galatasaray – adana demirspor : 4-1 gençlik festivali
bu memlekette bir kupa beyi gerçeği vardır, galatasaray. adana demirspor gibi bizden 2 lig altta bir takımı yenmekle ilgisi yok ama hatırlatayım dedim.
fatih hoca takımı neredeyse komple değiştirmişti. sezon başından beri sıkça ilk 11 görenler arasından sadece engin baytar ve riera’yı oynattı. diğerleri ya pek forma şansı bulamamış olanlar ya da sezon içinde gözden düşmüş olanlardı. aslına bakarsanız bu takıma toplama takım denebilir. birlikte hiç oynamamışlar nitekim, belki 1 kere as takıma karşı çift kalede oynamışlardır.
galatasaray için kolay bir galibiyet oldu. demirspor’un taraftarı sebebiyle bizim için bir sempatisi var, onun dışında eskiden de çok başarılı bir takım değildi zaten. ama taraftarı iyiydi yine demirspor’un. 26 otobüsle adana’dan gelmişler. maç boyu susmadılar, goller yediler yine devam ettiler. meşaleler yaktılar. plaka no şovu yapmadılar:) ingiltere’deki taraftarlar gibiydiler. gol atarlarsa ne olacağını merak etmiştim, hayal kırıklığına uğrattılar beni. böyle gooooolllllllllll diye bir kükreme beklemiştim, halbuki gol yediklerinde bile verdikleri tepkinin aynısını verdiler. yoksa bunlar da çarşı gibi balon mu, sadece kendilerini eğlendirmeye mi gelmişler istanbul’a? yakıştıramadım.
neyse, biz galatasaray’a dönelim. böyle maçlarda hocalar farklı kadrolar çıkarır, oynamayanlara şans verir ki, bunun şans verme diye bir şeye inanmadığımı defalarca yazdım. dikkat ettim, bazı futbolcular tribünde, evlerinde izler maçı ama hocalar yine sahanın kenarındadır. fatih terim, mourinho, capello gibi üst klas hocalar da, aykut kocaman, yılmaz vural, durmuş çolak gibi dünyanın tanımadığı hocalar da kenarda yağmurun altında takımlarının başındadır. aykut, naber?
galatasaray kısa zamanda öyle bir takım oldu ki, semih kaya ve emre çolak gibi 20 yaşında 2 futbolcu kupa maçında diğerleri şans bulsun diye dinlendiriliyor, fatih hoca tarafından. kim? buradan yola çıkıp, çok fena şekilde “biz dedik dinlemediniz” konulu uzun bir paragrafla birilerine çakabilirim ama yapmayacağım.
neyse, bu 2 genç bugüne kadar çoğunlukla 18 dışında kalıyordu, bugün de kaldılar. ama bu defa as oyuncu oldukları için. ilk 11’de bir tane 1990 doğumlu (sercan yıldırım), bir tane de 1992 doğumlu (mertan caner öztürk) futbolcu vardı. hadi sercan’ı geçelim, yaşı genç ama epeydir süper lig topçusu olduğu için kaşar sayılır. ama mertan 19 yaşında yahu.
klişedir ve neredeyse bütün klişeler gibi doğrudur, bir takımın gücü yedek kulübesinden gelir, yani 23-25 kişilik kadrosundan. galatasaray bu sezon a2 takımıyla birlikte bu yelpazeyi çok verimli kullanıyor. bu akşamki yedek kulübesine bakıyoruz, yılların kaşarları aydın, melo, kazım, serkan kurtuluş, aykut’un yanında 2 tane gencecik çocuk var. okan derici 1993, berk yıldız 1996 doğumlu. berk benim kızımdan küçük yahu. ve hoca bu listeden en genç 3 futbolcuyu oyuna aldı, yaş sırasıyla. hoca da yeniçeri olabilir mi lan acaba, kıdem, devre falan gözetiyor ha, ne dersiniz? daha önceden bilmeyen vardır, bilgi vereyim. türkiye’de futbolcuya dayalı düzen varsa kurucusu hocadır. galatasaray’ın kaptanı olduğu günlerde hem de. o yüzden fatih hoca varken, kimse yeniçeri falan olamaz, şimdikiler giderken hoca birkaç yüz kez dönmüştü o yoldan.
ne diyorduk, böyle bir kadro ile maça çıkıyorsun. tamam, adana demirspor bizden 2 alt ligde falan da, kulübedeki ve tribüne çıkan adamlarını göz önüne alınca galatasaray’ın hem iyi hem de gelişmeye açık bir kadroya sahip olduğunu görüyoruz.
dosta güven, düşmana korku veren bir galatasaray oluştu. hem de çok kısa bir zamanda. bak çok kısa diyorum, yıllarca sabretmek gerekmez diyorum, 16 yaşında çocuğu alıp oynatabilirsin demek ki diyorum, bunun için mangal gibi yürek lazım diyorum.
ayrıca 16 yaşındaki berk, kızımdan 1 yaş küçük olan berk, yılların profesyonel kaşar topçusu aydın’dan çok daha iyi işler yaptı, kısacık sürede.
ben size bir şey söyleyeyim mi aydın için; aydın başka kulüplere falan giderek de topçu olamaz. erken yaşta futbolu bırakır, kazandığı paralarla mahallesinde bir kahvehane açar, kasaya oturup marka satar, başka da bir şey olmaz. tabii bu kafayla giderse. zamanında baros olmasını önermiştim, okuyanlar bilir. sitede kategorilerde aydın yılmaz’ı tıklayın o yazıyı bulursunuz.
gelelim ben bunları söyledim diye, bana kontra yapılabilecek konuya. takım bir şey oynamadı. evet. zaten mümkün değil ki, dünyada benzeri görülmemiş bir şey olur takım iyi top oynasa. dünyada hiçbir takım yoktur ki, as takımıyla aynı kalitede yedek takım çıkarsın. brezilya milli takımı bile aynı kalitede 2 takım çıkartamaz, söz konusu değildir. biri 1. diğeri ancak 2. olabilir.
buyurun bu sezona kadar ilk 11’in adamı servet. pederin ne dediğini tahmin ediyorum “tüh be, illa gol yiyecekler”. göz göre göre golü yedirdi, golden önce de baya denedi gol yedirmeyi, geç geldi gol. bir kişi var mı “servet fatih terim’i sabote etti” diyen. olmaz, olamaz zaten. adamı ayıklarlar usta, sen ne yaptın. o yüzden çifte standart yapmayalım, adamın kalitesi bu kadar.
gençler şöyle oynadı, böyle oynadı demek için erken. ama hiç birinin heyecandan topuklarının kıçlarına vurmadığını söylemek lazım. galatasaray a takımında oynamayı hazmetmişler. daha önce umut bağladığımız kuşak olan mülayim, özgürcan, cafercan gibilerden farkları bu.
efendim, dandik bir kupa maçına belki çok anlam yüklememek lazım. ama fatih hoca ille de tarihi ben yazarım diyor. son gelen bilgiye göre berk yıldız galatasaray formasını en genç giyen oyuncu olabilirmiş. fatih hoca yapma bize bunu. biz geçen sene tarihi tersten yazıyorduk, yavaş yavaş, alıştıra alıştıra yapsaydın.
şu sıradan kupa maçından sonra bile facebook, twitter gibi sosyal medyaya bir bakın, galatasaray taraftarının nasıl “mutluluktan uçalım bizzzz” modunda olduğunu görürsünüz. bu bile yeter.
haksız mıyız?
*