• 647
    (bkz: #1382936)

    asgard kardeşimizin bana yeniden hatırlattığı maç. bundan yaklaşık 1.5 yıl öncesi...

    kim ne derse desin galatasaray'ın en efsane maçlarından biridir. benim açımdan da bir çok duyguyu aynı anda yaşatmayı başarmıştır.

    11 mayıs 2012 günü öğle saatlerinde evde otururken aniden evin zili çaldı. annem açtı kapıyı. ben ise açmışım bilgisayarımı ertesi günü oynanacak maçımız için son durumlara bakıyordum. annem odamdan içeri bir hışımla girdi ve '' oğlum, baban hastaneye kaldırılmış. hadi gidiyoruz.'' dedi. ne olduğunu anlamadan koştuk hastaneye. yolda bir şey söylenmedi ancak babam arkadaşları ile sohbet ederken aniden kalp krizi geçirmiş. birkaç arkadaşı onu hastaneye götürürken bir arkadaşı da bize haber vermeye gelmiş. ben ise arkadaşının hemşireye ''hastanın durumu nasıl? '' sorusuna hemşirenin '' anjui oluyor hala. '' dediğinde öğrendim durumu. o an yıkıldım ben işte. neyse ki babam kurtarıldı ve 2 hafta sonrası by-pass ameliyatı ile sorunlu damarlarından kurtuldu.

    ben geleyim işte bu maça. babam yoğun bakımda kendine gelmiş ve refakatçisi olan benimle iyi kötü sohbet edebiliyor. arada da maçı konuşuyoruz tabi. maçı izleyemiyoruz ancak televizyondan canlı takip ediyoruz. maçın bitiş düdüğü çaldığında ne ben ne de babam hastanede olduğumuzu hatırlamıyorduk. odanın içinde sevinç içinde çığlıklar atıyorum. daha sonra hastanenin önüne inip korna çalan konvoya el sallıyorum. sonra da babamın yanına tekrar çıkıyorum ve onunla kutluyorum şampiyonluğu.

    işte böyle bir maçtı benim için. bir gün öncesinde yıkılmışken, allah'a babama bir şey olmasın diye dua ederken, sadece bir gün sonrasında ona da bana da sevinç çığlıkları attırmıştır. öyle bir tutkudur galatasaray benim için. bizim için...

    tek cümlelik özeti ise; benim için çifte şampiyonluktur.
  • 74
    umutsuzluğa mahal yok muhtemelen bu maça kalacak şampiyonluk düğümünün çözülmesi ama ben bu takıma güveniyorum, bir şanssızlık iki şanssızlık olur ama inşallah allah'ın izniyle biz orada şampiyon olacağız belki galibiyete bile gerek kalmadan. ha olamadık diyelim, ne gam ne kadar haketmiş olsak da bağrımıza taş basar bir dahakki yıl daha güçlü geliriz inşallah. benim hala umudum var
  • 920
    izlemeye yüreğimin dayanamayacagini düşündüğüm tek maç. ki izleyemedim de. telefonu kapatıp arabamla şehir dışına gitmiştim, ıssız bir yerde vaktin gecmesini beklerken kafamda iyi ve kötü senaryolar dönüp duruyordu maça dair. 20.45 gibi şehre yaklasmis ve telefonla abimi aramıştım. gol olmadığını, iki takımın da on kişi kaldığını ve son dakikalar olduğunu söylemişti. telefonu kapattım tekrar, şehre girdiğimde abim tekrar aradı ve bitmek üzere, çakır muhtemelen şimdi bitirecek demişti ve bağırarak bitirdiğini söylemişti. sonrasında kutlamalar ve maçın tekrarını izlemeler falan. ömrümce unutmayacağım 12.05.2012 yi.
  • 866
    3 haziran 2018 fenerbahçe seçimli genel kurulunda bahsi geçen kupa kaldırma olayının nedeni.

    fenerbahçe camiasının anlayamadığı bir olay var. o gece orada ışıklar altında kupa verilmiş olsaydı bu kadar ses getirmeyecekti. ama sen kupayı burada kaldıramazsın inadına girip, karanlıklar altında kupayı kaldırmamıza neden olunca olay daha da efsaneleşti. şimdi üstünden 6 sene geçmesine rağmen başkanlık yarışında dilinden düşmez olur işte...
  • 921
    bir jenerasyon için tarihe tanıklık etme anlamı taşıyan maçtır. bunun iki nedeni vardır.

    birincisi, fatih terim tam 12 yıl sonra yeniden şampiyon olmuştur. 2000'deki son kupaları 5-6 yaşında olduğu için hatırlamayan çocuklar fatih terimli galatasaray'ı ancak büyüklerinden dinleyerek duymuştur. ama bu kupayla birlikte imparatorun türk futbolundaki aktif etkilerine (çünkü bana göre milli takım teknik direktörlüğü daha pasif bir görev) kanlı canlı ilk kez tanık olmuşlar ve o günden sonra daha da çok tanık olacaklardır.

    ikincisi ise türk futbolunda fenerbahçe hakimiyetinin tam anlamıyla sona erdiği ve gücün de hegemonya fırsatının da yeniden galatasaray'a geçtiği gün olmuştur. bu da mesela 1980'lerde doğanlar 1992-2002 arasında 10 yılda 7 galatasaray şampiyonluğu görmüştür. ama 1990'larda doğanlar 2003-2011 arasındaki 8 yılda 4 fenerbahçe şampiyonluğu görmüştür ve ayrıca fenerbahçe 2 şampiyonluğu son maçta, bir şampiyonluğu da şampiyonlar ligi'nin yıpranma payıyla son üç haftada kaybetmiştir. yani doksanlarda doğanlar, fenerbahçe'nin daha dominant olduğu yıllara denk gelip, galatasaray'ın gücünü sadece anlatılanlardan ve hayal meyal hatırladıklarından anımsamaya çalışmışlardır. işte bu maçın bitiminde güç yine galatasaray'dadır artık.

    son düdük çaldığında galatasaraylı fatih, takımıyla 12 yıl sonra yeniden zirveye çıkıyor ve 8 yılda 5 şampiyonluk serisinin ilk çivisini çakıyordu. 2000'de 6 yaşında çocuk olanlar artık 18 yaşında delikanlılar olarak imparatorlu galatasaray'ın gücüne tanıklık ediyor, galatasaray, fenerbahçe'ye bıraktığı tahtını yıllar sonra geri alıyordu. tarihi maç, tarihi gün, tarihi atmosfer...
  • 1022
    ezeli rekabeti bitirdiğimiz maç...

    dile kolay 10 yıl olmuş, dün gibi...

    ırkçı şikeci camianın 8 maçta şike yapmasından tutun da, bir gece de mecliste değişen maddeler, aydınlar'ın federasyon başkanlığına getirilmesi, uydurulan play-off vs... yazılacak o kadar çok şey var ki... ama yazmaya gerek yok tek bir şey belirteceğim.

    '' ilahi adalet, allah'ın adaleti şaşmaz, şaşmadı da ''... 12 mayıs 2012 gecesi şampiyon olduk, o stadda kupamızı kaldırdık, sulanan çimlerde kaydık, en değerli şampiyonluklarımızdan bir tanesini doyasıya kutladık. alnımızın akıyla şampiyon olarak oradan çıktık.

    ha şunu da söyleyelim; uydurma play offları olmasaydı mart ayında kadıköy'de oynadığımız ve 2-2 biten 31. hafta maçında 9 puanlık farkla zaten yine şampiyonluğumuzu kadıköy'de ilan edecektik, bu da burda dursun.

    her şey unutulur hatıralar kalır, size her mayıs bizi hatırlatır...

    entrymi çok sevdiğim sayın erman toroğlu'nun ilgili videosunu paylaşarak bitireyim.

    https://www.youtube.com/watch?v=xdbfjsu2Pc8
  • 723
    8 mart 2015 fenerbahçe galatasaray maçı haftasına girmişken akla gelendir.

    (bkz: galatasaray istediğini istediği yerde alacak güce sahiptir)

    o maç öncesi de takıma çok inanıyordum ve şampiyonluk ateşini yakmıştım. sözlükteki karamsarlığı kaldırmak için elimizden geleni yaptık burada, 2 elin parmaklarını geçmeyecek sayıda kişiyle. başlık canlandırmalar, eski maçlar, oyuncularımıza verdiğimiz destek mesajları...

    hktwoo'nun (bkz: galatasaray sözlük/#1662501) entrysinde yazdığı gibi gün destek günüdür. gün sahip çıkma, inanma, sinerji günüdür.

    galatasaray sinerjisinin nerelere nasıl ulaştığını bizzat burayı takip edenler son 3-4 yılda çok iyi gözlemlemişlerdir.

    (bkz: galatasaray adının olduğu her yerde umut vardır)
  • 966
    totem yapıp izlemediğim, bizi şampiyonluğa ulaştıran maç.

    akşamüstü evden çıkarken odamı süslediğimi hatırlıyorum. sandalyeye, yatağa, masaya formalar, atkılar, şapkalar yerleştirip evden çıktım. çünkü gece geldiğimde onlarla kutlayacaktım şampiyonluğu, inanmıştım.

    sonra ne mi oldu. yoldan kornayla geçen bir arabanın önünü kesip şampiyonluğu öğrendim devamını alkol ve zafer sarhoşluğuyla hatırlamıyorum.
  • 516
    oyunculari kendi mesrebimce su sekilde degerlendirdim;

    galatasaray

    muslera: maçin yildiziydi. ozellikle alti pasin icinden gelen kafayi cikarmasi, hicbir topu sektirmemesi, baski altinda rahatligiyla takimina da bizlere de guven asilamistir. muhtesem bir kaleci. muhtesem.

    eboue: dun biraz tutuktu. ilk yarida ceza sahasinin içinde biraz savruk bir biçimde bir top kaybi yapti. yeterli yardimi bir turlu goremedigi anlar oldu. ama genel olarak guven verdi. stoch dombilisinin moralini epey bozdu. ha bir de, emre'ye yaptigi faule kurban olayim.

    semih kaya: hatasiz ve cok etkili oynadi. zannedersin 10 yildir bu tip finalleri oynuyor. helal olsun sana çocuk.

    ujfalusi: bence cok iyi oynadi. semih'in kendisine yaptigi hareket kesinlikle kartlikti. ama cuneyt'in gotu yemedi. kirmizi karti eyyamciligin resmiydi.

    hakan balta: dia'nin kendisine yaptigi hareket kesinlikle kartlikti ama cuneyt yine veremedi. maçi sakat sakat oynamis ama buna ragmen çok çok iyi oynadi.

    engin baytar: yine deli gibi kostu, deli gibi top caldi. sinirlerine hakimdi. çok iyi oynadi. helal olsun.

    selçuk inan: sana artik diyecek bir seyim yok selçuk. aklini kullandin yine hep. top sana her geldiginde ben rahatladim.

    melo: çok iyi oynadi ama daha da onemlisi ujfa ile semih'in pozisyonu sonrasi ujfa kart gormesin diye onu alip ileri goturdu. bu adamin sinirlerine hakim olmasi gerektiginde, takimini nasil da dusundugunu gostermesi bakimindan çok onemli bir anektod bence. bu arada semih yerine ona kart gosteren cuneyt yine eyyamciligini gosterdi. son olarak melo'nun bonservisini almayan fenerli olsun.

    riera: emre'nin yerine baslamasi dogruydu. kostu, savasti.

    necati ateş: istenileni veremedi ama mucadelesi onemliydi. bu yasinda yeniden geldigi galatasaray ile bir kupa daha kaldirmasi onemliydi.

    aydın: necati yerine 63'te oyuna girdi. kostu, savasti. eski aydin'in kotu hatiralarini siliyor.

    elmander: ayak tarak kemigi catlamis ve alçiya alinmis. o yuzden 27'de çikti. kaçirdigi gol muhakkak ki sakatligiyla baglantili. bu arada o sakat haliyle bile devam etmeye çalismasi inanilacak gibi degil. helal sana mubarek adam.

    baros: 27'de elmander yerine girdi. kostu, mucadele etti, ayakta durmaya gayret gosterdi, kenarlara deplase oldu, pres yapti, savunmaya geldi. ujfa'nin atilmasi sonrasi kendi adini degisiklik tabelasinda gorunce hic kapris yapmamasi ve sureden calmak icin diger tarafa dogru hareketlenmesi takimini benimsedigini gosterir. bizde bir sampiyonluk yasamayi coktan haketmisti.

    gökhan zan: son 12 dakika sahadaydi. hata yapmadi. servet'e gore yuz milyor kere tercih edilir.

    fenerbahçe

    volkan demirel: çok fazla is dusmedi ona açikçasi. biz her galatasaray maçinda on tane net golu kurtarmasina alismistik oysa ki. beter olsun.

    orhan şam: dun gece beni en cok sasirtan fenerli buydu. kendisi yeteneksiz futbolcunun resmidir normalde ama dun bence gokhan'i aratmadi onlara.

    mehmet topuz: 88'de oyuna girdi. 5 top kaybi yapti. cidden cok kotu bir futbolcu. tek isi kavga cikarmaya calismasiydi. galatasaray idari menajerini ittirerek sozlesmesini uzatmayi umuyor sanirim. yagli kafanla beraber futbolu fenerde birakirsin umarim.

    bekir irtegün: o da kotu oyununu galatasaray macinda apacagi sert hareketler ile gizlemeye calisanlardandi. sampiyonluk degil sozlesmesini uzatma derdinde. kotu futbolcu, hep kalsin orada.

    yobo: onurunu para için satmis biri olarak ujfa semih kavgasindaki çirkefliklere hiç sasirmadim. hadi simdi emre asla irkçi olamaz konusmasi yapsin yine.

    ziegler: kalk ziegler kalk, allahin dedigi olur. ali sami yen'de yaptigin o el hareketi bir yerine girsin ama sen sakin gitme fenerden. cok kotusun cunku.

    dia: sanirim son maçydi dun. gordugu kirmizi kart "kovir misen agam" deyisiydi adeta.

    selçuk şahin: fenerbahce'de dun en iyi oynayanlardandi bence. tehlikeli bir sutu da vardi. aslinda zor bir top degildi ama bu herif vurup da kaleyi bulunca beni korkutuyor iste.

    emre belözoğlu: geçen yilki sikeli sampiyonlugu saymadigimiza gore hala kazandigi en son kupayi 2000'de galatasarayla kazanmis durumda. (super kupa) bu da onu kudurtmaa yeter. kendisinin futbolculugunu yorumlayamam zira irkçidan futbolcu olmaz.

    stoch: ceza sahasinin disindan gol atayim da kahraman olayim diyen bencil. aferin. daga tasa vurdu. onun sutlarini sabri atsa dassak oglani olurdu.

    cristian: ilk yarida vuramadigi top onlar adina en net pozisyon olabilir. mal gibi vuramadi. hadi aglama hareketi yap da biraz daha tasak geçelim.

    alex: 75'de fener on kisiyken girdi oyuna. hiç gorunmedi ortada. maç sonrasi galatasaray'i tebrik etmeye gelmesi takdire sayan.

    semih şentürk : çirkef. çirkef. bitmis.

    bienvenu: hiçbir varlik gosteremedi.
  • 975
    kıytırık lig maçlarında dahi eğer tek farklı önde girdiysek son dakikalarını seyredemeyen ben için bu maçı seyredebilmek için öncesinde stres kaynağı sinir, enzim, bez.... artık ne varsa aldırılması gerekiyordu. tabiki böyle bir durum olmadı ve beklendiği üzere bu maçı ben, amcaoğlu ve eşlerimizle birlikte saat 19.00'da başlayan bir sinema seansı ile atlatmak istedik.
    tabi filmin bitmesi 20.55 sularında olmasına rağmen biz maç bitmiştir artık diye salondan çıkmamıza rağmen o da ne, önümüzde uzatmalarla birlikte neredeyse 10 dakika daha oynanacak bir maç bulmayalım mı bir de. bulunduğumuz avm'nin yemek katındaki her kafeden ayrı ses, ayrı heyecan dalgası yayılıyor, kendimizi bir anda bunların ortasında buluverdik.
    velhasıl sen maça kalbim dayanmaz diye bir film izleyerek heyecandan, stresten uzaklaşma planı yap, filmin bitmesiyle düşe düşe maçın en heyecanlı kısmına tepeden düşmüş ol.
    değişik bir deneyim oldu, neyse ki sonu mutlu bitti çok şükür...
    sahi ne güzel kayıyordu bizim çocuklar kadıköy'de o akşam, ışıklar niye söndü ki, ama olsun, karanlıkta kaymak da ayrı bir zevkliydi..
App Store'dan indirin Google Play'den alın