• 201
    gol olmadı, her iki takım da istediğini alamadı ve sonunda da kavga oldu diye oynanan futbolunda kötü olduğu söyleniyor!

    ilk 25 dakika galatasaray ev sahibi de olmanın avantajıyla muazzam bir baskı kurdu. daha sonra fenerbahçe biraz kendine gelip dengelemeye çalıştı. aradaki itiş kakışlar maçı biraz soğuttu fakat fazla geçmeden ilk yarı bitti. ikinci yarının başından 80. dakikaya kadar şahsen ben soluksuz izledim maçı. sadece gol olmadı ama top bir o kalede bir bu kaledeydi ve müthiş bir mücadele vardı sahada. özellikle, yanılmıyorsam 50-60 ıncı dakikalar civarında müthiş bir tempo vardı. 10 saniye içinde hem gol yiyebileceğimiz hem de gol atabileceğimiz anları bir kaç kez yaşadım. pas hataları olmadı mı? evet çok oldu ama o pas hatalarına sebep olan pres, baskı gibi futbolun özünde olan mücadeleyi es mi geçeceğiz?

    şunu rahatlıkla iddia edebilirim; her iki takımın karşısında da rakibi değil de bir anadolu takımı olsa ciddi fark yerdi. ha, ama ikisi karşılaşıp gol olmayıp bir de kavga olunca futbol da kötü oluyor! 5-5 bitse yıllardır unutulmayacak maç olacaktı, bizim futboldan anladığımız da tam olarak bu!
  • 202
    ali sami yen'de izlediğim ilk ve son galatasaray-fenerbahçe maçı olmasından dolayı galatasaray ve futbolcularımızla ilgili birşeyler karalamak isterim. önce futbolculardan başlayalım:

    morgan de sanctis: kendisine çok iş düştüğü söylenemez, ama bir pozisyonda yandan gelen bir ortada çeldiği top tehlikeli bir bölgeye düşünce yüreğimizi ağzımıza getirdi. semih şentürk'ü "ulan bu kaç kilo çeker acaba?" der gibi tartması kemal akbaba'ya yaptığından sonra* 2. kez yardı. kendisine karşı büyük bir antipati duymasam da kalemiz için yeterli olduğunu düşünmüyorum.

    hakan balta: bu adamı seviyorum. sahada ağzını açmadan, görevini aslanlar gibi yapan bir adam. bu maçta da takımın iyilerindendi. genel anlamda hücumda yaptığı ortalar biraz daha havadan ve isabetli olsa tadından yenmez ama o zamanda sol bek sıkıntısı çekilen günümüz futbolunda* elde tutabilir miyiz o meçhul. uzun yıllar takımda kalması dileğiyle...

    emre aşık: türkiye'deki en iyi top kesici. maçta hatasız oynadı, ama insan sabıkalı olmayagörsün. son anlarda yaşanan kargaşada carlos ve lincoln'le birlikte muhabbet ediyor olsaydı bile eminim ki hakem** gidip emre'ye "hep senin yüzünden ulan!" deyip kırmızıyı çıkarırdı.

    mehmet topal: bir başka cengaver. sen o kadar futboldan uzak kal, sahalara dönüş maçın fenerbahçe maçı olsun, üstelik gerçek mevkin yerine futbolun en zor mevkilerinden birinde oyna ve hata yapmadan aslanlar gibi maçı bitir. helal olsun!

    sabri sarıoğlu: televizyonda izleyince de anlaşılıyordu ama çıplak gözle izleyince daha net görülüyor ki tribünlere oynuyor. futbol kapasitesindeki eksiklikleri tribünlere oynayıp taraftarın sevgisini kazanmaya çalışarak kapatmaya çalışıyor. herhangi bir olumlu hareketi yok. iyi oynadığı son maç benim hatırladığım kadarıyla olympiakos maçı.

    arda turan: kendisi hakkında herhangi bir şey yazmaya gerek yok. ne bu maçla ne de başka bir maçla ilgili. herkes arda'nın ne olduğunu biliyor zaten. arda gibi her zaman ortamı sakinleştirmeye çalışan bir adamın son dakikalarda delirmesinin nedeni vardır mutlaka. biz de biliyoruz o nedenleri zaten.

    ayhan akman: kötü oynadığı söylenemez ama biraz daha iyi oynamasını beklerdim. bu kadar.

    barış özbek: maçı izlerken her an "acaba ne zaman tuhaf bir pas hatası yapacak?" diye bekledim. yapmadı ama pek görünmedi de. yine de orta sahada bu tarz bir oyuncu lazım diye düşünüyorum. yeter ki çılgın paslar atıp, uzaklardan bilhassa sol ayağıyla şut çekmek gibi maksadını aşan şeyler yapmasın.

    harry kewell: maçta etkisizdi. bir pozisyonda arda'nın ortasına vole çakmasını beklerken içimden "şimdi yazacak!" dedim ama olmadı. maç öncesi "daddy cool" a eşlik edebilmek güzelmiş bu arada.

    ümit karan: gol orucunu bozmasına canlı şahit olmak istedim ama o oruca devam etti. zamanında edu ve lugano'ya "bunlar kasap!" diyen ümit eğer son dakikalarda oyunda olsaydı bir kırmızı da o yerdi sol kroşeden.

    milan baros: etkisizdi. hatta ben sanki bir ara sahada görmedim baros'u. kavgayı orta sahada sükunetle izliyordu. carlos ve lincoln aralarına almamış herhalde zavallıyı.

    cassio de souza soares lincoln: bugüne kadar malum mevzularla ilgili lincoln'e herhangi bir entry girmedim, girmeyeceğim de. tek bir şey söylemek istiyorum: bu adamın aldığı parayı görünce hakan balta'ya, mehmet topal'a, arda turan'a vs. acıyorum.. ha bu arada "lincoooln lincoooln" diye bağırıyordu taraftarlar. ben bağırmadım. iyi ki de bağırmamışım.

    son olarak takımla ilgili birşey söyleyeyim. bu maça kadar şampiyonluğa yürekten inanıyordum. beşiktaş'ı yener şampiyon oluruz diyordum; ama artık bitti. ne yapalım "kısmet"...

  • 204
    içime doğduğu için midir bilinmez radyo veya televizyondan canlı takip etmediğim maç. kırpıla kırpıla bir hal olan maç özetlerinden kimin kime vurduğunu anlamaya çalışmaktan ve abi-kardeş * * * muhabbetlerinden bıkkınlık geçirdiğimi söylemem gerek sanırım. onun dışında pek bir dişe dokunur birşey olmadığından şikayetçi herkes. son 30 yılda sadece 3 takımın şampiyon olduğu bir ligde bahsi geçen 3 takımdan ikisinin şampiyonluk yarışından çok büyük ölçüde kopmasına sebep olmuş, bu yönüyle bile ligimiz açısından büyük bir atılım niteliğini taşımaktadır.
  • 205
    taa irak'tan izine geldim. cok sevdigim cocukluk arkadaslarim ve kan kardesimle bulusup bu maca gittim. birbirimizi uzun zamandır gormuyorduk. sabah 09:30'da icmeye basladik. yaklasik 1000 tl harcadim. hemen herkesin mac biletlerini karaborsadan ben aldim ve tum yenilen icilenleri ben odedim. helali hos olsun, feda olsun. lakin kazanamadik. olaylara gelince.... ne bekliyorduki tum millet? icimize islemis bu nefret be....bir tercuman, bir avukat, bir banka muduru, bir tiyatrocu, bir is adami....ne mi yaptik? onuda sonra anlatırım....
  • 206
    tam bir hayal kırıklığı. her anlamda...
    sakatları, eksikleri unutun. dünyanın en büyük derbilerinden biriydi bu. en azından 1-2 net pozisyon olmalıydı. bakın ne kadar da küçültmüşüm bu derbiden isteğimi... ayrıca derbi falan hikaye, her halükarda kazanmalıydık biz bu maçı. şampiyonluk yolunda çok büyük bir adım olacaktı.
    maç öncesi o kadar emindim ki... "futbolculara gerek bile yok, taraftar tek başına alır bu maçı." diyordum. ama böylesine hayal kırıklığı olması, canımı çok yaktı. ali sami yen tarihindeki kara günlerden biridir kanımca. bu muydu cehennem? bu muydu baskı? bu muydu bitmek bilmeyen tezahüratlar?
    maçın yarısından fazlasında gözüm kapalıdaydı. tek bir kıpırtı, tek bir tezahürat için bekledim. hani nerde emre belözoğlu'nun sami yen'e gelmesi muhabbetleri? ne bir pankart, ne bir koreografi... tiyatro izler gibi izlediler maçı. bi süre sonra emre'yi ıslıklamaktan bile sıkıldılar...
    maçtan, kaçan üç puandan, azalan şampiyonluk şansından çok bu canımı yaktı. öyle üzüldüm ki...

    maça gelecek olursam; beni şaşırtmadı yine birçok oyuncu. hakemin kontrolü elinde tutamaması ise, son olayları açıklıyor.

    daha maçın başında sabri sarı kart görmeliydi. bu adamı anlamıyorum. ama bazı taraftarlarımızı çok da güzel kandırıyor hala. hep aynı taraftara oynama psikolojisi... takımı bu kadar çok seviyorsa her idmandan sonra, ekstra 2 saat orta açma, 2 saat şut atma, 4 saat de zeka arttırma idmanı yapması lazım. belki bi işe yarar.

    lugano'dan bahsetmek bile istemiyorum. birçok fenerbahçeli arkadaşım da o adamın takımlarında olmasından tiksiniyorlar. futbol bu adamın oynadığı şey değil.

    barış... bu çocuğun futbol zekası denen şeyden yoksun olduğundan o kadar eminim ki... nerede şut çekip, nerede pas vereceğini ayırt edemiyor. yine de kondisyonu sayesinde, yokluktan takımda kendine yer buluyor.

    semih'in maç sonunda yaptıkları beni hiç şaşırtmadı. aslında maçın sonlarında, o pozisyonlar olmadan önce atılmalıydı. köşe gönderi yakınında bir futbolcumuza arkadan öyle bir çift dalışı vardı ki direk sakatlamaya yönelikti. ama kolpa hakemin orada kırmızı kart çıkarmasını beklemekle ben hata yapıyorum sanırım. madem abiydin, neden arda'nın, yüzünü sıyıran yumruğundan sonra kendini yere attın? arda'nın kırmızı kart görmesi için yaptığın bir hareket değil miydi bu?

    volkan demirel de en az lugano kadar itici. kendisine verilen ceza ise o kadar komik ki... pascal nouma'nın ne günahı vardı o zaman?

    maçın en kritik anı, guiza'ya giden ara pasını mehmet topal'ın müthiş bir şekilde kesmesiydi. mehmet, maçın yıldızıydı kesinlikle.

    ha bir de lincoln gerçeği var.
    bir 10 numara düşünün ki top ayağına geldikten sonra 3 saniyede topu düzelticek, 2 saniyede kafasını kaldıracak, 3-5 saniyede sahayı süzüp ne yapacağına karar verecek, olmadı aheste aheste topu sürmeye başlayacak... oldu canım. halı saha maçıydı bu zaten. 10 numara dediğin daha top ayağına gelmeden bir sonraki yapacağı harekete karar vermiş olandır.
    lincoln ile ilgili son entry'mi baya bi zaman önce girmiştim. #80775 bu entryden sonra beni yanıltsın diye hep dua ettim. en son ne zaman top lincoln'e geldiğinde heyecanlandığımı hatırlamıyorum bile. teknik direktör muhabbetleri yapmayın bana. ne yapıyo bülent, skibbe, kalli... bacağından tutup oynatmıyorlar mı? kaç hoca eskitti, hocayla falan alakası yok. olay kendisinde bitiyor. hocanın çıkarmasına sinirlenmişmiş. e oyna bi sonraki maç çatır çatır. hocanın yanıldığını ispatla. ama yok, tırt. adriano gibi "sıkıldım." deyip bıraksın bari, tam olsun. anlamadığım şey bazı taraftarların bu adama "hala" tapınıyor olması. fenerbahçe maçında öyle çok dua ettim ki "lütfen bu maçı alsın lincoln" diye. yine şaşırtmadı beni. oynamıyor bu adam, oynayamıyor. bu adam ne yaptı ki bu kadar çok sevdiniz, bu kadar çok bağlandınız? tamam 10 numaraya, teknik oyuncuya açtık yıllardır. bize yeteneğini gösterdi, sevdik, sahiplendik, savunduk... ama bi yere kadar. galatasaray'a zarar vereni sevemem ben... 33 maç, 22 asist, 9 golmüş. bırakın bunları. alex'i de biliyoruz. adamın istatistikleri hagi'yi bile katlıyor. ama fenerbahçe'ye ne gibi bir başarı yakalattı avrupada... fos... tamam istatistik de önemli ama bu kadar da savunma için kullanılası değil. bana lider oyuncu lazım. galatasaray kimsenin oyuncağı değil.
    iyi frikikçiymiş, antremanda 10 taneden 8'ini atıyormuş. bırak lincoln bırak... bundan sonra ne yaparsan yap. senden gelecek hayrı istemiyorum. 10 numarayı da gerçekten hakeden kişiye ver.

    adnan polat'ın maç sonrası açıklamalarına da çok güldüm. hiç yakışıyor mu sana büyük başkan? yapılabilecek en saçma açıklamaydı.
    en azından şampiyonlar ligine katılabiliriz inşallah. aksi takdirde bırakın transfer yapmayı, eldekileri bile tutabileceğimizi sanmıyorum.
  • 209
    istanbul bilgi üniversitesi hukuk fakültesinde yapılan, 11 nisan 2009 tarihli borçlar hukuku vize sınavında beşiktaşlı yard. doç. murat inceoğlu tarafından, bu maçla ilgili şu şekilde bir soru sorulmuştur :

    '' galatasaray ile fenerbahçe arasında oynanan karşılaşma sırasında çıkan kavgada galatasaray'lı baros'un sert darbesi sonucu, alex'in bacağı kırılır. bu durumda çok sinirlenen ve rakibinin gerisine düşmekten korkan fenerbahçe spor kulübü başkanı aziz yıldırım, roberto carlos'un şöförü zeki'yi çağırarak galatasaray'ın ünlü futbolcusu arda'yı sakatlamasını ister. fenerbahçe spor kulübü'ne ait bir araçla dolaştığı sırada, arda'yı gören şöför zeki kendisine çarpar ve yaralanmasına neden olur. ''

    alex'in baros'dan bir tazminat istemesi mümkün müdür?

    galatasaray spor kulübü'nün, oyuncusu arda'nın sakatlanması sebebiyle bir tazminat istemesi mümnün müdür?

    arda, sakatlanması sebebiyle, roberto carlos'dan, şöför zeki'den, aziz yıldırımdan, fenerbahçe spor kulübü'nden bir tazminat isteyebilir mi?

    arda'nın sakatlığı sebebiyle maçlara ve antrenmanlara çıkamaması üzerine, galatasaray spor kulübü'nün arda'ya karşı kullanabileceği bir hukuki imkan var mıdır?
  • 217
    14 yıl artı 2 gün önce bugün oynanmış ali sami yen stadımızda oynanan eski fenerbahçe derbilerimizden bir tanesi. bu maçın oynandığı zamanlarda yaşım da küçük olduğu için futbolla pek ilgilenmiyordum. ama daha sonraki senelerde ilgilenmeye başlayınca bir kere maçın tam halini, ondan gene seneler sonra da youtube'dan kısa özetini izlemiştim. o zaman iyice anladım ki bu maç 2000-2020 yılları arasında oynadığımız fenerbahçe maçlarımızı genel olarak en iyi şekilde özetleyen birkaç maçtan bir tanesiydi. çünkü bu maç şampiyonluk yarışından ortalarında koptuğumuz turkcell süper lig 2008-2009 sezonunda oynanan derbiydi. yani asıl amacı kazanıp seyirciye telafi hediyesi vermekmiş aynı 2015-2016'daki 13 nisan 2016 galatasaray fenerbahçe maçı gibi. ama maalesef birkaç fırsat kaçırmamıza ve biraz daha fazla ofansif oynamamıza rağmen kazanamadık. üstelik maça skor ve oyundan öte maçın sonlarında yaşanan meşhur tartışma ve 4 kırmızı kart olayı damga vurmuştu. bu açıdan trajikomik oldu bence. bu arada biz o sezonun ilk yarısındaki derbiyi (bkz: 9 kasım 2008 fenerbahçe galatasaray maçı) de yine biraz şansızlıktan biraz da hakem eyyamından* farklı skorla kaybetmiştik vakti zamanında. yani o sezon şampiyon olamadığımız gibi fenerbahçe derbilerinde de maalesef nal toplamış olduk. üstüne üstlük kadromuza da ilk olarak bu sezonun başında güzel takviyeler* yapılmıştı. ne diyelim kısmet değilmiş, acısını 2019-2020 sezonundan beri* çıkarıyoruz. bir de en azından iyi ki 2008-2009'da örnek gösterilebilecek bir avrupa ligi performansımız vardı. bazı arkadaşlarımızın da bahsettiği üzere bence de meira satılmasaydı veya neill'ı bir sonraki sezon yerine o sezonun başında alabilseydik ve linderoth'un sakatlığı düzelseydi hamburg'u yine de elerdik. hatta kim bilir, bir ihtimal kadıköy'de ikinci uefa kupasını kaldırmamız işten bile değildi.
    son olarak dip not düşeyim: youtube'da izlediğim özet beinsports'un resmi videosuna ait değildi. kısacası eski maçların özetlerini resmi hesaplarına yüklerlerken bu maçı es geçmişler ilginç şekilde. birisi herhalde 90 dakikalık halden video kesiti oluşturmuş. gene onun da linkini ekliyorum merak edenler veya o günleri hatırlamak isteyenler olursa diye. videonun linki: https://www.youtube.com/watch?v=6NjDtfDNB2E
    ekstra dip not: yazar arkadaşlarımız, gene biraz uzun entry yazdım. son senelerde başta pandemi olmak üzere yaşadığımız felaketler ve yoğunluk üst üste binince son zamanlarda içimi dökesim geldi, lütfen mazur görünüz. herkese iyi hafta sonları, sağlıcakla kalın. :)
App Store'dan indirin Google Play'den alın