağı beş yukarı enerjik, savunma özverisi olan, ayakları iyi, zeki bir oyuncu olarak tarif ederiz. dolayısıyla linnes'i burada kullanmak hücumda bizi çok da sıkıntıya sokmayacak defansta da tolga varken ki kadar sağlam durmamızı sağlayacaktır. http://galatasaray11.com/kadro/basliksiz-34341

    ben oynadığımız oyunun üzerine gitmemiz gerektiğini düşünüyorum. mümkün mertebe aynı düzeni yakalamaya çalışmalıyız. oyuncu eksikliklerinde yapıyı büyük oranda bozacak değişikliler bize zaman kaybettirir. eskiye gitmek doğru değil ama mesela terim 2011-2012 sezonundaki oyununu geliştirmek yerine yapıyı değiştirmeye çalışınca şampiyonluklara rağmen göz göre göre gelen bir bataklığa sürüklendik.

    aynı şeyi şu yeni yapılanmada yapmamak lazım. gerek takım içi değişikliklerde gerek takviyelerde mevcut oyunumuzu göz önünde bulundurmalıyız. bu yoldan vazgeçmemeliyiz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın