• 426
    taraftarın yeterince itici ve agresif olmadığını düşündüğüm karşılaşma. sonlara doğru oyuncular ateşlemeye çalıştı kale arkasını ama açıkça okan hocaya yazılacak bir maç. geçen sezon da boğazına kadar kapanan takımlara karşı pozisyon bulmakta zorlanıyorduk, takım neredeyse tamamıyla değişti buna bir çare bulmamız lazım. kerem’in ve oliviera’nın direkte patlayan şutları gol olsaydı farka giderdik eminim ama o ilk gol çok mühim duran topları şansları çok iyi değerlendirmemiz lazım. rakip takım kalecileri başta olmak üzere inanılmaz bir konsantrasyon ve çabayla oynuyor galatasaray’a karşı bunu bilip unutmayıp daha akıllıca sonuca gidecek planlar yapmalıyız.
  • 427
    bu maçta şahsi görüşüm en büyük problemimiz atağın devamlılığını sağlayamamaktı. direkt futbol topu alıp 3 pasta kaleye inmek değil. 3 pasta inebilirsen inersin. inemezsen çizilen seti oynamaya başlarsın. bunu bozan futbolcular da pva ve kerem’di bu maç özellikle. oliviera da güzel uzun toplar atsa da çok tembel paslar da verdi. biraz da fiziken henüz hazır değil gibi geldi. umarım hazır olmadığındandır bu top kayıpları.

    bir de garip olan durum ısrarla sol kanattan atak yapmaya çalışmamış. bireysel olarak rezalet oynayan iki futbolcumuz var. bakıyorum istatistiklere yunus verimsiz bir maç oynamamış. gelen topları iyi değerlendirmiş. keza maçı izlerken de bence gayet olumlu işler yaptı. boey de bence kötü olsa da pva’dan çok daha iyiydi. neden sağ kanada oynamaya başlamaktansa sol kanatta ısrar ettik anlamadım.

    kanatlarımızın özgürlüğünü çok kısıtladık. evet kanatlardan hücum yapmamız gerekliydi. evet bekleri oyuna sokmak zorundaydık. fakat bence teknik heyetten katı bir oyun planına bağlılık istenmiş. çünkü özellikle kerem inanılmaz statikti bugünkü kötü futbolundan bağımsız. normalde yapmaya çalıştıklarını yapmadı. hatta bir pozisyonda boş koridoru kullanmak yerine bölgesinde bekleyip pva’nın gelmesini bekledi. ki ciddi bir pozisyon yaratabilirdi. yunus da normalde daha koridorunu çizgilere kadar kullanmayı seven bir futbolcu. fakat fazla kullanmadı. bunun teknik heyetten kaynaklandığını gözümle anladım fakat ısı haritalarında da geçtiğimiz maça göre bariz bir değişim var oyuncularda. hem kerem hem de yunus’un kanatlarda aynı bölgede etkinlikleri öbeklenmiş. benim futbol görüşümde bu kadar katı anlayışın olmaması gerek. futbolcuyu tamamen özgür bırakmalıyız demiyorum fakat teknik direktörlerin oyuncuları tanıdığı gibi oyuncular da kendisini biliyor. özellikle yunus ve kerem’i bugün adeta zincirledik. hem de iki birbirinden rezil bek performansı uğruna. zaten atakların sonuçlanmama sebebi de bence gereksiz katı ve verimsiz teknik heyet tercihlerine rağmen beklerimizin ceza sahasına yaptığı(yapamadığı daha doğru) rezil servislerdi.

    kerem zaten bana kalırsa çok yönlü bir futbolcu değil. zaten belirli şeyleri çok iyi yapan geri kalanını da yapamayan bir isim. yunus generalist bir futbolcu. her şeyi bana kalırsa iyi seviyede yapıyor, oyun görüşü de bana kalırsa gerçekten yıldız olmak için yeterli. yunus’u çok beğeniyorum altyapıda vaat ettiklerini geliştirmekle kalmayıp yeni özellikler de kazandı ve özgürlük tanınması şart olan çok kaliteli bir futbolcu oldu. bu adamları kısıtlayamazsınız. bu adamları bir zincire vuramazsınız.

    seferovic zaten gole yakın bir santrfor değil. bir de fiziken bence şu an iyi durumda da değil. oyun planı olarak doğru tercih olarak kanatları tercih edip yanlış stratejiler ve bireysel yetersizlikler ile beslenemeyen bir seferovic vardı. istasyon olmaya çalıştı fakat hem kanatlar hem de akbaba ile bağlantısı bozuldu. bunun sebebi de kanatların statikliğiydi dolayısıyla istasyon olmaya çalışan ama topla yeteri kadar buluşamayan bir seferovic gördüm ben. bu adam tam olarak kime istasyon olabilirdi bu maç? futbolcuların konumlanmasından dolayı bu pek mümkün değil çünkü midtsjö’den bu katkıyı alamazdın, kanatlardan alamazdın, e oliviera’dan da alamadık. emre miydi yani skoru bulacak isim? peki emre kaç kere topla buluştu? emre çok az topla buluşabildi. seferovic de emre de. besleyemedik bu adamları. çünkü herkes beklere çalıştı. iki makinemiz vardı. fakat makineler öğütme makinesiydi. katı taktikleri sevmiyorum. maç boyunca tek tip varyasyona takılı kalmaktan nefret ediyorum. unai emery olsaydı 25. dakikada bu planı rafa kaldırmıştı. işliyorsa sistem dört kolla sarılmak lazım. fakat işlemeyen taktiği cesurca değiştirmek lazım.

    peki kim girdi akbaba yerine? gomis girdi. bir başka servis bekleyen statik ismi devreye soktuk. daha da katı daha da statik bir kadro. üstelik ciddi derecede defansif katkı yapmış emre yerine. emre akbaba bu maç skor üretemedi belki ama ikili mücadele ve top kazanmada iyiydi. emre oyunda kalmalı mıydı bence hayır. fakat gomis girmeli miydi sorusuna bu kadar erken girmemeliydi cevabını verirdim. ki gomis de zaten az topla buluştu ve oyuna etki edemedi. tabi acımasız olmamak lazım. gomis’in bir iki iyi işi vardı onda da takım arkadaşları mani oldu. özellikle gomis’in ofsayta düştüğü pozisyonda.

    kerem yerine yunus’un çıkması da bana kalırsa skandal. torreira da erken girebilirdi fakat ben bir şeye ayrıca delirdim. o da torreira stoperlerin arasına girip çıktı. ya yapmayın abicim şunu. birincisi bu adam torreira ve karşısında doğru düzgün pres bile yapmayan giresun var. ikincisi geçen sezon istatistiklerde marcao’dan dahi üstün ve bugün şampiyon olmak isteyen bir kulüpte tolere edilmesi mümkün olmayan bir hata yapsa da nicelik olarak az ama nitelik olarak inanılmaz büyük bir hata yapan abdülkerim ve pasörlüğü iyi sayılabilecek nelsson varken ne gerek var? ne gerek var boş yere blokları ayırmaya? torreira savunma önünde birçok rolü aynı anda yerine getirebilen özel bir futbolcu. bundan maksimum verimi almalıyız. gidip elimizdeki audi rs6’ya tüp takmayalım. torreira’nın bu stoperlerin arasına girme işini kendi mi yaptı emin değilim ama eğer öyle değilse okan hoca herkesi bugün kısıtladı. herkesin iyi yaptığı işlere engel oldu. kendi planları da bireysel olarak kötü performanslar eklenince patladı ve bugünkü sonuç oluştu ne yazık ki.

    mertens konusu da ayrı bir fiyasko. mertens’i biz yanlış anlamışız. bu adamdan siz bir advanced playmaker, bir trequartista beklerse okan buruk mertens bitmiş, emekliliğini almaya gelmiş yorumları yapılmaya başlanır. bunu fatih terim de çok yapardı. futbolcuları verimli olduğu, bildiği rollerden hatta mevkilerden farklı oynatmak. bazen bu durum işe yarıyor. bazen futbolcu yeni bir şey keşfedebiliyor. fakat dünya kadar maça çıkmış, en üst düzeyde performans vermiş, belirli oyun ezberi olan mertens’ten bunu bekleyemezsiniz. hele ki oyuncu buna uygun değilken.

    okan hoca bu maç çuvalladı sebebi de futbolcuları fazla kurcalamasıydı. henüz bir ay içerisinde kafandaki plana göre aldığın futbolcuları oraya buraya lastik gibi çekmeye gerek yok. ayrıca karşımızdaki giresunspor iken de kanattan gelmekte ısrarı da anlamadım. anladık kanattan gelmek lazım. haklısın hocam. fakat bu takımın kalitesi yeterdi. bırak yunus’u hocam. adam sihrini yapsın. kilidi açsın. seferovic var bizde zaten adam yoktan var olup gol atabilen bir santrfor değil fakat adam kaliteli futbolcu. bırak yunusla oynasın. al torreira’yı biraz daha erken. al kazım’ı çıkar pva’yı ve emre’yi. olivierayı koy oraya bir dene. yerleş sete döndür topu yunus üzerinden oyna. beklerimiz rezaletti. lig bitene kadar oynansa şu maç bu bekler yine iş yapamayacaktı bu maçtaki performanslarıyla. bırak peşini bu işin başka şeyler dene. veya hiçbiri tutmadı mı sabırlı ol son 20 dakika çıkar oliviera’yı koy mertens’i bütün takımı ona çalıştır.

    pva’ya burada ayrı paragraf açmak da şart tabi ki. çünkü pva bugün hücumdaki ptt 2.ligden hallice performansının yanında bir de defansif aksiyonlarda da fena çuvalladı. kerem ve ikisi bugün herhalde galatasaray kariyerlerindeki en kötü maçlarını çıkardılar.

    sözün özü unutmak istediğim bir maç. teknik heyetin bence çuvalladığ, giresunspor’un gram top oynamayıp 3 puan aldığı, bir adet forvete ve özellikle sol kanat oynayabilen fakat mümkünse iki kanadı da yedekleyen forma yarışına girecek bir kanadın şart olduğunu gösteren maç oldu. bana bir de nelsson satılırsa diye soğuk terler döktürdü. çünkü abdülkerim idare eder bir futbolcu. bugün puan kaybettiren hatasını göz ardı etmek zor olsa bile göz ardı edersek bence ujfa sonrası semih kaya muamelesi yapılmamalı. fakat yanına nelsson değil de daha kötü bir isim gelirse özellikle ilk zamanlarda şampiyonluk için ağır darbe indirtebilir yeni stoper ikilisi. yabancı sınırı saçmalığının eseri bunlar hep. bu arada emin bayram’ın iyileştikten sonra 11 oynayabileceğini düşünüyorum. abdülkerim’deki gibi konsantrasyon kayıplarını daha az görürüz. biraz hantaldı ve stoper olduğundan tecrübesizlik galatasaray için önündeki engellerdendi. fakat kiralık geçirdiği sürede eksiklikleri azaldı ve şahsen bana güven veriyor. abdülkerim böyle giderse formayı kaptıracak gibi duruyor.

    hamza da konuşulmayı hak etti bugün. ben gönül rahatlığı ile iyi oynadı dahi diyemem. fakat bugün bize çok değerli bir veri gösterdi hamza. neden yıldız adayı olduğunu, neden 17 yaşında galatasaray’da orta sahada hatırı sayılır süreler alması gerektiğini gösterdi. bu adam şöyle berbat bir maçta sahaya çıkınca sorumluluk aldı. bunu işler sarpa sardığında bir mertens yaptı, biraz torreira yaptı bir de hamza yaptı. ben hiç küçük düşünmeyeceğim hamza hakkında. inanılmaz çok yönlü bir oyuncuya dönüşecek bana kalırsa. orta sahada 3-4 farklı rolü uygulayabilecek bir futbolcu olabileceğine inanıyorum ki bu da yıldız olmak için çok önemli. ilk dokunuşları, topla ilişkisi, oyun görüşü ve pozisyon alışı bir orta saha için kaliteyi gösteren verileri ışıl ışıl parlıyor. kiralık değil doğrudan galatasaray’ın rotasyonunda bulunup nelsson ile yakın maç sürelerine ulaştırılması hedeflenmeli. kalitesini bu yaşında, bu kadar az resmi maça çıkmışken bu maçta göstermesi müthiş bir şey. üstelik bunu alışık olmadığı rolde yaptı.
  • 428
    bir ankaralı olarak zaten eğlenmek için çok seçeneğimin olmadığı pazar gününü mahveden maç.

    türk futbolunun durumu, geçen seneki yönetim rezilliğimiz ve son darbe torrent'den itibaren futboldan soğumuş, bu sene kombinesini yenilememiş, ülkeye ve futbol keyfine tekrar tutunmak için aslında 2023'ü bekleyen biri olarak futbolla ilgili her şeyden kendimi soyutlamış ve müthiş hafiflemiş durumdaydım. ancak mertens ve torreira transferleriyle yine zehiri aldım ve şuan tamamen boş kafayla gezebileceğim, kitap okuyabileceğim, birşeyler çalışabileceğim bir zamanda moral bozukluğu ile oturup sözlüğe negatif yüklüyorum:(

    bunu yapmaya hakkın yok galatasaray. bu maçın hiçbir bahanesi yok. ilk hafta zorlu antalya deplasmanında sadece puan odaklı olan maçta çok önemli gördüğümüz 3 puan çöp oldu. haftaya ümraniyespor maçı kolay değil. ondan sonraki hafta hakemlerin ne yapacağı "belli olmayan" trabzon deplasmanı hiç kolay değil. ben artık bunları yaşayıp 8. 9. haftalarda sıfırdan başlangıçlar istemiyorum. artık çatır çatır galibiyetler almak, alamasak da rakip kim olursa olsun sağlı sollu ataklarla boğmak ve sahada gerçek bir galatasaray görmek istiyorum.
  • 429
    oncelikle mustafa ve diagneyi gonderip, gecen sene 10 mac yapabilmis ve 3 gol atmıs, ustelik hic bir zaman ust seviyeye cıkamamıs seferovic transfer etmek bu macın hatalarından birisiydi.
    digeri emre akbaba gibi tek alameti fakirası bos topları alıp kaleye vurmak olan, anadolu takımı oyuncusu oldugunu bagıran arkadası 11 de sahaya surmekti. yerine hic kimse yoksa hamza baslasa cok daha iyi olurdu.
    bu hataları mac baslamadan yapmısken, ustune macın ortasında ikisinin hareketliliği toplamı sıradan bir oyuncunun yarısı olan gomis-seferovic ikilisi ile 442 ye donmekti.
    giresun savunması hayatında bu kadar kolay savunulan oyuncular ile bir daha biraraya gelmez. hatta onlar savunmasa zaten iki arkadas birbirlerine gore pozisyon alamadıkları icin gol vurusu yapacak acı bulamazlardı.
    sergio hic begenilmemiş, evet sahada cok ekstra gozukmemiş olabilir fakat rakip sahaya yerlesildiginde topla ne yapılacagını bilen tek oyuncu kendisi oldugu icin cıkınca nasıl bası kesik tavuk gibi kosturmaya basladıgımız gorulmustur sanırım.
    takıma mertens gibi 2. forvet degil bir 10 numara gelene kadar kendisini mecburen oynayacaktır. yoksa at topu yunusa, kereme kenarda zorlasın olursa olur futboluna doneriz.
    macın en kotulerine gelince, herkesin alkıla abdulkerim gelecektir fakat hatası dısında en iyi macıydı belki. seferovic, kerem, aanholt, emre akbaba macın en kotuleriydi.
    son olarak oyun kurgumuz gecen yıla cok benziyor. set oyununda bir ezberimiz yok, kanata top atarak oradan orta ile ya da ice kat eden kanat oyuncuları ile gol bulmaya calısıyoruz. ortalarımız cok kotu ve forvetimiz rakip cezasahasına dikilmiş bir direkten farksız olunca zaten kanattan gelerek olmuyor. içe kat etme konusunda da kerem kotu olunca gol acısından kitleniyoruz. eldeki yıldızlar sonucun gecen yıldan iyi olmasını saglar ama bu oyun kurgusu ve forvet ikilisi ile ilk 6 en iyi sonuc olur.
  • 430
    kazansak ilerisi için kredili bir maçtı. zor fikstürde giresunspor banko görülüyordu. görüyorduk. şimdi üst üste zorlu 2 deplasman için kredi kalmadı.
    (bkz: 19 ağustos 2022 ümraniyespor galatasaray maçı)
    (bkz: 28 ağustos 2022 trabzonspor galatasaray maçı)

    yani gene en olmaması gereken maçta puan kaybedip gene zoru denemek zorunda kalacağız.
  • 432
    galatasaray’ın gerçekten çok kötü oynayarak kaybettiği lig karşılaşması. galatasaray ne olursa olsun, 50 bin taraftarının deli gibi sıcak havada ve saçmasapan bir saatte, ailesini eşini dostunu bırakarak geldiği bir maçı en az 2-3 farklı kazanmalıdır. gerekirse rakibinden 10-15 km fazla koşacak ve alacaksın bu maçı. bu kadar insanın mutluluğuna ve hafta sonuna etki etmeyeceksin. daha yekten umutlarını kırmayacaksın. bunun için çalışacak ve organize olacaksın. teknik heyet olarak maç içerisinde saçmasapan kararlar vermeyeceksin. vereceksen de orada bulunmayacaksın zira sen oraya takımı sezondaki mücadelelere iyi hazırlamak ve maç içerisinde yapılan yanlışları doğru tespit edip düzeltmek için getirildin sayın okan buruk. zaten kötü kurgaladığın ve belli ki çok kötü geçirdiğin hazırlık dönemi sonrası takımı ve oyunu daha da kötüye götürmek için değil.
  • 434
    maç öncesi lanet gelesi bazı hisler iyice üzerime çöreklenmişti. uzun zamandır görmediğim fanatik bir galatasaraylı arkadaşı gördüm. stada oğlunu götürüp, müzeyi gezdirdiği günü bir ara anlattı. sonra yanımdan giderken o "sarı" diye bağırdı, arkasından ben de "kırmızı" diye. akşam olduğunda yine beraber çalıştığımız galatasaraylı arkadaş "maçı rahat alırız" dediğinde içime bir korku düştü. maçı anlatacak olan spikerin "yalçın çetin" olduğunu duyunca içim sıkıldı. niyeyse "yalçın çetin" bir galatasaray maçı anlatıyorsa ve kendimle beraber galatasaray ahalisi o maçı dört gözle bekliyorsa iyi olmayacak gibi hissediyorum. bu hissi geçen sezonki galatasaray maçları elbette çokça yaşattı.

    sonuç olarak kaybettiğimiz ve dünü, bugünü moral bozukluğu yaşatan bir maç oldu. şu deyim hoşuma gitmiyor:

    -yav ne olacak, sonuçta bir müsabaka. yenmek de var yenilmek de! bu kadar bir şeye bağlanmayın, fanatik olmayın! size para mı kazandırıyor sanki?

    burada yazar olan arkadaşlar ve diğer galatasaray sevdalısı arkadaşlar da bunların her birinin farkında. hatta yıllar evvel yaptığım felsefe okumalarından, nutella şişesinde kalmış ve kaşıkla ya da parmakla alınıp ağza götürülecek son sürülebilir çikolata bilgilerinden süzerek bir taraftar olmayı, futbolu veyahut diğer sporlara karşı seyirci babında ilgiyi ayakta tutmaya çalışan biri olsam bile, yine de kaybedilen maç sonrası "mutsuz çocuk" profilinden çıkamıyorum. aklıma hep `(bkz: 2 kasim 2001 bursaspor galatasaray maci) maçında yaşadığım duygular geliyor. ne sevimsiz bir maçtı ve nasıl da heyecanla maça gittiğimi hâlâ unutamıyorum. resmen fiyasko sonuç ile stattan ayrılırken, belediye otobüsünde kafamı cama yaslayıp can sıkıntısıyla tek başıma eve dönüyordum. bahaneler o zaman da çoktu ve hatta geçerliydi. ciddi anlamda yenilenmiş bir galatasaray vardı ama yine de 2000 ruhunu taşıyan oyuncularımız hâlâ top oynamaya devam ediyordu.

    ülkenin siyasi, sosyal vb. her türlü iklimi kötü olduğu bu zamanda ligde şampiyon olmak için sahada karşı rakibi yenmek yeterli olmayabilir. bunun farkında olmak bir yana, galatasaray'ımızın artık sahada o coşkulu, gollere doymayan bir ruh ve mücadele oynamasını arzuladığımız noktada biz sekteye uğruyoruz. "işin sonrası" bile rahatsız etmiyor. çünkü kendi evimizin içinde bir karışıklık, bir "olamama" hali var. fakat bu kara toprağı üzerimizden atmak için gayret göstermek tek çabamız. futbolcularımız, hocamız okan buruk, transfer yönetimi vs. eleştirilecek pek çok şey mevcut amma elde malzeme varken, kendisine fare zehri yedirildiğini düşünen müşteri kompleksine girmeden emin adımlarla ilerlemek zorundayız.

    özlenilen, keyif aldığımız günler adına beklemeye devam..
  • 436
    galatasaray kaybedince ilk gün televizyon izlemiyorum, 3. ya da 4. güne kadar da neredeyse hic spor haberi okumuyorum. moralim bozuluyor.

    ancak giresun macini ayri bir yere koyuyorum.
    kendisine karakter aramakta olan yepyeni bir takimdan bahsediyoruz. maca 3 atariz 4 atariz beklentileri ile baslamisken, ilk yariya da hizli girilmisken sonrasinda hic üretememek, okan hocayi 2. forvete itti ki devre arasinda herkes emre akbaba'nin cikmasi ve yerine bir forvet girmesi konusunda hemfikirdi.

    hatali oldugunu gördük. oliveira'ya cok yük bindi, o da cok sorumluluk almak istedi ve her pozisyonda top kaybetti, bu da atak devamliligimizi etkiledi. atak devamliligi gelmeyince giresun biraz daha ileri cikti, azicik bir baski yaptilar ve bireysel hata ile pozisyon bulmadan gol atmis oldular.
    yani biz kazanmayi hakedecek kadar pozisyon üretemedik ama macin hakki da malubiyet degildi.

    bu mac gercek anlamda ders cikarma maci oldu. gomis + seferovic 45 dakika gibi bir süre cift forvet oynamaz.
    orta sahada oliveira'ya verilen sorumluluk sinirlanmali.
    takimin hücumda net a ve b planlarina ihtiyaci var. kanatlarin iceri katedip bekleri bosta birakmasi bir plan güzel ama ortadan delici paslar ile de bir seyler üretebilmeliyiz. uzun top daha fazla deneyebiliriz ki nelsson'un seferovice'e uzun pasi bence mactaki en iyi atagimizdi.
    savunmanin net sekilde oturmasi gerekiyor. albülkerim cok özgüvensiz oynuyor. artik psikolojik destek mi alir ne yapar bilmiyorum ama mentalitesini kendisi arttiracak.

    özetle cok üzülsem de bazi seylerin net görüldügü ve önemli derslerin cikarilabilecegi bir mac oldugunu düsünüyorum. cikarilan bu derslerle birlikte bu ilk 11 tekrar maca ciksa dahi daha iyi bir oyun görecegimize inaniyorum.
    bu sene sampiyonluk senemiz, ilk maclarin günahi olmaz diyelim.
  • 437
    neticesi şahsımı zerre üzmemiş, tüm galatasaraylıları da aynı şekilde üzmemesi gereken maçtır. maçın ilk yirmi dakikası özelinde galatasaray'ın defanstan pasla oyun kurabilmeye başladığını görmek mümkün, bunda fredrik midtsjö'nün payı büyük. sérgio oliveira'nın kullandığı ve direkten dönen frikik gol olsaydı bugün bambaşka şeyler konuşuyor olurduk. takımın iskeleti sıfırdan kuruluyor, yeni transferlerin takıma adaptasyonu yaşanması elzem bir süreç. yeni transferleri beğendiğimi net şekilde ifade edebilirim. inanıyorum ki uyum süreci ardından hepimiz hasreti ile yanıp tutuştuğumuz dominant galatasaray'a kavuşacağız.

    belirtmeden geçemeyeceğim bir konu var, teknik heyet ve futbolcular bireysel hata yapacaklar. dört yıl üst üste şampiyon olup avrupa kupası kaldıran takım bir günde kurulmadı. bazen doğruları bulmak için hata yapmamız gerekir. lütfen bu noktada taraftarımız sabırlı olsun ve takımı desteklemeye devam etsin.
  • 439
    maç biteli 60 saat olacak. canlı izledikten sonra tekrarını da izledim.
    ikinci yarısını bir kenara koyuyorum çünkü okan hoca saçmaladı, o yüzden ilk yarısı üzerinden konuşacağım.
    benim takımda gördüğüm en büyük eksiklik henüz birbirlerini tanımıyor olmaları, yani kısacası akort ayarı eksik.
    bunun için de biraz zamana ihtiyaç var, çünkü henüz yeni bir takımız. ayrıca takıma dubois, torreira ve mertens de katılacak.
    yani cumartesi akşamı oynadığımız bence iyi olan(ilk yarı) oyunun üstüne 3 kaliteli ayak daha katılacak.
    nasıl oynamamız gerektiğini naçizane yazmıştım (bkz: #3427539).
    okan hoca bence biraz galatasaraylılığın verdiği heyecanla 4-4-2’ye döndü ama gereksizdi.
    oyun bizdeydi ve gol dışında öyle kötü bir durum yoktu.
    sabırlı oynasak muhtemelen onu da bulurduk.
    yani evet can sıkıcı bir mağlubiyet oldu ama zamanla takımın oturacağını düşünüyorum.
    enseyi karartacak bir durum yok.
  • 440
    maçın ilk yarısını dün gece tekrar izledim.
    kafamda neden olmuyor diye düşünürken oyunun tek yerde tıkandığını fark ettim.
    emre akbaba.
    antalyaspor'da aynı şekilde merkezi kalabalık tutup fernando'yu emre'ye vermişti. bire bir oynayıp alan kapasın diye.
    aynı şekilde giresunspor'da traore'yi emre'ye vermiş.
    emre kendisini bu sıkıcı, boğucu presten kurtaramıyor.
    2 maçtır kısır döngü devam ediyor.
    ancak emre ne zaman çıksa orta saha bir boşalma yaşıyor.
    o zaman bu sistemde bizim bir bağlayıcıya ihtiyacımız var.
    hem aşağı inip top yapacak hem forveti rahatlatacak biri.
    sonra bireysel olarak eleştirilen oliveira, aanholt gibi futbolcuları dikkatle izledim.
    bu takımın uyum sorunu had safhada.
    oliveira neden eleştirildi anlamadım zaten de, adam bir sola yaklaşıyor bakıyorsunuz bir sağ tarafta top alıyor hatta bir ara aanholt'un boşalttığı yere gidiyor.
    tempo nedir? neden yapılır? yapılmadan futbol oynanmaz mı?
    gayet oynanır.
    aanholt çok top kaybı yaptı ancak anlaşamıyor adamlar. öne koşuyor arkasına atıyor, yanına geliyor koşu yoluna veriyor falan.
    bir ufak sorun da yunus kerem kanatları.
    ikisi de içeri girmeyi tercih ediyor, bekler çizgiye basıyor. çok alışılagelmiş bir taktik oldu bu artık.
    ya yunus ya da kerem hücum olgunlaştığında mutlaka ceza sahası koşusu yapmalı. yunus daha çok sırtı dönük geliyor topa, kerem sola devrilmiş şekilde top bekliyor.
    bunlar da çözülmeyecek şeyler değil.
    bu sadece ilk yarı gözlemlerim.
    maç heyecanıyla çok analiz yapılamıyor.
    sonuç odaklı olunca hatalar ve iyi olan şeyler daha güzel gözüküyor.

    edit: isim düzeltmesi yapıldı.
  • 441
    bu kabus gibi maçın psikolojisinden yeni yeni çıkabildim.onun da asıl sebebi bugün yeni bir maç olması (bkz: 19 ağustos 2022 ümraniyespor galatasaray maçı)

    giresun maçına dair hikayemi paylaşmak istediklerim şu şekilde. bu maça o kadar yükselmiştim ki ağabeyim @musleraeli 'ne ısrarda bulunarak kesin gitmemiz gerektiğini çok iyi bir ambiyans olacağını yeni transferlerimiz mertens ve torrerira'nın gelişi geçen haftaki (bkz: 7 ağustos 2022 antalyaspor galatasaray maçı) son dakikada gelen galibiyet.beni iyice havaya sokmuştu.bu sebeple izmirden otobüs biletlerini ayarlayarak günübirlik şekilde istanbula geldik.maça saatler kala nevizade sokağında tezahüratlarla birlikte iyice maçın havasına girmeye başladık.daha sonra kalabalık olmadan stada geçiş yapalım dedik.önce vadi istanbula emanet kasasına çantaları bıraktık.ve stada yaklaşık iki buçuk saat erkenden geldik yerimizi aldık.maç boyu değerlendiremediğimiz pozisyonlar.sergio'nun direkten dönen serbest vuruşu derken içinden diyordum mertens bu işi çözecek girer bir tane sallar 25-30 metreden müthiş olur.tam mertensin oyuna gireceği sıralarda ona baktığımda abdülkerimin hatalı geri pası sonrasında sinirden az kalsın formayı yırtacaktım..
    maçın geri kalan süresinde iyi bir oyun ortaya koyamayıp bir de yenilince yaptığımız 1000 km yol bize zehir oldu.yenilgi sonrası deplasman yolları gercekten çok acı veriyormuş bunu da yaşamış olduk.inşallah bu yenilgi hayırlı olmuştur bizim için.şampiyonluk yolunda eksikliklerimizi erkenden görüp ona göre bir transfer planlaması yapılır.geri kalan maçlarda daha etkili bir galatasaray görürüz en önemlisi de galip geliriz.ben inanıyorum olacak.
  • 442
    sene sonu şampiyon olsak bile unutmayacağım maç.

    3'te 3 çok güzel olacaktı be çok! o kadar havaya girmiştik ki, kimsenin aklında mağlubiyet yoktu. 3 mü olur 4 mü olur vardı. torreira ve mertens 11 oynar mı oynamaz mı vardı.

    oliveira'nın frikigi ya da kerem'in pozisyonu gol olsa bambaşka olacaktı belki de. çünkü harika kapanan rakibe karşı öne geçince onlar da açılacaktı. gerisi de çorap söküğü...

    tek iyi yanı ise bir musibet bin nasihatten iyidir misali oldu. belki de büyük rehavet olacaktı, eksikleri göremeyecektik ve takviye yapmayacaktık.

    olsun be, sene sonuna doğru olacağına sene başında olsun böyle kazalar.
  • 444
    3 mü olur 4 mü olur tarzı taraftar yorumlarını rafa kaldırmamız gerektiğini gösteren maçtır.

    19 ağustos 2022 ümraniyespor galatasaray maçı öncesinde de fatka gideriz, erken gol gelir tarzı yorumlar vardı. onlar da boştu.

    geçen sezon maç kazanmayı unutan bir takımdık. transferler geldi ama daha kazana malzemeyi attık, yeni karıştırıyoruz. ateş de kısık. zamanla önce ne oynadığımızı görelim, sonra net galibiyetlere alışalım, sonra 3'e 5'e ümitleniriz.

    bu sebeple giresun maçı taraftara "erken dönemde boş beklentilerinizden kurtulun" mesajıydı. lig uzun bir maraton. 10-12.haftalarda kazanmayı alışkanlık haline getirmiş bir takım hüviyetine kavuşalım, dünya kupası dönüşü ufak bir bocalamanın ardından, şayet şablonumuz oturur ve takımda ekstra problemler olmazsa tahminimce 17-18.haftalar gibi 3 farklı galibiyetleri görmeye başlayabiliriz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın