alternatifsizlik
öncelikle, sevgili ömer çatkıç. senelerdir küfür yemekten bıkmadın mı be arkadaş? baya baya hoşuna falan gidiyor sanırım, şebelek gibi sırıtıyorsun küfür yiyince, motive de oluyorsun bundan, daha iyi performans sergiliyorsun iyi hoş da, azıcık gurur falan da mı yok? ne bileyim, hiç mi düşünmüyorsun akşamları, "bu taraftar niye bana küfür ediyor?" diye?
atatürk'ün dediğinden yola çıkarsak, "sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısı..", sporculuğa tepki gibisin be ömer çatkıç.
deniz barış'ı da hep iyi, düzgün biri görürdüm, düne kadar. o da pek farklı çıkmadı ömer'den tribünlere hareket çekerek. şunu çok merak ediyorum, yeşillerin konuşulduğu lig tv bu pozisyonları gösterdi mi?
hakem şovunu yaptı her zamanki gibi, zaten hakemlere ses çıkaran bir yönetimimiz olmadığından kıyım yapmakta zorlanmıyorlar, hava şartları da o kadar elverişli değildi dün kabul, fakat ne olursa olsun, ömer çatkıç'a bir ali sami yen'deki maçtan sonra daha şov yaptıran takıma yazıklar olsun. hepsine. öyle veya böyle alınmak zorundaydı bu maç. işin ilginci ömer orada tribünlere şov yapıyor, ve tepki sadece muslera'dan geliyor. yine aynı tarz bir olayda da lincoln'ün omuzuyla karşılaşmıştı ömer. sabri falan nerede bu pozisyonlarda arkadaş? nerede diğerleri?
sabri'yi sevdiğimi herkes bilir de dün, çok fenaydı çok. korkuyordu resmen.
riera desen..
veya hiç demesek mi?
ben şuna inanıyorum, gerçekten, riera o etkili olduğu yıllarda futbolun şifresini falan kırmıştır. yoksa bu adamın geçmişinde etkili bir futbol oynayabilmesini aklım almıyor. he şu var, tam olarak geçtiğimiz sezonki galatasaray'ın futbolcusu riera. hiç sırıtmaz. yanlış sezonda giymiş parçalıyı.
arka arkaya galibiyetlerden sonra bir anda "ben oldum yea" mod'una girmek neden bu kadar kolay? gerçi şöyle bir olay da var ki, takımı buraya kadar getiren etken takımdaki kilit adamlar. bu kilit adamların yanındakiler, bu kilit adamlar etkili oynadıklarında hiç sırıtmıyor, açıkları kapatılıyor çünkü diğerleri tarafından. ama tam aksi olunca, hakan balta'nın foyası ortaya çıkıyor mesela hemen. keza riera'nın da. son zamanlarda sabri'nin öyle. takımın bocalaması da bundan kaynaklı. kadrodan kaliteli bir 11 rahat çıkıyor sıkıntı yok ama derinlik yok. bir kaç eksik oldu mu alternatifsizlik sıkıntısı gün yüzüne çıkıyor iyice. he bizim yönetim "necati, gelecek, dertler, bitecek." sanıyorsa, bir şey diyemiyorum.
geçen sene en sorunlu bölge göbekti, bu sene göbek sağlam kanatlar nanay. 4/4'lük takım olmak zor iş.
afrika kupası'ndan da her defasında daha çok nefret ediyorum. geçen tesadüfen bir maça denk geldim, tribündekileri toplasan ibb'nin olimpiyat'taki tribünü kadar kişi çıkmaz. harbiden çıkmaz yani. israf bir turnuva.
son olarak da, arena'ya çarşı beresiyle gelen arkadaş. n'oldu arkadaşım geldin de? madem geliyorsun, çıkartma o bereyi, diren. veya hiç takma. abidik gubidik işler.
bu arada maç sırasında stada giren sığırcık hakkında bilgisi olan var mı acaba, merak ettim. kaç kere ağlara falan çarptı, kalktı, tekrar düştü, tekrar kalktı, stadı turladı, sahaya yakın uçtu. en son tribünden birisi yakalamıştı ama akıbetini bilmiyorum. bir de tam ağlara çarpacağı sırada ve çarpıp yere düştükten sonra insafsızca gülenler vardı ki, kanım dondu. bunların yanında kuş tekrar uçmaya başlayınca alkış tutanlar da vardı tabi.
http://jaimelesport.blogspot.com/...gili-omer-catkc.html