6
saat 16 da oynanacak maç. orucu bozmayiz umarim macta.
25
rakitic ve modric 2008'de hirvatistan'in eline verdigimiz macta da vardi. biraz yurekli olun. sikmisim favorisini. cikip turk gibi mucadele edersek boklu hirvatlari gömeriz cimlere. olum burasi gssözluk. galatasaraylilarin sözlugu. tarihinin en guclu arsenal'inden kupa almis, sampiyonlar ligi sampiyonunu yenmis takimin taraftarlari yaziyor buraya.
sabri ve rustu salagi olmasa 2008'de finale cikacaktik. 75nci dakikaya 2-0 geride girip son 15 dakikada 3-2'ye getirdik. 119'da gol yiyip 120+2'de turu getirdik. 6-7 kisi eksikle almanya'ya kök sökturduk. biraz inanin su takima. önyargilarinizi, kininizi askiya alin.
ulkenizle bir olup, yurekten destekleyin.
103
bala göte ayakta kalmaya çalıştığımız maç.
yani adamların şut sayısı 10'u geçmiştir ve hemen hemen hepsi gollük pozisyonlardı.
resmen allah koruyor.
bir de bizimkilere bakıyorum, henüz kaleye isabetli şutumuz yok daha.
yazıklar olsun amk. oruç ağız sövdürdünüz bizi.
127
yenildiğimiz bu maç sonunda fatih terim de bazı gerçeklerin farkına vardı. sert bir duvara tosladık yetersiz kırılgan oyuncularla savaşmadan lay lay lom olmadığını gördü bu işin. maç sonunda verdiği aciz ve çaresiz açıklamaların el kol sallaya sallaya orta sahada al gülüm ver gülümcülerle taktiksiz olmanın sonucunu moral bozukluğuyla beraber soğuk duş etkisi içinde anladı.
bizim milli takımımız gazcı reklam çekimlerinde baba hakkı metin oktay sayıklayıp kaptana otobüs kovalatırken, saçma salak şarkılarla düet yaparken hırvatistan kütür kütür futbol çalışmış.
sonra seviye bu malesef hırvatlar çok güçlü ben biliyordum siz de görmüş oldunuz ayaklarına yatmaya gerek yok tokat gibi siz de sahada anladınız.
32
söz konusu türkiye ise gerisi teferruattır.
şu yanlış yapmış, bu ihanet etmiş, bilmem kim adam kayırmış, o vatan satmış diye "adam" olan ülkesine ve milli takımına küsmez.
çok şükür yıllar önce de böyle düşünenler olmuş da toprak, vatan olmuş.
başta ulu önder atatürk ve kahraman silah arkadaşlarını saygıyla anıyorum.
hele hele neredeyse her gün yeni bir hainlikle karşı karşıya kaldığımız, masum insanların ölümüne hep beraber üzüldüğümüz böylesine "kara"günlerde,
sevinmeye çok ihtiyacımız var.
ülke olarak üzülmeye alışkınız,
ülke olarak sevinmeyi ise çok ama çok özledik.
bu yüzden haydi türkiye!
ay-yıldızın allah yardımcısı olsun!
22
bir aralar milli takımın rakiplerini destekleyen birisi olarak bu maçta türk milli takımını destekliyorum.
milli takımın rakibini destekleme sebebim; futbolcuların birbirinin ağzına silah dayaması, ardından milli takım teknik direktörünün bu işi yapan futbolcular arasında taraf tutması, milli takım oyuncusunun maçı bırakıp gitmesi gibi olaylardı. tüm bunların tuzu biberi olarak sahada ne yaptığını umursamayan bir takım vardı. o dönem bazılarımız milli takım oyuncularına tepkimizi gösterdik.
ben bir hollanda-türkiye maçında ciddi ciddi hollanda'yı tuttum ve sneijder'in son saniyede attığı gole sevindim. çünkü bu kadronun başarısız olmasını ve dağılmasını, o formayı gerçekten önemseyen insanlar tarafından giyilmesini istiyordum. benim yaptığıma benzer şeyleri sözlüklerde, sosyal medyada hatta medyada birçok insan yaptı.
sahada ne yaptığını umursamayan, birbiriyle geçinemeyen, hangi formayı giydiğini unutmuş insanlar bizi kıtasal turnuvada temsil edeceklerine başka bir ülkenin milli takımı gitse daha iyi diye düşünüyorduk. tepkilerimizi gösterdik.
devamında ne oldu? her ortamda yerin dibine sokulmaya başlanınca bu arkadaşların akılları başlarına geldi. sadece futbollarına odaklandılar ve çıkıp adam gibi işlerini yaptılar. sonuç olarak bugün avrupa şampiyonası grup maçına çıkacaklar.
biz takıma tepki gösterirken ''milli takıma sırt dönmek olmaz'' gibi yüzeysel argümanlarla takıma karşılıksız desteğe devam eden bir kitle vardı. hatta bu çok düşünmeyen, tepki göstermekten aciz arkadaşların oranı konya civarında daha fazla olduğu için milli maçlar da orda oynanmaya devam etmişti. artık halinize güler misiniz ağlar mısınız orasını bilemem.
zaman zaman onların ''ne oldu lan hani başka takımı destekliyordunuz kikikkikiki'' gibi yazılarını görüyorum. entryi de buna yönelik yazdım. sakın eleştirmeyin abicim siz. hayatınız boyunca önünüze koyulandan yiyin.
7
milli takımımızın hazırlık maçlarında iyi sonuçlar almasından mütevellit bir arkadaşımla gitmeye niyetlendiğimiz maç.
hemen bilet, konaklama ve uçak masraflarını araştırmaya koyulduk ve şu verilere ulaştık : şu anda kale arkalarında 450 tl.den bilet var. sabiha gökçen'den aktarmalı gidiş dönüş 700 tl.ye uçak bileti de bulduk. paris'in merkezinde metroya yakın kahvaltı dahil 2 gece konaklama 600 tl.ye otel de bulduk. şu ana kadar kişi başı 1.450 tl. harcamış olduk bile. pasaportumun süresi dolduğu için vize masraflarıyla beraber yeni pasaport 900 tl. etti mi 2.350 tl. muht. ulaşım, gezme ve yemek masraflarıyla beraber 3.000 (üçbin) tl.ye 3 günlük bir paris seyahati çıktı karşımıza dibine yandığımın.
en güzelinin elimizde bira evde seyretmek olduğuna kanaat getirdik. hem de pozisyonların tekrarını tv'den seyretme keyfiyle.
104
şimdi sessizce oturup emre mor'u izleme vakti. sinan için neler hissediyorsam senin için de onları hissediyorum minik aslan parçası. sıra sende.
33
eğer maç geneli top bizde değil hırvatlarda kalırsa orta sahalarındaki oyuncular nedeniyle kazanma oranımız çok azalır. bu nedenle, topu olabildiğince kendimizde tutmalı, maç sırasındaki tempoyu arda, selçuk, hakan gibi pas yüzdesi yüksek, sakin kalabilen oyuncularımızla ayarlamalıyız. ilk maç en zor maçtır klişesinden dolayı çok dikkatli ve konsantre bir şekilde mücadele etmeliyiz.
başarılar türkiye, yolumuz açık olsun.
132
bugun ligtv'de macin tekrarini seyretme sansi buldum. bir turk olarak milli takimin önemli maclarindan birini ilk kez seyrederken oyuna pek konsantre olamiyor ve cogu seyi kaciriyorsun. nitekim benim de canli seyrettigimde kalbimin kut kut atmasindan dolayi kacirdigim oyun planlari, oyunun gidisati, oyuncu performanslari gibi bir cok durumu oldu. tekrarlari seyretmek o yuzden önemlidir.
macin tekrarini seyrettikten sonra bazi notlar aldim. bunlari sizinle paylasmak istiyorum.
öncelikle milli takim maca kafada yenik baslamis. hirvatistan'dan hicbir eksigi olmamasina hatta bazi hatlariyla daha iyi bir takim olmasina ragmen, hirvatistan dersine iyi calismamis oyuncularimiz. tam tersi hirvatistan ise sanki oturup son oynadigimiz 10-15 maci binlerce kez tekrar seyretmis gibi en ince ayrintisina kadar ezberlemisler. caner'in mac temposu olmayisindan, gökhan gonul'un, arda'nin ve hatta volkan sen'in psikolojik durumuna kadar calismislar. bunu tekrarini seyrettigim macta o kadar net gördum ki...
hirvatistan maca cok iyi bilenmis. sanki final maci oynarmis gibi motive olmuslar. o nedenle maca hizli ve hirsli basladilar. bizimkiler daha istiklal marsinda kucuk emrah gibi bakiyorlardi kameraya ve rakip takim oyuncularina. ancak ilk 5 dakikalik hafif baskidan sonra terim'in istedigi futbol olan topa sahip olup, 1 ileri 2 yan pas yapa yapa ceza sahasina girme sistemini uygulamaya basladik. bunda tam olarak basarili olamasak da kirilma ani olan ozan'in kacirdigi kafa sutundan sonra hirvatlarin kendilerine gelmesine neden olduk. ilk yari gole kadar tam bir taktik savasi icinde gecti. hirvatlar butun oyun planini temposunu kaybetmis caner ve depresyondaki bitik arda ustunden yuruttuler.
sagdan srna, solda perisic ile saldirip, en zayif noktalarimizdan biri olan yan toplari denediler. bunu bilerek yaptilar cunku caner zayif halkamizdi. gununde bir caner bu kadar alan birakmazdi ancak dedigim gibi caner futbol oynamayi unutmus. bir mucize olmazsa bu turnuva boyunca kendine gelmesi zor. gökhan ve arda psikolojik olarak bitik durumdaydilar. fenerbahce gibi cirkef ve futbolcularin turnavada oldugunu önemsemeyecek kadar karaktersiz bir camianin turnuva öncesi gökhan hakkinda yaptigi aciklamalar gökhan'i oldukca bozmus. yine istisnasiz tum futbol medyasinin arda ustunde yuruttugu enteresan ve moral bozucu haberleri de unutmamak gerek. sag kanadimizi kapatamayacak ve bir sag ic oyuncusu olmayan hakan'in da orada bulunuyor olmasi ile kanatlarimiz resmen otobana döndu mac boyunca. orta sahanin göbegini gole kadar cok iyi savundu selcuk, ozan ve oguzhan. yenilen golun ben buyuk bir sansizlik oldugunu dusunuyorum. ozan'in bir anlik konsantrasyon kaybi ile volkan'in bariz hatasi golu kalemizde görmemize neden oldu. ozan 3-4 metre daha ileride olsa ve volkan bildigimiz volkan refleklerini kullanmis olsa gol olmayabilirdi. tabii bu demek degil ki, hirvatlar bize gol atamazdi. muhtemelen baskiyi artirip gol bulurlardi ancak terimin ilk yariyi ve macin 70nci dakikasina kadar maci 0-0 goturme planlari suya dustu.
terim'in amaci dedigim gibi oyunu 70-75'e kadar kilitleyip, hirvatlari yormak, top cevirmek, topa sahip olmak ve cenk'e top sisirip firsat kovalamak uzerine kurulmustu. burada bir hata yapti terim. cenk'e top sisirip, cenk'in kenar oyuncularina indirecegi toplar ile atak uretme fikrini uyguladigi antrenmani basina acik gerceklestirdi. bu antrenmanda da hirvat macinda uygulayacagi taktigi aciga cikarmis oldu. hirvatlar salak degiller. oturup seyretmisler ve analiz etmisler.
dusunulenin aksine, ikinci yarida hicbir b plani yoktu terim'in. o da buyuk bir konsantrasyon bozuklugu yasadi ve volkan ile emre mor'u sahaya surup, burak ile birlikte cift forvete döndu. derslerine o kadar iyi calismis ki hirvatlar döve döve sindirdi volkan sen'i, keza emre mor'a da bu macin 1-2 beden buyuk geldigini söylememiz gerekiyor. emre henuz baskiyi kaldircak, hirvatlar karsinda ezilen bir milli takimi kurtaracak seviyede degil. her topla bulustugunda karsinda rakitic ve modric gibi iki dunya devi futbolcuyla karsilastiginizi dusunun. 18 yasindasiniz. elinizden malesef pek bir sey gelmez. zaten hali hazirda ezilen kanaltlarimiz bu iki oyuncunun girmesi ile hepten pestil oldu. terim'in bu plani da suya dusunce oyunu birakti ve "daha fazla gol yemeyelim o zaman" planina döndu.
ben sahsen terim'in yerinde olsam oyuna sag bekte mucadelesi ve dayanikliligi gökhan'in bir tik ustunde olan sener ile baslardim sag bekte. mehmet topal'i orta saha olarak baslatir orta sahaya orumcegin direncini getirirdim. kanatlardan birine yine mucadele ve savunma gucu iyi seviyede olan olcay'i monte ederdim. hirvatlarin kanatlarinin cikmasini engeleyeceksen onlari tehdit edecek oyuncularin olacak. daha orta sahayi gecmeden sindirip yoracaksin. hirvat macini beraberlige kilitlemek en dogrusuydu. arda, selcuk ve volkan sen gibi faul kazanma orani yuksek oyuncularla ceza yayi cevresinde faul alip, frikik ve duran top organizasyonlari ile de gol aramak gerekiyordu. modric ve rakitic'i ozan ve topal ile sindirebilirdik en azindan bu kadar rahat oynamalarina engel olabilirdik. hirvatlari ustumuze cekip, ucuncu bolgede tutarak, yavas iki defans oyuncularinin arasina burak gibi ara topuna kosan hic olmazsa 2-3 kosu yapabilecek bir oyuncu konulabilirdi. selcuk ile de burak beslenebilirdi.
oyunun son ceyreginde arda ve cenk'i alip ileride mucadele gucumuzu zinde tutabilirdik. terim yine her zaman oldugu gibi "ben ders almam ders veririm" egosu yuzunden ve rakibi kötu analizinden (gerci hirvatlari ne kadar kotu analiz edebilirsin ki? srna ve perisic ile kanattan, rakitic ve modric ile göbekten geliyor hirvatlar, bundan baskasini uygulayabilecekleri bir kadrolari ve oyun planlari yok) kaynaklanan bir yenilgi aldik.
oyun adina en sevindirici nokta farkin 1-0'da kalmasi ve olasi ucunculuk konusunda averaj olarak cok fazla geriye dusmememiz oldu.
118
asıl mucize 2008deki maç değil; bu maçın 1-0 bitmesi.
129
çok şanslı olduğumuz maç. rezalettik. hem taktik olarak hem oyuncu olarak.
hakan çalhanoğlu'nun kanatta oynaması saçmalık. hazırlık maçlarında hatta elemelerdeki maçlarda da belliydi bu. sınırlı bir alanda oynayan oyun içi devamlılığı az olan ve anlık patlamalarla skor üreten ürettiren bir oyuncuyu orta sahanın sağına alıp hem git gel yapmasını hem tempolu oynamasını çalımlarla oyunu açmasını beklemek saçmalık. hakan'ı tehlike bölgesinden uzaklaştırmak için acayip çaba harcaması gereken hırvatistan'a gerek yok kanka biz uzaklaştırıp etkisizleştiriyoruz zaten rahat olun dedik. hakan'ı tehlikeli bölgeye koyacaksın serbest olacak. ani bir hareketle gol/asist katkısı yapacak.
arda konusuna girersem hakaretsiz çıkmam.
caner hem defans konusunda eksik hem formsuz hem fener'de kadro dışı olduğundan maç eksiği var. kendine de bakmamış. üzerine yalnız kaldı. üzerine bir de karşısında dünyanın en iyi sağ beklerinden srna da sürekli bindirince sol taraf çöktü.
mandzukic formsuz olduğundan ve kötü bir maç çıkardığından mehmet topal'la hakan hatasız göründü ama onlara güvenemiyorum ben.
ozan herkesin malumu.
oğuzhan istikrarsız yetenekli biri zaten. öyle yıldız falan değil. düşük seviyede kendini daha çok gösteriyor. beşiktaş'ın avrupa maçlarında da hatırlarsınız performanslarını zaten. hırvatistan'ın orta saha merkezi bizden 3 gömlek falan iyi. modric - rakitic nerdee selçuk - oğuzhan nerde...
selçuk casper'ın orta doğu versiyonuydu.
gökhan gönül bence takımın en iyisiydi. takımın en iyisini puanlasan 6/10 ancak olur öyle bir maç çıkardık.
cenk'e top atamadık zaten ama attıklarımızı da iyi değerlendiremedi. ceza sahası golcüsü zaten. pozisyon hazırlamadıkça bir şey yapmayacak.
burak'ı hiç özlememişim. yine aynı burak'tı. orta sahayı toparlamadan burak'ı almak hataydı.
volkan babacan ne iyi ne kötü. golü kurtarabilirdi ama kurtarsa iyi kurtarış olurdu. elinin altından biraz garip sekerek geçti. şanssızdı golde. zaten takım yanarken saçını tarayan bir ozan tufan var takımda.
emre takıma dinamizm kattı. fazla heyecanlıydı, normal de zaten. plan yok düzen yok al kurtar lan diye attık oyuna. bu şartlarda daha iyisi zor zaten.
volkan şen'e çöp deyince kızıyorsunuz. çöp seviyedeki ligde bir şeyler yapınca yine büyük yetenek genç yıldız dersiniz. üst seviyede 5-6 maçta 1 kere iyi oynar
bizim yalaka ortamda yıldız olur. bu maçtaki gibi rezalet ötesi oyunu unutulur. bu maçtaki arda'dan daha kötü olmayı başardı ayakta alkışlıyorum kendisini.
ayrıca bu mağlubiyete şaşıranlara ben daha çok şaşırıyorum. dandik takımlara karşı bir şeyler yapan adamları bir halt sanıp kadromuzu iyi zannediyoruz. bizim gerçekten iyi olan oyuncu sayımız maksimum 2-3. onlar da hem formsuz hem biz taktik olarak çok yanlış kullanıyoruz. geri kalanlar 5-6 tane dengesiz ve iyi oynama ihtimali düşük olan, yüksek performans gösterme potansiyelli dengesizlerden, 3-4 tane vasatı aşamayacak en iyi ihtimalde sırıtmayacak oyuncu ve geri kalan çöplerden oluşuyor milli takım.
hırvatistan'da srna, rakitic, modric, mandzukic(çok formsuz olsa da) çok üst düzey oyuncular. bizim çakma yıldızlara benzemezler. bunun yanında 2-3 iyi oyuncuları daha var yıldız olmasa da. perisic hariç de dengesiz oyuncusu yok. geri kalan 4-5 oyuncusu da ortalama ve kötü oyuncular. bizim tek şansımız zaten savunmada kadro olarak kötü olan hırvatistan'ın vasat taraflarından faydalanmaktı.
maçın 1-0 bitmesi mucize. direkten dönen toplar, boş kaleye kaçanlar, önünden geçen topa dokunamamalar, en formsuz durumunda olan mandzukic, gol anlarında sapıtan perisic falan hakikaten çok şanssızlardı. bu maç en az 3-0 bitmeliydi ki bence takım dağılmaya o kadar meyilliydi ki bu kaçan acayip pozisyonlardan bir tanesi bile gol olsa takım tamamen dağılacaktı. hayatımda gördüğüm en farklı 1-0'lardan biriydi.
maç öncesi de zaten hırvatistan bizden daha yetenekli ve aklı başında bir kadroydu. hem maç özelinde hem genel olarak hırvatistan çok daha hak ediyordu. en azından bir planları var adamların. modric falan öyle yea ben real oyuncusuyum(hem de düzenli 11) ipimle kuşağım modunda takılmıyor. maçta en çok mücadele eden oyuncu modric'ti. önce oyun karakteri olarak adam olmak lazım.
121
yetiş ya letonya, yetiş ya malta
28
inşallah 2008 turnuvası gibi bu turnuvaya da damgamızı vururuz.
ne maçlar çıkarmıştık o turnuvada be, isviçre karşısında son dakika golü ile 2-1 kazanarak 2006 play off'larının hesabını kapatmamız, çekler karşısında 2-0 geriye düşüp son 15 dakikada maçı çevirmemiz, hırvatlara karşı 119'uncu dakikada geriye düşüp maçın son saniyesinde beraberliği yakalayıp penaltılarla turu geçmemiz. hep son dakika golleri ile teker teker geçmiştik rakipleri.
yarı finalde son dakika golü ile almanya'ya yenilmemiz ise kaderin adeta bir cilvesi gibiydi.
bunların hepsi birbirinden unutulmaz anlardır.
29
yeniden bu sevinci bize yaşatanlara teşekkürler. 2008'in devam filmi olsun. terim motor desin, çocuklar oynasın, goller gelsin ve kupa bizim olsun ! ülke olarak bu kupaya ihtiyacımız var. sevineceğiz inanıyorum.
30
mantık çerçevesinde düsündüğümüzde yüzde 60 a 40 hırvatlar alır gibi duruyor maçı.
fakat bu türk milli takımı. olmayacak işler yapan bir takım. bakarsın 1-0 gerideyken son 15 dakika hayvan gibi saldırıp hırvatları şoka uğratıp maçı alabilir. o yüzden net konuşmamak lazım bu gündüz karşılaşması hakkında.
berabere kalırsak bile göbek atacağım maçtır bu arada. çünkü hırvatistan gerçekten kaliteli ayaklara sahip. turnuvada başa baş oynayamacağı takım yok. o yüzden köpek gibi mücadele etmemiz lazım. ki edeceğimize gönülden inanıyorum.