• 426
    fikstüre bakayım derken yine göze çarpmadan durmayan maç. düşündükçe kahrolası geliyor insanın. stadyumdan çıkıp metro turnikelerine kadar inşallah sene sonunda bu maçı aramayız diye konuşmuştuk arkadaşımla bırakılan 2 puan için. eğer yarışı son haftaya kadar götürüp şampiyon olamazsak hele kafadan 10 yıl hiç unutmam bu maçı. umalım ki bu 2 puanı aramayıp şampiyon olmayı becerelim. temennimizi yinelemekten başka bir şey gelmiyor elden maalesef.
  • 427
    bu maç bitimi çok ama çok sinirlendiğimi hatırlıyorum. iyi küfretmiştim takıma*. kendi adıma sezon bitti demiştim. 2. yarıda iyi bir seri yakalayınca tekrar umutlandık tabi ama hala aklımızda o ilk yarıda kaybedilen puanlar, özellikle son dakika golleri nedeniyle. avrupa ligine gidiş biletimiz bile son dakika golüyle gitmişti. işte o kritik maçlardan birisi de buydu.

    ertesi gün sinirim geçti tabi.*
  • 429
    galatasaray'ın son dakika gol yediği sıradan maçlardan biriydi. fatih terim geçen sezon hazır olmayan emre akbaba yerine selçuk'u oynatmakta ısrarcı olunca haliyle son 10 dakika takım kondisyon olarak geriye düşüyordu. takımın asıl sorunu ise ankaragücü gibi tek amacı kümede tutunmak olan bir takıma karşı bile 2. golden sonra defansa çekilmesiydi. formsuz ahmet çalık, sakat luyindama, yeni gelmiş falcao derken geçen yarım sezon çok kötü bir galatasaray izlemiştik. bunun cezasını her maç çekmemize rağmen inatla aynı yolu denemek gerçekten taraftarımızı kabız olma noktasına getirmişti. hatta sözlükte bile fatih terime ağır eleştiriler gelmişti ki fatih terim böyle bir duruma geçen sene bile düşmemişti. tabi hocamıza camia olarak sahip çıkmamız lazım. yoksa kuşların dilinden düşmüyoruz. işin aslı bu duruma düşmemizde asıl rol oynayan teknik heyet değil, galatasaray'a karşı her maç sert oynayan tff yalakası olan anadolu takımlarıydı. bundan o zamanlar bahsedilmese bile şu an herkes bunu idrak edebilir, değil mi? (bkz: 14 haziran 2020 çaykur rizespor galatasaray maçı)
  • 431
    üzerinden 4 sene geçtiğini az önce sosyal medya hatırlatması sayesinde fark ettiğim unutulmaz maç.

    sabahın köründe kargalar kahvaltıya otursak mı oturmasak mı derken başlayan gün, ahmet cömert'te saha içinde 2 bin kırmızı koltukla beraber izlenen yarı yarıya skorla bitmiş kötü bir maç, maç sonunda saha içinde "deli misin bu maç için gelinir mi?" takılması, bu takılma olurken fotoğraf sırasında mırıldanarak "nereden çıktı bu" diye başlayan küfürlü cümlesini tamamlarken göz göze geldiğimiz için koşar adım çıkışa giden çocuk, bozulan metro sonrası arada 3 istasyonu yürüyerek stada anca ulaşabildiğimiz cefalı bir yolculuk, 14 aralık 2019 galatasaray ankaragücü maçı zirvesine tanıdık bir yüz görme ümidiyle gelip sıfat-ı eşgalimi görünce "bu kim aq" bakışlarıyla hayal kırıklığına uğrayıp yine de bozuntuya vermeyen büyük reis lecce ve yavru aslanı, sonradan youtube alemlerine kadar taşınacak olan masadaki acayip futbol yorumları, arena vadistanbul patikasına 130 kilo sıfır kondüsyon bünyemle muzecinin kollarında son nefesimi vereyazmam, nefesim yerine gelene kadar maçın ikinci yarısının başlaması, xelcuk reis oyuna girince yükselen uğultu sonrası yaşananlar ve acı final...

    maddi manevi hayat enercisi emen bir seyahat olsa da, özledik anlamsız şekilde...

    (bkz: tarihte bugün)
App Store'dan indirin Google Play'den alın