• 402
    yarın fenerbahçe yenilir bu maçta alınan 1 puanla fark 7’e çıkar, haftanın kazananı yine biz oluruz. o yüzden çok takılmaya gerek yok.
    ajax maçı öncesi tedbirli ve sakınarak oynadık. son dakikalarda risk aldık ama olmadı, sağlık olsun.
    evet trabzon çok müthiş bir takım değil ama oulai, pina, zubkov, mustafa gibi dikine hızlı gidebilen kontra oyuncuları vardı, onuachu gibi kaliteli pilot santraforları vardı.
    maçla ilgili tek kızdığım şey ön alan presini hiç yapamadık ya da trabzon presten/baskıdan iyi çıktı bilmiyorum ama alışık olduğumuz ön alan presini lemina savunma da oynamasından kaynaklı hiç yapamadık. torreira hiç öne gidemedi. sara ve barış’ta gerçekten kötü oynadı. deplasmanda bu şekilde bir beraberlik alsak hiç sorun yoktu aslında ama içerde bu şekilde berabere kalmak üzdü.
    neyse dediğim gibi yarın fener yenilir fark 7 olur. ajax’ı da deplasmanda yener cl de 9 puana çıkarsın unutulur gider.
  • 404
    maça çok konsantre çıkmadığız belliydi. savruk, kontrolsüz, yine bireysel hataların fazlaca olduğu bir maç oldu.

    olabilir, kabul edilebilir. kazansak büyük bir avantaj elde etmiş olacaktık. taktiksel olarak eleştirilecek çok şey var elbette ama beni daha çok iç sahadaki ikinci derbiyi de kazanamak üzdü.

    bu maçların rövanşı bizim için çok daha yıpratıcı olacak. şartlar ne olursa olsun o maçları da alabilecek bir takımız ama o zamana kadar puan farkını korumamız şart.
  • 406
    (bkz: 22 ekim 2025 galatasaray fk bodo/glimt maçı)
    (bkz: 1 kasım 2025 galatasaray trabzonspor maçı)

    bodo glimt ve bodo glimt'e benzemeye çalışan bir trabzonspor...
    hakikisini ezici bir oyunla 3-1 yenip, çakmasıyla 0-0 berabere kalmanın tek açıklaması konsantrasyon eksikliğidir. emin olun bugünkü maç cl maçı olsaydı, en az 2 gol atardık.
    o yüzden şöyle oynadık, hata yaptık, pozisyon sıkıntısı vs. gibi şeyler hava cıva.
  • 407
    ilk yarıda wagner pina'nın bulunduğu bölümü çok iyi işledik. barış'ı orada defalarca ya teke tek ya da pina'nın arkasına sarkmış şekilde topla buluşturduk. ancak barış bunlarda ya çok kötü tercihler yaptı ya da pina hızlı bir şekilde dönüp barış'a yetişti ve girdiği düelloyu kazandı. benim anlamadığım trabzonspor'un sol bekinde oynayan mustafa eskihellaç savunması da fiziği de çok çok daha zayıf isim. neden oradan delmeyi denemedik. maçın bir bölümünde barış'ı sağ kanata çekebilirdik. barış'ın sağdan top sürüşü çok çok daha güçlü, sağdan içe kıvrılırken tren gibi gidiyor mesela ama soldan içe dönüşleri için aynı şeyi söyleyemeyeceğim.
  • 408
    hepimiz buruğuz ama idareli ve gayet iyi oynadık aslında. depodaki tüm benzini bu maça ayıramazdık maalesef. kredimiz var ve bu akşam oynanacak beşiktaş-fenerbahçe maçının sonucuna göre belki de kredimiz 1 puan daha arttı. diğer rakipler 8-9 haftalık periyotta beşiktaş, trabzonspor ve gözyepe maçlarını oynarken biz 4 haftalık periyotta bu 3 takımla oynadık. diğer oynadığımız takım da başakşehir bu arada gençlerbirliği falan değil. ligin kağıt üzerinde en zorlu etabını bitirdik ikinci yarıdaki rövanş maçlarına kadar.
  • 410
    dün, bugün, yarın hatta belki 1-2 hafta hafif can sıkacak olsa da sezonu düşününce o kadar da kötü bir sonuç almadığımız maç. ligde üç senedir şampiyon olan, dördüncü senenin üçte biri geride kalırken iki maçlık mesafeyle önde giden bir takımız. bunun rahatlığı yerine biraz da galatasaray taraftarının sürekli içten yanmalı bir motor gibi takımı da dürten doyumsuzluğunun sıkıntıları/stresi yaşanıyor gibi...

    ilkay gündoğan ve davinson sanchez gibi iki çok kritik eksiğe rağmen bu maçı bu şekilde ve pozisyonda bitirmek kabul edilebilir olmalı. puan cetvelinde bir alt sıradaki takımla yenilmeden beş puanlık farkı korumuş olduk. bu akşamki maçtaki üç ihtimalden ikisinde fark beş olarak kalacak, diğerinde de dört olacak. 5 kasım 2025 ajax galatasaray maçı öncesi kısmen ekonomik oynayarak ve mental olarak fazla yorulmadan geçmek de cabası.

    bu maçın son 15-20 dakikasında, belki 30 dakikasında çok daha atak bir oyun oynayabilirdik belki. ancak 4 ekim 2025 galatasaray beşiktaş maçının ilk yarım saatindeki gibi bir senaryoyla maçın sonuna gelseydik hem bu maçı kaybeder, hem puan farkını azaltır, hem ikili averajda geriye düşer hem de ajax maçını bile riske atacak bir çöküş yaşayabilirdik.

    şahsi fikrimce, her ne kadar inatla forma vermeye devam etseler de, elbette teknik heyet her oyuncudan o gün ne alabileceğini az çok kestiriyor. isim verip şey yapmanın alemi yok , o yüzden detaya girmeyeceğim ama dün bizim gol atamayacağımız, trabzonspor'un performansı ve hakemin de tutumuyla az çok belli olmuştu maçın bir noktasından sonra. o yüzden ileriye doğru takımı bozmadan maçı bitirmeyi yine şahsi fikrimce doğru ve yeterli bir tercihti.
  • 412
    orta sahayı rahat geçip pozisyon üretememek saçmaydı.
    biz kendi oyunumuzu oynamaya çalıştıkça galatasaraya iyi hazırlanan bir trabzonspor vardı.
    barış, yunus kötüydü. sara korner kullanılırken çıkarıldı anlamsız hareketti.
    şampiyonluk yolunda içerde derbi kazanamamak ilerde sıkıntı yaratır.
    bu maçtaki ve bjk maçındaki kayıp çıkar karşımıza.
    izahı olmayan bir konsantrasyon faciası maçtı.
  • 413
    “sahadaki çimlere düşen her ter damlası, bir hikâyenin başlangıcıdır.” diye çok sevdiğim bir söz vardır. hele ki giydiği formayı her maç ıslatırken, galibiyet ya da mağlubiyet fark etmeksizin maç sonları kulübün esas sahibi taraftarı alkışlayarak sahayı terk eden topçu da unutulmaz, yazdığı hikaye de... cumartesi gecesi galatasaray'ın iç sahada trabzonspor'u konuk edeceği maçı beklerken, dries mertens ve oğlu ciro'yu tekrar o çimlerin üzerinde görünce, son bir kaç sene gözümün önünden bir film şeridi gibi geçti. iz bırakanlar unutulmazdı, hikaye yazanlar asla unutulmayacaktı...

    sadece mertens alkışlanmadı maçın başında, babasının rahatsızlığı için ülkesine giden torreira'ya da geçmiş olsun denildi, eski takımına karşı kaleyi koruyacak uğurcan'a da maç başı üçlüsü çektirildi. doluydu tribünler, umutluydu herkes maçtan. tabii, deplasman taraftarı da son yılların en iyi trabzonspor'unun peşinden gelmiş, onlar da ahmet minguizi'yi unutmamıştı...
    ev sahibinde sanchez cezalıyken, ilkay'ın sakatlığı devam ederken, singo, kaan, jakobs ve ıcardi kenardayken, okan buruk eksiklerin yerini tamamlamak için lemina'yı stopere çekmiş, sara ile torreira'yı yan yana eşleştirmişti.

    son maçlarda takımına fena halde destek olan galatasaray taraftarı yine müthiş derece destek tezahüratı ve top rakipteyken ıslıkla başladı maça, her maç desibel seviyesi artıyor bu ıslıkların ki bakalım zirve ne olacak, merak etmiyor da değilim. taraftarının desteği ile sarı-kırmızılı topçular da rakibine şok baskı yaptılar da bordo-mavililer ayağa topu iyi yaparak baskıyı kırdılar, oulai ile de topu yarı sahadan geçirdiler. ev sahibi gibi trabzonspor da galatasaray'a ilerde çok adamla baskılı başladı, oyun kurdurmak istemedi ve rakiplerini uzun top yapmaya zorladı bir çok pozisyonda. iki takım da birbirine karşı pek de dikkatli davranırken, modern deyimle "geçiş hücumlarıyla" pozisyon buldular ilk dakikalarda. tabii, esas pozisyonlar kornerlerden geldi. önce deplasman takımı on birinci dakikada batagov ile pozisyon buldu, sonra sara'nın ortasında osimhen'in rahat kafa vuruşu direkten auta çıkıyordu. 7 dakika sonra sara yine köşe atışı kullandı, lemina'nın kafayla sektirmesine torreira golü attı da yan hakem ofsayt kaldırıyordu. tabii ondan bir kaç dakika önce abdülkerim'in uzaktan füzesi az farkla auta gidiyordu. trabzonspor ise eski sol beki eren'in hatalı geri pası ile onuachu ile az kalsın gol atayazdı da abdülkerim dikkatli ve güçlüydü, pozisyonu engelliyordu.
    savunmada sanchez'i aratmayan lemina ilk devrenin en iyi oyuncusu olarak göze çarparken, orta sahada ise partnerinin yokluğunda torreira oulai karşısında zorlanıyordu ki, trabzonlu genç oyuncu sene sonu transferde adından konuşturacak oyuncular arasında olacaktır.

    ikinci yarıya iki hoca oyuncu değiştirmeden başlarken, zubkov'un kafasında uğurcan dikkatli olmasa deplasman takımı öne geçecekti ki onların maç boyu galatasaray'ı zorladıkları tek pozisyon da zubkov'un ceza sahasından savurup direğe takılan şutuydu. galatasaray ise gol için daha fazla geldi ikinci 45 dakikada. önce osimhen'in pasında yunus harika bir çalım sonrası topu auta yolluyor, sonra sane'nin uzaktan şutunu onana kucaklıyordu. üç dakika ardından ceza sahasında harika paslar sonrası sallai'nin şutu savunmadan dönerken, okan buruk takımın gücünü arttırmak için kaan, ıcardi ve jakobs'u sahaya dahil ediyordu.

    maçta son yirmi dakikaya girilirken, torreira'nın ortasında sane onana'nın da hatasıyla kafayla fileleri havalandırıyor ama skorbordun değişmesini yardımcı hakem kaldırdığı ofsayt bayrağı ile engelliyordu. bir kaç dakika sonra osimhen'in kafasını kurtaran onana, devamında da ıcardi'ye geçit vermiyordu.
    maç bitti bitecek derken trabzonlu genç oyuncu bouchouari daha ısınmadan sallai'ye sert girince kırmızı kartla oyun dışı kalırken, hakem cihan aydın'ın 4 dakika uzatma göstermesi tepki alıyordu.

    geçen sene fenerbahçe yöneticisi acun ılıcalı tarafından galatasaraylı ilan edilen cihan aydın, sarı-kırmızılıların her maçında tarafsız olduğunu göstermek için bilerek ya da bilmeyerek galatasaray aleyhine hatalar yapmaktadır. cumartesi gecesi de özellikle galatasaraylıların topu kazandığı bir çok pozisyonda faul düdüğü çalarken, ilk devre pina'nın topun kornere çıkmasını engellemeye çalışırken elle temasına var desteği almadı ve penaltıyı kaçırırken, ikinci yarı da baniya'nın osimhen'i düşürmesine penaltı düdüğü çalamadı...

    ligin zirvesindeki iki takımın mücadelesi golsüz biterken, okan buruk ilk defa trabzonspor'u iç sahada yenemezken, deplasman takımı da dört maçlık galibiyet serisine son vermiş oldu. galatasaray adına puan kaybı kadar can sıkan bir başka olay, bir kısım taraftarın maça barış'ı ıslıklamak için geliyor oluşuydu. 67. dakikada kaan ayhan ile yer değiştiren barış sahayı terk ederken, ıslıklar yükseldi de ultraslan tribünü duruma el koyarak önce ıslıklar alkışa döndü sonrada yoğun bir şekilde barış alper yılmaz tezahüratları yükseldi.

    kaynak ve maçtan fotoğraflar: https://ultrasmovement.blogspot.com/...y0-0trabzonspor.html
  • 415
    ben bu maçı kayıp olarak görmem, evet puan kaybı ama kayıp değil. yoğun bi fikstürden geçiyoruz, doğal olarak bazı aksaklıklar olacak ki singo, davinson, ilkay olmadan çıktık ve hocanın siyah ekran ısrarı ve yunus'un berbat oyunu olmasa 10 dakikada çözeceğimiz maçtı. yine dönüyorum siyah ekran efendiye 75'te değil 60'da gelse icardi değişikliği 3-0 biterdi maç. hoca fazla seviyor, öz oğlu gibi ve kazanmak istiyor artık bişey demiyorum.

    haa bu maç nasıl kayıp olur? ajax'a gidip atıyorum 3 yersen, dönüşte de puan mı kaybettin haa o zaman kayıp olur. yoksa sıkıntı yok. çünkü normal bi gaassaray trabzonu dışarıda rahat 4ler. sadece bu derbi, bu maç özelinde kaybımız yok yani demek istediğim bu.
  • 417
    sağlam kafayla baktığımızda bunlar olacak şeyler diye yorumladım. maçın sonunda da aynı tepkiyi verdim. her maç tulum çıkaramayacağız sonuçta.
    ara ara düşüşler iyidir. takımı canlı tutmaya yarayacak olan baskıyı arttırır.
    maç içinde de maç önü anlatmak istediğim çizgiye inip isabetli pas ile gol bulma olayını beceremedik. aslında çizilmiş setimiz buna göre planlanmış. barış sürekli sağ beki ekarte edip çizgiye indi ama son paslarda muvaffak olamadı. sane gelmesin diye fatih tekke mustafa ve en büllük beşiktaş'lı muçi ile solu sıkıştırdı. sallai de doğru koşular atamayınca maç kırılmaz bir oyuna döndü. tabi burada yunus ve sara'nın göbekten delici özelliklerini kullanamamak ve özellikle yunus'un top alıp dönememesi neticesinde geriye gitti oyunumuz.
    ahım şahım pozisyon vermedik ama bir kafa topu var uğurcan'ın çıkardığı o gol olsa işler karışırdı.
    bir de eleştirim okan hocama olacak.
    trabzon özellikle 60 ve sonrası çok yoruldu. onacu sürekli dizlerine kapandı. gidecek takati kalmadı. bunu görüp yunus-icardi değişikliğini daha erken yapsa çok risk de almadan pozisyon çeşitliliği artardı diye düşünmekteyim. nitekim girer girmez pozisyon da buldu icardi.
    evdeki maçlarda puan bırakmamak gerekli ancak olmadı mı olmuyor. lemina da ne kadar akıllı bir futbolcu olduğunu bu maç kanıtladı.
  • 418
    maç sonu çok üzmedi. yine de barış-icardi değişikliği 10-15 dakika önce olsaydı bir gol atardık. belki bir tane de yerdik. hatta o değişiklik sonrası maçı da kaybedebilirdik. ancak icardi girdikten sonra maçtan ilk defa gol kokusu geldi.

    bu maçtan alınacak bir ders varsa o da icardi'nin ligde daha çok süre almasının bir zararı yok. ikinci bir ders varsa 53 numaralı futbolcunun aldığı parayı harcayabilmesi için maç saatlerinde izinli olmasının takıma bir zararı olmaz.
  • 419
    moralleri çok bozmadan, takımın havasını bozmadan motivasyon sağlayacak ve rehavetten kurtaracak bir sonuçla bitmiş olan maçtır. bu bir teselli gibi görünebilir, bazen kendimizi teselli edip önümüze bakmayı da bilmeliyiz. her puan kaybı elbette can sıkar, keşke olmasaydı diye içimiz içimizi yer ve kabullenmekte zorlanırız. ancak uzun bir sezon içinde böyle maçlar ve puan kayıpları olacaktır. bu sezon bunları oldukça az yaşadık ve iyi gidiyoruz. fener de, trabzon da arkamızda, çok da stres yapmadan kendimizi diri tutmalıyız. oyuncuların da, teknik heyetin de bunu böyle hissedeceğine ve maçlara ciddiyetle yaklaşacaklarına inanıyorum. bu şekilde olumlu tarafından bakmamız gerekiyor şu anda. yapacak bir şey yok.
  • 420
    paul onuachu’yu pasifize edelim derken bizim presimiz pasifize oldu.
    lemina’yı stopere çekmek defansta çare olsa da, ofansta elimizi zayıflattı.
    üstüne yunus ve barış da kötü olunca hücumda üretemedik.
    buna rağmen rakip ceza sahasında 40 kere topla buluşma ve 1.50 xg yakalamışız.
    maçın bir yerinden sonra kaan veya arda’yı stopere atıp lemina’yı öne sürmeliydik.
    sara asla çıkmamalı, sağ veya sol ön olarak sahada kalmalıydı.
    5 kasım 2025 ajax galatasaray maçı öncesinde anlaşılabilir bir kayıp.
    belli ki herkesin odağı ajax maçına kaymış.
    ayrıca trabzonspor’un fazlaca abartıldığını düşünüyorum, doğru işler yaptıklarını düşünen biri olarak.
    tabii aslında iş dönüp dolaşıp kadronun eksik kalmasına bağlanıyor.
    takımın 3 yabancı hakkı boşken sol stoper, orta saha ve kanat almamak büyük eksiklik.
    bir orta sahamız daha olsaydı, lemina stoperde devam etse dahi etkilenmezdik.
    kanat işi bambaşka bir olay, hep beraber oturduk barış denen arkadaşın ayağa kalkmasını bekliyoruz.
    pek kalkmaya niyeti yok ya, neyse!!!
    herkes olumsuz tarafından bakmış ama ben olumlu tarafından bakayım.
    kötü oynadığımız denilen maçta bile lig ikincisi doğru dürüst kalemize bile gelemedi.
    üstelik 3 önemli oyuncumuzun olmadığı günde…
  • 421
    okay ve folcarelli’den topu kapıp bir golümüz var dedim ama torreira’yı öne yollamadık. zira uruguay’dan gelmişti , bir kaç idman kaçırdı, yolculuk derken biraz idareli kullanıldığına inanmak istiyorum. sara ön prese çıktı ve pres yoğunluğu maalesef yeterli değil. diğer futbolcular da 3.vitese geç atınca maalesef golü bulamadık.

    bununla beraber okay yerine oynayan oulai muazzam bir futbolcu. yani bizim takımda ne kadar kendini var edebilir bilmiyorum ama trabzonspor daha doğrusu fatih tekke için biçilmiş kaftan. baskıdan çıkabilmelerini sağlayan diğer faktör de net bir şekilde oulai’ydi. hakkını teslim edelim.

    sara’nın, bizim oyun sistemimiz için söylüyorum, 10 numarada hantal, 8 numaranın baskısında yetersiz, 6 numarada ise defansif meziyetlerinin sınırlı olduğunu farkettim. son tahlilde benfica’da ya da ne bilim daha düzenli pas yapan bir 4-3-3 takımında harika bir 8.5 olabilir. duran toplarının etkisi, pozitifliği, tarzı, yaşantısıyla çok beğendiğim bir futbolcu fakat bizim takımda kalmak istiyorsa pres konusunda daha iştahlı olmak zorunda. o sayede 8 numarada kendini var edebilir. bu konuya hala ikna olamadığını hissettiriyor. ikna da olamayacak gibi, 30 m€’ya falan gönderilecek gibi geliyor. son günlerde adı bizimle anılan rusya görmüş gedson fernandes bile bizim orta sahamızda çok daha faydalı olacaktır maalesef. tamamen oyun biçimiyle alakalı söylüyorum. bu konuda üzgünüm açıkçası.

    maç sonunda 1 puana neden yaygara koptu çok anlamadım. lig 2.si, ertesi maçta nispeten formsuz bir takıma karşı cl maçına yorulmadan 1 puanla ayrılma fikri akıllıca olabilir. herkes biliyor ki cl olmasaydı trabzonspor’u yerden yere vuracaktık. hatta singo, davinson ya da jakobs’dan biri ilk 11’de olsaydı, onu geçtim osimhen ayık olup penaltılardan birini alsaydı maçı 2.viteste alacaktık.

    barış’ın ıslıklanmasına sevindim. ulan ben sara gibi bir adamı eleştiriyorum, sen kimsin, küstah herif. bu adamın nazarında öğrendiğim çok şey oldu futbola dair. çok acayip. 100 birim sevilirken sıfıra düşersin ancak eksiye de düşmezsin…

    önemli olan ajax maçı, sakatlık vermeden, yorulmadan, ekstra bir sorun yaşamadan 0-0 bitmesine çok üzülemedim açıkçası, trabzonspor iyi takım, fatih tekke iyi hoca.

    hedef ajax. bu maçtan 10 misli falan daha telafisiz maç. o maçta da böyle oynarsak başka şeyler konuşuruz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın