• 155
    yazıklar olsun şu ıslıklayanlara. valla galatasaraylı olmadıklarını bu kadar mı belli edebilirler inanamıyorum. tüm medyanın ekmeğine yağ sürüyorlar. bu kadar mı nefret ettirirler kendilerinden. bir ara liselilere diyorduk sanırım şimdi de bunlara geldi. sadece sizin mi lan galatasaray.

    tanım: protestonun maçın içine ettiği maç olmuştur.
  • 161
    hayatım boyunca izlemekten en çok rahatsız olduğum ilk yarı oynanmış olan maç. adeta televizyonu kapatmak , o ıslıkları yapanlara küfretmek istedim. "o" taraftar ile aynı isim altında , "galatasaray taraftarı" olarak bulunmak gerçekten utanç verici. hangi zihin , hangi mantık böyle bir protesto yapabilir ? arda turan'a olan tepki ne için ? tamam jo sorumsuz bir futbolcu ve tepki verilebilir ama bu şekilde mi olmalı ? hadi bu şekilde oldu diyelim , diğer futbolcular böyle mücadele edip 4-0 öne geçtiği zaman neyin tepkisi bu ? napıyorsunuz lan siz !

    gerçekten utanıyorum , bu bilinçsiz ve kimse kusura bakmasın ama "kültür seviyesi düşük" taraftar kitlesi beni utandırıyor. hadi şu an puan durumu pek iyi değil , peki bundan 4 hafta sonra galatasaray lider olursa aynı taraftar o "müthiş" tepkisini o zaman nasıl verecek ? o zaman da "gol sonrası ıslık şov" yapılacak mı ? işte bu yüzden sevmiyorum ben bu işi , yok efendima migo yok efendim bilmem ne. bir kısım taraftar alkışlayıp destek verirken onları bile "ıslık" altında bırakan taraftar bir utanç sebebi her anlamda.

    gerçekten kelime bulamıyorum , sadece yazıklar olsun. ve bunu yapan taraftar "bizim sevgimiz renk lan renk" falan demesin. "yenildiği" zaman destek yerine köstek olan kişiler "taraftar" değil "yancı" olur sadece. bırakın bu işleri.

    not : işte bu yüzden "beşiktaş taraftarı" benim için hep "taraftar" olmuştur. herkes kendine baksın önce.
  • 164
    şamar oğlanına çevirdiler bu sene diyarbakırspor'u. bir stada gidiyor taşla sopayla kovalıyorlar, bir başka yerde 4 bir taraftan tribüne çağırılıyorlar. yok mu kardeşim şunun ortası? normal muamele yapsanız ya.

    sahaya çıkan kadroyu gördüğümde fark olacağına kehanet ettim her galatasaraylı gibi. ben sezon başından beri söylüyorum, servet ile 16 numara bizim iyi futbol oynamamızı engelliyor diye. bir ara televizyon 4-0 iken yedek kulübesini gösterdiler, zaten spiker de söyledi, servet sanki diyarbakırspor'da oynuyor gibiydi. surat 5 karış, galatasaray'ın yendiğine sevinmişse eşşoleşşek olayım. aynı şekilde diğeri, umarım tamamen kurtulmuşuzdur.

    40 senedir içinde bulunduğum tribünlerden bu maç iğrendim. ağlama, meleme, galatasarayı akıllarınca çok sevme. tamam kardeşim, takımın son maçlarda oynadığı oyun için hepimiz aynı fikirdeyiz. son sivas maçından kaç kişi vardı sahada sanki? bir musibet, bin nasihatten daha önemliymiş, demek kazmalardan kurtulmamız için çok puan kaybetmemiz gerekiyırmuş. takımın hele gündüz oynanan maçtan sonra umudu sürerken, beşiktaşlı bile çıkmayan candan umut kesmemişken, her şeyin olabileceği bir ligte bu teslimiyet nedendir?

    arda turan tepkilerden en çok etkilenen oyuncu oldu. morali sıfırın altında bir maç çıkardı ki, taraftar arda konusunda yanlış düşünüyor. oynamadığı 5 maçın 4 ünü kazanamadık. ölüsü yeter bu takıma. onu da bitirip, sülükleri güldürmek neyin nesi? zayıf rakip karşısında da olsa görüldü ki milan baros'suz geçen haftalarda neler kaybetmişiz. gol vuruşlarını özlemişiz.

    bugün her iki bekimiz dışında takımda herkes iyi oynadı. caner ve sabri çok top kaybettiler, takıma katkıları hiç olmadı. hatta sabri anlaşılan kaybedilen maçlarda yapılan bireysel hatalardan hiç ders almamış. beyin özürlü olduğu için, her şey beklenir sabri'den. yaptığı yan pası bu kez aykut içeri almayarak sabri'yi kurtarmış oldu. işte takım olmak dediğimiz şey bu, biri bir aptallık yapsa dahi diğerleri onu kurtaracak.

    aykut beklentilerimi boş çıkarmadı. çerçeveyi bulan topun içeri gireceğinden emindim. sanırım aykut'un boş geçtiği maç yok. ancak ben peşin yargılı olmadığımdan, ne kadar yerdiysem o kadar da överim. bu maçta özellikle baktım tek bir top hariç hiç top şişirmedi. demek ki bu işe el atılmış. benim beklediğim kaleci işte böyle bir kaleci olmalı. istediği kadar yesin ama topu oyuna elle, bilinçli olarak soksun. bu maç itibariyle aykut için geri dönüş yapabilirim. kurtarma işine gelince, o topu sanki leo yemeyecekmiydi sanki?

    galatasaray öyle aman aman bir futbol oynayarak fark atmadı. ancak kolay değil, taraftar kösteğiyle o kadar kötü oyunlardan sonra, ne olacağı meçhul bir maça çıkmak. usta işi goller maçın rahat geçmesini sağladı. el çiko'nun da gol atmasını çok istedim ancak takımda kalması adına umutlandım. reykart'ın takımında olması gereken bir futbolcu. taraftar'dan surinamlı'ya verilen destek çok iyi oldu. bu arada numaralı taraftarı gerektiğinde devreye girmesini bildi. takıma tezahürat yaptılar. protestolar çok sıktı, çapulcu daha çok sıktı.

    reykart'ın jo'yu içeri alırken taraftarın ıslığı, onların bu maçta tek doğrusuydu. galatasaray'a yakışmayan futbolcunun derhal bileti kesilmeli. burası rusya'nın csk takımı değil kardeşim. belediyespor'da oynasan tamam, taraftarın yok, profesyonelsin ama burası galatasaray. hele fener maçından yenilgiyle çıktıktan sonra gülemezsin bile. aynı şeyi, sabri yapar mı?

    cuma'dan beridir maç yayınlıyor televizyon. 3 maç 0-0 bitti. baros'a özel ikramiye vermesi lazım yayıncı kuruluşun. malları bit pazarına düşmek üzereydi.

    noktayı lukas neil için koyuyorum. maçın adamıydı, savunmada teknik bir futbolcuyu ne kadar özlemişim. helal olsun diyorum kardeşim sana.

    ziya doğan'ın bok ettip kaçtığı takımın başına geldin güvenç kurtar. aldığın enkaz toparlanacak gibi değil. adın bahtiyar, suçun doğudan saz çalmak. dünya'yı dar ederler adama. memleketine bile sokmazlar adamı. geçmiş olsun.
  • 166
    lanet olsun ki, ultraslan denen pislikler topluluğu, asıl destek zamanında takımın gardını düşürmek için staddaydı. lan protesto edecekseniz siktirin gidin kulübelerinize, gelmeyerek kendinizce protesto edip takımımı rahat bırakın! iyi zamanda kapalı-eski açık bir türlü organize olamazsınız. ama iş protestoya, adiliğe gelince süper organize oluyorsunuz. aklınız bu kadar üç kağıtçılığa, bu kadar yavşaklığa çalışıyor işte. ben takımımı desteklerim, sizin gibi köpeklere ihtiyacı yok bu takımın.
  • 167
    bir sürü maç izledim ama, rakip takımın tribünlere çağırıldığı, bu kadar ateşli şekilde tezahürat yapıldığı başka bir maç görmedim. merak ediyorum, acaba rakip diyarbakırspor olmasaydı da bu kadar ateşli olabilecek miydi bu tribün? ben de alkışladım evet; ama bokunu çıkartmanın alemi nedir? ne diyarbakırmış arkadaş ya! onlar da bayağı bir tezahürat yaptılar bize. ben bir ara dedim heralde ''saldır galatasaray'' diye bağıracaklar yan taraftan. vay anasını sayın seyirciler...

    ama bence gecenin olayı, bütün maçlarda uyuyan, ayağa kalkmayan fenerli olsun denilmeden bağırmayan numaralının yapılan tezahürata tepki verip, re re re ra ra ra şeklinde bağırması oldu. tribünden kopup gelecekti bi abi oradan az daha. tribün kavgası çıkacaktı. gecenin olayı buydu. madem bağırabiliyorsunuz, bundan önceki maçlarda nerdeydiniz hacı?
  • 169
    --- alıntı ---

    galatasaray taraftarını birbirine düşüren maç oldu, kişisel tarihime böyle geçecek. kimisi ultraslan’ın protestosunu haklı bulurken, kimisi numaralının re re re ra ra ra galatasaray galatasaray cimbombom diye bağırmasını büyük bir olay olarak gördü. bölündük gitti.

    sessizce başladı maç, 5 dakikalık protesto bittiğinde ilk gol pozisyonu oldu, onu da diyarbakır yakaladı atamadı. galatasaray paf takımından gelen erhan’la.

    diyarbakır, galatasaray için zayıf bir rakip. kalecileri ısınırken sakatlanmış, güvenç kurtar yanlış adam oynatmış sonrasında oyuncu değişikliklerini zorunluluktan yapmış. rahat rahat pas da yaptı, oyun içinde dönerek de oynadı galatasaray.

    geçen haftadaki gibi 4 ön liberoyla değil, sadece mehmet topal’ı kullandı orta sahada, gerçi elano’da çok yardımcı oldu mehmet’e. arda, keita, giovani ve baros’la öldürücü bir hücum hattı vardı. kısa zamanda baros’la golleri buldu. ikisinde de pasları keita verdi. ilk golde arda ikincisinde balta keita’ya güzel paslar attı.

    35. dakikaya kadar protesto vardı ali sami yen’de. jo oyuna girince yeniden protesto başladı. ultraslan, internet sitesinde de yayınladıkları besteyi söyleyip durdu ilk 35 dakika. en hafifinden ayıp ettiler arda’ya. jo için bir şey söylemem, alem yaptığı söylenen oyuncu, üst solunum enfeksiyonu sebebiyle idmana çıkmıyorsa, protestoyu hak etmiştir.

    numaralının ayaklanmasını büyük bir olay olarak görenlere bazı hatırlatmalar yapmak isterim. bu tribün ben kendimi bildim bileli oturarak, hiç tezahürat yapmadan maç izler. fenerli olmayan ayağa kalksın demeden ayağa kalkıp da bağırmaz. jo’yu ıslıklayan taraftara karşı rerererarara diye bağırdılar diye şimdi iyi mi oldular. hakikaten aslantepe’de tribünler böyle mi olsun istiyorsunuz, emin misiniz? hakikaten emin misiniz, jo gibi umursamaz bir oyuncu ıslıklanmasın mı istiyorsunuz? bu kadar rahat mıyız?

    bunlardan ultraslan doğrudur anlamı çıkmaz, ama numaralıyı da abartmamak lazım. ulan bir de bana “elit taraftar” derler.

    --- alıntı ---

    http://captano.blogspot.com/...y-diyarbakr-4-1.html
  • 173
    protestoların damga vurduğu maç olmuştur.bitiminde konuşulanın futbol değil, bu protestolar olması bile ultraslanın vur deyince öldürdüğünü göstermeye yetiyor.

    aslında ne yalan söyleyeyim, içim az da olsa soğumadı değil.günlerdir galatasaray denince boğazına birşeyler düğümlenen benim ve benim gibi milyonlarca taraftarın üzüntüsü bir şekilde gösterilmeliydi.evet, ben de ultraslanın duruşundan çoğunlukla rahatsız olan bir galatasaray taraftarıyım.artık takıma zarar verdikleri,destek yerine köstek oldukları ve ali sami yen cehenneminden eser bırakmadıkları fikrine de sonuna dek katılıyorum.bugün futbolcuların -özellikle de arda'nın - ıslıklanmasını ben de hazmedemedim.ama yine de galatasaray taraftarının genel profiline baktığımızda çok net olarak görülen bir gerçek var.bir galatasaray taraftarı takımın kötü oynamasına tahammül edebilir.fakat sahada bitse de gitsek havasında gezinen -hele ki hayati bir derbi maçında- birkaç umursamaza da pabuç bırakmaz, bırakmamalı da.

    belki protestoların eleştirilecek çok tarafı vardı.sözlükte de yazılmış zaten bunlar.ama benim dikkat çekmek istediğim şey şu:futbolcuları silkeleyip kendine getirecek bir tepki verilmeliydi ve verildi de.bundan sonrası futbolcuların vicdanına kalıyor.ya "banane ya ben aldığım paraya bakarım" deyip kaldıkları yerden devam edecekler ya da ilk golden sonra olduğu gibi birlik olup, gerçek bir takım gibi davranıp bundan sonraki maçlarda galatasaray'a yakışır şekilde savaşacaklar.

    rijkaard'ın maçtan sonraki sözleri de bu yönde zaten.yaşananların futbolculara bir ders niteliğinde olduğunu, şimdi önemli olanın, onların vereceği karşı tepki olduğunu ve taraftarın da geri kalan maçlarda desteğini sürdürmesini umduğunu söyledi.yani bi bakıma 'daha fazla uzatmayın, önümüze bakalım' demek istedi.

    son olarak nedense pek bahsedilmemiş ama; emre çolak'ın alkışlanarak cesaretlendirilmesi ve diyarbakır için açılan pankartlarla yapılan tezahüratlar takdir edilesiydi doğrusu.
App Store'dan indirin Google Play'den alın