9 aralik 2013 tarihinde almistim biletimi samsuna gitmek icin... sali gunu maci evde izleyecek ve carsamba 13.30 arabasiyla memleketime gidecektim...
10 aralik 2013macin baslamasina 2 saat bir sure kalmisti ve ben eve girmistim. o gunku planim yemegimi mac saatine kadar hazirlayacak ve maci izlerken ayni zamanda aksam yemegimi yiyecektim. sahadan zaferle ayrilacagimiz icime mi dogdu sabahtan bilmiyorum ama patates kizartmalara kolalar et pisirmeler falan var menude... mutfaga gittim yemegimi hazirladim tabaklari tepsiye dizdim ve salona, tvnin karsisina gectim. mac oncesi programini izliyorum kaptan bulent konusuyor ve ben heyecandan titremeye basliyorum. uefa zamanlarinda cok oluyordu bu heyecan olayi. hemen her mac oncesi yerimde duramiyordum. ardindan 2012-2013 sezonunda oynadigimiz kilit maclardan once nuksetti bu durum ve ne zaman bu heyecani yasasam takimim aslanlar gibi sahaya cikip istedigi sonucu alarak isiklarini sonduruyordu stadin... yine boyle bir aksamdi anlayacaginiz.
her neyse mac basladi. zemin gayet guzel ayni zamanda ellerime saglik yemeklerde cok guzel olmus tabi... macta dakika 27 oldu ve bir anda yemyesil olan zemin beyaza calinmaya basladi. sag kanattan eboue'nin atagi sonrasi kameralar drogbaya ondu ve once top degistirildi ardindan ceza sahamizin hemen onunde yine eboue'nin icerisinde bulunup yerde kaldigi pozisyondan sonra hakem oyunculari soyunma odalarina gonderdi ve sonrasi malum macin kalan bolumu erteleni. butun gece mac saatinin kararlastirilmasi haberlerini takip ettim bende sizler gibi ve mac bir sonraki gun saat 15.00a ertelendi.
11 aralik 2013dun gece maci izleyemeyince bari bitirme tezime calisayim biraz diyip oturdugum masadan saat 04.00i gosterirken kalktigim icin 11 aralik sabahi derse kalkamadim ancak saat 09.30 civarinda calan telefonumu actigimda telefonun diger ucundaki babam'in samsunda havanin cok kotu olmasindan dolayi bana ''istersen haftaya erteleyelim oglum biletini. buraya geldiginde birsey yapamayacagiz hava cok kotu'' cumlesini kurmasiyla ayni gun saat 13.30a aldigim biletimi iptal etme karari aldim ve uykuya kaldigim yerden devam ettim. saat 13.00'da yeniden calan telefonum beni tekrar uyandirdi ve karsi taraftaki babam " taksiye binsen otobuse yetisebilir misin lan ?" diyerek benden o an yapabilecegim en imkansiz seyi istedi ve ben reddedip daha gec bir saate bileti almasini soyledim. ardindan iptal ettigim biletin yerine ayni gun saat 15.30 arabasina bir samsun bileti aldim.
planlarim maci arabada izlemekti aslinda ama evdeki hesap son zamanlarda basima sikca geldigi gibi yine carsiya uymadi tabiki... once saat 15.30da kalkmasi gereken otobusum saat 16.00da terminale geldi ve 16.15de ancak kalkabildi. daha sonra mamalak muavin tv'yi nasil acacagini bilmediginden maci bir turlu izleyemedik. bir yandan ev arkadasimla macin nasil gittigi konusunda mesajlasirken diger yandan nasil yaparimda ben bu maci takip ederimin hesaplarini yapmaya baslamistim. hemen hemen otobusun hepsi tv'nin bir an once halledilmesini ve maci takip etmeyi istiyordu ancak bu mumkun olmadi..
son anda 4-1 maglup oldugumuz real madrid macini dinledigim radyo geldi aklima ancak o radyo ile kotu anilarim oldugu icin tereddut ediyordum acmaya. her zamanki gibi basbakanlik ve kara kuvvetleri komutanligi etrafindaki guzergahta yaptigim antrenmanlardan birinde radyodan bu maci acma talihsizliginde bulunmustum. 1-1 biten ilk yarinin ardindan maci acar acmaz ard arda yedigimiz 3 gol ile karsilasmayi yine agir bir skorla kaybetmistik.
yine onemli bir mac ve yine elimdeki tek iletisim aleti olan radyo ile basbasa kalmistim. mac yayinini acmaya tereddut etmeme ragmen baska bir secenegim olmadigi icin radyo yayinini actim. butun otobus artik acilmayan tv yuzunden maci izlemekten umidi kesmisti. kimse de maci radyodan izlemeyi akil edemedi sanirim ki herkes ya uyumaya calisiyor ya da sessizce disariyi izliyordu. macta dakika 85 olana kadar radyo spikerinin surekli juventus ataklarini anlatmasi benim artik mactan iyice umidimi kesmeme sebep olmasina ragmen maci en azindan bitirmeye karar verdim. ardindan dakikalar 85i gosterirken uzaktan gonderilen bir top ve drogbanin kafasiyla indirmesinin ardindan sneijder topla bulustu ve topu aglara gonderdi. iste film orada koptu bizde.
asti'den saat 15.30 ankara-samsun arabasinda muazzam bir sessizlik vardi. bu sessizligi benim radyo yayinindan midir nedir anlamadigim kisik sesli, tereddutu her tinisindan belli olan ''gol'' kelimesinin agzimdan cikmasiyla butun kafalar o an bana dondu. uyuyanlar kafasini kaldirdi, camdan disariyi izleyen insanlar koridordan kafalarini uzatti... spikerin bagira bagira tekrarlamasi sonucu bu sefer kendinden emin bir sekilde haykirdigim "gooooooooollllll!!!!...." nidasiyla soforunden muavinine yolcusundan yardimci kaptanina kadar butun otobus kendi arasinda bu skoru kutlamaya basladi. artik o andan sonra dikiz aynasinda mars soyledigini gordugum sofor mu dersiniz, herkese golun serefine zuladaki keklerden cikararak koridorda hizla servis yapan muavin mi dersiniz, onumdeki teyzenin kocasini "nolmus bey nolmus" diye durtmesi mi dersiniz.. akla hayale gelmeyen en dogal en bizden olan duygularla galibiyeti kutlayan hangi takimdan hangi sehirden oldugu belli olmayan yaklasik 40 insan...
iste boyle bir macti bu mac. boyle bir zaferdi bu zafer. hayatim boyunca asla unutmayacagim bir macti ve evet juventusa boyle iteledik iste diye anlatacagim bir hikayeye donustu... iyi ki varsin galatasaray.
not: normalde boyle sikici yazilar yazmam pek ama deplasman sartlari malum. elimde kucucuk bir laptop ve soguk hava sartlari. kusura bakmayin artik.