• 706
    https://www.youtube.com/...outu.be&t=21m56s

    eski maçların özetlerine bakıyım derken rastladıgım komik bir an. melo-demirören olayı gibi olacakmış nerdeyse ki ünal başkanımız fenerbahçe yöneticisinin elini sıktıktan sonra durumu* kurtarıyor. demirören'in eli havada kalırken yüz ifadesi harika yahu! *

    edit: belki sizler daha önce gördünüz bunu ama ben ilk defa görüyorum.
  • 220
    malumlarınız üzerine bu play off denen saçmalık yüzünden bugüne kadar 4 gencecik fidanı kaybettik. 19 yaşındaki fanatik galatasaraylı oğlumun talebi üzerine son yıllarda izleyemeyeceğim ilk galatasaray maçı olacaktır. bu karara imza atıp bizi bu durumlara getirenlerin hepsini yüce tanrıya havale ediyorum öncelikle. o saatleri oğlumun tercihi üzerine sinemada geçirme kararı aldık. takdir edersinizki evlattan kıymetli bir şey yoktur hayatta. benim ve oğlumun ekran başında olamayacağımız o iki saatlik süreç içerisinde önce takımıma sonrada renkdaşlarıma sonsuz başarılar ve mutluluklar dilediğim maçtır. izlenecek film sonrası mutlu haberi almanın heyecanı sardı dört bir yanımı.
  • 951
    canlı izlediğim son kadıköy derbisi olması sebebiyle benim için yeri apayrıdır.

    maçın sonlarına doğru stresten dolayı kollarımın tamamen uyuşmasından dolayı 25 yaşındaki halimle bitiş düdüğüyle beraber kalp krizi şüphesiyle sevinemeden soluğu acilde aldığımızdan ötürü o zamanki kız arkadaşım, şimdiki eşim tarafından ban yedim kadıköy deplasmanına. bu maçtan kısa süre önce çok yakın bir arkadaşımı kalp krizinden kaybetmemizin de büyük etkisi oldu bunda. 8 yıldır kafam rahat çok şükür.
  • 993
    o gün sürekli göğüs kafesimde sıkışma hissetiğim için maçın başlamasından sonra izlemeye devam edemediğim, maç bitene kadar binalardan gelecek gol sesini duymamak için kulağımda kulaklıkla sokaklarda boş boş dolaştığım, maç bitiminde annemin aramasıyla* açtığım telefonla gelen sevinç çığlığıyla sonucunu öğrendiğim maç.

    ertesi gün de kardiyolojiye gitmiştim.
  • 719
    tansaş da kıyma makinesi arkasına sakladığımız telefonla takip ettiğim maç. şaka değil gerçekten öyle. çalışıyor olduğum için kasap reyonunda ki abimizin digiplay üyeliğiyle izledik maçı. akşam saatleri oduğu için sürekli kıyma makinesini temizliyorum ayağına maça bakıyorduk. hayatımda ki en gergin maçlar listesine açık ara birinci sıradan girer.
  • 852
    dünyanın en pis tezgahlarından birinin cümle alemin götünde havai fişek gibi patladığı unutulmaz karşılaşma. sezonun bitimine 1 ay kala şampiyon olmuş br takımı puan farkını ikiye bölüp tekrardan bir yarışa sokan, işi de kendilerince garantiye almak için son maçı kadıköy'e ayarlayan, "gerilimi arttırır kupayı sonra törenle verelim" teklifini de o gün orada kutlama yapacaklarından emin oldukları için reddedenlerin suratına okkalının koyusu bir şamar gibi çarpmıştır.

    bu maça dair herkesin bir totem hatırası vardır. hatta yıllar geçtikçe yapmayanların totem hikayeleri yapanlaınkileri sollamıştır. bu artışın sebebi totem yapıp maç izlemeyen galatasaray taraftarı iki güzel insanın kaydedip sonradan yayınladıkları videodur, biraz da bizim milletin her tarihsel olayı anarken kendine pay çıkarma rahatsızığı...

    yine de bu maçı detaylarıyla hatırlayabilen insan sayısı azdır. bir tarafta o sezon başı patlayan şike olaylarıyla aklını kaybedip yine de bir teselli armağanı tepsiyle ellerine verilmeye çalışılan, o maçtan önceki 6 senede 2 defa şampiyonluğu son hafta liderliği vererek kaybetmiş fenerbahçe camiası. diğer tarafta leş gibi geçen 3 sezonun ardından o özlenen 2000 ruhu futbolla coşmuş, sezonu 9 puan önde bitirmesine rağmen hala daha şampiyonluk kovalamak zorunda olmanın gerilimini yaşayan, o dönemin dalga konusu öğrenilmiş çaresizlik sahibi beyinleriyle bu iş burda bitmezdi tabii ki bitmeyecekti diye böğüren yürekleri arasında sıkışmış galatasaray camiası...

    kelimelerin anlatamayacağı derecede yürek söken bir maçtı. ölüm gibi bişey oldu ama kimse ölmedi ve biz o maçtan istediğimizi alarak çıktık. kimisi abi galatasaray diyerek algıladı, kimisi sahanın ortasına koşarken, kimisi de girdiği kısa süreli şoktan we fucking played great the whole season lafını duyup kahkaha atarak. ortalama bir insan hayatında bu kadar büyük derecede mutlu olmak kolay yaşanabilecek bir durum değil. bu yüzden bu futbol denen boku bulaştığı tüm pisliğe rağmen hayatımızda baş köşeden kaldıramıyoruz. bu yüzden futbol gelişmemiş yığınların afyonu diye anılıyor hala...

    bu maçı yıllar sonra sakin kafayla anarken fenerbahçe taraftarı ve o gün yaşanan olaylara da bir paragraf açmak gerek...

    maç sonunda bizim takım içeriye girdikten sonra saha içinde çatışmalar başladı. bir süre sonra olaylar haliyle stad dışına taşındı taraftarlarla birlikte, hatta meşhur polis arabasının ateşe verilmesine kadar büyüdü... olaylar hakkında herkes konuştu, yorum yaptı. herkes stad içindeki videoları işine geldiği gibi montajlayıp olayları güvenliğin mi taraftarın mı başlattığına yönelik çıkarımlar yaptı...

    14 mayıs 2006'da hem de türkiye ligi standartlarında mükemmel bir performans yapmışken türk futbol tarihinde hiçbir camiaya nasip olmayan bir dramayı yaşayan fenerbahçe taraftarıydı. 16 mayıs 2010'da yine son haftada üstelik modern zamanlarda olmamış bir şekilde anadolu takımına şampiyonluğu kaptıran, üstelik anons rezilliğini çeken de fenerbahçe taraftarıydı. o tarihten önce neredeyse bir sene boyunca sanki şike parasını kendisi yemiş gibi her ortamda her muhabbette hakaretlere maruz kalan da fenerbahçe taraftarıydı. yazının başındaki paragrafta bahsedilen tüm hazırlıklarla gönlü alınmaya çalışılan ve yine hezimete maruz kalan dabu insanlardı. bütün bunları yaşadıktan sonra bu insanların maç bitimi sakin sakin dağılıp evlerine gitmeleri gerektiğinden bahsedildi hep, trafikte sinyal verdin-vermedin kavgasından birbirini bıçaklayabilen bir toplumun içinde yaşamıyorlarmışcasına. alkış tutmak elbette mümkün olmasa da en azından empati yapınca hak vermemek elde değil...

    maç sonrası yaşanan kupayı sonra alırsınız gerilimi ise müthiş bir mızıkçılık örneği idi.

    allahtan alemlerin en büyük omurgasızlarından olan abdürrahim albayrak o sezon da takımın içinde bir yerlerdeydi de bir iki kaliteli muamele ile işi bağlayıp karanlıkta da olsa kupayı almamıza imkan verdi...
  • 88
    bazı olayları mantık dahilinde değerlendirmek gerek galatasaray aşkı, şevki, heyecanı güzeldir bizi her zaman ayakta, başı dik tutar ancak bu mantığımıza değerlendirmelerimize perde indirmesin.. bir takım var lig organizasyonunda 9 puan fark atmış eski sistemle eze eze şampiyon olmuş sonrasında 4 puanı buharlaştırılarak rakibi ile arasındaki farkı 5'e düşmüş, görevi fenerbahçe nin menfaatlerini korumak ve kollamak olan fanatik fenerbahçeli federasyon başkanının getirdiği tamamiyle bu adamların derbi maçlarındaki üstünlüğüne dayalı bir organizasyonda oynaması gereken 5 tane zor maçın yarattığı psikolojik çöküntüyü tahmin edildiği üzere kaldıramamış sinirler ve bünye durma noktasına gelmiş.. öteki takım rakibinin 9 puanlık farkının 4'ünü süper final ile hokus pokus etmiş 5 puan farkıda bu organizasyonda kazandığı maçlarla eritmiş üstüne üstlük kazandığı her maçla moral bulmuş ve şansını öyle ya da böyle akılalmaz sakatlıklarına rağmen son maçta alacağı galibiyete taşımış.. alex yok, sow yok bu herifler bu takımın %80'i bilmem farkında mısınız ha birde defanslarında bekir gibi her an arıza çıkartabilecek bi adamı da ekleyelim.. içinde bulundukları durum bizde selçuk ile elmander in oynamamasına denk gelecek türde... ama karşı taraf bir şekilde maç kazanıyor.. rüzgarı arkasına alan avantajı her zaman elinde bulundurur süreç galatasaray ın aleyhine işliyor puan avantajı eriyip giderken alınabilecek beraberliğe tamah etmek ve bu düşünce ile sahaya çıkmak büyük saçmalık hemde bu moral ve moral bozukluğu dengeleri anadolu yakasında moral olarak daha ağır basarken, trabzon gibi bir meydan muharebesinden galip gelerek üstelik.. iş bu raddeye gelmeyecekti.. işin kırılma anı tt arenada kaybedilen maçtır, fenerbahçe balı, şanssızlık değil beceriksizliktir ! takım savunmasının super finalde muhtelif sebeplerden ötürü ciddi arızalar vermesi, forvetteki akılalmaz beceriksizlikler hemen aklıma gelen temel arızalar.. karşı yakadaki bu adamlar daha kura çekilmeden önce işin son maçın böyle bir maça denk geleceğini biliyor ve işin o maça kalması için can atıyordu nitekimde biz oynadığımız futbol ile yağı ekmeğe çok güzel bir şekilde sürdük.. istediğiniz kadar eksileyin ama süreç aleyhimize işliyor dostlar tek dayanağım bu sene ayan beyan ortaya çıkan "sizi öpeceğiz, işiniz bitti" minvali açıklamalar yapıp kendine aşırı derecede güvenen tarafın tabir yerindeyse sıçması.. super finalde biz böyle yaptık 2-1 yenildik keza bu gün trabzonunda farklı kalır bir yanı yoktu umarım maç günüde böyle olur.. mağrurlar değil gururlular kazanır.. ama yaşanan şu süper final sürecininde desteklediği içimden bir his bu embesillerin ertesi gün "bu da mı şike" gibi gerzekçe tişörtler ile sağda solda bölünerek çoğalacağı yönünde..
  • 303
    bu top bizim, siz kendi topunuzla oynayın amına koyim maçıdır.

    özellikle ilk 20 dakika, ayağa paslarla, bam bam bam maçıdır bu maç. melo ve özellikle de selçuk'u kilitlemeye çalışacaklar, dolayısıyla mümkün olduğu kadar orta sahayı kalabalık tutmalıyız. burada melo'ya tabiki büyük yük binecek fakat, artık sağ ve sol kanatta oynayan futbolcularımızın sazı eline alması gereken maçtır.

    beyler, biz kendimiz gibi oynadığımız sürece galibiyeti almamamız için hiçbir neden yok. ha, imkansız bir yerden şut çekilir, göte başa çarpa çarpa gol olur o ayrı mevzu. biz bugüne kadar nasıl oynamışsak, aynı oyunu oynayalım yeter, hatta çok bile. yeter ki forvet hattında artık her kim oynayacaksa ki benim tercihim kesinlikle baros elmander ikilisidir; biraz beceri ve kesinlikle biraz şans... aslında şans kelimesi yanlış anlaşılabilir; doğrusu, şanssızlık bizden uzak dursun yeter, o top kaleye girecek.

    rakibe gelince; ilk 20 dakika çok tehlikeli olacaklar. şayet biz, skor her ne olursa olsun ilk yarıda bir tane bile gol atarsak ipler her şekilde elimizde olur. zira rakip, 70. dakikadan sonra müthiş bir şekilde hem kondüsyon olarak hem de mental olarak özellikle bizim maçlarımızda inanılmaz derecede düşüş gösteriyorlar.

    velhasıl; artık bu saatten sonra bu maç bizim futbolcularımızın onur maçıdır. allah muhafaza olur da bu maçı verirlerse en başta kendi emeklerine ihanet edecekler. 9 puan fark öyle kolay atılmadı zira...

    inanıyoruz, şampiyonuz! * * * *
  • 305
    yarın gece bu saatlerde futbol tarihimizin en büyük lig maçı oynanmış olacak. ve tabi yine bu saatlerde bir renke tutkun olanlar sokaklarda, barlarda, kırlarda, ovalarda şarkılar söylerken, kaybeden eğer sarı kırmızı renklere tutkun olanlar olursa, kötü kaderine küsecek, canından bezecek, uzun süre yüzü gülmeyecek, kendi kabuğunun yalnızlığına çekilecek. kaybetmeye hiç ihtimal vermiyoruz, ama yine de her ihtimale karşı elimizden gelen karınca kararınca sinerjimizi sevgili galatasarayımıza ulaştırılmak üzere sonsuzluğa bırakıyoruz.

    eminim ki fatih terim, bildiğimiz klasik galatasaray dizilişinde değişikliğe gidecek. bu değişiklik asla beraberliğin bize yaraması dolayısıyla değil, bilakis beraberlik yettiği halde, saldırmak, tarihe bir kez daha nam salmak için olacaktır. grande, nice maçı beraberliğe razı olmayarak kaybettiği için adı imparatora çıkmıştır. sıçan gibi oynayarak galatasarayı yenen aykut kocaman'ın taraftarı olmaktansa, aslan gibi oynayarak fenerbahçeye yenilen fatih terim'in taraftarı olmanın onur ve gururunu taşırız. aynı oyunu oynasınlar, isterse her maç yenilsinler.

    finallerin mazereti yok, bize yakışmaz. baştan kabul edip, lige devam ettik lig bitmedi, yarın bitecek. galatasaray büyük takım, ne finaller gördü bunun gibi, ne finallerden utkuyla ayrıldı, yarın ayrılacağı gibi. şimdi kendimizi bir anlığına galatasaray kulübesine koyuyoruz. ve takımı gerekçeli kararlarımızla çıkarıyoruz.

    muslera; son maçlarda topu oyuna sokmakta çok hata yapıyor. attığı topların neredeyse tamamı taca, rakibe gidiyor. daha sakin oyuna sokmalı, garanti pas atmalı. asla vakit geçirmeye oynamamalı. hatta, topu acele elle oyuna sokarak fenerbahçeli futbolculardan asla korkmadığını maçın başında hissettirmeli. büyük kaleci olduğunu geçen yaz gördük, bu finalde de biraz daha büyüyeceğine eminim.

    sabri; ben sağ bekte azılı galatasaraylı sabri ile başlarım. fener maçları başka maçlara benzemez, bugün var yarın yok futbolcularla fener maçı kazanılmaz. kosantre bir sabri, aşırı motive şekilde maça çıkar, galatasaray sağ tarafını aslan gibi savunur. savunup savunamayacağı zaten maçın başlarında belli olur. baktık tekliyor, önce saha içi önlem alınır o da olmaz sa ilk değişiklik yapılır. bir kaç iyi hamle ile başlarsa da hayatının topunu oynar, önündeki hücum beki ebu'nun vitesini büyültür.

    semih kaya; özel bir taktiğe gerek yok, ilk topa çıkacak. ilk müdaheleleri yapacak, penaltı veya serbest vuruşa sebep olmayacak. emre aşık performansı bekliyorum.

    ufo; son maçlarda düşüşe geçenlerden. maçta en korktuğum futbolcu olacak. risk alıp topu muslera'dan istemeli, kazasız belasız selçuk'un sihirli ayaklarına ulaştırmalıdır. bence maçın kader adamlarının başında olacak. hata yapmaz ise kolay kolay gol pozisyonu vermeyiz.

    hakan balta; işi kolay, fenerbahçe'nin sağ tarafı sol tarafından güçsüz. gökhan gönül her maç olduğu gibi bu maçta da yarım sakat olarak oynayacak. içeri iyi orta yapılmasını engellesin, top kalemşizden mümkün olduğunca uzakta kalacaktır. normal oyununun üstüne çıkabilirse hücumda da kendini gösterir. bu maçta da koyar mı koyar.

    ebu; ben bu maçlığına hücum bekimizi biraz daha önde konuşlandırıyorum. iki sebepten, biri fener'in en tehlikeli, en hızlı futbolcusu stok'u ilk kapatacak olmasından, ikincisi daha önemlisi zikler'in üstüne üstüne salınarak tam bir kara bela olması açısından. ebu, bence önünde kat edeceği mesafe kısa olduğunda daha tehlikeli olur. ayrıca bitmez tükenmez enerjisi ile savunmada sabri imdat dediğinde yetişir.

    selçuk; kötü oynaması yasak olan futbolcularımızdandır. muslera, ebu, melo, elmander ile birlikte mutlaka iyi oynama mecburiyeti olan futbolcularımızdan biridir. diğerlerinden biri kötü oynarsa kompanse edilebilir, ama bu saydığım futbolculardan biri bile kötü oynarsa sonuç felaketimiz olur. profesör selçuk bu maçtan da yüz akıyla çıkacak, şu an oynayayan en büyük türk futbolcusu olmanın onuruyla tatile çıkacaktır.

    melo; pitbull maçta, benim en güvendiğim futbolcu olacaktır. sezonun en büyük futbolunu oynayacağına inancım tamdır. cami tarafındaki kaleye doğru işeyeceğine inanıyorum. hırlayacak, havlayacak, ısıracak, boğacak, kan kusturacaktır.

    engin baytar; açıklardan biri odur. fener seyircisi, maçın ilk dakikaları atlatıldıktan sonra susacaktır. korkudan bağıramayacaklardır. ilerleyen dakikalarda golü bulamayan fenerbahçeli futbolcuların savunmada mutlaka dikkati dağılacak, hata yapacaklardır. fenerbahçe'de en güvendiğim futbolcu bekir'dir. bekir'e doğru atılacak her topu kovalasın mutlaka pozisyon bulacaktır. ben ekmeği bekir'den yiyeceğimizi düşünüyorum.

    aydın yılmaz; diğer tarafta da aydın'ı koşturmayı planlıyorum. engin için söylediklerim onun için de geçerlidir. bekir'e kim daha yakınsa pusuya o yatsın. elmander'in bozacağı savunmada bir galatasaraylı olarak tarihe geçme fırsatı kendi ellerindedir.

    elmander; neco veya baros yok diye sakın ola ki tek forvet oynuyoruz sanmasın kşmse. bir kere neco'nun gelişi baros'u bitirmiştir. baros golcüdür, atamadığı her maç stresini bir sonraki maça taşır. fatih terim kendisini hazırlamayarak şampiyonluğu riske atmıştır. neco ile ısrar edip, değersiz gollere razı olacağına, o değersiz gollerden birini baros'a attırabilseydi, yarın bu maçı baros tek başına alabilirdi. ama artık macera aramak için çok geç. elmander daha önde oynayacak, ebu'nun gücüne güç kattığı orta saha topu kendisiyle daha fazla buluşturacaktır. kötü gol atmaya yeninli elmander'den artık jeneriklik, unutulmaz bir gol beklemek bütyük galatasaray taraftarının hakkıdır.

    ilk 11 i bu diziliş ve taktikle sahaya sürdükten sonra, artık oyunu okumak, yönetmek fatih terim'in tecrübesine kalmıştır. ne yapacak yapacak oyun üstünlüğünü bariz bir şekilde onlara vermeyecektir. olur ya, futbol tanrısı yine onlardan yana fetva verir de golü kalemizde bulursak. oyun planında epey bir süre ısrarcı olacaktır. cüneyt çakır seyirciden etkilenmemekle ün salmış bir hakemdir. avantaj uygulatmaz, kolay kırmızı çıkarır, kolay penaltı çalar, hoca, gözünü maçtan bir an bile ayırmayacak, tuzaklara düşmeyecektir. maçın sonlarına doğru hala vaziyet bizim lehimize değilse, artık ya herro ya merro taktiğiyle oynanacak. baros, emre, neco, ayhan artık elinde ne kozu varsa cepheye sürecektir.

    sonuç; galatasaray kimle nerede oynarsa oynasın yenmek için oynar. yeter ki aslan gibi oynadıklarından, maç bittiğinde 1 metre koşacak dermanları kalmadığından emin olalım. gerisi 3 ihtimallidir, katlanırız. eğer kaybedersek,de takımın yeniden denemesi için katkıda bulunmaya devam ederiz. biz galatasarayız, galatasaraylıyız, yensek de büyüğüz yenilsek de. biz galatasarayı şampiyon olsun diye sevmedik diyoruz. ve takımın kupayı getireceğine gönülden inanıyoruz.

    eğer maçta dara düştüğünüzü hissettiğiniz bir an gelirse arsenal maçını hatırlayın.

    yolunuz açık gazanız mübarek olsun çocuklar, her zaman sizinleyiz. haydi fatih'in aslanları kükreme sırası sizin.. .
App Store'dan indirin Google Play'den alın