• 127
    yenilgiyi umursamadığım maç. bu senenin günahı yok ama seneye daha iyi bir takım kurulursa, bu taraftarla şampiyon oluruz.

    1. maçın adamı, perşembe günkü maç kadar formda olmasa da gene taraftar.
    2. maçın en güzel anı, basketbolcuların soyunma odasına girdikten sonra tekrar çağırılıp, onore edilmesi.
    3. evren büker=lorik cana
    4. jj sezon boyunca çok güven vermese de serinin bizim adımıza adamı. aferim.
    5. sanki anıl karaer'i gördüm. tufan ersöz de maçtaydı.
    6. ikinci periyod, fenerbahçe'nin hücum ettiği potanın arkasında birkaç fenerbahçeli epey bi pataklandı.
    7. seneye şampiyonluğa oynayacak kadroda andric'in yeri yok. olmamalı.
    8. oktay mahmudi'yle bu akşam 10 yıllık kontrat yapılmalı.
  • 128
    basketbolda galibiyet için gerekenleri bu maç için yapamadık, acı son da kaçınılmaz oldu.

    zaten 2 gün önceki* maçın tablosu ile bu maçın tablosunu karşılaştırırsak çok rahatlıkla anlarız neden kaybettiğimizi.

    * önceki maçta 10 hücum ve 26 savunma olmak üzere toplam 36 ribaund almıştık. bu maçta ise 25'te kaldık.
    * önceki maçta fenerbahçe ülker'e 7 hücum ribaundu şansı vermiştik. bu maçta ise 12 hücum ribaundu aldılar.
    * önceki maçta oğuz savaş 2 sayıda kalmıştı. bu maçta ise 19 sayı kaydetti.
    * önceki maçta %53 ile üçlük atmıştık. bu maçta ise 9/22 ile %41'de kaldık.

    bu noktaların yanında shumpert faktörü de var. sakatlığı tam geçmemiş olacak ki koç da onu oyuna süremedi. yalnızca 13 dakika oyunda kaldı ve bu sürede de etkili olarak 5/7 ile 10 sayı kaydetti. hiç kuşkusuz, son periyotta ona fazlasıyla ihtiyacımız vardı, oyunda olsaydı çok farklı olabilirdi.

    maç, bana göre 2 bölümden oluşuyor; birincisi ilk periyotta skor 36-27 lehimize iken fenerbahçe'nin 10-0'lık bir seri yakalaması ve geriye düşmemiz. ikincisi de felaket geçen üçüncü periyodun ardından son periyotta önce kıvılcımı yakıp tam ateşe döndürmüşken ve 15 sayılık farkı 4 sayıya indirmişken gerisini getiremememiz.

    maçın bitiminden sonra da tribünde kalıp takımı sahaya geri çağırmamız ve ''bu taraftar sizinle gurur duyuyor'' diye haykırmamız çok güzeldi. rancik de geleneksel üçlüsünü çektirdi. gönül isterdi ki galibiyetin getirdiği enerji ile olsaydı o üçlü ama olmadı.

    seri bitmiş değil fakat 3-1 geriye düştük. oktay mahmuti başta olmak üzere tüm oyunculara ne kadar teşekkür etsek az.
  • 129
    maçtan ziyade bahsedilecek çok şey var, maç ile başlayıp, akışına bırakayım yazıyı..

    geçtiğimiz maçta ömer onan takımı sırtlamıştı ilk yarıda, bu maçta da - özellikle de sakatlanana kadar - lavrinovic takımı sırtladı. lavrinovic'in sakatlıp bench'e çekilmesinin ardından, önce farkı yavaş yavaş kapattık, arkasından da tutku'nun üçlüğüyle öne geçtik ikinci çeyrekte. ardından, seriyi 15-2'ye kadar çıkarttık, fark 9'a kadar çıktı hatta bir ara fakat fenerbahçe kritik an'larda çok kritik sayılar buldu, ilk yarının son saniyesinde gelen basketle de ilk yarıyı önde kapattı.

    3. çeyrekte takıldı kaldı takım. bir süre 46 sayıda kaldı, ardından 48 sayıda kaldı uzunca bir süre de. kaçan serbest atışlar, çemberin etrafında dönüp dönüp girmeyen, oraya buraya çarpan toplar. galip geleceksen, biraz şans da olacak, o şans bugün galatasaray'ın yanında değildi. 3. çeyreği de 15 sayı farkla kapattı fenerbahçe ülker.

    son periyotta, inanılmaz şeyler oldu. inanılmaz bir ivme, takım-taraftar savunması ve fark bir anda 4'e kadar indi. indi inmesine de, gerisi gelmedi. haluk yıldırım çok kaçırdı mesela dün, fakat bunda maçta çıkan parmağının etkisi de olabilir tabi, es geçilmesin. neyse ne, o kadar da önemli değil zaten artık. sinan erdem'de neler olur neler biter bilinmez tabi ama, zor.

    kısaca böyleydi işte maç, söylenecek daha da fazla bir şey yok zaten. elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştı takım, keza oktay mahmuti öyle. fakat, biraz iki takım arasındaki kadro kalitesi farkı, biraz da şans faktörünün etkisiyle bu kadar olabildi. formanın hakkı verildi mi? fazlasıyla. sadece bu bile yeterli bir sebep olmalı çoğu zaman. hele ki, kimi futbolcuların hala kadroda olduğu, kaybedince şeyine bile takmadığı, takımın durumunu zerre umursamadığı yerde!

    bu takım, belgeseli çekilecek bir takım. geçen seneden şu duruma gelişinin hikayesi.. geçtiğimiz sezon, kümeye oynaması beklenirken, playoff'lara kalacaktı bu takım. bu sene, seneler sonra final sevinci yaşattı bu takım. bu takım, bir kaç sene içerisinde şampiyon olacak bu takım! yenilmez armada.

    maç bitti, takımı, inatla tekrar parkelere çağırdık. işte o' an, zor tuttum kendimi ağlamamak için, tutamayanlar oldu keza, gözleri dolanlar.. nasıl dayanabilir ki insan? karşında bu efsane takım, ağlıyor, oktay mahmuti, onu hiç görmeye alışık olmadığımız bir halde, taraftara karşı mahçup, bitkin duruyor, 'bu taraftar sizinle gurur duyuyor' sesleri..

    galatasaraylılık, işte böyle bir şey dedim bir kez daha kendi kendime, ve bir kez daha şükrettim ki, şükürler olsun ki galatasaraylıyım..

    bu takımdakilere gurur duymamak gibi bir şey söz konusu dahi olamaz..

    maç bitmeden gidenler, fenerbahçe maçında galatasaraylı olduğunu hatırlayanlar vardı bir de, pek bir şey söylemeye gerek yok aslında. fenerbahçe maçında alınacak başarılar onların olsun, sonuna kadar mücadele eden, kaybedince ağlayan takım bizim!

    bir de, futbol ile diğer branşlardaki başarıları kıyaslamak ne kadar saçma, ne kadar anlamsız bi' olaydır arkadaş. kulüpleri mi destekliyoruz, branşları mı? basketteki şampiyonluklar sizin olsun futboldaki benim vs ne demek oluyor yahu? hepsi bizim olsun!

    günün kaybedeni galatasaray gibi gözüküyor, fakat, hiç kimse farkında değil ama, galibiyetten çok öte şeyler vardı, çok şey kazanıldı bugün, asıl kazanandı galatasaray..

    hem zaten, dememiş miydik;

    'sen şampiyon, olmasan da' diye..?

    yine, yeni, yeniden..

    klişe olacak belki ama..

    "sizler benim gözümde hep kazandınız, hep şampiyonsunuz!"

    gönüllerin şampiyonu, yenilmez armada..

    http://jaimelesport.blogspot.com/...-74-fb-ulker-85.html
  • 131
    üst düzey bir basketbol bilgim olmadığı için işin teknik yanlarına girmeyeceğim. şu olsaydı kazanırdık, şöyle yapsaydık kazanırdık, şu yüzden kaybettik vs. diyemeyeceğim o yüzden. aslında çok da olmayınca olmuyorluk bir durum da yok.

    çok klişe olacak ama, galiptir bu yolda mağlup çuk diye oturuyor sanırım bu mağlubiyete.

    bu işi buraya kadar bu takım getirdi. bu takım bu sene bize çok şey öğretti. bilahare yazacağım öğrendiklerimi.

    hiç fakir edebiyatı yaptığımız sanılmasın. maç sonrası tutku'nun, andric'in, haluk'un göz yaşları bazı şeyleri anlatmak için yeterdi. maçtan sonra takımı soyunma odasından çağırıp alkışlamak, cimbombomum sen çok yaşa canım feda olsun sana çekmek aslında bir çok şeye değerdi.

    yenildik... üzüldük mü? haliyle. kahrolduk mu? asla.

    en güzeli maç sonuydu aslında. birimiz bile niçin yenildiğimizi konuşmadık. herkeste vakur bir hüzün vardı o kadar. sanırım bu bir çok şeyi anlatmak için yeterli.
  • 135
    federasyon'dan 16 bin lira ceza gelmiş.

    --- alıntı ---
    basketbol federasyonu disiplin kurulu, galatasaray kulübü'ne 16 bin lira para cezası verdi.

    basketbol federasyonu tarafından yapılan açıklamada, play off final serisinde galatasaray cafe crown'un, fenerbahçe ülker ile 11 haziran tarihinde oynadığı maçta, sarı-kırmızılı taraftarların sahaya ve rakip takım sporcularının üzerine yabancı maddeler atması nedeniyle galatasaray kulübü'ne disiplin kurulunca 2 bin 500 lira para cezası verildiği, ancak ihlal ve benzer olumsuz davranışların alışkanlık haline gelmesi nedeniyle bu cezanın 4 bin liraya çıkarıldığı bildirildi.

    yapılan açıklamada, aynı maçta taraftarların küfürlü tezahüratta bulunması nedeniyle de sarı-kırmızılı kulübünün 12 bin lira para cezası daha aldığı kaydedildi.

    galatasaray kulübü'ne böylece basketbol federasyonu disiplin kurulu tarafından toplam 16 bin lira para cezası verildi.
    --- alıntı ---
App Store'dan indirin Google Play'den alın