(bkz:
#1382936)
asgard kardeşimizin bana yeniden hatırlattığı maç. bundan yaklaşık 1.5 yıl öncesi...
kim ne derse desin galatasaray'ın en efsane maçlarından biridir. benim açımdan da bir çok duyguyu aynı anda yaşatmayı başarmıştır.
11 mayıs 2012 günü öğle saatlerinde evde otururken aniden evin zili çaldı. annem açtı kapıyı. ben ise açmışım bilgisayarımı ertesi günü oynanacak maçımız için son durumlara bakıyordum. annem odamdan içeri bir hışımla girdi ve '' oğlum, baban hastaneye kaldırılmış. hadi gidiyoruz.'' dedi. ne olduğunu anlamadan koştuk hastaneye. yolda bir şey söylenmedi ancak babam arkadaşları ile sohbet ederken aniden kalp krizi geçirmiş. birkaç arkadaşı onu hastaneye götürürken bir arkadaşı da bize haber vermeye gelmiş. ben ise arkadaşının hemşireye ''hastanın durumu nasıl? '' sorusuna hemşirenin '' anjui oluyor hala. '' dediğinde öğrendim durumu. o an yıkıldım ben işte. neyse ki babam kurtarıldı ve 2 hafta sonrası by-pass ameliyatı ile sorunlu damarlarından kurtuldu.
ben geleyim işte bu maça. babam yoğun bakımda kendine gelmiş ve refakatçisi olan benimle iyi kötü sohbet edebiliyor. arada da maçı konuşuyoruz tabi. maçı izleyemiyoruz ancak televizyondan canlı takip ediyoruz. maçın bitiş düdüğü çaldığında ne ben ne de babam hastanede olduğumuzu hatırlamıyorduk. odanın içinde sevinç içinde çığlıklar atıyorum. daha sonra hastanenin önüne inip korna çalan konvoya el sallıyorum. sonra da babamın yanına tekrar çıkıyorum ve onunla kutluyorum şampiyonluğu.
işte böyle bir maçtı benim için. bir gün öncesinde yıkılmışken, allah'a babama bir şey olmasın diye dua ederken, sadece bir gün sonrasında ona da bana da sevinç çığlıkları attırmıştır. öyle bir tutkudur galatasaray benim için. bizim için...
tek cümlelik özeti ise; benim için çifte şampiyonluktur.